Kadınlar, insanlığın her döneminde güçlerini ve zekalarını göstermeyi başarmış ancak yine de birçok dönemde erkek egemen bakış açısına maruz kalmışlardır. Son dönemlerde ise tek bir ses olup tüm dünyaya “Biz buradayız!” demeyi başarıyoruz.
Başarılı, zeki ve güçlü bir kadın olmanın; ırklarla, dinlerle, renklerle ve dillerle hiçbir alakası olmadığını kanıtlayan bir örnek de 859’da Fatima al-Fihri tarafından kurulan, dünyanın bilinen en eski ve varlığını devam ettiren üniversitesi olan Karaviyyin Üniversitesi…
Tunuslu Fatima al-Fahri, iyi bir eğitim almıştı ve zengin bir tüccarın kızıydı
Ailesiyle birlikte Kayrevan’dan Fes şehrine gerçekleştirilen büyük göçün bir parçası olmuştu
9. yüzyıl’ın ortalarında Fas’a geldiklerinde Fatima al-Fahri, bir cami ve medrese yapılması için bağışta bulundu
Medrese; daha sonra tarih, coğrafya, astronomi ve tıp alanında da eğitimler veren bir üniversiteye dönüştü
859 yılında kurulan ve adını Fatima ve ailesinin göçtüğü şehirden alan Karaviyyin Üniversitesi’nden, farklı düzeylerde yapılmış çalışmaların göstergesi olan çeşitli dereceler verilmiştir
Ayrıca UNESCO ve Guinness’e göre dünyanın ilk derece ve burs veren okulu olma özelliğine sahip.
Fatima’nın da bizzat çalıştığı okulda dünyanın farklı yerlerinden gelen öğrenciler çok geniş bir yelpazede eğitim görüyorlardı ve üniversite büyük bir entelektüel merkez olarak kabul ediliyordu
Gerbert of Aurillac (II. Sylvester olarak bilinir ve 2 Nisan 999’dan 1003’teki ölümüne kadar Papa olarak görev yapmıştır) gibi önemli bilim insanlarının da okula eğitim verdiği biliniyor
Kurulduğundan beri varlığını sürdüren üniversite aynı zamanda dünyanın en eski kullanılabilir kütüphanesine de sahip
Bu kütüphanede bilginler tarafından yazılmış 4 binden fazla el yazması ve birçok ender bulunan eser var
Kütüphanede ünlü tarihçi İbn Haldun’un 14. yüzyıldan kalma metni Mukaddime dahil olmak üzere 4000’den fazla el yazması bulunuyor.