Hiç kuşkusuz tarihin en zor ve stresli dönemlerinden birini yaşıyoruz. Sel felaketleri, orman yangınları, siyasi huzursuzluklar, düzensiz göçmen sorunu, bizden bir parça olan maskeler, bitmek bilmeyen kadın cinayetleri ve dahası… Belki mutlu olmak için çabalıyoruz ancak okuduğumuz haberler ve yaşanan trajediler bizi tekrar stresli olmaya sürüklüyor. Araştırmalar, insanlar arasında anksiyete ve şiddetli depresyon gibi hastalıkların her geçen gün daha fazla yayıldığını gösteriyor. Sadece son birkaç yılda yaşananları düşündüğümüzde, böyle bir sonucu oldukça normal karşılıyor olabiliriz. Peki durumu içselleştirip, stresi hayatımızın bir parçası olarak mı kabul edeceğiz? Neyse ki bilim insanlarının tavsiye ettiği stresle başa çıkma yöntemlerini izleyerek kaygılı ruh halinden biraz daha uzaklaşabiliriz. Gelin detaylara birlikte bakalım.
Stres seviyeleri neden yükseliyor?
Stres seviyesini yükselten şey sadece günlük hayatta yaşanan ufak tefek aksilikler değil. Farkında olmasak da küresel problemlerin tamamı stres seviyemizin yükselmesiyle sonuçlanıyor. Bireysel olarak gündelik hayatta yaşadığımız sorunlar, stres seviyesini yeterince zorluyor. Uzmanlar bu durumu akut stres olarak tanımlıyorlar. Akut stres, herhangi bir müdahaleye gerek olmadan, bireylerin kendi çabalarıyla kısa zamanda iyileşme eğilimi gösteriyor. Ancak uzun süredir tüm dünyayı etkileyen covid-19, iklim değişikliği, göçmen sorunu ve siyasi huzursuzluk gibi etkenler, bireyleri kronik strese sürüklüyor. Kronik stresörler zamanla stresle başa çıkma yeteneğimizi tüketiyor ve hatta bireyleri depresyon ve anksiyete gibi önemli ruh sağlığı hastalıklarına sürüklüyor.
İkinci bir salgın
Amerikan Psikoloji Derneği’nin sağlık hizmetleri direktörü olan C. Vaile Wright, dünyanın ikinci bir salgınla karşı karşıya kaldığını belirtiyor: Ruh sağlığı salgını. Wright, sadece fiziksel sağlımıza odaklandığımız ve ruh sağlığımızı ihmal ettiğimiz için böyle bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söylüyor. Pandeminin dışında sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok coğrafyasında ülkelerin bir kısmı yanarken bir kısmı sular altında kalıyor. Uzmanlara göre bu durumun kronik strese yol açması son derece normal.
Önce kendine dikkat et
Stres, stres, stres… Hayatın her alanında muhteşem bir kaos yaşanıyor. Peki insanlar nasıl davranmalı? Amerikan Psikiyatri Birliği başkanı Dr. Vivian B. Pender, insanların kendi kendilerini kontrol etmeleri gerektiğini söylüyor. Bunun için kendinize nasıl olduğunuzu sorun. Yorgun, endişeli, sinirli ya da depresif misiniz? Harekete geçebilmek için bu sorunun cevabını mutlaka bulmalısınız. Aynı zamanda maruz kaldığınız tüm stresörlere sınırlama getirmelisiniz. Bu ise televizyon ve sosyal medya kullanım sürenizi azaltmanız gerektiği anlamına geliyor. Tabi ki dünyada olan bitene kayıtsız kalın demiyoruz. Ancak mevcut durumda ruh sağlığınızı korumanız için bu gerekli bir önlem.
Dr. Pender, özellikle yatmadan önce insanlara elektronik cihazlarını kapatmalarını tavsiye ediyor. Aynı zamanda insanlara düzenli egzersiz yapmalarını öneriyor. Bunun için bir spor salonuna kaydolmanıza gerek yok. Bunun yerine dışarıya çıkıp yürümek gibi, sizi temiz havayla buluşturan herhangi bir etkinlik olabilir. Amerikan Psikiyatri Birliği, insanlara kendi güç duygularını bulmaları gerektiğini söylüyor. Bunun için günün en sessiz ve hareketsiz zamanında meditasyon yapabilirsiniz. Tüm bunlara ek olarak, kendi özel dünyamıza çekilmek yerine bizim gibi düşünen başka insanlarla bağlantı kurmanın önemine dikkat çekiliyor. Öte yandan kronik stres çeken insanların; sigara, alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılık yaratan maddelere yakınlaştığı belirtiliyor. Ancak bu maddeler, stresi daha fazla artırmaktan başka hiçbir şey yapmıyor. Uzmanlar dengede kalabilmek için önce fiziksel sağlığa dikkat edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Eşi benzeri görülmemiş zamanlar
Unutmayın, yalnız değilsiniz! Uzmanların da belirttiği gibi böyle stresli dönemlerde “normal” hissetmeniz oldukça zor. Çünkü bu yaşananların hiçbiri “normal” değil. Uzmanlar üzerimize gelen stres, korku ve endişe dalgalarının fiziksel acıya çok benzediğini belirtiyor. İyi bir plan yapıp, ruh sağlığı uzmanlarının önerilerine kulak verirseniz, bu dönemi en sağlıklı şekilde atlatabilirsiniz. Yapmanız gereken sadece günlük rutinlerinizi tekrar düzenlemek. Ne yapmanız gerektiğini bilmiyorsanız bir önceki maddeye tekrar dönebilir ve diyet, egzersiz ve meditasyon yaparak işe başlayabilirsiniz.
Ne zaman yardım aranmalı?
Kötü zamanlardan geçerken hepimiz aile, arkadaş ya da sevgilimizin desteğini görmek istiyoruz. Ancak bu destek her zaman yeterli olamayabiliyor. Semptomlarınız çalışma yeteneğinizi etkiliyorsa ya da insanlarla iletişim kurmanızı engelliyorsa mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız. Dr. Pender, ruh halinizdeki değişimlerin iki haftadan fazla sürmesi halinde ruh sağlığı uzmanıyla konuşulması gerektiğini belirtiyor. Bu durumun utanılacak ya da “dalga geçilecek”, size karşı kullanılacak bir şey olmadığını unutmayın. Dr. Pender, “Herkes gergin hissediyorsa, belki de ruh sağlığı konusunda daha az ayrımcılık göreceğiz” diye ekliyor, “çünkü hemen hemen herkesin şu anda bir ruh sağlığı sorunu var.”
Kaynak: 1