Sağlık söz konusu olduğunda pek çok insanın aklına yalnızca fiziksel olarak iyi durumda olmak, hasta olmamak geliyor. Ancak gerçek anlamda sağlıklı bir ömür sürmek için fizyolojik sağlık kadar psikolojik sağlık da önemli. Ancak bazı insanlar ne yazık ki son derece ilginç ve gizemli psikolojik rahatsızlıklarla mücadele etmek zorunda kalabiliyor.
İşte Cotard sendromu veya diğer adıyla “Yürüyen Ceset Sendromu” da hayli ilginç ve gizemli psikolojik rahatsızlıklardan biri. Yürüyen Ceset Sendromu temelde kişinin ölmek üzere olduğuna, öldüğüne veya hiç var olmadığına inanmasıyla karakterize ediliyor. Neyse ki bu sıra dışı psikolojik rahatsızlık nadiren görülüyor. İşte, Yürüyen Ceset Sendromu hakkında bilmeniz gerekenler…
Yürüyen Ceset Sendromu, ilk defa 1882 yılında Fransız nörolog Jules Cotard tarafından tanımlandı
Sendrom bu nedenle Cotard’ın ismiyle anılıyor. Ancak Yürüyen Ceset Sendromu ismi hastalığı tanımlamak için gerçekten de işlevsel. Bu nedenle hastalık için yaygın olarak bu isim kullanılıyor.
Yürüyen Ceset Sendromu nedir?
Yürüyen Ceset Sendromu kişinin ölmek üzere olduğuna veya öldüğüne inanmasına neden olan psikolojik rahatsızlık. Bununla birlikte bazı vakalarda hiç var olmadığına inanan hastaların olduğu da kayıtlara geçmiş durumda. Öte yandan bu sendroma sahip bazı hastalar çeşitli uzuvlarını kaybettiğini veya bedenlerinin çürüdüğünü ileri sürüyor.
Üstelik hastalar ölmüş olduklarına, var olmadıklarına veya uzuvlarını kaybettiklerine dair inançlarında son derece ısrarcı olabiliyor. Öyle ki öldüğünü iddia eden bazı hastaların, bunu kanıtlamak için intihar girişiminde bulunduğu biliniyor. Bu nedenle Yürüyen Ceset Sendromu psikolojik olduğu kadar fizyolojik olarak da tehlikeli bir hastalık olarak kabul ediliyor…
Yürüyen Ceset Sendromu son derece nadir görülen bir psikolojik rahatsızlık. Hatta sendromun dünya genelinde yalnızca birkaç yüz kişide görüldüğü biliniyor
Öte yandan yapılan çalışmalar sendromun genellikle sosyallikten uzak kişilerde görüldüğünü ortaya koyuyor. Ayrıca bu ilginç psikolojik rahatsızlığa sahip bazı hastaların, konuşmak veya beslenmek gibi temel yaşamsal faaliyetleri sürdürmeyi reddettiği ve tamamen bıraktığı vakalar var.
Bu kişiler, öldüklerine inanıyorlar ve yaşamsal faaliyetlerini devam ettirmek için bir neden görmüyorlar. Ayrıca bazı hastalar kendilerine, öldüğünü veya ölmek üzere olduğunu söyleyen sesler duyduklarını iddia ediyorlar…
Yürüyen Ceset Sendromu’na sebep olan şey tam olarak bilinmiyor
Bazı uzmanlara göre bu sendrom, farklı psikolojik veya fizyolojik hastalıklar nedeniyle ortaya çıkıyor. Bu uzmanlar, rahatsızlığın beyni etkileyen daha derin bir tıbbi sorundan kaynaklandığını ileri sürüyor. Bu yaklaşıma göre sendroma şizofreni, bunama, epilepsi ve parkinson gibi hastalıklar veya şiddetli beyin hasarına sebep olan kazalar neden oluyor.
Ayrıca beyni ciddi anlamda etkileyen tümör ve benzeri durumların da Yürüyen Ceset Sendromu’na neden olabileceği ifade ediliyor. Ancak sendromun herhangi bir dış faktörden bağımız olarak ortaya çıktığını ve müstakil bir psikolojik rahatsızlık olduğunu ileri süren yaklaşımlar da var…
Daha önce psikolojik sorun yaşayan kişilerde sendromun görülme olasılığı daha yüksek
Depresyon, şizofreni, bipolar bozukluk veya kaygı bozukluğu gibi rahatsızlıklarla mücadele eden insanlarda Yürüyen Ceset Sendromu’nun görülme olasılığının daha fazla olduğu ifade ediliyor. Ayrıca beyin kanaması, beyin tümörü veya beyin travması gibi durumlarda da hastalığın ortaya çıkma ihtimali artıyor. Bununla birlikte yapılan araştırmalar, sendroma sahip pek çok hastanın geçmişinde uyuşturucu madde bağımlılığı olduğunu ortaya koyuyor…
Sendroma neden olan şey tam olarak bilinmediği için tedavi noktasında da farklı yaklaşımlar var
Pek çok uzman, Yürüyen Ceset Sendromu’nun tedavisi için sendroma neden olan esas rahatsızlığın tedavi edilmesi gerektiği kanaatinde. Buna göre örneğin beyin tümörünün veya şizofreninin tedavi edilmesi, Yürüyen Ceset Sendromu’nu da ortadan kaldırıyor. Bununla birlikte sendromun ayrı bir psikolojik rahatsızlık olarak değerlendirildiği durumlarda bilişsel davranışçı terapi ve doğrudan ilaç tedavisi de yaygın olarak kullanılan yöntemler arasında…
Kaynak: 1