Biz, artık sinemanın büyüsünün ortaya konulan enfes ürünlere bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte o büyünün izleyicide uyandırdığı duygular ile doğrudan bağlantılı olduğu gerçeğini de inkar edemeyiz. Taş oluruz yoksa.
Sonuç itibariyle, unutulmaz filmler listesini hazırlamamız için yüzlerce film önerisinde bulunabileceğimizi ifade edebiliriz ki, bunu yapabileceğimizi biliyorsunuz. Dolayısıyla bu iddiamızı lütfen ve kesinlikle abartılı bir önerme olarak algılamayın. Çünkü sinemaseverlerin de pekala kabul ettiği üzere böylesine bir önermede bulunmamız şaşırılacak bir durum yaratmamalı. Bununla birlikte listeyi uzun tutmamak adına elimizden geleni yaptığımızı da tahmin ediyorsunuzdur muhtemelen.
Hal böyle olunca, bizler de istedik ki, pek çok yönetmenin gözünden üretilen başyapıtlara dair mümkün oldukça kısa tutulabilecek bir liste sunalım. Her biri şaheser olan bu filmlere geçmeden önce size, Listelist’te okuyabileceğiniz benzer içerikler konusunda öneride bulunalım. Bu önerilerden ilki, “Yeni Yılın İlk Günlerinde Kalplerinizi Isıtacak 21 Film” başlığını taşıyor. Diğer önerimiz ise “2021 Filmleri: Yeni Yılda Bizi Bambaşka Maceralara Sürükleyecek 34 Film“.
1. Unutulmaz Filmler listemizin başındaki film: Sapık (Psycho) – Alfred Hitchcock
“Sapık filminin, kendi adıma tamamen bir eğlence duygusuyla yapılmış bir film olduğunu unutmamalısınız. Bana göre bir eğlence filmidir. Gördüğünüz gibi izleyiciyi etkileme yöntemlerimiz, daha çok onları, panayır yerindeki büyülü bir eve çekmeye benziyor.”
Filmin yönetmeni Alfred Hitchcock’a ait olan bu sözler, unutulmaz gerilim filmleri arasında tartışmasız bir yerde bulunan yapımın ardındaki o anlayışı gösteriyor.
Robin Wood’un “Hitchcock Sineması” adını taşıyan kitapta belirttiği, “…Karanlığa doğru bir ileri kaydırma, belki de şimdiye kadar yapılmış en korkunç filmin ilerleyişini başlatıyor…” anlatımı dahi; içimizde ortaya çıkıp bizi endişeye sevk eden bir ürpertiye sebep olabiliyor. Çünkü filmin yarattığı ve yansıttığı gerilimin oldukça yüksek seviyede seyrettiğini inkar edemiyoruz.
Malum, bunu yaparsak gerçek anlamda haksızlık ederiz.
2. Bir Dehşet Senfonisi (Nosferatu) – F. Wilhelm Murnau
Thomas Hutter, Almanya’da yaşayan biri. Bununla birlikte kendisi, patronu Knock için çalışan sıradan biri olarak karşımıza çıkıyor. Günün birinde, genç adamın patronu, Hutter’in Kont Orlok isimli bir müşteriyi ziyaret etmesini ister. Bu nedenle de onu,Transylvania’ya gönderir. Yola koyulan Hutter, Carpathian dağlarına eriştiği sırada mola verir. Ve bu mola sırasında karşılaştığı yerli insanlarla sohbet etmeye başlar. Kont Orlok’u görmek için geldiğini söylediğinde ise herkes dehşete kapılır. Ardından yerliler, Hutter’a bir an önce geri dönmesini, Orlok’un esrarengiz olduğu kadar korkutucu bir algı yarattığını anlatırlar. Ayrıca bu da yetmezmiş gibi o civarda bir kurt adamın dolaştığını söylemeye başlarlar. Yerliler, onu vazgeçirmeye çalışsalar da Hutter, tehlike ve gizem dolu bu yolculuğa çıkmak için bir an bile tereddüt etmeyecektir. Çünkü bu gizem ve tehlike sinyalleri, ona cezbedici görünmektedir.
Bir Dehşet Senfonisi’ni, unutulmaz korku filmleri arasında değerlendirebiliriz. Buna ek olarak adı geçen filmimizin yönetmeninin Alman sinemacı F. Wilhelm Murnau olduğunun altını çizebiliriz.
3. Metropolis – Fritz Lang
Metropolis filminde, insanlığı, iki ayrı sınıf olarak görüyoruz. Yeraltında makinelerle birlikte yaşayan sınıf ve yukarıda daha rahat bir yaşam süren yönetici sınıf. Aslında biraz Berlin meselesi gibi… Doğal olarak, bu ayrıma pek yabancı olmadığımızı hatırlıyoruzdur…
Neyse, yeraltında yaşayan işçiler zorlu bir yaşam sürerken yönetici sınıf, yağ bal denkleminde keyif çatıyor. Ve hal böyle olunca da, bu durumdan pek memnun gözüken yönetici sınıf, hayatta kalmaya çalışan diğer sınıfı umursamıyor. Halbuki bu umursamazlık, çok daha tehlikeli bir nefreitn ateşini körüklüyor.
Filmin yönetmeni Fritz Lang ise beşeri bir aşk temasından yola çıkıyor. Fakat işin aslında ise bölünmüş olan toplumsal yapıyı onarmaya çalışıyor.
Son kertede ifade edelim ki, yapıtın kendileri, unutulmaz yabancı filmler arasındaki bir başka şaheserdir… Çünkü tam anlamıyla eşsiz bir film hakkındaki satırları okuyorsunuz.
4. Unutulmaz Filmler arasında sessizliğiyle güldüren ve düşündüren “o” yapıt da yer alıyor: Modern Zamanlar (Modern Times) – Charles Chaplin
Muhteşem bir eleştiri, eşsiz bir güldürü… Hatta bazı Kemal Sunal filmlerinin bile esin kaynağı… Konuşmadığı halde milyonları güldürmeyi başaran ve üstelik bunu yaparken de hayati mesajlar vermeyi ihmal etmeyen Charles Chaplin’in enfes yapıtı Modern Zamanlar… Aynı zamanda ‘Asri Zamanlar’ olarak bildiğimiz 1936 yapımı bu film, makineleşmeye odaklanan bir senaryoya dayanıyor.
Makineleşme süreciyle birlikte artan işsizlik, yani bozulan ekonomik yapı, yapıtın eleştirilerinin hedefinde yer alıyor.
5. Oz Büyücüsü (The Wizard of Oz) – Victor Fleming
Listemizde kendine yer bulan bir başka kült yapım olan Oz Büyücüsü, 1939 tarihinden bu yana varlığını koruyor. Yani, film, 82 yaşında. Dolayısıyla tam bir tarihi eser…
Film, ilk çıktığı zamanlarda dönemin teknolojik imkanları nedeniyle pek dar kitlenin karşısına çıkan bu enfes film, tekrar tekrar izlenesi özellikler barındırıyor.
Washington merkezli olan ABD Kongre Kütüphanesi, 2009 yılında bu filmle ilgili ilginç bir bilgi vermişti. Kuruma göre Oz Büyücüsü, tarihte en çok izleyici toplayan film. Çünkü filmi izlemeyenlerin yaşadığı pişmanlık, izleyenlerde hayranlığa dönüşüyor. Ve bu sayede tekrar tekrar izlenen bir yapıt ortaya çıkıyor.
Bu unutulmaz filmin müthiş yönetmeni ise Viktor Fleming.
6. 12 Kızgın Adam ( 12 Angry Men) – Sidney Lumet
Sinema tarihinin drama türündeki bir başka enfes örneği olan bu filmde çok güncel ve dolayısıyla bize çok da tanıdık gelen bir konuyu izliyoruz. Çünkü yapıtta gördüklerimiz, “adaletin” kapsamlı sorgulaması gibi ulvi bir nitelik taşıyor. Eski unutulmaz filmler konusu açıldığında ‘ilk’lerde sayılan yapım, tam bir başyapıt özelliği barındırıyor. Ve bu öyküde, masumiyet karinesi ekseninde değerlendirilmesi gereken bir önermenin didiklenmesine şahit oluyoruz.
Ayrıca mutlaka izlenmesi gereken bu film, unutulmaz replikler açısından da zenginlik barındırıyor.
7. 400 Darbe (Les 400 Coups) – François Truffaut
Müslüm Gürses’in “Hangimiz Sevmedik” şarkısını hatırlatırcasına soruyorum, öğrenciyken hangimiz kırmadık ki okulu? Ve ayrıca; geçmişin hüzün dolu odalarında kalan o günler, çok güzel değil miydi?
Filmin ismi de işte tam olarak buradan, yani okulu kırmaktan geliyor. Çünkü ‘400 darbe’, Fransızca kökene sahip ve bu olayı anlatmak için kullanılan bir deyiş.
Şaheser sıfatını çok fazla hak eden bu film, küçük bir çocuğun okulu kırmasının öyküsünü anlatıyor. Ancak işin aslında ise bariz bir şekilde mevcut toplumsal yapının eleştirisini sunuyor. Düzen sorgulamasının en nadide sunumlarından biri olan bu film, 99 dakika sürüyor. İzleyenler bilir, her dakikası değerli bir yapımdan bahsediyoruz.
Ayrıca yapıtın, Truffaut’un imzasını taşıdığını da notlarımıza ekleyebiliriz.
8. Spartakus – Stanley Kubrick
Egemen düzene başkaldırmak idealist bir bakış açısıdır. Ve bununla birlikte kölelik anlayışına hak vermemiz için de, o egemen düzene karşı bir çıkar beslememiz gerekir. Oysa, bu hikayenin bize anlattığı gladyatör, böyle bir çıkar beslemez. Ayrıca bu kahramanız, kitleleri peşinden ölüme koşturacak denli bağımsızlık heveslisi olmayı çok daha değerli görmüş. Çünkü bağımsızlık ve özgürlük olmadan yaşamanın, başka bir deyişle, köle kalmanın onursuzluğunu fark etmiş…
Sinemanın inanılmaz dâhilerinden biri olan Stanley Kubrick’in yönettiği 1960 yapımı bu film, izledikten sonrra çok seveceğiniz türden filmler arasında bulunuyor. Bu açıdan baktığımızda film, kesinlikle sağlam bir konumda yer alıyor. Ve hep öyle kalacağı aşikar.
Bu arada, Spartakus’ün, unutulmaz aksiyon filmleri arasında bulunduğunu unutmamamız gerekiyor.
9. Dr. Garipaşk (Dr. Strangelove) – Stanley Kubrick
Kubrick’in 1964 yapımı politik taşlaması olan film, oldukça güzel bir seyir keyfi yaşatıyor.
Filmin dilimize çevrilmesi sonucu iki farklı isim karşımıza çıkıyor. “Dr. Garipaşk” olarak da çevrilen filmin bir başka adı daha var. O da, “Nasıl Kaygılanmayı Bırakıp Bombayı Sevmeyi Öğrendim” ismi. Kabul ediyoruz, biraz garip bir isim olarak gözüküyor… Ama lütfen bu filmi, ismine göre yargılamayınız.
Ayrıca bu muhteşem hiciv örneğinin Peter George’a ait olan “Kırmızı Alarm” adını taşıyan romandan uyarlama olduğunu da söyleyebiliriz.
Son olarak söyleyelim; bu filmi izlemenizi şiddetle ve çok büyük bir ısrarla tavsiye ediyoruz. Çünkü ABD-Rusya arasındaki bilinmez ve anlamsız olan perde arkasındaki malum savaşına gönderme yapan filmi, mutlaka arşivinizde bulundurmanız gerektiğine inanıyoruz. İzledikten sonra bize hak vereceksiniz…
10. 2001 Uzay Macerası (2001: Space Odyssey) – Stanley Kubrick
Elbette biz de, uzayıp giden bu listemizde birden fazla Kubrick filmi olduğuna dair farkındalık taşıyoruz. Fakat işin aslı, bu şaheserleri es geçemiyoruz işte.
Filmimize dönelim; Kubrick, ‘Dr. Garipaşk’ filmini bitirmesinin ardından bir bilim kurgu filmi çekmek istemiş. Bu nedenle de, fikrini geliştirmek için bilim insanı ve bilim kurgu yazarı olan Arthur C. Clarke’ın kapısını çalmış. Bu görüşme sürecinde Clarke da ona “Sentinel” adlı kısa öyküsünü önermiş. İkili, bunun üzerine önemli bir ortaklık kurmuş. Dolayısıyla Kubrick ile Clarke; eleştirmenler, sanatçılar ve izleyiciler tarafından unutulmaz filmler listesi içinde gösterilen ve çok güzel olan bu film için somut adımlar atmaya başlamışlar. Ve böylece bilim kurgu türündeki “2001: A Space Odyssey”i yaratmışlar. Kubrick senaryoyu yazıp hikayeyi geliştirirken Clarke da aynı ismi taşıyan romanı yazmış. Fakat ikili, bu sırada ilginç bir anlaşma yapmış. Clarke, Kubrick’in ricası nedeniyle söz konusu romanını çıkarma sürecini kasıtlı olarak biraz geciktirmiş. Ve böylece romanını, filmin gösterime girmesinden bir zaman sonra yayımlamış.
11. Maymunlar Gezegeni (Planet of Apes) – Franklin Schaffner
Satirik türler arasında değerlendirebileceğimiz filmimiz, insanlığın, “gelişme” bahanesiyle doğayı nasıl öldürdüğünü anlatıyor. Bu sayede Mars’a inişin gerçekleştiği bugünlerde ‘izlenecekler’ listenize dahil edebileceğiniz bir öneride bulunuyoruz… Ayrıca Türkiye’nin de uzaya çıkma vaadinde bulunduğu son zamanlarda tekrar izlenesi olduğu kadar eşsiz bir başka yapımdan bahsettiğimizi de bilmenizi istiyoruz.
Haliyle, tüm bu sebeplerden dolayı listemizdeki yerini, hakkıyla ve söke söke almayı başaran bir filmden söz ediyoruz.
12. Rosemary’nin Bebeği (Rosemary’s Baby) – Roman Polanski
Polanski’nin çok kafa patlatıp çok emek sarf ettiği ve böylece yazıp ve yönettiği bu film bir uyarlama olarak dikkat çekiyor. Polanski’nin Ira Levin’in aynı ismi taşıyan romanından esinlenerek ortaya koyduğu bu film, beyaz perde düşkünlerinin sevdiği bir yapıt. Bu arada lafı aramızda tutalım… Fakat unutulmaz sinema filmleri arasında olan bu yapıtı izlemek için bazen gülmeye fakat pek çok sahnede gerilmeye hazırlıklı olmalısınız.
13. Guguk Kuşu (One Flew Over The Cuckoo’s Nest) – Milos Forman
Güguk Kuşu, unutulmaz dram filmleri için oluşturulacak her listeye mutlak suretle girmeli. Çünkü bunu çok fazla hak eden bir film…
Jack Nicholson’un devleştiği bir başka enfes ve eşsiz yapım olan bu filmi izlemeyenler, çok büyük kayıplar içinde olduklarını bilmiyor…
Daha net konuşmamız gerekirse, filmde, “düzen mi galip gelecek yoksa düzene başkaldıran mı?” türünden bir dilemmayı izliyoruz. Üstelik enine boyuna… Sonuç olarak etkileyici bir senaryonun muhteşem performanslarla zenginleştiğine de şahit oluyoruz.
14. Başkanın Tüm Adamları (All The President’s Men) – Alan Pakula
Bol ödül sahibi olan bu politik ve gerilim filminin senaryosunu, Amerikalı yazar William Goldman yazdı.
Alan J. Pakula’nın yönettiği bu satirik yapıtta, ABD’de yaşanan Watergate Skandalı sonrasında gerçekleşen olayları çok yakından biliyormuş gibi izliyoruz.
Hatırlanacağı üzere bu skandal, heybetli ABD Başkanı’nın koltuğunu kaybetmesine neden olmuştu.
15. Köpek Dişi (Dogtooth) – Yorgos Lanthimos
Ve sıra, Lanthimos’un imzaladığı 2009 yapımı harika bir filme geldi. Ayrıca özenle belirtelim, bu filmi, vahşi kapitalizmin hüküm sürdüğü düzene yönelik en ağır eleştiriyi getiren eserlerden biri olarak kayıt altına almalıyız..
Hikayede karşımıza çıkan baba figürü, kapitalin temsili olarak karşımızda beliriyor. Öte taraftan, evin içinde dış dünyadan izole edilen çocuklar var. Sonuç itibariyle bu çocuklar, kapital odakların şekillendirdiği birer figür şeklinde konumlanıyor.
Lanthimos, inanılmaz bir seyir deneyimini rahatsız edici şekilde veriyor. Ama bununla birlikte mevcut düzene oldukça gerçekçi bir pencereden bakmamızı sağlıyor.
16. Susuz Yaz – Metin Erksan
Unutulmaz yerli filmler kategorisinde değerlendirebileceğimiz o kadar çok yapım var ki…Ve öyle bir listenin üst sıralarında bulundurmamız gereken yapıtlardan biri ise kuşkusuz Susuz Yaz olmalı. Erksan tarafından yönetilen filmin doğmasını sağlayan ise aslında Necati Cumalı’nın “Susuz Yaz” isimli romanı.
Filmde, psikolojik ve toplumsal içerikli pek çok mesajla karşılaşıyoruz. Aynı zamanda susuzluk ve kadınsızlık temalarını işlemeyi önemsiyor bir yapıt.
Özetle, Susuz Yaz filmi, özverili bir çalışmanın ürünü olarak unutulmazlar arasındaki yerini çok önceden beri koruyor..
17. Gelin – Lütfi Ömer Akad
Kırsaldan şehre göçen kalabalık bir aile düşünelim. Ve o ailenin yeni yaşam alanına alışma sürecini…
İşte filmimiz, böyle bir ailenin, doğup büyüdüğü topraklardan kalabalığa gelmesini ve onların şehirde deneyimlediği yabancılaşma sürecini anlatıyor. Dolayısıyla o ailenin bu şehre alışma sürecini de izlememizi sağlayan film, değerli yönetmenlerimizden biri olan Lütfi Ömer Akad’a ait. Akad’ın Düğün ve Diyet isimli filmleriyle oluşturduğu üçlemenin ilki olan bu film, 1973 yapımı.
Sonuç olarak göç sorununu irdeleyen hikayemizle birlikte Akad’a duyduğumuz saygı kat kat artıyor…
18. Sürü – Zeki Ökten
Kült yapımlarımız arasında duran Sürü, kadınları obje olarak kullandığımızı yüzümüze çok sert bir şekilde vuruyor. Bununla birlikte kişisel hesaplaşmaların anlatıldığını da söyleyebiliriz.
Bununla birlikte, insanın hem toplum ile hem de doğa ile olan ilişkisinin altını çizen adı geçen yapıtın senaryosunu Yılmaz Güney yazdı. Çok değerli yönetmenlerimizden biri olan Zeki Ökten’in çektiği filmde ayrıca Tarık Akan ile Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz’in sergiledikleri harika performansları seyirci olarak deneyimliyoruz.
19. Anayurt Oteli – Ömer Kavur
Toplumsal mesajların verilmesinin oldukça tehlikeli olduğu 1980’deki askeri darbe sonrasında hepimizde, her açıdan kafa karışıklığı olmuştu. Bunun bir yansımasını da sinemada görmüştük. Hatırlanacağı üzere sinemacılar, konu değişikliğine gitmişti. Başka bir deyişle, bu dönemde üretimde olan sinemacılar, bireysel konuları işleyen edebi eserleri uyarlamayı önemsemiş ve benimsemişlerdi. Bu bireysellik vurgusu içinde Yusuf Atılgan’ın romanından Kavur’un senaryolaştırdığı Anayurt Oteli, izlemeyenlerin en büyük pişmanlıklarından biri olacak nitelikler barındırıyor.
20. Selvi Boylum Al Yazmalım – Atıf Yılmaz
“Aşk her şeyi affeder mi?”. Tıpkı Özlem Tekin gibi biz de bu soruyu sorduk. Kendisi bu soruya cevap buldu mu bilinmez ama biz, henüz yanıt bulamadığımız gibi şimdilik filmimize dönmeyi daha uygun görüyoruz.
Senarist Ali Özgentürk’ün senaryosunu yazdığı hikaye, Cengiz Aytmatov’un o pek nahif eserine dayanıyor. Ve Atıf Yılmaz gibi bir değerin yarattığı bu yapıt, bir aşk ile o aşka ait sorumlulukları işliyor. Biz seyirciler ise bunu, üç kahramanın gözlerinden izliyoruz.
Selvi Boylum Al Yazmalım, unutulmaz romantik filmler arasında yer alıyor.
21. Muhsin Bey – Yavuz Turgul
İstanbul beyefendisi olduğu gibi etik değerleri sahip ve ilkeli olmayı da önemseyen Muhsin Bey’in hikayesini Yavuz Turgul yazıp yönetti. Filmi izlerken edindiğimiz hissiyat doğrultusunda; “yaaaa Muhsin Bey! Acıma yetime, döner vurur…” türevindeki söylemlerini çok fazla dillendirdiğimiz yapıtta, bir anlamda kahramanımızın onur mücadelesini izliyoruz.
22. Masumiyet – Zeki Demirkubuz
Demirkubuz, bol ödüllü olan bu yapıtının başlangıcı için Kader isimli filmi çekmişti. Fakat buna rağmen Masumiyet, hem Demirkubuz’un üretimleri arasında hem de sinemamızda bambaşka bir yerde duruyor hala.
İzledikten sonra çok daha net görebileceğiniz üzere eserin, unutulmaz Türk filmleri arasında güçlü bir konumu söz konusu olmuş.
Unutulmaz Filmler listesi aslında o kadar uzun ki
Çok uzun bir yazı olacağından dolayı yazıyı burada sonlandırıyoruz. Ancak bir kısmına yer verebildiğimiz ‘en unutulmaz filmler’ listesinin devamı için aşağıda bulunan ve kayıp giden listeyi inceleyebilirsiniz.
- Köpekler (Straw Dogs)- Sam Peckinpahaguirre
- Taksi Şoförü (Taxi Driver) Martin Scorsese
- 1900- Bernardo Bertulucci
- Kıyamet (Apocalypse Now) – Francis Ford Coppola
- Esaretin Bedeli ( Shawshank Redemption) – Frank Darabont
- Ay (La Luna) Bernardo Bertolucci
- Kızgın Boğa (Raging Bull) – Martin Scorsese
- Persona- Ingmar Bergman
- Bıçak Sırtı (Blade Runner) – Ridley Scot
- Narayama Türküsü – Shohei Imamura
- Yıldız Savaşları ( Star Wars) – George Lucas
- Amadeus- Milos Forman
- Bir Zamanlar Amerika’da (Once Upon A Time In America)- Sergio Leone
- Kanlı Düğün (Bodas de Saura)
- Geliş (Arrival)- Denis Villeneuve
- Ran-Akira Kurosawa
- Mavi Kadife ( Blue Velvet)- David Lynch
- Dokunulmazlar (The Untouchables)- Brian de Palma
- Berlin Üzerindeki Gökyüzü (Der Himmel Über Berlin)- Wim Wenders
- Baba (The Godfather ) – Francis Ford Coppola
- Şarküteri ( Delicatessen) – Marc Caro ve Jean Pierre Jeunet
- Ucuz Roman (Pulp Fiction) -Quentin Tarantino
- Fargo – Coen Kardeşler
- Kırmızı, Beyaz, Mavi Üçlemesi – Krzysztof Kieslowski
- Yedi (Seven)- David Fincher
- Ölümcül Oyun( Funny Games) – Michael Haneke
- Aşk Zamanı (In The Mood For love) – Wong Kar Wai
- Yedinci Kıta (Der siebente Kontinent) Michael Haneke
- Fitzcarraldo- Werner Herzog
- Dövüş Kulübü (Fight Club) – David Fincher
- Akıl Defteri ( Momento) – Christopher Nolan
- Kahraman (Hero) Zhang Yımou
- Matrix – Wachowski Kardeşler
- İhtiyar Delikanlı ( Old Boy) – Chan Wook Park
- Solaris – Andrei Tarkovski
- 12 Maymun (12 Monkeys) – Terry Gilliam
- Brazil – Terry Gilliam
- Katil Doğanlar ( Natural Born Killers) – Oliver Stone
- Barton Fink- Coen Kardeşler
- Hücre ( The Cell)- Singh Tarsem
- Makas Eller ( Edward Scisorshand) – Tim Burton
- Vampirle Görüşme (Interview With The Vampire) Neil Jordan
- Dogville – Lars von Trier
Bitti mi? Bitmedi: İşte Unutulmaz Filmler listesi için diğer önemli yapıtlar
- Tenet- Christopher Nolan
- Prestij (The Prestige)- Christopher Nolan
- Yıldızlararası (Interstellar) – Christopher Nolan
- Kare (Square)- Ruben Östlund
- Kutsal Geyiğin Ölümü (The Killing of a Sacred Deer)- Yorgos Lanthimos
- 3 Aptal (3 İdiots) Rajkumar Hirani
- Şeytan (Exorcist)–William Friedkin
- Jacob’un Merdiveni (Jacob’s Ladder)-Adrian Lyne
- Mulholand Çıkmazı (Mulholand Drive) – David Lynch
- Rezervuar Köpekleri ( Reservoir Dogs) – Quentin Tarantino
- Ekrandaki Dehşet (Videodrome) – David Cronenberg
- Sinek (The Fly) – David Cronenberg
- Olağan Şüpheliler (Usual Suspects) – Bryan Singer
- Yapay Zeka – (AI) Steven Spielberg
- Boş Ev (3 Iron) Kim Ki Duk
- Şeytan Çıkmazı (Angel Heart) – Alan Parker Abyss
- Paris Texas- Wim Wenders
- Kayıp (Missing) – Constantinos Gavras
- Ölümsüz (Z) – Constantinos Gavras
- Yolculuk (El Viaje) – Fernando Solanas
- Bir Şirket Komedisi (Hudsucker Proxy) – Coen Kardeşler
- Viridiana – Luis Bunuel
Unutulmaz filmler listesinin Türk üretimlerinden bazıları ise şöyle:
- Gemide- Kudret Sabancı ve Serdar Akar
- Yol- Yılmaz Güney-Şerif Gören
- Umut-Yılmaz Güney
- Arkadaşım Şeytan Atıf Yılmaz
- Ağlat Ağacı- Nuri Bilge Ceylan
- Bir Zamanlar Anadolu’da –Nuri Bilge Ceylan
- Üç Maymun- Nuri Bilge Ceylan
- Uzak- Nuri Bilge Ceylan
- Yusuf Üçlemesi (Yumurta, Süt, Bal,)- Semih Kaplanoğlu
Sonuç olarak, muhteşem eserlerin yer aldığı bu listeyi uzatabilirsiniz. Ya da bu listenin içinden birkaç filmi seçebilirsiniz. Çünkü pişman olmayacağınız konusunda sizleri temin edebilecek bir rahatlığa sahibiz.