Kaçış Filmleri Denilince Akla İlk Gelen 9 Yapıt

Kaçış filmleri denildiğinde hepinizin aklına birçok film gelecektir. Özellikle içinde hapishane geçen çoğu filmde tünel kazma sahnesiyle karşılaşmanız pek şaşırtıcı olmayacaktır. Ancak bu liste sadece hapishaneden kaçış filmlerinin bir araya geldiği bir liste değil. Böyle olunca kapsamı çok genişleyen listeyi belirli bir sayıda tutmakta zorlandık. Örneğin kaçış filmi sayılabilecek ancak nerede bir futbol filmleri yapılsa orada kesin görebileceğiniz Victory filmini de bu liste de görmeyiverin diye dahil etmedik. Buyursunlar.

“Toplanın beyler bu gece yurttan kaçıyoruz” dediklerinde, plan yapan kişinin mutlaka izlemiş olması gereken film. Yer altından tüneller filan derken mevzuyu abartmamak lazım tabi ama, kaçış planı ve sonrası için hazırlıkların itinayla ve yokluk sözcüğünün bile çaresiz kaldığı bir yokluk durumu içerisinde hazırlandığı film. O dönem için yapılmış betimlemleri en  güçlü filmlerden. Tutsaklık, klostrofobi, ırklar arası empati ve daha birçok algıyı tek filmde bulmaksa niyetiniz, buyurunuz.

Hapisten kaçmayı bir matematik problemine, bir fen bilimleri deneyine dönüştüren, bir kaçışın her aşamasını resmen formülize eden, hatta film icabı da olsa kitabını yazan Sylvester Stallone abimiz, konuya başka bir şekilde yaklaşmış ve bir çeşit oyun kurmuş, sonra oyunun içine kendini hapsetmiş. Olabilecek en kötü senaryoyu çizmeye çalıştıysa da ne kadar başarılı olduğuna izleyip kendiniz karar verin.

Russell Crowe karizmasını bir filmin içine ekleyince, o filmin başarısız olma şansı var mı? Bizlere eksiksiz bir planlama kurgulayan, her şeyin milimetrik hesaplandığı bu filmde, hapisteki kaçmıyor da, dışarıdaki birisi onu kaçırıyor. Üstelik neredeyse sadece internet aramaları sayesinde. İstenildiğinde herkesin içinde kanunlara karşı koyabilecek birisinin hazır bulunduğunu da gayet net anlatıyor.

Tam olarak bir hapishane olmasa da, büyük bir labirentten kaçmak da kaçmak sayılır. Kaçış filmleri içerisinde en fantastik temalı ve galiba en “bilinmeyene kaçış” hikayesine sahip film olsa gerek. Serinin ilk iki filminde farklı kafalarda işlenen labirent teması, bildiğimiz kaçış planlarından başka şeyler yapmayı gerektiriyor. Ha bir de kaçış filmlerinin içindeki teenager içerikli tek film olması da bir diğer özelliği.

“Daha önce kaçtım, yine kaçarım!”. Filmde, dünyanın en zor hapishanelerinden birisinden, Alcatraz’dan kaçmaktan bahsediliyor, adam sanki hafta sonu tatiline gidiyormuş gibi şen. “Alcatraz’dan kaçış mı, ooo alırım bi dal” diyerek kabul ettiği bir iş için hapishaneye geri dönen Sean Connery o kadar rahat ki, sanki kendisi için çok normalmiş de, biz aksiyon çekecek konu bulamadığımız için bunu bir aksiyon haline getirmeye çalışmışız. Böyle filmin sonunda Emerikın Hava Kuvvetleri, yeşil dumanlar filan… Peeehhh…

Zamanında feci film yapmış adamlar. Nichoals Cage abimizin en çirkin halini nasıl yaparız diye sorsalar bu filmden daha iyi bir cevap olmazdı herhalde. Bizim Kadir İnanır filan hapse girse, sakalı uzar öyle çıkar, burada adamın saçları uzuyor. Psikopatın her türlüsünün olduğu uçan bir hapishaneden kaçmak için ne yaparsın? Burada dikkat; üstelik kaçmak istemiyorken! Tabi önce uçağı yere indirmek lazım. Bakmayın siz afişteki kanatlara uçaklara filan, filmin asıl aksiyonu karada geçiyor aslında.

Fransız yapımı bu film kaçış filmleri listesinin olmazsa olmazı. Savaş esiri olarak hapse düşüp buradan kaçmaya çalışan askerlerin kaçışları sırasında yaşadıkları, hayatlarını kaybetmeyi onurlarını kaybetmeye tercih etmeleri, kaçış sırasında yaşadıkları zorluklarla birbirlerine karşı değişen davranışlarıyla izlenmesi gereken önemli bir yapım.

Hala birçok aşamasında neler döndüğünü anlayamadığımız, ama yine de kaçışına inandığımız adamlar. Kaçış filmleri konusunda birçoklarımızın ilk göz ağrısı olan film, eski çekim teknikleriyle, ağır ilerleyen hikayesiyle bugünün izleyicisi tarafından izlenmesi zor filmler kategorisine girse de sürprizlerden ziyade yaşattığı anın gerilimiyle bu listede farklılaşıyor. Mevzu bahis Alcatraz olunca da özellikle dikkat edilmesi gereken bir film olduğu aşikar. Shawshank Redemption filmini önce izleyip bu filmi sonra izlerseniz birçok benzerliği fark edeceksinizdir. Ancak bu sizi filmden uzaklaştırmasın çünkü unutmayın ki Escape from Alcatraz hala birçok insan tarafından Shawshank Redemption filminin öncülü sayılır.

Gelelim, kaçışların kaçışına, mahkumların en mantıklısına, en şanssızına. Efendim karşınızda Esaretin Bedeli! Hapiste bira içen, kütüphane kurup milleti adam eden, gardiyanlara bile danışmanlık yapıp para kazandıran dahi adamın hikayesi… Yaptığı her şeyde bi’ şey olan, ama filmin sonuna kadar sizin de en az hapishane müdürü kadar bihaber olduğunuz, her şey bittikten sonra da kibarca söylemiyle “Vay arkadaş!” dediğimiz film. Hala izlemediyseniz, çok şanslısınız, biz bu filmi izlememiş olmak ve o keyfi tekrar yaşamak için birkaç sinema biletini gözden çıkarırdık.