Bilim, insan yaşamının tüm yönlerini kuşatan oldukça önemli bir kavram. Bugün, Dünya’yı ve evreni anlama mücadelemiz bilimsel çaba olmadan başarılı olamaz. Yaşamı daha konforlu ve kolay hale getirmek için de bilime ihtiyacımız var. Hatta sağlıklı bir ömür sürebilmek için de bilimin gösterdiği yolda yürümek zorundayız. Ancak bilimsel faaliyetlerin ortaya koyduğu tüm kanıtlara ve gerçeklere karşın bu somut verilere sırt çevirmeyi tercih eden insanların sayısı hiç de az değil. Söz gelimi bugün farklı coğrafyalardaki binlerce insan, aksi yüzlerce yıl önce kanıtlanmış olsa da Dünya’nın düz olduğuna inanıyor! Koronavirüs salgının gündemde olduğu dönemde sayısız insan “aşı karşıtı” gösteriler düzenlemişti. Son dönemde bilimle savaşmayı seçenlerin ortak paydası ise mikrop inkârcılığı!
Evet, özellikle koronavirüs salgınının ardından dünya genelindeki mikrop inkârcılarının sayısı her geçen gün artıyor. Sosyal medyada kurulan mikrop inkârcılığı gruplarına katılan kişilerin sayısı on binlerle ifade ediliyor. Peki, son dönemde bilime muhalefet eden en dikkat çekici gruplardan biri haline gelen mikrop inkârcıları, ne söylüyor? Detaylara birlikte bakalım.
İlginizi çekebilir:
Dünden Bugüne: Tarihte İnsanlığın Savaştığı 8 Ölümcül Virüs ve Sonuçları
Bilim, doğayı ve evreni anlamak, yaşamı konforlu hale getirmek ve sağlıklı bir hayat sürmek için güvenebileceğimiz en önemli araçlardan biri
Ancak bilimin ortaya koyduğu somut kanıtlara sırt çevirmeyi tercih eden insanların sayısı hiç de az değil
Örneğin dünya genelindeki binlerce insan, gezegenimizin düz olduğuna inanıyor. Hem de aksi yüzlerce yıl önce kanıtlandığı halde! Covid-19 pandemisi sırasında ortaya çıkan aşı karşıtları tüm dünyada, gündemi uzun süre işgal etmişti.
Genel çerçevede bilim karşıtı olarak niteleyebileceğimiz bu insanların arasına son dönemde sayıları giderek artan yeni bir grup dâhil olmuş durumda: Mikrop inkârcıları
Sosyal medyadaki bazı mikrop inkârcılığı gruplarının üye sayısı on binlerle ifade ediliyor
Bununla birlikte mikrop inkarcılarının sayısının artmasında Covid-19 pandemisinin etkili olduğu belirtiliyor. Çünkü mikrop inkarcılarının İngilizce karşılığı olan germ deniers kelimesine yönelik internet aramalarında 2020’den sonra adeta bir patlama yaşanmış durumda.
2023’te ise bu konudaki internet aramalarının sayısı, son üç yılın toplamını aştı! Yani bu görece yeni bilim karşıtı grubun popülerliği gün geçtikçe artıyor.
Peki, mikrop inkarcılarının temel düşüncesi ne?
Mikrop inkarcıları arasında yer alan insanların büyük bir bölümü, mikropların ve virüslerin var olmadığına inanıyor!
Bazı inkarcılar ise bu organizmaların varlığını kabul ediyor ancak bunların hastalıklarla ilişkili olmadığını düşünüyor
Mikropların var olmadığına inanan bu insanların temel dayanak noktası ise geçersizliği 1800’lerde kanıtlanmış bir teori
Mikropların hastalıklara neden olabileceği 1800’lü yıllarda da biliniyordu. Ancak Antoine Bechamp isimli Fransız bilim insanı “arazi teorisi” ile mikroplar ve hastalıklar arasındaki ilişkiyi çok farklı bir perspektifle açıklamaya yeltendi.
Teori, mikropların yalnızca sağlıksız bir bedene girdiğine hastalığa neden olan, zararsız varlıklar olduğunu ileri sürüyordu
Elbette bu teori, mikroplar ve hastalıklar arasındaki gerçek ilişkiyi ortaya koyan sayısız kanıt ile daha o zamanlarda çürütüldü. Ancak 2023 yılında kendisine inanacak binlerce insan bulmayı da başardı… Yine de bazı uzmanlara göre binlerce insanın mikropların varlığını inkâr etmeye götüren tek şey 1800’lerden kalma geçersizliği kanıtlanmış bir teori değil.
Ana akım olan herhangi bir şeyi reddetmek, son dönemde hayli yaygın bir tutum
Dünya genelinde binlerce insan, hükûmetlerden veya resmi sağlık kuruluşlarından yapılan açıklamaların yanlış olduğuna inanmayı tercih ediyor. Özellikle de sağlık başlığı altındaki konularda.
Moleküler Biyolog Dr. Dan Wilson özellikle sağlık alanında, bilimsel verileri reddetmenin inkarcılara bir “hakimiyet” duygusu kazandırdığını ifade ediyor
Bu insanlar, aşıları veya ilaçları reddederek alternatif alanlara yöneliyor. Böylece kendi yaşamları ve belki de bedenleri üzerinde hâkimiyet sağladıkları inancını pekiştiriyor.
Buna bağlı olarak internetteki mikrop inkarcılığı gruplarında insanların doktorlardan, aşılardan ve ilaçlardan nasıl korunacağına dair paylaşımlar yapılıyor
İşte bu kendi yaşamı üzerinde hakimiyet sahibi olma duygusu, binlerce insanın somut bilimsel gerçekleri dahi inkar etmesine neden oluyor.
Sağlık alanındaki inkârcılık, pek çok tehlikeyi de beraberinde getiriyor, zaman zaman büyük felaketlere neden olabiliyor!
Örneğin HIV virüsünün AIDS’e neden olmadığı fikri son dönemde giderek popülerleşen bir komplo teorisine dönüşmüş durumda. 1999-2008 yılları arasında Güney Afrika Devlet Başkanı olarak görev yapan Thabo Mbeki, 2000’li yılların başında AIDS’in HIV virüsünden kaynaklandığını reddetmişti.
Bu nedenle hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçları tedarik etmeye de yanaşmamıştı. Harvard Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre Mbeki’nin bu tutumu 300 binden fazla insanın ölümüne neden oldu! Kısacası mikrop inkarcılığı ve genel olarak sağlık alanındaki bilimsel verileri reddetmek, bazı psikolojik süreçlerden kaynaklanan tehlikeli, ölümcül ve popüler bir tavır olma yolunda hızla ilerliyor…
Kaynak: 1