Ülkemiz ne yazık ki birçok konuda dışa bağımlı hale gelmiş durumda. Tarım ve hayvancılık için oldukça elverişli bir ülkede yaşasak da neredeyse tüm yiyecekleri ithal ediyoruz ve zaten pahalı olan hayatlarımız giderek pahalılaşıyor. Hiçbir zaman ucuza alınamayan etler ise yine ithal edilen yiyecekler arasında. Ancak vatandaşın zar zor aldığı ithal et de sağlığımızı tehdit ediyor. Son olarak Ankara Gölbaşı İlçesi Ahiboz Mahallesinde ithal edilen büyükbaş hayvanlarda şarbon hastalığı olduğu belirlendi.
Yıl başında da ithal edilen etlerin hastalıklı olduğu iddiaları gündeme gelmişti. Bu iddiayı ise Polonya ortaya atmış ve soruşturma başlatmıştı. Deli dana hastalığı taşıyan hayvanlar ülkemize giriş yaptı. Ne yazık ki ithal etler yeterince denetlenmiyor. Bu nedenle bir hastalıkla daha karşı karşıyayız…
İlk olarak 2010’da et fiyatlarının artmasıyla ortaya atılan ve yaygınlaşan ithal et, son yıllarda ucuz olması nedeniyle adeta yerli et bulunmasına bile izin vermiyor
Başlarda et fiyatlarında düşüş görülse de zamanla bu fark kapandı. Bu nedenle 2016’da tekrar gündeme gelen ithal et kararı günlerce konuşuldu, tartışıldı.
2017’nin ilk aylarına gelindiğinde ise hastalıklı ithal et haberleri gelmeye başladı. Bosna-Hersek’ten gelen 20 ton sığır, tıp dünyasının en tehlikeli gıda kaynaklı patojen bakterisi olarak bilinen “E.coli O157” hastalığı taşıyordu
Oda Tv’nin haberine göre bu hastalıklı etler piyasaya sürülmüştü. Et ve Süt Kurumu ise hastalıklı et iddiasını doğruladı ancak piyasaya sürülmediğini, tüm etlerin imha edildiğini söyledi. O dönem yapılan açıklama şu şekilde: “Bu etler, analiz sonuçları çıkana kadar 24 Ağustos 2017 tarihinde depolarımızda muhafaza altına alınmıştır. Bu partideki etler, iddia edildiği gibi piyasaya sürülmemiş olup depolarımızda muhafaza altında tutulmuştur. Analiz sonuçlarının olumsuz çıkması üzerine imha işlemlerine, 05 Ocak 2018 tarihi itibarı ile Erzincan Kombinamız rendering tesislerinde başlanılmıştır. Kurumumuzun piyasaya sağlıksız et sunması asla söz konusu değildir.”. Ancak resmi imha yazısının 5 ay sonra Ocak ayında yazılması akla yeni soruları getirdi. ESK ise ithalataçı firmanın itirazı üzerine imha işlemini beklettiklerini söyledi.
Geçtiğimiz aylarda ise Polonya’dan 2012-2013 yıllarında ithal edilen 3 bin sığırda deli dana hastalığına rastlandığı ortaya çıktı. Bu durum ise Polonya’nın başlattığı soruşturma sonucu ortaya çıktı
Hem özel şirketlerin hem de Et ve Süt Kurumu’nun ithal ettiği bu etlere Polonya’daki et analiz şirketlerinin yapmaları gereken BSE testi yapmadığı halde, yapılmış gibi rapor verdiği tespit edildi. Tarım Bakanlığı uzmanları ise söz konusu tahlilleri Lehçe olduğu için anlamadıklarını söyleyerek savundular kendilerini. Polonya ise kendi yaptığı testler sonucu deli dana hastalığını tespit edip bir iç soruşturma başlattı, et ihraç edilen ülkelerle iletişime geçildi ve böylece Türkiye ile de adli yardımlaşma talebinde bulundu Polonya. Durum bu şekilde ortaya çıktı ancak Türkiye’de herhangi bir soruşturma açılmadı.
Son olarak Brezilya’dan gelen büyükbaş hayvanların şarbon hastalığı taşıdığı iddiasını Et ve Süt Kurumu doğruladı
Kurban Bayramı öncesi Brezilya’dan getirilen 3 bin 959 hayvan çeşitli yerlere dağıtılmıştı ancak hayvanları yüzde 50’si şarbon nedeniyle telef olmaya başlamıştı. Daha sonra hayvanlardan örnek alınarak incelemeye gönderildi
Ankara Gölbaşı İlçesi Ahiboz Mahallesinde bulunan özel sektöre ait bir işletmeye Et ve Süt Kurumu tarafından ithal edilen etlerde veteriner hekimler tarafından yapılan muayene sonucu Anthrax (Şarbon) bulundu
“Ankara Gölbaşı İlçesi Ahiboz Mahallesinde bulunan özel sektöre ait bir işletmeye Et ve Süt Kurumu tarafından ithal edilen 3 bin 959 adet büyükbaş kesimlik hayvan getirilmiştir.
Kesimi yapılan hayvanların veteriner hekimler tarafından yapılan muayenesi sonucu numune alınarak Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü’ne gönderilmiş ve sonuç Anthrax (Şarbon) yönünden pozitif çıkmıştır.
Kesilen hayvanlara ait karkas etler Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü elemanları gözetiminde imha edilmiş, işletmeye karantina uygulanarak tüm giriş ve çıkışlar yasaklanmış, geriye kalan hayvanların aşılama işlemleri tamamlanmıştır.
Söz konusu etlerin piyasaya sürülmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Hastalığın çiftlik dışındaki başka hayvanlara bulaşmaması için de gerekli bütün tedbirler alınmış olup, endişe edecek bir durum bulunmamaktadır.”