Kaşıntı… Öyle bir his ki, bazen tüm dünyanızı ele geçiriyor. Özellikle de atopik dermatit (egzema) sorunu, basit bir kaşıntıyı bile bir kabusa dönüştürüyor. Sabah uyandığınızda yastığınızda kırmızı izler, gün içinde durduk yere kaşınan eller, geceleri uykunuzu bölen dayanılmaz bir kaşınma hissi… Peki atopik dermatit kaşıntısını geçirmek için ne yapmalı? İşte bilimin ışığında, atopik dermatit kaşıntısını hafifletmenin 12 etkili yolu!
Atopik dermatit, egzamanın en sık görülen hali. Cilt kuruyor, çatlıyor, sızlıyor ve en önemlisi kaşınıyor. Bu kaşıntı öyle sıradan bir kaşıntı değil; uykunuzu kaçıran, sinirinizi bozan, işinize gücünüze bile engel olan cinsten. Peki ne yapmalısınız?
“Biraz kaşırım geçer” diyorsanız, üzgünüz ama işler o kadar basit değil. Kaşımak yaralara, enfeksiyona ve daha fazla kaşıntıya yol açabiliyor. Kısır döngü yani: kaşıdıkça kaşınıyor, kaşındıkça kaşıyorsunuz. Neyse ki atopik dermatit kaşıntısını geçirmek için çözüm yolları da var!
1. Nemlendirici kullanın
Kuruluk, atopik dermatitin en kötü arkadaşlarınızdan biri. Cildinizin dış bariyeri “off” durumdaysa, kaşıntı partisi başlıyor. İşte bu yüzden nemlendirici kullanmak, cildin “bodyguard” ekibi gibi. Özellikle duş sonrası hemen sürülen, yağ bazlı, kokusuz, bol bol nem veren bir krem cildinizin kahramanı olabilir. Unutmayın, bu kremi günde en az iki kere sürmek gerek.
Atopik dermatit kaşıntısını geçirmek için elinize bir havlu alın, soğuk suya batırın, sık ve kaşınan yere yerleştirin. İşte size basit ama etkili bir çözüm: soğuk kompres. O tatlı serinlik, kaşıntıya karşı adeta minik bir terapi gibi. Kompres sonrası nemlendiriciyi de ihmal etmeyin. Kombin bu: önce soğuk, sonra krem!
3. Doktorunuzun verdiği merhemleri düzenli olarak uygulayın
Bazı kremler var ki adeta kaşıntıya rahatlatıcı bir etki sunuyor. Lidokain veya pramoksin gibi maddeler içeren topikal anestezikler, kaşıntıyı yatıştırabiliyor. Hem reçetesiz olanları hem de doktorun yazacağı versiyonları var. Tabii önce doktoruna danışmakta fayda var çünkü cilt bu, her şeyi sürmeyelim!
4. Alışkanlıklarınızı değiştirin
Evet, kaşıma alışkanlığı bir davranış ve değiştirilebilir. Davranış terapileriyle alışkanlıklarınızı tersine çevirmek mümkün. Bu terapi yönteminde, kaşınmak yerine başka bir şey yapmak öğretiliyor. Parmaklarınızı o an başka bir şeye yönlendirmek gibi. Kaşımadan hayatta kalmak mümkünmüş, kim derdi?
Stres = alevlenme. Bilim insanları bunu net bir şekilde ortaya koydu. O yüzden stresle başa çıkmak, cildinizle barış içinde yaşamak için şart. Meditasyon, yoga, nefes egzersizleri, kaliteli uyku ve sosyal medya detoksu! Evet, Instagram’a da ara vermeniz gerekebilir. Cildiniz teşekkür edecek!
6. Fototerapiyi deneyin
Bir başka bilimsel mucize: fototerapi. Ultraviyole ışığıyla yapılan bu tedavi, sinir uçlarına etki ederek kaşıntıyı bastırıyor. “Cildime Güneş mi lazım?” derseniz, evet ama kontrollü ve doktor gözetiminde. Araştırmalara bakıldığı zaman bu tedaviyle kaşıntı yüzde 90 rahatlıyor.
7. Deterjanlarınızı değiştirin
Bazı çamaşır deterjanları cildinizi çıldırtabilir. Parfümlü yumuşatıcılar, kurutma kâğıtları ve kokulu sabunlar bu işin gizli düşmanları. Hassas ciltler için tasarlanmış ürünler kullanmak şart. Ayrıca yeni aldığınız kıyafeti giymeden önce bir güzel yıkamak da önemli. Çünkü mağazadaki o havalı tişört, belki de kaşıntının baş tetikçisi olabilir!
Bu biraz bilim kurgu gibi gelebilir ama değil! Normalde travma tedavisinde kullanılan bu yöntem, kaşıntıya da iyi gelebiliyor. Terapist eşliğinde yapılan göz hareketleri, rahatsızlığı kontrol etmede işe yarıyor. “Beyin bu işin neresinde?” diyenlere cevap: tam merkezinde!
9. Yulaf ezmesi maskesi yapın
Kahvaltıda sevdiğiniz o yulaf ezmesi, cildiniz için de tam bir süper kahraman! Kolloidal yulaf ezmesi, cildi yumuşatır, kaşıntıyı azaltır, ölü derileri alır. Banyo suyuna ekleyin, cildinize maske yapın, krem olarak kullanın… Seçenek bol. Cildiniz yulafla mini bir spa deneyimi yaşasın!
10. Banyo yaparken sıcak sudan kaçının
Sıcak su bildiğiniz gibi kaşıntıyı artırabilir. Bu nedenle yaz kış demeden ılık suyla yıkanmaya özen gösterin.
Toz akarları, evcil hayvanlar… Bunlara alerjiniz varsa, atopik dermatitin kontrolden çıkması an meselesi. Alerjen immünoterapisi, vücuda bu tarz yabancı maddeleri minik dozlarla tanıtır ve bağışıklık sistemini eğitir. Adeta “Bak bu toz zararsız, sakin ol!” eğitimi. Ancak bu da uzman kontrolünde yapılmalı.
12. Sık sık dermatologunuzla iletişim halinde olun
Evde yapılan her şey işe yaramadıysa, doktorun devreye girmesi gerekiyor. Topikal kortikosteroidler, PDE4 inhibitörleri, kalsinörin inhibitörleri biyolojik ilaçlar ve aynı zamanda JAK inhibitörleri gibi ilaçlar bu noktada kurtarıcı bir tedavi seçeneği sunabilir. Her birinin hedefi farklı ama ortak nokta: kaşıntıya dur demek!
Atopik dermatitle yaşamak zor olabilir ama çaresiz değilsiniz. Kaşımak yerine bilinçli adımlar atarak hem cildinizle hem de hayatınla barışabilirsiniz. Her zaman olduğu gibi, şüphelendiğiniz veya baş edemediğiniz durumlarda bir uzmana danışmayı ihmal etmeyin.