Selektif mutizm, kişinin konuşma becerisi bulunduğu halde konuşmaması durumu olarak açıklanabilir. Bu hastalığın seyrinde çocuk konuşacağı kişileri seçer ve sadece onların yanında konuşmayı tercih eder. Mutizm aslında nadir görülen bir problemdir ve sıklıkla çocuk yaşlarda ortaya çıkar. Seçici konuşmazlık özellikle 4-8 yaşları arasında gözlemlenir. Bu rahatsızlık çoğunlukla okul öncesi çağlarda ortaya çıkarken, okul döneminde kaygı uyandıran alanlar sayıca arttığı için özellikle bu dönemde fark edilmesi olasıdır. Peki selektif mutizm tam olarak ne anlama geliyor? Seçici mutizm ne demek? Selektif mutizm nedir? Selektif mutizm fark edildiğinde ailenin rolü ne olmalı? Tedavi yöntemleri nasıl ilerliyor? Detaylar aşağıda!
Selektif mutizm nedir?
“Selektif Mutizm” çocuğun sadece ev, aile veya akrabalarının yanında yani kendini rahat ve güvende hissettiği ortamlarda konuşmayı tercih etmesidir. Bu hastalığın seyrinde çocuk okul ,arkadaş çevresi, oyun ortamı gibi konuşmasının beklendiği sosyal ortamlarda ise konuşmamayı tercih eder. Bu rahatsızlıktan muzdarip çocuklar “konuşmamayı seçtikleri” sosyal ortamlarda genellikle göz kontağı kurmaz, kendisiyle iletişim kurulmak istendiğinde ise hiç duymamış gibi davranıp tamamen hareketsiz kalabilirler. Seçici konuşmama %1 den az, oldukça ender rastlanan bir durum olarak açıklanabilir. Öte yandan ebeveynlerin çocuklarında karşılaştıkları bu problem birkaç ay sürebilecekken birkaç yıl da sürebilir.
Bu rahatsızlığı yaşayan çocuklarda sözel olarak konuşma yerine, mimik kullanımı, kafa sallama, çekme, itme ve tek heceli kelimeleri söyleme ya da fısıltılı konuşmalar gözlenmektedir. Öte yandan aşırı derecede utangaçlık, sosyal ortamlarda kendini yanlış ifade etmekten korkma, sosyal izolasyon, geri çekilme, anneden ayrılmama, kompulsive özellikler, negatif duygular, keyifsizlik, öfke nöbetleri görülür. Bunun yanında özellikle evdeki bireyleri kontrol altında tutma ve karşı gelme davranışları bu bozukluğun en temel özellikleri arasında listelenebilir.
Nasıl ortaya çıkar?
Selektif mutizm nedir? Bunu yukarıda açıkladık. Peki nasıl ortaya çıkar? Seçici mutizm tanısında erken dönemde yapılan araştırmalarda düşük öz saygı, güvensiz ev ortamı, duygusal sorunlar ve geçmişte yaşanan travmatik deneyimler tespit edilmiştir. Psikanalitik eğilimli uzmanlar selektif mutizmi daha çok fiziksel ve duygusal bir travmanın ürünü olarak açıklarlar. Bu tanımlamaya göre; mutizm, psişik çatışmalar ve çözümlenmemiş gelişimsel çatışmalar sonucu ortaya çıkmaktadır. Örneğin geçmişte gerçekleşmiş travmalara maruz kalan çocuk, anne ve babasını cezalandırmak amacıyla konuşmayabilir. Aile içi sırları saklayan çocuklar, bir önceki gelişimsel döneme doğru gerilerler. Bunun yanında konuşmayarak kızgınlık ve öfkelerini ebeveynlere yansıtmayı seçerler.
Davranışçı teoriler ise mutizm rahatsızlığını uzun süren olumsuz pekiştireçlerle oluşan bir öğrenme kalıbı olarak isimlendiriler. Bu anlayışa göre mutizm çocuğun çevresiyle olan etkileşiminden doğar ve çocuğun çevreyi manipule etmek için kullandığı öğrenilmiş tepkileri merkeze alır. Aile sistem yaklaşımcılarına göre; aşırı kontrolcü ve baskıcı aile dinamiği, karşılıklı bağımlılık ve evlilik sorunları da seçici konuşmamaya yol açabilir.
Seçici konuşmazlıkta çevresel faktörler etkili mi?
Peki seçici konuşmazlık sürecinde çevresel faktörler etkili mi? Öncelikle mutizm kavramı bir dil veya konuşma bozukluğundan çok utangaç mizaçla birlikte çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan bir tür kaygı bozukluğu olarak değerlendirilebilir. Yaşanan bu durumun biyolojik sebepleri değerlendirilir ve tedavi aşamaları bu bakış açışıyla planlanır. Tedavide çocukla ilişkideki birçok unsur göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuk psikiyatristlerinin merkezde olduğu tedavi ekibinde konuşma terapisti, öğretmenler, okul rehberlik birimi ve aile oldukça önemli bir rol üstlenir. Sonuç olarak seçici mutizm sürecinde çevresel faktörler olumlu ve olumsuz açıdan etki gösterebilir.
Tedavi yöntemleri nasıl ilerler?
Mutizm hastası çocukların tedaviye dirençli olmalarından dolayı tedavi bazen yavaş ilerleyebilir. Fakat bununla beraber hastalığın seyrinde birçok tedavi yöntemi önerilmiştir. Başarılı olan tedavi yöntemleri arasında davranışsal, grup, aile terapileri ve çoklu tedavi yöntemleri listelenebilir. Davranışçı yaklaşımlar bilimsel yönelimi güçlü olan ve en sık kullanılan müdahale yöntemleri arasında yer alır. Başarılı olan yöntemlere bakıldığında ise uyarıcı söndürme, sistematik duyarsızlaştırma, pekiştirme ve tepki uyandırma gibi davranışçı tekniklerden söz edilir. Seçici mutizm tedavi aşamasındaki teknikler ise şöyle listelenebilir:
1. Kademeli yaklaşım
Listenin birinci sırasında yer alan bu yöntemle, sözel davranışlar için olumlu pekiştireç verilirken, sözel olmayan davranışlar için ise ödüllendirmeme ya da söndürme yöntemi tercih edilir. Kullanılan bu yöntemin zaman içinde oldukça başarılı sonuçlar verdiği de belirtilmiştir.
2. Kendi kendine model olma
Bu teknik uygun davranışların sergilendiği, çocuk için tutumsal ve davranışsal kazanımları olan bir yöntemdir. Öte yandan çocuğun kendisinin de içinde olarak kaydedilen ve daha sonra düzenlenen video görüntülerinin çocuk tarafından seyredilmesi bu tekniği açıklar.
3. Gizemli güdüleyici
Bu yöntemde çocukta beklentiyi ve pekiştirecin gücünü arttırmayı hedefleyen gizli bir ödüllendirme şekline odaklanılır. Üzerinde bir soru işareti olan ve çocuğun adının yazıldığı bir zarf sınıfta herkesin göreceği bir yere bırakılır. Zarfın içinde de çocuğun hoşuna gidebilecek bir ödül bulunur. Daha sonra çocuk sınıfta herkes tarafından duyulacak kadar yüksek bir ses tonuyla konuştuğu zaman bu ödül kendisine verilir.
4. Kendini ödüllendirme
Bu teknik bir kişinin uygun davranışlardan sonra kendi kendisini ödüllendirmesi olarak tanımlanır. Çocuk iletişimi kendi başlatıyorsa ve sosyal ortamlarda da kendi isteğiyle söz almaya başladıysa bu yöntem devamlılığı sağlar.
5. Tepki uyandırma
Bu teknikte çocuğa konuşmasının gerekli olduğu mesajı iletilir. Sonra çocuğun terapistle tam gün beraber geçireceği bir buluşma planlanır. Eğer çocuk bir ya da birkaç kelime söylerse ödüllendirilir ve terapistin yanından ayrılmasına izin verilir. Aksi takdirde bütün gün terapistin odasında kalması gerekmektedir. Böyle durumlarda çocukların büyük bir kısmının ilk bir ya da iki saat içinde konuştukları gözlemlenmiştir. Bu tekniğin ardından çocuğun konuşmayı tercih etmediği sınıf ya da diğer ortamlarda öğretmeni ve arkadaşlarıyla konuşması için yeni hedefler planlanır.
Bonus: Ailenin rolü ne olmalı?
Seçici mutizm sürecinde ailenin ilk rolü tedavi için erken başvuru planlaması olabilir. Seçici konuşmazlık tedavisinde erken başvuru oldukça önemlidir. Bunun sebebi çocuğun konuşmama durumunun gün geçtikçe güçlenmesi ve tedavinin zorlaşmasıdır. Bu nedenle aileye düşen ilk görev en kısa zamanda tedavi arayışına girmek ve tedaviyi doğru bir şekilde başlatmaktır. Öte yandan aile, mutizm sürecinde çocuğun güvende olduğu hissini güçlendirme yoluna gitmelidir. Seçici konuşmazlık durumunun çocukların kaygılı hissettikleri durumlarda ortaya çıktığı göz önüne alınırsa temel çaba kaygıyı azaltmaktır.
Bu aşamada kaygıyla baş etme yöntemleri geliştirilebilir. Çocukların kendilerini en güvende hissettikleri alan çoğunlukla anne ve babanın yanıdır. Bu güven ortamının genişletilmesi ve güçlendirilmesi bu dönemde oldukça önemlidir. Ancak bu şekilde çocuğun kedine güvenini desteklemek ve tedavi sürecini hızlandırmak mümkün olacaktır.
İlginizi çekebilir:
Çocukların İletişim Problemleri Yaşamasına Neden Olabilecek 6 Ebeveyn Davranışı