Kalabalıklar içinde kendinizi yalnız hissettiğiniz ya da insanlarla derin ilişkiler kuramadığınız dönemler mutlaka olmuştur. Belki uzun bir süredir arkadaşlarınızı ya da sevdiklerinizi göremediniz. Belki de corona virüs salgınının oluşturduğu stres, evinizde gerginlik yarattı ve kalabalık bir evde yaşamanıza rağmen kendinizi yalnız hissettiniz. Geçmiş zamanlara duyulan nostaljik duygular ve salgın öncesi hayata dönme özlemi yalnız hissetme duygusunu artırabilir. Hatta bu durum günlük sosyal etkileşimlerden yararlanma yeteneğinizi dahi köreltebilir. Yalnız hissetmek sizi duygusal olarak tüketebilir, hayatı anlamsız gösterir. Aynı zamanda ağrı ve sızılar, uyku problemleri ve zayıflamış bağışıklık tepkisi gibi fiziksel semptomlara da yol açabilir. Peki terapistler bu konuda ne diyor? Yalnızlıkla başa çıkmanın evrensel olarak kabul edilmiş bazı stratejileri bulunuyor. Bu stratejilerle yalnız hissettiğinizde duygularınıza yön verebilirsiniz. Hazırsanız başlayalım!
1. Duygularınızı kabul edin ve yeniden sosyalleşin
Yalnızlık duygusuna yön vermek için önce yalnızlığın ne olduğunu anlamak gerekiyor. Sosyalleşmeden duramadığınız için mi yalnız hissediyorsunuz yoksa insanlarla anlamlı ve derin ilişkiler kuramadığınız için mi? Yalnızlık çoğunlukla izole olduğumuzda ve sosyal etkileşimi sınırlandırdığımız zamanlarda ortaya çıkar. Evet bu genel geçer bir bilgi fakat herkesin sosyal etkileşim ihtiyaçları farklıdır. Bu nedenle yalnız hissetmeyi tek bir kategori altında değerlendiremeyiz. Örneğin;
- Haftanın her gününü arkadaşlarınızla geçirmeye alışkınsanız, haftanın bir günü dahi tek kalsanız kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Tam tersi; eğer yalnız kalmak sizin için bir tercihse, haftada bir gün arkadaşlarınızla buluştuğunuzda kendinizi sosyalleşmiş hissedersiniz.
- Sayıca çok miktarda arkadaşlarınız olsa bile odanıza çekildiğinizde kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Ya da sevgiliniz olsa dahi içsel olarak yalnızlık duygusu çekebilirsiniz.
Çoğu insan duygularını tatmin etmek için yakın ilişkilere ihtiyaç duyar. Bu duygulara yalnız hissetmek de dahildir. Hümanist bir psikolog olan Abraham Maslow, bu ihtiyacı o kadar önemli görüyordu ki temel insan ihtiyaçları hiyerarşisine yiyecek ve barınma gibi maddelerin yanı sıra sevgi ve aidiyeti de dahil etti. Öte yandan bir miktar yalnızlık ya da kendi başınıza kaliteli zaman geçirmek de önemlidir. Yalnızlık kendinizi keşfetme, yaratıcı düşünme ve kendinizi yansıtma gibi pek çok fırsat yaratır. Yalnızlık her zaman korkutucu bir şey değildir. Kendinizle ve diğer insanlarla ilişkilerinizdeki duygusal farkındalığı artıran değerli bir histir.
Eğer yalnızlık duygusu gün yüzüne çıkmaya başladıysa, duygularınızı kabul edin. Belki müzik dinler, eski defterleri karıştırır, sevdiğiniz şiirleri okur ya da sadece oturup duygularınıza uyum sağlarsınız. Ne yapmayı seçerseniz seçin yalnızlıktan en iyi şekilde yararlanmanın yollarını bularak bu duyguyu kendini lehinize çevirebilirsiniz.
2. Yaşam alanınızı sesle doldurun
Uçsuz bucaksız boşluk, her yönden evinizi istila etmeye mi başladı? O zaman sesin gücünden yararlanın! Sesler, çevrenizdeki ve zihninizdeki boş alanları doldurarak sizi daha mutlu hissettirebilir. Örneğin;
- Müzik, ruh halinizi etkileyip sizi motive ederken, sesli kitaplar dikkatinizi dağıtmaya yardımcı olur. Bu geçici bir kaçış yolu olsa da yalnızlık duygusuyla baş etmenin en basit stratejisidir.
- Podcastler bilgilendirici olmasının yanı sıra eğlencelidir ve konuşma atmosferi sizde bağlantı duygusu yaratabilir.
- Canınızın bir şeyler izlemek istemiyorsa bile dizi ya da film açarak evdeki sessizliği bozabilirsiniz. Eğer televizyon açmamakta ısrarcıysanız sadece pencerenizi açın. Yoldan geçen insanların sesini ya da kuşların cıvıltısını duymak, size dünyaya ve sosyal hayata bağlı olduğunuzu tekrar hatırlatır!
3. Halihazırda sahip olduğunuz bağlantılarla iletişim kurun
Arkadaşlarınızı ve ailenizi ne kadar çok sevseniz de onlarla her zaman vakit geçirmek pek mümkün değil. Fakat fiziki anlamda yanında olamadığınız insanlarla iletişim kurmaya devam edebilirsiniz. Etkileşiminiz biraz farklı görünebilir, ancak bağlantınız devam ediyor. Önemli olan da bu.
Hayatınızda değerli olduğunu düşündüğünüz insanlarla düzenli olarak bağlantı kurun. Örneğin geçmişte Pazar günleri ailenize, Cumartesi günlerini iste arkadaşlarınıza vakit ayırdığınızı düşünelim. Bu durum günümüzde pek mümkün değil. Malum corona virüs tedbirleri kapsamında uzun bir süredir hafta sonları evlerdeyiz. O halde nasıl sosyalleşeceğiz? Cumartesi günleri arkadaşlarınızla Pazar günleri ise ailenizle görüntülü arama gerçekleştirebilirsiniz. Aceleniz yok, yetişmeniz gereken bir yer yok… Sadece kahvenizi alın ve sevdiklerinizle iletişim kurun. Sevdiğiniz birinin sesini duymak, duygular üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Bazen 10 dakikalık arama bile yalnızlığınızı hafifletmeye yardımcı olur. Tabi ki sadece sizin değil, hem siz hem de onlar için!
Yeni bağlantılar mı arıyorsunuz? Sanal bağlantılar, sevdiklerinizle kurduğunuz iletişim kadar güçlü olmayabilir. Ancak yine de faydalıdır! Pandemi döneminde çok sayıda grup, toplantılarını çevrimiçi düzenlemeye başladı. Müze turları, kitap kulüpleri, sanal spor grupları ve daha birçok toplantı sosyal etkileşim için harika bir fırsat.
4. Etkileşimlerinizden en iyi şekilde yararlanın
Başkalarının yanında vakit geçirmek her zaman yalnızlığınızı gidermez. Çünkü etkileşimlerin kalitesi genellikle insanlarla bir araya gelmenizden daha önemlidir. Bu nedenle eğer kaliteli zaman geçirmiyorsanız on kişinin arasında dahi yalnız hissedebilirsiniz. Daha derin ve kaliteli bağlantı kurma ihtiyacı hissettiğinizde, etkileşimlerinizi anlamlı hale getirmenin yollarını arayın. Örneğin; duygularınızı ya da kişisel deneyimlerinizi paylaşabilir, sorular sorabilir, karşılıklı ilgi alanlarınız hakkında sohbet edebilirsiniz. Özellikle gündemin her saat değiştiği bir ülkede yaşıyorsanız, güncel olaylar hakkında konuşmak neredeyse kaçınılmazdır. Yine de sohbetlerinizde tamamen üzücü haberler üzerinde durmaktan kaçınmalısınız.
5. Değişmeyen kural: Dışarı çıkın!
Yalnız hissetmek ve bu duygudan kurtulmak için ortam değişikliğine ihtiyacınız olduğunu muhtemelen biliyorsunuzdur. Malum, hafta sonları dışarı çıkamıyoruz. Hafta içi çalışmak zorundayız. Durumun iç karartıcı göründüğünün farkındayız. Belki en sevdiğiniz kahvecinden kahvenizi alamıyor, arkadaşlarınızla kahvaltıya gidemiyorsunuz. Fakat doğada geçireceğiniz 20 dakikanın, tükenmişliği hafifletmeye kesinlikle yardımcı olacağına eminiz! İşte deneyebileceğiniz birkaç fikir:
- Son yapılan bilimsel çalışmalar, kuş seslerinin ruh sağlığı üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Çevrenizdeki en yakın parka yürüyerek gidin ve sadece kuşları gözlemleyin.
- Mahallenizde bir yürüyüşe çıkın. Daha önce hiç gitmediğiniz sokakları keşfedin. Uzun süredir görmediğiniz komşularınızı selamlayın?
- Kitabınızı en yakın ağacın gölgesinde okuyun. Salgın tedbirleri nedeniyle çok fazla zamanınız olmayabilir. Fakat zihninizi dağıtmak için yirmi dakika bile etkili olacaktır.
- Onlıne market alışverişine biraz ara verin. Duygusal olarak tükenmiş hissetmenizin sebebi güneşle temas etmemek olabilir!
6. Duygularınız hakkında konuşmaktan çekinmeyin
Duygular her zaman bilinçaltında toplanma eğilimdedir. Konuşmadıkça ve kabul etmedikçe büyür ve yoğunlaşırlar. Duyguları yüksek sesle ifade etmek, yoğun duyguların gücünü azaltmaya yardımcı olabilir. Sevdiğiniz birine yalnız hissettiğinizi söylemek, duygusal destek almanızı kolaylaştırabilir. İstenmeyen duyguları başkalarıyla paylaşmak her zaman kolay olmayabilir. Sevdiklerinizle konuşamıyor olsanız bile bir kâğıda hislerinizi yazıp, yoğun duyguların gücünü azaltabilirsiniz. Böylece yalnız hissetmek gibi olumsuz duygularından uzaklaşırsınız.
7. Yaratıcılığınızı ortaya çıkarın
Sanat, müzik, edebiyat gibi yaratıcı arayışlar, birçok insanın izolasyonla ve yalnızlık duygusuyla başa çıkmasına yardımcı olur. Sanatsal çabalar, duyguları sözler olmadan ifade etmenizi sağlar. Bu da duygularınızı yüksek sesle söylemekten çok daha yararlı olabilir.
Yaratıcılığın bir başka önemli yararı da sizi ve zihninizi akışa bırakmasıdır. Akış, genellikle “anda” olmakla eş anlamlı kullanılır. Akışınızı bulmak geçici olarak zihninizdeki düşüncelerden sizi kurtarır. O an sadece yaptığınız şeye odaklanmanız yalnız hissetmek gibi olumsuz duyguları ortadan kaldıracaktır.
8. Evcil hayvanla yaşamayı düşünün
Herkes bir hayvanla yaşama yeteneğine sahip değildir. Bu nedenle bu strateji sadece hayvanlarla yaşam alanını paylaşabilecek kişiler üzerinde etkili olacaktır. 2018 yılında yapılan bir araştırma, evcil hayvan sahiplenmenin hem zihinsel hem de fiziksel sağlığa iyi geldiğini gösteriyor. Evet bir papağanınız yoksa evcil hayvanlar sizinle konuşamayacaktır. Ancak sizin en yakın arkadaşınız olacağına eminiz. Sizden başka nefes alan bir canlının yanınızda olması, stresinizi azaltarak mutlu hissetmenize yardımcı olabilir. Örneğin bir köpek sahiplenirseniz, düzenli olarak dışarı çıkmak zorunda kalırsınız. Açık hava köpeğinize iyi geleceği gibi temiz hava almak kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olur.
9. Sosyal medya kullanmaya ara verin
Sosyal medya, sevdiklerinizle iletişimde kalmanın çekici bir yolu gibi görünse de bazen yalnızlık duygularını artırabilir. Sevdiğiniz birinin mutlu ve kaygısız bir gönderisi zaten yalnız hissediyorken sizi derin düşüncelere sürükleyebilir. Yalnız olduğunuzda başkalarının sevgilileri ya da aile üyeleriyle vakit geçirdiğini görmek size acı verebilir. Tabii ki sosyal medya hiçbir zaman büyük resmi göstermez. Bu yüzden sevdiğiniz kişilerin ne hissettiğini siz sormadan bilemezsiniz. Kısacası bu uygulamaları kullanmaya ara vermek bunun yerine çevrenizdekilerle telefon görüşmesi aracılığıyla bağlantı kurmak daha sağlıklı bir tercih olacaktır.
10. Sevdiğiniz bir etkinliği yapmak için kendinize zaman yaratın
Yalnız hissetmek çoğu zaman sevilmediğimizi ya da dışlandığımızı düşündüğümüz zamanlarda orta çıkıyor. Ancak yalnızlık tüm bunların ötesinde daha derin anlamlar içeriyor. Yakın arkadaş sayınızı göz önünde tutarak, yalnız olduğunuz çıkarımını yapıyor olabilirsiniz. Bu durum yani fiziksel olarak yalnız olma durumu, sosyal hayattan izole olmayı temsil ediyor. Öte yandan yalnızlık hissi olarak tanımladığımız durum çok daha duygusal bir süreç. Yalnız hissetmek elle tutulur gözle görülür bir süreç olamadığı için bu hisle başa çıkmak daha kolaydır. Eğer yalnız hissetmek ve yalnız olmak arasındaki farklı anlarsanız, işler sizin için daha kolay olabilir.
Yalnızlık kendinizle olan bağlantınızı güçlendirmek konusunda oldukça güçlü bir etkiye sahiptir. Eğer yalnız hissediyorsanız; yemek pişirerek, yoga yaparak ya da video oyunları oynayarak normallik duygusu yaratabilirsiniz. Bu durum biraz da olsa iç huzur bulmanıza yardımcı olacaktır.
11. Yalnızlığın kalıcı olmadığını kendinize hatırlatın
Yalnızlık ne kadar bunaltıcı olsa da bu durum sonsuza kadar süremeyecek. Bu gerçeği düşünmek yalnızlıktan tükenmiş olduğunuz zamanlarda sizi rahatlatabilir. Covid-19 aşıları yaygın olarak bulunabilecek, okullar açılacak, üniversitelerde yüz yüze derslere geçilecek. Ve siz yine arkadaşlarınızla ve sevdiklerinizle bağlantı kuracaksınız. Tüm bunların dışında yeni arkadaşlıklar da kuracaksınız. Eğer yalnızlığınızın pandemiyle bir ilgisinin olmadığını düşünüyorsanız, merak etmeyin o da geçecek! Yalnızlık hissinden kurtulmak zaman ve çaba gerektiren bir süreç. Yeni insanlarla tanışmak ve güçlü ilişkiler kurmak her zaman mümkün!
12. Yardım istemekten çekinmeyin
Yalnızlığın ruhunuzu yaraladığını düşünüyor ve bu hisle baş edemiyorsanız yardım almaktan asla çekinmeyin. Bazen bizi sosyal hayattan izole eden düşüncelerden kaçmak için profesyonel yardım almaya ihtiyacımız olabilir. Uzun vadeli yalnızlık hissi; kendimizle ilgili düşüncelerimizi derinden etkileyebilir. Örneğin kimsenin bizi sevmeyeceğine ya da yalnız olmayı hak ettiğimize inanmaya başlayabiliriz. Eğer kriz anlarını atlamıyorsanız, bir uzmanla iletişime geçmek sizin için doğru bir karar olabilir.
Bu içeriğimiz ilginizi çektiyse;
Bizi Anca Bizim Gibiler Anlar: Yalnızlık Hakkında Bilmediğiniz 10 Gerçek ve Yalnızlık: Hayattan Uzaklaştıran Bu His Birini Gerçekten Öldürebilir Mi? başlıklı listelerimize de göz atmanızı tavsiye ediyoruz!?