Sokrates Antik Yunan felsefesinin en önemli isimlerinden birisi. Ahlak felsefesinin kurucusu olarak kabul edilen Sokrates, fikirleriyle binlerce yıldır insanlığı etkilemeyi sürdürüyor. Ancak Sokrates’i bu kadar ünlü yapan şey sadece fikirleri değil! Çünkü Sokrates’in fikirleri kadar, fikirleri sebebiyle karşı karşıya kaldığı suçlamalar da son derece meşhur! Haliyle, Sokrates’e açılan dava ve Sokrates’in savunması da yüzlerce yıldır hem felsefenin hem de siyasetin önemli konuları arasında. Peki ama tek ve gerçek iyiliğin bilgi, gerçek kötülüğün ise cehalet olduğunu savunan bu yaşlı adam neden suçlandı? Yaşamının merkezine nazik ve bilgili olmayı yerleştiren filozofun hayatını kaybetmesine neden olan şey neydi? İşte, tarihin en önemli filozoflarından birisi olarak kabul edilen Sokrates’in duruşması hakkında bilmeniz gerekenler…
Sokrates, Atina halkını cehaletten kurtarmayı kendisine görev edinmişti
Bu nedenle, hem kendi derslerinde öğrencilerine hem de gündelik yaşamda Atinalılara sürekli sorular soruyordu. Böylece, insanların kendi cehaletleri ile yüzleşmelerini sağlamak ve onları sorgulayan bireylere dönüştürmek niyetindeydi. Pazarlarda, eğlence yerlerinde, dini toplantılarda, Sokrates gördüğü bütün insanlara, her şeyi sorgulamalarını öğütlüyordu. Öte yandan, Sokrates pek çok konuda kendisinin de son derece cahil bir insan olduğunu kabul ediyordu. Ancak bilgiye ve sorgulamaya karşı derin bir tutkusu sürekli gerçek bilginin arayışında olmasına neden oluyordu.
Sokrates’in felsefesini tanımlayan en güzel örneklerden birisi de Sokrates’in at sineği metaforudur
Sokrates, bu metaforu ünlü savunmasında dile getirmişti. Buna göre, Atina devleti, uyuşukluk içerisinde bulunan bir attır. Sokrates ise tanrı tarafından bu ata musallat edilen bir at sineğidir. Çünkü at sineği, bir ata musallat oluğunda onu uyandırır ve harekete geçirir. Ancak bütün bunlar olurken, at “rahatsız olur.” İşte Sokrates’in üstlendiği bu misyon da Atina’daki belirli kesimleri rahatsız etti. Bunun sonucunda, Sokrates bütün halk tarafından tanınan fakat bazı kesimler tarafından alay edilip küçük görülen ve tartışmalı bir figür haline geldi. Ancak, ne Sokrates rahatsız etmekten vazgeçti ne de bazı kesimler rahatsız olmaktan.
Sokrates’in mevcut düzen karşısındaki eleştirel tavrı, bir gün mutlaka yargılanacağı anlamına geliyordu
Ancak o dönemde Atina demokrasisi yeni bir yapılanma içerisindeydi. Bu sebeple, Sokrates’in yakın olduğu bazı kişiler, onun daha kolay bir hedef haline gelmesine neden oldular. Bu kişiler arasında Sokrates’in öğrencisi ve Peloponez Savaşı sırasında Atina’ya ihanet eden bir asker olan Alkibiadis vardı. Sokrates’in başının belaya girmesine neden olan bir diğer isim ise Critias isimli adamdı. Atina ve Sparta arasındaki Peloponez Savaşı’ndan galip ayrılan taraf Sparta olmuştu. Sonrasında Sparta, Atina’da 30 Tiran dönemi olarak adlandırılan kanlı bir yönetimi iş başına getirmişti. İşte Critias, bu kanlı dönemdeki Sparta destekçilerinden birisiydi.
Sokrates’e karşı suçlamalar?
Atina halkına sürekli rahatsız edici sorular soran, belirli çevrelerin huzurun kaçıran ve sakıncalı insanlarla yakınlığı olan Sokrates’in suçlanmaması beklenemezdi! Bu yüzden Sokrates hakkında, farklı suçlar sebebiyle bir dava açıldı! Bu suçlamalar arasında oldukça ilginç olanları da vardı. Örneğin, filozofun karşı karşıya kaldığı bir suçlama, onun “hem yerin altındakileri hem de yerin üstündekileri araştırdığı” suçlamasıydı! Yanlışları, Atina halkına doğru gibi göstermek de Sokrates’e ithaf edilen suçlardan biriydi. Ancak, Sokrates’in karşılaştığı en büyük suçlama, “tanrılara inanmamak” ve gençleri de bu yola sevk ederek yozlaşmalarına sebep olmaktı! Tanrılara inanmak, o dönemdeki Atina toplumu için akıl alır bir şey değildi! Hele de gençleri inançsızlığa sürüklemek, idam cezası için oldukça yeterli bir suçtu.
Sokrates’in meşhur savunması
Tüm bunlar olurken Sokrates, karşılaştığı suçlamaları reddeder. Hatta Atina halkını felsefeden anlamamakla suçlar! Kendisine yöneltilen en ağır suçlamanın, yani inançsızlığın ise, kötü niyetli kişiler tarafından ortaya atılan bir iftira olduğunu belirtir. Öte yandan, toplum içerisinde sorular sormasını, yani insanları “rahatsız etmesinin” mahkemeye çıkmasındaki en önemli neden olduğunu dile getirir. Bütün ömrünü gerçek bilgeliği arayarak geçiren Sokrates, mahkemedeki bütün suçlamalara karşı cevap verir, kendisini savunur.
“Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez!”
Sokrates’i yargılayan mahkeme, sadece Sokrates’in eleştirel ve sorgulayıcı tavrının engellemek niyetindedir. Hatta Sokrates’e sürgün, hapis ve para cezaları teklif edilir. Ancak Sokrates bu cezaların hiçbirini kabul etmez. “Sorgulanmamış bir hayatın yaşanmaya değmez bir hayat” olduğunu belirtir. Öte yandan Sokrates, yaşamasına izin verilirse sorular sormaktan vazgeçmeyeceğini gördükleri karşısında hiçbir zaman sessiz kalmayacağını itiraf eder.
Böylece mahkeme Sokrates’in idam cezasına çarptırılmasına karar verir
Aynı zamanda Sokrates’in öğrencilerinden ve felsefenin en önemli isimlerinden biri olan Platon’un aktardığına göre, Sokrates kendi kendisini zehirleyerek idam cezasını ifa eder! Büyük olasılıkla baldıran zehri içtiği düşünülen Sokrates, önce felç geçirir. Ardından zehrin kalbine ulaşmasıyla yaşama veda eder. Ancak, doğru bildiklerini savunmak adına ölümü bile göze alan filozofun fikirleri aradan geçen yüzlerce yıla rağmen canlılığını koruyor.
Kaynak: 1