İnsanlar olarak pek çok farklı his besleyebiliyoruz. Bu hisler ise bazen fiziksel olarak yaşanabiliyor. Sevindiğimizde gülmemiz, üzüldüğümüzde ağlamamız gibi… Ancak yalnızca üzgün hissettiğimizde ağlamıyoruz, bazı durumlarda sevinçten ya da korkudan da ağlayabiliyoruz. Ağlamaya negatif ya da pozitif hisler sebep olabiliyor. Bunun yanı sıra ağladıktan sonra kendimizi bir şekilde rahatlamış hatta ferahlamış hissedebiliyoruz. Duygularını daha kolay dışavurabilen kişiler ağlama konusunda sıkıntı yaşamasa da, dünya üzerinde birçok kişi ağlamanın zayıflık belirtisi olduğu kanısında. ABD’de yapılan bir araştırmada kadınların ayda yaklaşık 3.5 kez ağlarken, erkeklerin verilere göre ayda yaklaşık 1.9 kez gözyaşı döktüğü görülmüş. Ayrıca ağlamanın bazı sağlık sorunları için yararlı olduğu saptanmış. Varsın size; “mız mız, güçsüz, sulu göz” desinler. Ağlamaya ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız, gözyaşlarınızı geri çekmeyin. Çünkü bu sağlığınız için de faydalı. İşte ağlamanın çözmenize yardımcı olabileceği 5 sağlık sorunu..
1. Stres
Günümüz kapitalist toplumunun en büyük problemlerinden biri stres. Özellikle büyük şehirlerde; ulaşımdan, ev hayatına, çalışma hayatından ikili ilişkilere kadar her şey bizi strese sokabiliyor. Stresle başa çıkmak için pek çok farklı yöntem var, bunlardan biri ise ağlamak. 2014 yılında yapılan bir araştırmada ağlamanın stresli zamanlarda rahatlatıcı olabileceği saptandı. Ancak ağlamak strese hemen etki etmiyor, vücudun gevşemesi için birkaç dakika gerekiyor.
Araştırmacılara göre ağlamak, parasempatik sinir sistemini (PNS) aktive ediyor. Bu sistemin aktive edilmesi ise beyin üzerinde sakinleştirici bir etkiye sahip.
2. Kan basıncı
Kan basıncının artması, yüksek tansiyon, felç, kalp krizi, kalp yetmezliği, demans ve hatta böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Ancak yapılan birkaç araştırmadan edinilen bilgilere göre; ağlamak sadece kan basıncını düşürmekle kalmıyor, kontrol altında tutuyor. Ancak yoğun bir ağlama seansı nabzı kötü etkiliyor.
3. Biriken toksinler
stres, kötü beslenme ve birçok faktöre bağlı olarak vücudumuzda toksinler tutuluyor. Ancak ağlarken bu toksinler vücuttan atılıyor. Ağlarken gözlerinizden akan gözyaşları, duman ve toz gibi şeyleri gözlerden temizleyebilir.Öte yandan, ağladığımız zaman gözyaşlarımız vücutta stres nedeniyle biriken toksinleri atıyor. Toksinlerin bu şekilde uzaklaştırılması, vücuttaki kortizol seviyelerinin düşürülmesine yardımcı oluyor ve bu da ruh halimizin daha sakin olmasını sağlıyor. Bu nedenle, çok fazla ağladıktan sonra hafiflemiş hissetmeniz aslında şaşırtıcı değil.
4. Ruh hali
Ağlamanın ruh hali üzerindeki etkisinden bir önceki paragrafta biraz söz ettik. Dönem dönem farklı ruh halleri içine girebiliriz. Hatta bazen her şeye karşı o kadar agresif oluruz ki, kendimizi tanıyamayız. Ruh halinde zaman zaman iniş ve çıkışlar olması normaldir. Bunun bazen belirli bir nedeni olabilir, bazense olmaz. Çeşitli nedenlerden dolayı ruh hali değişebilir. Bu nedenlerden biri ise vücutta manganez birikimidir. Ağladığımızda, bu fazla manganez gözyaşlarımızla birlikte vücuttan atılır ve sonuç olarak daha sakin hissetmenizi sağlar.
5. Ağrı
Fiziksel acı çekerken birkaç gözyaşı genellikle istemsiz bir şekilde akar. Bu, vücudun ağrı hissini azaltma yöntemidir. Araştırmalar, kendi kendine gözyaşı dökmenin yatıştırıcı olmasının yanı sıra oksitosin ve endorfin salgıladığını da buldu. Bu kimyasallar insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlar. Ayrıca hem fiziksel hem de duygusal acıyı hafifletebilir.
Kaynak: 1