İnsanlar vücut şekillerini tanımlamak için uzun süredir meyve terimlerini kullanıyorlar. Zira bu durum, hatırlaması çok da kolay olmayan bilimsel terimleri kullanmadan vücut tiplerini tanımlamanın en kolay yolu. Siz de armut tipi vücut veya elma tipi vücut terimlerini sık sık duymuşsunuzdur. Peki, bunlar ne anlama geliyor? Önce buna bir bakalım, daha sonra vücut tiplerinin sağlığa etkileri ile ilgili yapılan araştırmaları inceleyelim.
Elma veya armut vücut tipi ne anlama geliyor?
Elma vücut tipi, bilimsel toplulukta android vücut olarak bilinir ve yağın daha çok orta bölümde depolandığını, kalça ve uyluklarda ise daha az yağlanma olduğunu ifade eder. Android vücut tipine sahip olan insanlarda bel ve kalça oranı hemen hemen aynıdır.
Buna karşılık armut vücut tipi ise jinoid olarak bilinir ve yağlanmanın kalça kısmında daha fazla olduğunu ifade eder. Jinoid vücut tipine sahip olan kişilerde kalçalar, bele kıyasla daha geniştir.
Kum saati vücut tipi ise ideal kabul edilir. Bu vücut tipinde omuzlar ve kalçalar simetriktir. Aynı zamanda ince bir bel de kum saati vücut tipinin özellikleri arasındadır. İsminden de anlaşıldığı gibi vücut, kum saati şekline benzer.
Vücut tiplerinin sağlığa etkileri neler?
Her şeyden önce, nasıl bir vücut tipine sahip olduğunuz sağlığınız hakkında size net bir veri sunamaz. Yani elma vücut tipine sahip olanlar sağlıklı, armut vücut tipine sahip olanlar sağlıksız şeklinde kesin yargılarla konuşamayız. Ancak konuyla ilgili yapılan çeşitli araştırmalar, belli vücut tiplerinin bazı olumsuz sağlık sonuçları ile ilişkilendirilebileceğini gösteriyor.
Örneğin 2020 yılında 72 araştırma sonucunun incelendiği şu raporda, mide bölgesinde (elma vücut tipi) daha fazla yağlanma olan kişilerin, armut biçimli vücudu olan insanlara göre daha fazla ölüm riskine sahip olduğu sonucuna varıldı.
2019 yılında postmenopozal dönemdeki 2.683 kadının katıldığı araştırmada, elma vücut tipine sahip olan kadınların armut vücut tipine sahip olan kadınlardan 3 kat daha fazla kalp hastalığına yakalanma riski bulundu. Yani ilginç bir şekilde, armut tipi vücuda sahip olmanın kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi olduğu görülüyordu.
Buradaki araştırmada, elma vücut tipine sahip olanların vücut kitle indeksinden bağımsız olarak kalp hastalıkları ve tip 2 diyabet eğilimlerinin daha fazla olduğu saptandı.
Buradaki aynı vücut kitle indeksi, vücut ağırlığı ve yağ oranına sahip 49 erkeğin incelendiği küçük çaplı araştırmada ise yağın orta hatta daha fazla depolandığı elma tipi vücuda sahip erkeklerin düşük endotel fonksiyona sahip olduğu ve bunun vücutta zayıf kan akışına yol açtığı görüldü. Ayrıca bu erkekler daha yüksek insülin direncine, kan lipid seviyelerine ve kalp hızına sahiptiler. Bu da aslında kan ve metabolik sağlığın kötüleştiğinin bir işareti.
Meyve metaforlarını kullanmak güvenli değil
Vücut tiplerini tanımlamak için meyve metaforlarını kullanmak kolay olsa da ideal değildir. Zira yukarıdaki araştırmalar, elma vücut tipini kronik hastalıklarla ilişkilendirse de durum her zaman öyle değildir. Mide bölgesinde daha fazla yağlanma olan biri gayet sağlıklı olabilirken, farklı vücut tipine sahip olan kişiler sağlıklı olmayabilirler. Dahası, yukarıdaki araştırmalara göre armut tipi vücuda sahip olanlar sağlıklı olduğunu düşünüp birçok semptomu görmezden gelebilir ve alması gereken tıbbi desteği almayı ihmâl edebilir. Bununla birlikte bir vücut tipini diğerinden üstün konumlandırmak, diğer vücut tiplerine sahip insanları yargılanmaya ve damgalanmaya açık hale getirebilir. Dolayısıyla meyve şekilleri üzerinden vücudun sağlıklı veya sağlıksız olduğunu değerlendirmek pek de anlamlı değildir.
Vücut şekliniz üzerinde birçok faktör etkilidir
Bir kişinin vücut şeklinde spor ve beslenme gibi birçok faktör etkilidir. Özellikle genetik faktörler en belirleyici etkendir diyebiliriz. Genetik olarak bazı insanların gövdeleri uzun ancak bacakları daha kısayken, bazılarının uzun bacakları ve nispeten daha kısa gövdeleri olabilir. Bu da vücutlarının görünümünü fazlasıyla etkilemektedir.
Öte yandan hormonlar da vücut şekli üzerinde önemli bir rol oynar. En basit örneğiyle hormonal farklılıklar, erkekler ve kadınlarda yağın depolanacağı alanı dahi etkiler. Mesela erkekler daha çok karın bölgesinde yağı depolama eğilimindeyken, kadınlar genellikle kalça ve bacaklardan kilo alma eğilimindedir. Bununla birlikte kadınların yaşla beraber östrojen seviyesi azaldığı için ilerleyen yıllarda karın bölgesinde daha fazla yağ depolamaya eğilimli oldukları unutulmamalıdır.
Kaynak: 1