Yeryüzündeki herhangi bir şey yetenekli sanatçılar için ilham kaynağı haline gelebilir. Ancak sanatçıların günlük yaşamlarının parçası olan olayların, insanların ve mekanların daha güçlü ilham kaynakları arasında yer aldığını belirtmemiz gerekiyor. Üstelik bu durumu son derece net bir şekilde gözler önüne seren bazı eserler var. Adını sanat tarihine altın harflerle yazdıran bazı ressamlar, dünyaca ünlü bazı eserlerini gerçek yaşamdaki mekanlardan aldıkları ilhamla yarattı. Söz gelimi küçük bir kafe, Vincent van Gogh’un hayal gücüyle birleşerek ikonik bir resme dönüştü. Özenle tasarlanmış bir bahçe Claude Monet’nin zihninde yeniden şekillendi ve sanat tarihindeki en ikonik tablolardan biri olarak vücut buldu. İşte dünyaca ünlü resimlere ilham kaynağı olan gerçek mekanlar.
1. Le Café La Nuit – Kafe Terasta Gece
Hollandalı ressam Vincent van Gogh’un 1888 yılında tamamladığı Kafe Terasta Gece isimli tablosu, sanat tarihindeki en ünlü eserlerden biri. Vincent van Gogh’un kendine özgü benzersiz tarzının en ünlü örnekleri arasında yer alan dünyaca ünlü bu resim, ressamın Fransa’nın Arles kentinde ikamet etti dönemde ortaya çıktı. Resimde, yeşil-sarı duvarlarıyla dikkat çeken sıradan bir kafe merkezde. Kafenin bitişiğindeki dar sokakta yürüyen insanlar ve ressamın ikonik yıldızlı gece tasviri resmi tamamlayan diğer unsurlar. Resimdeki insanlar gerçek hayattan mı yoksa ressamın zihninde yer alan belli belirsiz figürler mi bilmek zor. Ancak bildiğimiz bir şey var. Resmin merkezine yer alan kafe, bugün de Le Café La Nuit adıyla faaliyette olan gerçek bir işletme.
2. Monet’nin bahçesi – Nilüferler
Dünyaca ünlü Fransız empresyonist ressam Claude Monet’nin, Nilüferler serisini duymayan veya bir kopyasına denk gelmeyen yoktur. Ressamın yaşamının son 30 yılı içinde hazırladığı ve yaklaşık 250 kadar yağlı boya tablodan oluşan seride genellikle aynı unsurlar karşımıza çıkıyor: Huzur dolu bir bahçenin içerisindeki sakin bir gölün üzerinde yer alan bir köprü ve eşsiz güzellikleriyle resmi tamamlayan nilüferler. Ancak bu resimler yalnızca sanatçının hayal gücünün bir ürünü değil. Resimlerde tasvir edilen bahçe, hayatın oldukça gerçekçi bir yansıması! Bu ünlü seriye ilham kaynağı olan bahçe 1880’lü yılların sonunda bizzat Monet tarafından tasarlandı. Yani evet, Monet’nin bahçesi de dünyaca ünlü resimlere ilham kaynağı olan gerçek mekanlar listesinin bir üyesi.
3. Rhone Nehri – Rhone Üzerinde Yıldızlı Gece
Hollandalı ressam Vincent van Gogh, ilhamını gerçek hayattan alan sanatçılardan biriydi. Öyle ki ressam en ünlü tablolarından bazılarını, gerçek mekanlardan esinlenerek ortaya çıkarmıştı. Söz gelimi hemen tüm sanatseverlerin çok iyi bir şekilde bildiği Yıldızlı Gece tablosu Fransa’daki Saint-Rémy bölgesindeki bir manzarayı tasvir ediliyor. Elbette gerçek manzaranın ressamın zihnindeki kadar büyüleyici olduğu söylenemez. Ancak van Gogh’un sanatına ilham kaynağı olan başka gerçek mekanlar da var. Onlardan biri de yine Fransa’daki Rhone Nehri. 1880’lerin sonunda ortaya çıkan Rhone Üzerinde Yıldızlı Gece isimli resim, nehrin kıyısındaki bir noktada yapıldı.
4. Ekeberg Tepesi – Çığlık
Norveçli sanatçı Edvard Munch, 1892 yılında çıktığı bir akşam gezintisi sırasında gün batımının ve şehir manzarasının karşısında büyülenmişti. Ancak bu deneyimi fazla sürmedi. Sanatçı, birkaç dakika içerisinde sebebi açıklanamayan, bunaltıcı bir kaygının ve umutsuzluk hissinin pençesine düştü. Munch daha sonra bu deneyimi günlüğünde şöyle anlattı: “İki arkadaşımla bir patikada yürüyordum. Güneş batıyordu, aniden gökyüzü kan kırmızısına döndü. Bitkin bir şekilde durdum ve çite yaslandım, arkadaşlarım yürümeye devam etti, ben orada kaygıdan titreyerek durdum ve doğadan geçen sonsuz bir çığlığı hissettim… Dikkatli sanatseverler, ressamın bu iç karartıcı deneyiminin hangi tabloya dönüştüğünü çoktan anlamıştır. Biz yine de söyleyelim: Çığlık. İşte sanatçının bu ilginç deneyimi yaşadığı ve dünyaca ünü resmine ilham kaynağı olan mekân Oslo’daki Ekeberg Tepesi.
5. Beyaz ev – Amerikan Gotiği
Dünyaca ünlü resimlere ilham kaynağı olan gerçek mekanlar listesinin beşinci sırasında Amerika Birleşik Devletleri’nin Iowa eyaletine bağlı Eldon şehrindeki sıradan bir beyaz ev yer alıyor. Ev, Amerikalı ressam Grant Wood tarafından 1930 yılında yapılan Amerikan Gotiği isimli tablonun en önemli unsurlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
6. Jatte Adası – Grande Jatte Adası’nda Bir Pazar Öğleden Sonrası
Fransız ressam Georges Seurat’ın 1886 yılında tamamladığı dünyaca ünlü tablo noktacılık olarak bilinen tekniğin en ikonik örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Resim, hayli ilginç bir pazar öğleden sonrasını, Seine Nehir kıyısında güneşlenen Parislileri merkeze alıyor. Tahmin edebileceğiniz gibi Jatte Adası hayali bir yer değil.
7. Mont Saint-Michel
Manş Denizi’nin kıyısında yer alan tarihi yarımada Mont Saint-Michel, Orta Çağ’ı anımsatan mimarisiyle Fransa’nın en ilgi çekici destinasyonları arasında yer alıyor. Bu büyüleyici coğrafyanın, başarılı sanatçıları etkilememesi şaşırtıcı olurdu. Eşsiz deniz manzaralarına yer verdiği resimleriyle tanınan İngiliz ressam James Webb ise bölgeden ilham alan sanatçıların başında geliyor. Öyle ki ressamın aynı isimli ikonik tablosu, sanat tarihinin en kıymetli resimlerinden biri olarak varlığını sürdürüyor.
8. San Marco Meydanı
Giovanni Antonio Canal (18 Ekim 1697 – 19 Nisan 1768) veya bilinen adıyla Canaletto, 18. yüzyıl İtalya’sındaki en önemli ressamlardan biri olarak kabul ediliyor. Sanat hayatı boyunca oldukça detaylı ve gerçekçi şehir manzaralarını tuvaline aktaran ressamın ilham kaynakları arasında İtalya’nın Venedik kentindeki San Marco Meydanı da var.
9. Matterhorn – Matterhorn’da Gün Doğumu
Matterhorn, İsviçre Alpleri’nde bulunan en ünlü dağlardan biri. Bu ikonik dağın 1880’lerdeki halini ise 19. yüzyılın en ünlü manzara ressamlarından biri olan Amerikalı Albert Bierstadt’ın Matterhorn’da Gün Doğumu isimli resmine bakarak görmek mümkün. Yani evet, Matterhorn Dağı da dünyaca ünlü resimlere ilham kaynağı olan gerçek mekanlardan bir diğeri.
10. McSorely’nin Barı
1854 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nn Manhattan bölgesinde kapılarını açan McSorely’nin Barı, talaş kaplı zemini ve lezzetli biralarıyla popüler bir işletme haline gelmişti. French Sloan adındaki Amerikalı ressamın aynı isimli tablosu ise ilhamını doğrudan bu mekandan alıyor. 1912 yılında tamamlanan resmin merkezinde barın müdavimleri ve çalışanları yer alıyor.
Kaynak: 1