Güzellik trendleri hayatımızın bir parçası olmuş durumda. Sosyal medyada göz kamaştıran güzellik dönüşümlerini gördükçe bu uygulamaları denemek için içimiz gidiyor. Ancak bu popüler tedaviler gerçekten ne kadar güvenli? Bu noktada, işin uzmanları olan doktorların önerilerine kulak vermek gerekiyor. Ne yazık ki, her yöntem masum ve sorunsuz değil. Bazı prosedürler geri dönüşü zor sonuçlar doğurabiliyor. İşte doktorların önermediği estetik işlemler…
1. Nazolabial dolgu
Doktorların önermediği estetik işlemler yazımıza başlıyoruz. Nazolabial dolgu, burun köşelerinden ağza kadar uzanan çizgilere hacim kazandırmak için yapılan bir işlem. Bu dolgular, zamanla yüz şeklinizde değişikliğe ve yanakların şişkin görünmesine neden olabilir.
Dermatolog Dr. Shereene Idriss, nazolabial bölgeye fazla dolgu uygulanmasının ciddiyetle kaçınılması gerektiğini söylüyor. Dolguların burun köşelerine yakın bir alana, yani piriform fossa olarak adlandırılan bölgeye enjeksiyonu, tekrarlandığında sizi çökmüş ve yapay bir yüz ifadesiyle baş başa bırakabilir.
San Francisco Plastik Cerrahi Merkezi’nden Dr. Usha Rajagopal, yanaklardaki dolgunun yan etkilerine dikkat çekiyor: “Doğru teknikle yapılan dolgular harika sonuçlar verir, ancak dolgu maddesinin yanaklara göç etme riski var. Kötü enjeksiyon teknikleri, yüz damarlarına zarar vererek ciddi komplikasyonlara yol açabilir.”
Ancak, Dr. Daniel Friedmann bu dolgunun yüz şekli üzerinde aşırı bir değişiklik yaratmayacağını iddia ediyor. “Yüzde hyaluronik asit dolguları, yanaklara doğru sadece 3-4 mm kadar yayılır.” Yine de, dolguların risklerini minimize etmek için profesyonel bir uzmanla çalışmak şart.
İşin uzmanlarının ortak yorumu ise çok net: Bu dolgular yapılacaksa, mutlaka iyi eğitim almış bir doktor tarafından yapılmalı.
2. Yoğun asitli peelingler
Yoğun asitli peelingler, yüzün üst katmanındaki ölü deriyi soyup yenilemeyi amaçlayan, yoğun asit içeren kimyasal eksfoliantlardır. En çok TCA, glikolik asit ve fenol asit gibi kimyasallar kullanılır. Özellikle koyu cilt tonuna sahip kişilerde pigmentasyon sorunlarına, kalıcı lekelere ve hasara neden olabilirler.
Dr. Rajagopal, bu tür peelinglerin riskli olduğuna dikkat çekiyor: “Cildin en üst katmanını aşan peelinglerden kaçınırım. Koyu ten rengine sahip kişiler için bu tarz uygulamalar, İltihap Sonrası Hiperpigmentasyon (PIH) gibi sorunlara neden olabilir.”
Bu peelingler ağırlıklı olarak açık tenli ve derin kırışıklıklara sahip kişilerde uygulanmalıdır. Yine de, her cilt tipi için deneyimli doktorlar tarafından yapılması çok önemli.
3. Masseter botoksu (diş gıcırdatma tedavisi)
Masseter botoksu, çene bölgesindeki masseter kasına botoks uygulanarak, diş gıcırdatma, çene sıkma gibi sorunları tedavi etmek amacıyla yapılan bir uygulamadır. Aynı zamanda yüz inceltme etkisi nedeniyle kozmetik amaçla da tercih edilir. Masseter botoksunun aşırı kullanımı yanak sarkması, kas atrofisi ve yüzde yapay incelmeye yol açabilir.
Dr. Rajagopal, bu uygulamanın yaşı ilerlemiş kişiler için uygun olmadığını söylüyor: “Genç hastalarda masseter botoksu etkili olabilir. Ancak 40 yaşından sonra kemik kaybı nedeniyle kasların zayıflaması, yüzde çökme ve kukla çizgilerinin belirginleşmesi gibi yan etkilere neden olabilir.”
Dermatolog Dr. Saami Khalifian ise bu uygulamanın mutlaka deneyimli bir uzman tarafından yapılması gerektiğini vurguluyor. “Masseter botoksu, hassas bir enjeksiyon tekniği gerektirir. Yüzün incelmesini isteyenlerle tedavi amacıyla yaptıran hastaların beklentileri farklı olabilir. Uzman ellerde yapılmadığında istenmeyen sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.”
İlginizi çekebilir:
Bruksizm Nedir? Geceleri Diş Gıcırdatmanızı Önlemeye Yardımcı Olacak Çözüm Önerileri
4. Silikon bazlı dolgular
Silikon bazlı dolgular, kalıcı sonuç arayanların başvurduğu ancak oldukça riskli bir seçenek. Bu dolgular, özellikle cerrahi olarak çıkarılması gerektiğinde büyük problemlere yol açabiliyor. Bu tarz dolgularda vücut, yabancı maddeye tepki göstererek iltihaplanma yaratabilir. Dolgular, zamanla yer değiştirebilir. Çıkartmak için hyaluronidaz gibi eriticiler, silikon dolgular üzerinde etkili değildir. Cerrahi müdahale şart olabilir.
Estetik uzmanı Khalifian, bu dolgular konusunda net bir uyarıda bulunuyor: “Muayenehaneme yurtdışında yaptırdıkları dolguları geri alınmamı isteyen birçok hasta geliyor. Ne yazık ki, silikon bazlı dolguları hyaluronidaz gibi yöntemlerle eritmek mümkün olmuyor ve tek çözüm cerrahi olarak çıkarmak oluyor.”
Aynı zamanda FDA onaylı Bellafill gibi dolgulardan da uzak durulmasını tavsiye ediyor. Polimetil metakrilat (PMMA) bazlı bu dolgular geri dönüşü olmayan reaksiyonlara yol açabiliyor.
5. Cilt tonuna uygun olmayan lazer tedavileri
Lazer tedavileri cilt gençleştirme, hiperpigmentasyon ve kırışıklıkların tedavisinde sıkça kullanılıyor. Ancak özellikle termal bazlı lazerler (örneğin CO2 lazeri) koyu cilt tonları için uygun değil. Lazer, koyu ciltlerde renk dengesini bozarak lekelere neden olabilir. Yanlış lazer seçimi, ciddi yanıklara ve cilt hasarına yol açabilir.
Dermatolog Hartman, koyu cilt tonlarına sahip kişilerin IPL ve BBL gibi lazer uygulamalarından uzak durması gerektiğini belirtiyor: “Bu cihazlar, ciltteki normal pigmentle hedeflenen pigment arasındaki farkı ayırt edemez. Bu nedenle, koyu ciltlerde hasara yol açabilir.”
6. Yüz germe iplikleri
Bu yöntemde cildin altına ince ipler yerleştirilir ve cilt yukarı doğru çekilerek gençleştirme etkisi yaratılır. Bu yöntem özellikle “tilki gözü” ve mini yüz germe işlemlerinde popüler bir seçenek. İşlem sonrasında uzun süren ağrılar olabilir. Dikiş iplerinin erimemesi ve dışarı çıkması enfeksiyona yol açabilir.
Bazı hastalar, iplerin uzun süre ciltlerinden dışarı çıkması gibi durumlarla karşılaşabiliyor. Estetik uzmanı Friedmann, yüz germe iplerinin etkisinin genellikle kısa süreli olduğunu söylüyor: “Cilt hızlıca eski haline döndüğü için bu işlem geçicidir. Ancak kolajen üretimi açısından fayda sağlar.”
Bu işlemi yaptıracaksanız, mutlaka yüz anatomisini iyi bilen bir uzmana başvurmalısınız.
İlginizi çekebilir:
Kırışıklık Görünümünü Azaltın: Etkilerini Kısa Sürede Göreceğiniz 6 Masaj Tüyosu
Uzmanların tercih ettiği tedaviler
Doktorların önermediği estetik işlemler yazımızın sonuna geldik. Peki güvenilir yöntemler yok mu? Riskli prosedürlerden uzak durmak isteyenler için uzmanların onayladığı bazı etkili ve güvenilir yöntemler var. İşte onlardan bazıları…
- Botoks: Botoks, yıllardır en güvenilir ve etkili tedavilerden biri olarak kabul ediliyor. Yaşlanma belirtilerini azaltmak isteyenler için birebir. Hartman, “Botoks, minimal invaziv estetik dünyasında oyunu değiştiren bir uygulamaydı” diyor.
- Mikro-çekirdek tedavisi: Mikroskobik deri tıkaçları ile yapılan bu yöntem, cilt sarkmalarına ve elastikiyet kaybına karşı etkili. Hartman, bu tedavinin koyu cilt tonlarında da güvenle uygulanabileceğini söylüyor.
- Biyostimülatörler (Sculptra gibi): Ciltte kolajen üretimini artıran bu enjeksiyonlar, iki yıla kadar kalıcılık sağlıyor. Khalifian, biyostimülatörlerin lazer ve IV tedavilerle birleştirildiğinde daha iyi sonuçlar verdiğini belirtiyor.
- Cilt sıkılaştırma cihazları (Ultherapy, Sofwave): Yüzün alt kısmında sarkmaları azaltmaya yardımcı olan bu cihazlar, uzmanlar tarafından öneriliyor.
Kaynak: 1