İMPOSTER SENDROMU
Başlık biraz dışlayıcı oldu sanki kabul ediyorum .Asıl niyetimi hemen ilk satırlarda anlatayım ki cinsiyetçi bir yaklaşım sergilediğim düşülmesin. Aslında okusunlar istiyorum itiraf ediyorum okusunlar ki farkında olmadan ya da olarak nelere yol açıyorlar görsünler istiyorum. İstiyorsun da neden okumasınlar yazıyorsun ey çelişkiler insanı diyorsunuzdur ,o da şöyle ki ; en eski perakende reklam tekniğidir. Zamanın Kozmopolitan dergilerinin en klişe oyunudur bu .Erkeklerin bilmemesi gereken kadınlara özgü 10 sır ..İstinasız tutmuştur bu teknik . Dergi tirajlarında kadın yazılarının okuma oranlarının erkek kardeşlerimize ait olması tesadüf değildir. Şimdi tekniği kavrayıp hadi ben gidiyorum eyvallah diyenlere veda edip meraklı, çağdaş ,Türk erkekleri ve canım hem cinslerimle devam edelim yazımızın derinliklerine inmeye .
Çok isterdim sizlere dergilerdeki gibi aşk , seks , flört tüyoları vermeyi fakat konumuz daha hayati . Dünyada yüzyıllardır bir cinsiyetin nasıl diğerinden ayrıştırıldığını üstelik bunu hep birlikte yaptığımızı anlatacağım sizlere. Ergenlik zamanlarımda art arda 2 Duygu Asena kitabı bitirdiğimde oluşan hisleri hatırlıyorum. Her şeyi en yukarılarda yaşadığım zamanlardı .Sorgulamaların , isyanların beni ele geçirdiği ve erkekler çok kötüdür (yanlış kanaatimin ) oluştuğu zamanlardı. İşte o duyguları anlayın ve tutun bir yerde o duygularla YAZMIYORUM . Önce bunu belirtmeliyim. Demek istediğim şimdi değineceğim mevzular küçük feminist ezberler , ateşli savunmalar değildir ,araştırdıkça dehşete kapıldığım , bunların çoğunu fark etmiyoruz bile dediğim ortak bir aydınlanma yaşamamızı istediğim duygularla yazıyorum .
İmposter sendromu, bireylerin elde ettikleri başarıları şansa veya dışsal faktörlere atfetmeleri ve genellikle kendilerini sahtekar gibi hissetmeleri durumudur. Bu sendrom, kişi başarılı olduğunda bile, yeterli ve yetkin olmadığını düşünmesine neden olabilir. Kitabi tanımıyla böyle bir illet , çağımızın anksiyete tetikleyici sendromlarından olur kendisi. Tanımını okuyunca , hayatımda kaç kez ve hangi durumlarda böyle hissettiğimi tahlil etmeye çalıştım kendi içimde .Araştırmaya derinine inmeye karar verdim ,indiğim dehlizlere sizi de sürüklüyorum şimdi hazır. olun.
İlk olarak 1978 Suzanne Imes ve Paul ine Rose Cilanca bir araştırmada söz ediyor bu sendromdan . Adını en sevdiğimiz dil olan İngilizce sahtekar kelimesinden alıyor . Tarihçe anlatıp sizi sıkmayacağım çarpıcı olan bilgilerden devam ederek buraları terki diyar etmemeniz amacım.2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre kadınların %67’si bu sendrom yüzünden hakkettikleri terfi veya zammı alamamış .Diyeceksin ki neden nasıl olmuş bu kadınlar topluca zam zamanı sendrom nedeniyle rapor alıp işe mi gitmemiş ne alakası var be kardeşim . şöyle bir alakası var kardeşim .Erkekler bir pozisyona başvururken 10 kriterden 3 ünü sağladığını düşünüyorsa başvuruyor , kadınlar ise aranan kriterlerden ancak 7’sini sağlar ise e ben buna bi başvurayım diyebiliyor.
Erkeklenmek deyimini hepiniz bilirsiniz , kabadayılık etmek anlamında kullanırız , bu bildiğimiz anlamını unutunuz şimdi sizi mansplaning ile tanıştırayım .Güzel dilimize erkekleme olarak çevrilmiş .Ne diyor peki bize bu buram buram testosteron kokan kelime ? Diyor ki ey hem cinslerim hani kendinizi sıklıkla uzmanı olduğunuz bir konu olsa bile herhangi bir er kişiden o konu ile ilgili uzun uzun açıklama dinlerken , tavsiye alırken bulursunuz ansızın , yaş statü itibar fark etmeksizin yaşarız bu durumu . Öyle kanıksamışız ki birçok örmekte kadının uzun uzun bakıp dinlermiş gibi yaptığı anları sıklıkla yakaladım .Bir keresinde bir bankada çalışan bireysel portföy danışmanı arkadaşımın , erkek bir sağlık çalışanı arkadaşımdan para yönetimi ile ilgili ders alırken yakalamıştım . Kızcağızla göz göze geldiğimdeki anı unutmam. Şimdi buraya parantez açmak durumundayım her türlü yersiz linç başlangıcının önünü kesmek adına .Herkes herkese fikir verebilir arkadaşlar ,farklı bakış açıları kıymetlidir , geliştirir lakin konumuz bu değil .Bahsettiğim mevzu kadın maliye bakanı da olsan bu ülkede hatta potu yükseltiyorum Dünyada , parayı en iyi erkek yönetir algısı , arabadan em iyi erkek anlar gibi acil top tüfekle yıkılması gereken öğrenilmiş klişeler. Biz en iyi yemeği kadın yapar demedik erkek ne anlar demedik en ünlü şeflerimiz erkeklerden oluştu gururla alkışladık .En iyi saç makyajı kadın yapar yallah erkekler sanayiye demedik mesela .Benim yıllardır kuaförüm erkektir .Modayı kadınlara bırakın çabuk elinizdeki makasları yere atın erkekler demedik …Ya ben yılların ev hanımlarının onlarının hepsinin ellerini öperim bu arada ;yumurta kırmamış erkeklerden yemek tavsiyesi aldığını gördüm duydum ne yazık ki ..
Bunu bir çok erkek bilinçsiz yapıyor bu arada .Diyeceksiniz ki yapma Tuğçe bu kadar iyimser olma ! YOK YOK. Gerçekten bilinçsiz yapıyor . Yüzyıllardır süre gelen ata erkil dünya düzeninde erkekler hep her şeyi biliyor olmak zorunda kaldı , erkekler güçlü olmak zorunda kaldı , erkekler duygusal değil mantıksal yaklaşmak zorunda kaldı çünkü algı bu yöndeydi .E şimdi de bu öğrenilmiş çaresiz algılarla benim canım kardeşlerim her şeyi bilmek zorunda hissediyor , bilmiyorum diyemiyor , diyemedikçe de bilmese de nutuklar atıyor , mış gibi yapıyor , ya da yanlış da olsa benim dediğim doğrudur diye sürdürüyor gidiyor .Sonra da bir kadın ancak Aile Bakanı olabiliyor ….
Bakan olmamızı erkekler engelliyor demiyorum , bu psikolojide yaşayan kadınlar kendilerini bir türlü yeterli görmüyor .Tüm şartları sağlasa dahi bir onay mekanizması ihtiyacı duyuyor. Yoksa hiç bir erkek kardeşimin bilerek isteyerek kadınlar yükselmesin dediğini asla ve asla düşünmüyorum. Fakat ne var ki bu ben bilirim edasından kurtulmazsak biz kadınların özgüvenine zarar vermeye devam edeceğiz..
Bayılıyorum eşlerini uzun uzun dinleyen kocalara , bayılıyorum kızlarını uzun uzun dinleyen , anlayan , tartışan babalara .Aile toplumun en küçük ve en güçlü temeli diyoruz buralarda başlamalıyız doğru bildiğimiz yanlışları bırakmaya. Buralardan başlamalıyız ki 1979 Elazığ doğumlu Hafize Gaye Erkan oradan çıkıp Maliye Bakanı olduğunda babası ile birlikte makama gidiyordu iddaları çıkmasın . Gidiyordu ya da gitmiyordu orası değil meselemiz …