Günümüzde soyut sanat akımı, modern sanat hareketinin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor. Birçok ileri görüşlü 20. yüzyıl ressamının öncülük ettiği bu akım, modernizmde önemli bir değişimi temsil ediyor. Çağdaş sanat için bir katalizör görevi gören soyut sanat akımı, geleneksel sanatın kurallarını reddettiği için ciddi tepkilere neden olmuştu. Halbuki soyut ressamlar, temsili tasvirlere odaklanmak yerine kompozisyona ve duygulara dikkat çekiyorlardı. Sizin için benzersiz yorumlarıyla sanatın soyut akımına yön veren ressamları araştırdık. İşte soyut sanata sundukları katkılar sayesinde sanata bakış açımızı değiştiren 10 önemli ressam…
Wassily Kandinsky (1866–1944)
Rus sanat teorisyeni ve ressam Wassily Kandinsky, soyut türün önde gelen isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Kandinsky’nin avangard yaklaşımı, geometrik şekiller, yüzen çizgiler ve canlı renkleri ön plana çıkartan figüratif formların kompozisyonlarını içeriyor.
En ünlü eserleri: Der Blue Reiter (1903), Composition IV (1911)
Piet Mondrian (1872–1944)
Hollandalı sanatçı Piet Mondrian, De Stijl hareketinin önde gelen isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Neoplastikizm olarak da bilinen De Stijl, biçim ve tonun sadeleştirilmesine, yani çizgilerin ve ana renklerin kullanımına odaklanıyor. Mondrian’a göre renk yalnızca diğer renkler aracılığıyla, boyut diğer boyutlar aracılığıyla, konum ise onlara karşı çıkan diğer konumlar aracılığıyla var olabilir. Bu nedenle kendisi bu ikili ilişkileri eserlerinin temeline oturtuyor.
En ünlü eserleri: Composition with Red, Blue, and Yellow (1930), Broadway Boogie-Woogie (1942)
Kasimir Malevich (1878–1935)
Rus sanatçı Kazimir Malevich, resim becerilerini sayısız stilde geliştirse de aslında en çok geometrik şekillere dayanan Suprematist akımıyla ünlendi. Yukarıda gördüğünüz tablo en ikonik eserlerinden biri.
En ünlü eseri: Black Square (1915)
Clyfford Still (1904–1980)
Amerikalı sanatçı Clyfford Still, Soyut Dışavurumculuğu önde gelen bir sanat formuna dönüştürdü. Aslında temsili eserler ve parçalar üretse de 1940’lardan itibaren tam anlamıyla soyut sanat akımına dahil oldu. Kendisi büyük ölçekli tuvallerde bitişik renkler kullanmayı tercih ediyordu. Bu eşsiz resim stili portföyüne hakim olsa da çalışmalarının geleneksel sanatsal duyarlılıklar etrafında dönmesini de istemiyordu. Kendisi çalışmalarından şu şekilde bahsetmeyi tercih ediyordu: “Renklerin renk olmasını asla istemedim. Dokunun doku olmasını ya da görüntülerin şekil olmasını asla istemedim. Hepsinin bir araya gelip yaşayan bir ruh haline gelmesini istedim.”
En ünlü eseri: 1957-D No.1 (1957)
Willem De Kooning (1904–1997)
Hollandalı-Amerikalı ressam Willem de Kooning, dinamik, jestsel tarzıyla ünlendi. Soyut Dışavurumcu harekette önemli bir rol oynadı. Ancak akımda yer alan diğer sanatçıların aksine kendisi insan formunu tasvir etmekten asla vazgeçmedi. Kariyeri boyunca soyut ve figüratif sanat arasında gidip geldi ve Kübizm, Sürrealizm ve Ekspresyonizmi birleştiren ve kendi imzasını taşıyan bir resim stilini geliştirdi.
En ünlü eserleri: Woman III (1953), Interchange (1955)
Martk Rothko (1903–1970)
Amerikalı ressam Mark Rothko, renk alanı resminin öncülerinden biri olarak soyut sanatta bir devrim yaptı. Renk bloklarından oluşan eserleri dünya çapında ses getirdi. Rothko bugün önemli bir soyut sanatçı olarak anılmasına rağmen kendisi böyle düşünmüyordu. Bir soyutlamacı olmadığını belirten Rothko, “Renk, biçim veya başka bir şey ilişkisiyle ilgilenmiyorum. Sadece temel insan duygularını ifade etmekle ilgileniyorum.” diyordu.
En ünlü eserleri: Untitled, Black on Gray (1969)
Franz Kline (1910–1962)
Franz Kline’ın eserleri, birbiriyle kesişen, örtüşen ve etkileşime giren akıcı, kalın fırça darbelerine sahiptir. Negatif boşluklarla oynayan siyah-beyaz parçalardan enerji dolu renkli kompozisyonlara kadar uzanan tabloları, gelişen estetiği hakkında pek çok ipucu barındırmaktadır.
En ünlü eseri: Painting Number 2 (1957)
Jackson Pollock (1912–1956)
Amerikalı sanatçı Jackson Pollock, spontane yaratım, enerjik kompozisyon ve jest boya uygulamaları ile karakterize edilen Soyut Dışavurumculuğun yükselişinde önemli bir rol oynadı. Pollock, ikonik aksiyon resimlerini üretmek için yere stratejik olarak yerleştirilmiş büyük ölçekli tuvallere endüstriyel boyayı damlatıyor, döküyor ve sıçratıyordu.
En ünlü eserleri: No. 5 (1948), Autumn Rythm: Number 30 (1950)
Agnes Martin (1912–2004)
Soyutlamaya minimalist bir yorum katan Agnes Martin, dönemin diğer ressamlarının kaotik tuvallerinin aksine basit ve sessiz eserler üretti. Bu sakin estetik göz önüne alındığında, “ızgaralar” olarak tanımladığı resimlerinin çoğunun doğa sevgisine dayanması hiç de şaşırtıcı değil.
En ünlü eseri: Untitled Number 5 (1975)
Helen Frankenthaler (1928–2011)
New York doğumlu bir sanatçı olan Helen Frankenthaler de Soyut Dışavurumcu tarzda eserler verdi. Color Field resim koleksiyonunu oluşturmak için ıslatma lekesi tekniğini kullandı. Frankenthaler için sürecin tahmin edilemez doğası, tamamlanmış tuval kadar önemliydi. “Kazayı nasıl kullanacağınızı, nasıl tanıyacağınızı, nasıl kontrol edeceğinizi ve ortadan kaldırmanın yollarını bilmelisiniz ki tüm yüzey aynı anda hissedilmiş ve doğmuş görünsün.” derdi.
En ünlü eseri: Mountains and the Sea (1952)
İlginizi çekebilir:
Osman Hamdi Bey’den Abidin Dino’ya: Dünyaca Ünlü 14 Türk Ressam ve İlham Veren Tabloları
16 Ünlü Ressam Otoportrelerinde ve Gerçek Hayatta Nasıl Görünüyordu?
Kaynak: 1