Son yıllarda özellikle şehir hayatının gittikçe artan temposu, bitmeyen koşuşturma, zaman darlığı, ev ve iş yerindeki aşırı stres, sadece psikolojimizi ve ruhumuzu değil; vücudumuzu da derinden etkiliyor. Dinmeyen ense, omuz, sırt ve bel ağrıları neredeyse yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelirken spor salonları ve masaj terapileri, gevşememiz ve postürümüzü yeniden forma sokmamız için gerekli hale geldi.
Çince kelime anlamı “mükemmel yüce güç” olan sükuneti ve dinginliği; ruh, zihin ve beden bütünlüğünü sağlamak amacıyla müzik eşliğinde yapılan Tai Chi Chuan gibi, yumuşak ve zarif jimnastik hareketlerinden oluşan meditasyonların yanısıra bilimsel olarak faydaları kanıtlanmış “alternatif bir tedavi yöntemi” olarak uygulanan bir masaj yöntemi olan refleksoloji de ayakları rastgele ovmaktan farklı bir niteliğe sahip.
Düzenli yapıldığında refleksolojinin mucizevi bir biçimde insanı iyileştirdiği hususunda artık hiçbir kuşku yoktur. Bu yazımızı, Fransa ve ABD’de psikoloji eğitimi aldıktan sonra 1996’da refleksolojiye gönül veren ve uzmanlaşmış olduğu refleksoloji tedavisini Londra’da uygulamaya devam eden Zeynep Aksel Wilhelm’in verdiği bilgilerden derledik.
1. Öncelikle alternatif terapi nedir?
Özellikle 20. yüzyılın sonlarına doğru Batı’da ağırlık kazanan alternatif terapi yaklaşımında, geleneksel tıbbın sunduğu olanakların yanısıra insanları sağlıklarına kavuşturmak için farklı yöntemlere başvurulur. Alternatif terapiler, zihin, ruh ve beden beraberliğini dikkate alan bütüncül yaklaşımı kullanarak kişiye yardımcı olurlar. Maksat semptomları ortadan kaldırmak değil, sorunların köküne inip nedenini anlamaya çalışmaktır. Terapilerde kişinin sorunları her yönüyle ele alınır; zihin, ruh ve beden bütünlüğü göz önünde bulundurulur ve kişiye genel bir denge ve uyum getirilerek rahatsızlığından arındırılmaya çalışılır.
Klasik tıpta hastanın iyileşmesinden doktor sorumlu tutulurken, bütüncül yaklaşımda bu sorumluluk bizzat hastaya verilir. Çünkü hastalık kişinin kendi düşüncelerinin, eylemlerinin sonucudur ve iyileşebilmek için kişi iyileşmeyi gerçekten arzulamalıdır. Bu nedenle kişinin kendisini hasta eden yaşam biçimini değiştirmesi, mazeretsiz, bahanesiz ve kaçınılmaz olarak gereklidir. Bizi taşımaktan hiç gocunmayan vefakar ayaklarımızın sağlığımızın korunması ve iyileştirilmesinde ne derece önemli olduklarını göz önüne seren refleksolojiyi kolayca öğrenip, siz de sağlığınıza katkıda bulunabilirsiniz.
2. Peki, Refleksoloji nedir?
Halk dilinde “ayak masajı” olarak bilinen refleksolojinin, yaklaşık 5000 yıl önce Çin’de akupunkturla aynı dönemlerde doğduğu sanılıyor ve bu yöntemin çeşitli kültürlerde kadim zamanlardan beri uygulandığı biliniyor. Refleksolojiye ait en eski belgeler Mısır’da bulundu ve MÖ. 2500-2300 yıllarına aitti. Bir Mısırlı hekimin mezarından çıkarılan piktograf, el ve ayak masajının tedavi olarak o dönemlerde uygulandığını gösteriyor.
Refleksoloji bugün alternatif tedavi adı verilen terapilerin arasında yer alıyor. Refleks sözcüğünün sözlük anlamı “dış etkilere bağlı olarak istemsiz kas kasılması”dır. Ancak refleksolojideki refleks terimi, yansıma, aksetme anlamına geliyor. Ellerimiz, ayaklarımız, gözbebeklerimiz ve kulaklarımız vücudumuzun bir çeşit haritasını taşıyor. Başka bir deyişle, her organın el, ayak, gözbebeği ve kulaklarda yansıdığı bir yer bulunuyor. Her organ bu yansıma alanları ile aynı zamanda bir ilişki içinde. Ayaklarda, organların yansıdığı noktalar diğerlerine göre daha geniş bir alana yayıldıkları için üzerlerinde çalışmak daha kolay oluyor.
Refleksoloji, vücut enerjisinin dengeli bir biçimde organlara yayılmasını yardımcı olarak, vücuda denge getirmeyi sağlıyor. Vücuttaki enerji; üzüntüler, stres, hastalıklar ve travmalar sonucu tıkanabilir. Bu tıkanıklıklar sonucu, kimi organ gerektiğinden fazla, kimisi ise az enerji alır. Bu dengesizlik ise yavaş yavaş organların görevlerini iyi bir biçimde yerine getirememesine yol açar. Refleksoloji sayesinde ayakta gerekli yerlere uygulanan basınç ve masajla bu tıkanıklıklar açılır ve enerjinin akışı sağlanır. Organlara uyum içinde dağılan enerji, vücudu canlandırır. Enerjinin dengeli yayıldığı vücut sağlıklıdır ve kuvvetli bir bağışıklık sistemine sahiptir.
3. Organlar ve yansıma noktaları arasındaki ilişki nasıl kuruluyor?
Bu konu hakkında birbirinden farklı görüşler mevcut. Bazıları bu ilişkinin sinir uçları ile kurulduğunu ve ovma eyleminin ayaktaki sinir uçlarını uyardığını, bunun ortaya çıkardığı elektro-kimyasal mesajın nöronlar yardımıyla hareketlendirilen noktalara denk gelen organlara taşındığını ve böylelikle organların da uyarıldığını savunurken; Uzakdoğu düşüncesine göre organlar ile yansıma noktaları arasındaki ilişki, vücuttan geçen enerji kanalları (meridyenler) yardımıyla gerçekleşiyor. Bugünkü refleksoloji eğitiminin temel aldığı en yaygın inanç ise “Bölge Terapisi-Zone Therapy”.
4. Bölge Terapisi-Zone Therapy nedir?
Refleksoloji, 1913’de Amerikan KBB uzmanı olan Dr. William Fitzgerald tarafından Batı kültürüne tanıtıldı. Fitzgerald, eski akupunktur tekniklerini temel alan ve meridyenler kuramına benzeyen bu uygulamada bedeni baştan ayağa 10 dikey bölgeye ayırmıştı. Bu kurama göre aynı dilimde kalan organlar, bu dilimden geçen enerji akımını paylaştıkları için birbirini etkilerler. Batı dünyasında Bölge Terapisi’nin Dr. Fitzgerald, Dr. Bowers ve Dr. Riley’in çalışmalarıyla geliştirildiği kabul edilmiştir. Ancak organların ayaklara yansıdığı noktalarda çalışan esas kişi Amerikalı masöz Eunice Ingham’dır. Dr. Riley’in asistanı olan Ingham, kendi masaj deneymleri ve daha önceki araştırmların yardımıyla her organın ayakta karşılık geldiği noktayı bulur. İki ayak yanyana geldiği zaman adeta bir insan vücudunun görüntüsünü meydana getirir. Organların ayaktaki yeri ise aynen vücudumuzdaki dağılımı gibidir. Vücudun sağ tarafındaki organlar sağ ayakta, sol tarafındaki organlar ise sol ayakta yer alır. Böbrekler, akciğerler gibi çift olan organlar ise her iki ayağa da yansır. Ayaktaki bu özel noktalara uygulanan ovma ve basınç, dolaylı olarak sinir sistemi, kan dolaşımı, sindirim, solunum yolları, lenf sistemi, hormonlar ve kemikler üzerinde etkisini gösterir.
5. Refleksolojinin yararları nelerdir?
Refleksolojinin en büyük yararlarından biri, kişiye olağanüstü bir rahatlama ve gevşeme getirmesidir. 21. yy’da stres, günlük hayatımızın önlenemez bir parçası haline geldi. Stres bir dereceye kadar yaşam için gereklidir fakat trafik, televizyon, internet, iş stresi, aile içi sorunlar, savaşlar, hastalıklar, çevre kirliliği, elektronik kirlilik, ışık ve ses kirliliği ve maddi sıkıntıların yaratmış olduğu fiziksel ve psikolojik yüklerin ne derece ağır olduğunu göz ardı edemeyiz. Uzun süre stresle yaşayan her bünyenin sinir sistemi yorulur, direnci azalır ve en sonunda bozulur.
Düzenli yapılan refleksoloji seanslarıyla vücut enerjisindeki tıkanıklıklar giderilir, enerji vücuda dengeli bir biçimde yayılmaya başlar dolayısıyla kan dolaşımı sorunları ortadan kalkar ve oksijen hücrelere daha kolay dağılır. Lenf sistemi görevini daha iyi yapar ve vücuttaki toksinler hücrelerden daha kolay atılır.
Refleksoloji hormon sorunlarına da iyi gelebilir. Hormon dengesizlikleri kişinin cinsel yaşamını olumsuz etkiler. Hormon salgılayan organlar dengeli çalıştığı zaman kişinin hayata bakışı da daha olumlu olacaktır. Refleksoloji kimyasal dengesizliklere yardımcı olabildiği astım, baş ağrısı, sindirim, yüksek tansiyon, idrar torbası ve böbrek sorunlarını da sağaltabilir.
6. Refleksoloji hangi durumlarda uygulanmaz ve uygulama sırasında özen isteyen durumlar nelerdir?
Tromboz adı verilen damarlarda pıhtı varsa masaj, bu pıhtının vücutta ilerlemesine kalbe veya beyine gitmesine yol açabileceği için uygulanmaz. Refleksoloji, pankreası uyardığı için insülin seviyesini değiştirebilir. Bu durumda diyabet hastalarının masajdan kaçınması gerekir. Hamileliğin özellikle ilk üç ayında fetüsün gelişimini emniyete almak için ayak masajı, rahim ve yumurtalıklar bölgesine yavaşça uygulanır. Ayaklarda varis varsa, damarların üzerine uygulanmaz. Yaralı ayaklara, çürük alanlara uygulanmaz.
Unutulmamalıdır ki, refleksologlar tıp eğitimi görmedikleri için hekim değildirler. Refleksoloji tıbbi tedavinin tamamlayıcısı olabilir ancak onun yerine kullanılmaz. Refleksologlar hekim olmamalarına karşın, bazı organların diğerlerine göre daha hassas olduklarını anlayabilir ve bazı sağlık sorunlarının çözümünde yardımcı olabilir ya da sorunların ortaya çıkmasını önleyebilirler.
7. Bir refleksoloji seansı nasıl olmalıdır?
Enerji tıkanıklıklarının yoğun olduğu bölgelerde kimi zaman biraz acı verici olsa da genel anlamda zevkli ve rahatlatıcı bir deneyim olmalıdır. Genelde tedavi ilerledikçe başlangıçta acıyan yerler artık acımaz olur bu da enerjinin bu noktalarda artık serbestçe aktığının bir kanıtıdır. Masaja gelen kişi kendini huzur ve güven içinde hissetmelidir. Bu seanslara dinlendirici, gevşetici ve rahatlatıcı bir müzik de eşlik edebilir.
Refleksoloji odasının düzenli ve huzur verici olmasına, dekorasyonda pastel renkler kullanılmasına dikkat edilmelidir. Refleksolog masaja başlamadan önce kişinin sağlığı hakkında geçmişteki ve şimdiki şikayetlerini dinleyecek, alışkanlıkları hakkında sorular soracak, böylece kişinin nasıl bir yapıya sahip olduğu hakkında fikir edinecektir. Masaja gelen kişi, ayakları çıplak ve uzatılmış olarak, başı ve vücudunun üst bölümü daha dik bir pozisyonda, uzun bir koltuğa ya da arkasını yaslayacağı bir masaj masasına yerleşir. Refleksolog ilk olarak ayakları bütünüyle ovarak ısıtır. Bu ilk dokunma, terapiste kişinin ayaklarını daha yakından görüp inceleme olanağı verir. Eğer varsa nasırların yeri, ayakların yumuşaklığı ya da sertliği, bazı bölgelerin rengi ve şişlikler kişinin sorunları hakkında ipucu verir. Refleksologlar ayakları sıkıca kavradıklarından ötürü gıdıklanmak söz konusu değildir. Refleksoloji kişinin ihtiyaçlarına göre uygulanır ve her seans yaklaşık 45-60 dakika sürer.
8. Belli başlı masaj yöntemleri nelerdir?
Genellikle refleksologlar bir ayağı, ayak parmağından başlayıp topuğa kadar çalıştıktan sonra diğer ayağa geçerler. Bir diğer yöntem ise aynı noktaları her iki ayakta birbiri ardına ovmaktır. Amaç ayaklardaki tüm yansıma noktalarını uyarmak olduğu için her iki yöntem de geçerlidir. Masaj sırasında iki el birbirini tamamlayıcı şekilde çalışır. Genelde bir el, basıncı ayağa uygulayan yani çalışan; diğer el ise ayağı tutarak destek olandır. Başparmağın bir solucan gibi yürütülmesi en çok kullanılan tekniklerden biridir. Başparmağın refleks noktasına bastırılıp döndürülerek ayağın ovulması refleksolojide yine en çok kullanılan tekniklerden… Özellikle topuklara uygulanan yumruk basıncı uygulamasında bir elle ayak kavranırken, diğer el yumruk yapılıp el parmaklarının ikinci eklemleri ayağa bastırılarak ovulur. Rotasyon tekniğinde ise ayak bir elle topuktan tutulur diğer el ise ayağı adeta daire çizer gibi 4-5 kez döndürür. Bu yöntem parmaklara da uygulanabiliyor.
9. Meridyenler ve Refleksoloji arasındaki ilişki nedir?
Uzakdoğu düşüncesine göre dengesizlik, kişinin evrensel yaşam enerjisinin meridyenlerde tıkanması ile olur. Bu da bazı semptomların ortaya çıkmasına yol açar. Çinlilerin “chi”, Hintlilerin “prana”, Tibetlilerin “lung gom”, Japonların “sakia-tundra” olarak adlandırdıkları bu enerji Türkçeye “yaşam enerjisi” olarak çevrilebilir ve doğu geleneklerine göre, herşeyi yaratan gücün bir parçasıdır. Hayat enerjisinin tıpkı solunum yolları gibi diğer dolaşım yollarına benzer bir biçimde kendine özgü yolları ve kanalları vardır ve bu sayede vücutta yaşayan her hücreye ulaşır. Bu kanallara “meridyen” adı veriliyor. Akupunktur noktaları da bu meridyenler üzerinde yer alıyor. Meridyenlerin izini, elektronik, termik ve radyoaktif sistemlerle çalışan teknolojik aletler sayesinde görmek mümkün. Meridyenin başlangıç noktasına iğne ile radyoaktif izotop verildiği zaman izotopun, Çinlilerin binlerce yıl önce bulmuş oldukları meridyen kanallarını izledikleri görülebiliyor. Organların görevlerini yerine getirebilmeleri için “chi” denilen bu enerjinin vücutta düzgün bir biçimde akması gerekiyor. Örneğin mide meridyenindeki bir tıkanıklık aynı anda larenjit, tiroid bezi dengesizliği, kabızlık ve diz ağrıları gibi görünürde birbiryle alakası olmayan sorunlar getirebiliyor. “Geleneksel tıpta bu ilişki görülmeyebilir fakat meridyen terapisinde bu gayet açıktır. Zira mide meridyeni bütün bu bölgelerden geçiyor ve bu meridyendeki tıkanıklık, enerjinin bu meridyen üzerinde yer alan organlara dengesiz dağılmasına neden olur ” diyor Zeynep Aksel Wilhelm. Meridyen bilgisine sahip refleksologların uyguladığı düzenli refleksoloji tedavisi, tıkanmış enerjinin meridyenlerde dengeli bir şekilde akıp, organlara da dengeli dağılmasına yardımcı oluyor.
BONUS: “This is reflexology baby”-Shameless (Sezon 6-Bölüm 8)
Kısaca refleksolojinin anlatıldığı bu bölümde, dizinin en ilgi çekici karakterlerinden olan Lip ve büyükannesi arasında geçen refleksoloji konulu konuşmada bilimselliğe inanan Lip, büyükannesi tarafından son derece ikna edici bir biçimde tedavi ediliyor.
Kaynaklar: 1- Wilhelm, Zeynep Aksel, Adım Adım Sağlık: Refleksoloji, Dharma Yayınları, Mart 2004, 2, 3