Tüm dünyada cinsiyetçilik temelli sorunlar ne yazık ki çözüme kavuşmadı. Kadınlara yönelik ayrımcılık oldukça küçük yaşlarda başlıyor. Bu sorunu gündeme getirmek ve kız çocuklarının insan haklarını sağlamak amacıyla Türkiye, Kanada ve Peru tarafından yapılan girişimler sonucunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 11 Ekim, “Dünya Kız Çocukları Günü” olarak ilan edildi. Bu özel günde tüm dünyada kız çocuklarıyla ilgili çarpıcı gerçekleri hatırlayalım…
11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nün amacı, kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve onların insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak.
Cinsiyetçilik ve eşit olmayan görev dağılımı, UNICEF’in yayınladığı rapora göre oldukça küçük yaşlarda başlıyor…
Verilere göre dünya genelinde 1,1 milyar kız çocuğu bulunuyor. Bunlardan 62 milyonu okula gitmiyor.
6 ila 11 yaşlarındaki 16 milyon kız çocuğu ise okula bile başlayamama riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
Dünyada 15-19 yaş arası her 7 kız çocuğundan biri zorla evlendiriliyor. Her gün, 18 yaşın altında 47 bin 700 kız çocuğu evlendiriliyor.
Dünyada her 10 dakikada, bir kız çocuğu gördüğü şiddet yüzünden hayatını kaybediyor.
Kız çocuklarının çok büyük bir kısmı, evin sorumluluklarını üstlenmek için eğitim hayatlarını sona erdiriyor.
Türkiye’de ise nüfusun yüzde 29’u kız çocuklardan oluşuyor. Son 6 yılda evlenmek zorunda bırakılan kız çocuğu sayısı ‘tespit edilebilen resmi’ rakamlara göre 232 bin.
Son 6 yılda 142 bin çocuk anne oldu…
Ayrıca ilköğretim çağında olup okuma gitmeyen kız çocuklarının sayısı, aynı durumdaki erkek çocukları sayısından 600 bin fazla.
Facebook da Dünya Kız Çocukları Günü için özel bir paylaşım yaptı.
Dünya Kız Çocukları Günü” sebebi ile klişe sloganlar havada uçuyor. “Kız çocuklarımız okumalı, özgür olmalı, hayallerini gerçekleştirmeli…Yirmi yıl önceki sloganlar…
İstisnaları saymazsak kızlar artık okuyor, gayet özgürler ve hayallerini gerçekleştirmeleri içini kapılar açık. Her yerde onlara pozitif denilen bir ayrımcılık mevcut.
Genel olarak baktığımızda kızların artık problemleri bunlar değil. Çağımızın kızları fazla özgürlüğün getirdiği problemlerle boğuşuyorlar.
Küçük yaşlarda beden ve estetik takıntısı,
Uyuşturucu ve alkol batağındaki ünlüleri model alıp onlar gibi olmaya çalışmaları,
Sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı,
Beden teşhirciliği,
Sosyal ağ bağımlılığı,
Kıskançlık, haset, fesat, hırs, arkadaşının sevgilisi gibi duygusal çıkmazlar,
13 yaş civarı başlayan erken cinsel birliktelikler,
Kürtaj, babasız doğan çocuklar…
Eski sevgililerin bıraktığı acılar…
Aile ile kuşak çatışmaları,
Argo, küfür ve erkeksileşme…
Kariyer, yalnızlık, evlenememek, anne olamamak…
Mutlu olamamak ve depresyon…
Kız çocuklarını düşündüğünü iddia edenler!
Artık bu ezberlerinizden kurtulun da bunlara bakın. Kızlar ve kadınlarla ilgili bireysel olayları cımbızlayıp mağdur edebiyatı yapmaktan vazgeçin.
Gözlerinizi açın ve kız çocukları için gerçekten bir şey yapmak istiyorsanız öncelikle annelerinin hırsları yüzünden sürekli internete fotoğrafı ve videosu paylaşılan mahremiyetine saygı duyulmayan küçük kız çocukları için bir şeyler yapın.
“Toplumsal Cinsiyet Özgürlüğü” adı altında kızları erkekleştirmeye çalışan derneklerle mücadele edin.
Kadın hakları ismi altında kız çocuklarını ve kadınları erkeklerden nefret ettirmeye çalışanlara engel olun.
Kızları yaratılış özelliklerine sahip çıkmaları için yönlendirin.
Kadın bedeni içinde erdemsiz erkek taklitciliği yapmaya çalışan kızlara “kendiniz olun” mesajı içeren, cinsiyetinizin güzelliklerinin farkında olun eğitimleri verin. Kızları; argo, küfür, kavga gibi ruhunu incitecek davranışlar yerine Allah’ın kadına yüklediği incelikler; letafet ve nezaket ile kültürlü zarif bir hanımefendi olmaları için yönlendirin.
Küçücük yaşlarda kadın olmaya heveslenen ve yaşının üstünde giyinen, süslenen ve öyle yaşamaya çalışan kızlara yaşlarına göre yaşamaları için yol gösterin.
Başarı, okul, diploma, kariyer, para diye beyni yıkanan çocukların; ahlak, erdem ve maneviyat olmadan mutlu olamadıkları açıkça görülüyor. O halde yapılması gereken onlara biraz daha dünya hırsı yüklemek değil, onları mutlu edecek değerler yüklemek olmalı.
“Kızları erkekleştirmek” kısmı dışında dediklerine katılıyorum. Daha ilkokul çağında olmasına rağmen çevreden ve aileden gördüğü “kadınlara yüklenen” güzel görünmek, makyaj yapmak ve ağzından çıkan her sözün “sevgililiğe” bağlanması gibi birçok saçma düşünceleri onlara normal olarak göstermemeliyiz. Ama özellikle günümüzde bunu kimse takmıyor ve çocuk yaşta, çocukluk mızmızlıklarından kurtulmak için eline telefon verip onları kendi hallerine bırakıyorlar.
Bunun sonucu da internette çok kez karşılaştığımız durumları oluşturuyor. Durumumuz içler acısı.
Kızları erkekleştirmek kısmına gelirsek, senin düşüncene katılmıyorum. Bence yapılan davranışları kız-erkek diye ayırmak bile hatalı. Bu bana, benim çocukken karşılaştığım “Sen kızsın, git Barbie ile oyna! Arabalar ve silahlar erkekler içindir!” tarzı sözleri hatırlatıyor. O zamanlar bile buna çok üzülüp sinirlenirdim hatta sinirden ağlardım bile. Çünkü silahlara ilgi duyuyordum, tıpkı erkek kuzenimin Barbielere ilgi duyduğu gibi.
Bence bir işi sırf “kadın” ya da “kız” diye yapamamasını öngörmek, özellikle bu çağda biraz tuhaf kaçıyor. Ya da kadın dediğin “letafet ve nezaket ile kültürlü zarif bir hanımefendi” olmalı demek. Neden? Penisimiz yok diye mi? Erkeklere oranla daha güçsüzüz diye mi? O zaman halter kaldıran ya da amelelik yapan kadınlar, erkek olarak mı sayılmalı? Belki de asıl bu onun “kendisi olma” şeklidir?
Ya da küfür, şiddet, kabalık erkeklerde mi görünmesi gereken özelliklerdir? Sırf bir “penisle” doğduğu için, zina yapması, kadınlardan daha çok özgürlüğe sahip olması ya da argo sözler sarf etmesi normal midir? Bence bu özellikler ne kadına ne de erkeğe yakışır. Kadına yakıştırdığınız o “cici bici” özellikler erkekte de olabilir. Ama tabii özellikle bunu toplum kabul etmez. Çünkü o zaman ERKEK olmaz!
Sonuçta kadınlar erkeklerin yapabileceği her şeyi yapabilir, erkekler de kadınların yapabileceği her şeyi yapabilir. En son erkeğe rahim nakli yapılıp doğurması bile sağlanabiliyordu, kadınlara da penis nakli yapılabiliyordu.
Dediğim gibi onun dışındaki yorumlarına katılıyorum. Özellikle kadınları “ERKEK! SEVGİLİ! LİSEYE GELDİN HÂLA MI SEVGİLİN YOK? SEVGİLİ! SEVGİLİ! WATTPAD’DEKİ GİBİ DÖVSÜN BENİ! BENİ TARTAKLASIN AMA BEN ONU SEVEYİM! ÇÜNKÜ BEN STANDART BİR KADINIM VE KADINLAR BÖYLE DÜŞÜNÜR!” diye düşünüyor olarak gösterdikten sonra, kendi değerlerini ayaklar altına aldıktan sonra, kendilerini beyiniz olarak gösterdikten sonra, aynı kişiler bir de gelip acıtasyon yapıyorlar. Bunlara katlanamıyorum.
Lütfen tekrar giriş yapın.
Giriş sayfası yeni bir pencerede açılacaktır. Giriş yaptıktan sonra pencereyi kapatıp bu sayfaya dönebilirsiniz.
GDPR çerez şeridi ayarları
Gizlilik
Kullanılması gerekli çerezler
Gizlilik
ListeList'ten en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler (cookies) kullanmaktayız. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanmaktadır ve takip eden ziyaretlerinizde siz olduğunuzu bilebilmek, sitenin hangi alanlarını ilgi çekici bulduğunuzu incelemek gibi amaçlarla kullanılmaktadır.
Kullanılması gerekli çerezler
Kullanılması gerekli çerezler tercihlerinizi saklamak ve buna uygun hizmet verebilmek adına her zaman etkin durumdadır.
Eğer bu çerezi kapatırsanız, bu ekranda yapmış olduğunuz tercihleri de saklayamayız. Bu da siteye ger gelişinizde çerezleri etkinleştirip etkinleştirmeme işlemini tekrar yapmanız gerektiği anlamına geliyor.
Dünya Kız Çocukları Günü” sebebi ile klişe sloganlar havada uçuyor. “Kız çocuklarımız okumalı, özgür olmalı, hayallerini gerçekleştirmeli…Yirmi yıl önceki sloganlar…
İstisnaları saymazsak kızlar artık okuyor, gayet özgürler ve hayallerini gerçekleştirmeleri içini kapılar açık. Her yerde onlara pozitif denilen bir ayrımcılık mevcut.
Genel olarak baktığımızda kızların artık problemleri bunlar değil. Çağımızın kızları fazla özgürlüğün getirdiği problemlerle boğuşuyorlar.
Küçük yaşlarda beden ve estetik takıntısı,
Uyuşturucu ve alkol batağındaki ünlüleri model alıp onlar gibi olmaya çalışmaları,
Sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı,
Beden teşhirciliği,
Sosyal ağ bağımlılığı,
Kıskançlık, haset, fesat, hırs, arkadaşının sevgilisi gibi duygusal çıkmazlar,
13 yaş civarı başlayan erken cinsel birliktelikler,
Kürtaj, babasız doğan çocuklar…
Eski sevgililerin bıraktığı acılar…
Aile ile kuşak çatışmaları,
Argo, küfür ve erkeksileşme…
Kariyer, yalnızlık, evlenememek, anne olamamak…
Mutlu olamamak ve depresyon…
Kız çocuklarını düşündüğünü iddia edenler!
Artık bu ezberlerinizden kurtulun da bunlara bakın. Kızlar ve kadınlarla ilgili bireysel olayları cımbızlayıp mağdur edebiyatı yapmaktan vazgeçin.
Gözlerinizi açın ve kız çocukları için gerçekten bir şey yapmak istiyorsanız öncelikle annelerinin hırsları yüzünden sürekli internete fotoğrafı ve videosu paylaşılan mahremiyetine saygı duyulmayan küçük kız çocukları için bir şeyler yapın.
“Toplumsal Cinsiyet Özgürlüğü” adı altında kızları erkekleştirmeye çalışan derneklerle mücadele edin.
Kadın hakları ismi altında kız çocuklarını ve kadınları erkeklerden nefret ettirmeye çalışanlara engel olun.
Kızları yaratılış özelliklerine sahip çıkmaları için yönlendirin.
Kadın bedeni içinde erdemsiz erkek taklitciliği yapmaya çalışan kızlara “kendiniz olun” mesajı içeren, cinsiyetinizin güzelliklerinin farkında olun eğitimleri verin. Kızları; argo, küfür, kavga gibi ruhunu incitecek davranışlar yerine Allah’ın kadına yüklediği incelikler; letafet ve nezaket ile kültürlü zarif bir hanımefendi olmaları için yönlendirin.
Küçücük yaşlarda kadın olmaya heveslenen ve yaşının üstünde giyinen, süslenen ve öyle yaşamaya çalışan kızlara yaşlarına göre yaşamaları için yol gösterin.
Başarı, okul, diploma, kariyer, para diye beyni yıkanan çocukların; ahlak, erdem ve maneviyat olmadan mutlu olamadıkları açıkça görülüyor. O halde yapılması gereken onlara biraz daha dünya hırsı yüklemek değil, onları mutlu edecek değerler yüklemek olmalı.
“Kızları erkekleştirmek” kısmı dışında dediklerine katılıyorum. Daha ilkokul çağında olmasına rağmen çevreden ve aileden gördüğü “kadınlara yüklenen” güzel görünmek, makyaj yapmak ve ağzından çıkan her sözün “sevgililiğe” bağlanması gibi birçok saçma düşünceleri onlara normal olarak göstermemeliyiz. Ama özellikle günümüzde bunu kimse takmıyor ve çocuk yaşta, çocukluk mızmızlıklarından kurtulmak için eline telefon verip onları kendi hallerine bırakıyorlar.
Bunun sonucu da internette çok kez karşılaştığımız durumları oluşturuyor. Durumumuz içler acısı.
Kızları erkekleştirmek kısmına gelirsek, senin düşüncene katılmıyorum. Bence yapılan davranışları kız-erkek diye ayırmak bile hatalı. Bu bana, benim çocukken karşılaştığım “Sen kızsın, git Barbie ile oyna! Arabalar ve silahlar erkekler içindir!” tarzı sözleri hatırlatıyor. O zamanlar bile buna çok üzülüp sinirlenirdim hatta sinirden ağlardım bile. Çünkü silahlara ilgi duyuyordum, tıpkı erkek kuzenimin Barbielere ilgi duyduğu gibi.
Bence bir işi sırf “kadın” ya da “kız” diye yapamamasını öngörmek, özellikle bu çağda biraz tuhaf kaçıyor. Ya da kadın dediğin “letafet ve nezaket ile kültürlü zarif bir hanımefendi” olmalı demek. Neden? Penisimiz yok diye mi? Erkeklere oranla daha güçsüzüz diye mi? O zaman halter kaldıran ya da amelelik yapan kadınlar, erkek olarak mı sayılmalı? Belki de asıl bu onun “kendisi olma” şeklidir?
Ya da küfür, şiddet, kabalık erkeklerde mi görünmesi gereken özelliklerdir? Sırf bir “penisle” doğduğu için, zina yapması, kadınlardan daha çok özgürlüğe sahip olması ya da argo sözler sarf etmesi normal midir? Bence bu özellikler ne kadına ne de erkeğe yakışır. Kadına yakıştırdığınız o “cici bici” özellikler erkekte de olabilir. Ama tabii özellikle bunu toplum kabul etmez. Çünkü o zaman ERKEK olmaz!
Sonuçta kadınlar erkeklerin yapabileceği her şeyi yapabilir, erkekler de kadınların yapabileceği her şeyi yapabilir. En son erkeğe rahim nakli yapılıp doğurması bile sağlanabiliyordu, kadınlara da penis nakli yapılabiliyordu.
Dediğim gibi onun dışındaki yorumlarına katılıyorum. Özellikle kadınları “ERKEK! SEVGİLİ! LİSEYE GELDİN HÂLA MI SEVGİLİN YOK? SEVGİLİ! SEVGİLİ! WATTPAD’DEKİ GİBİ DÖVSÜN BENİ! BENİ TARTAKLASIN AMA BEN ONU SEVEYİM! ÇÜNKÜ BEN STANDART BİR KADINIM VE KADINLAR BÖYLE DÜŞÜNÜR!” diye düşünüyor olarak gösterdikten sonra, kendi değerlerini ayaklar altına aldıktan sonra, kendilerini beyiniz olarak gösterdikten sonra, aynı kişiler bir de gelip acıtasyon yapıyorlar. Bunlara katlanamıyorum.