Dünyanın en kötü nükleer kazası olan Çernobil felaketinden neredeyse kırk yıl sonra, bölge yaşam belirtileri göstermeye başladı. Çernobil’deki vahşi hayvanlar kirlenmiş bölgede yaşıyor, bir şekilde doğaya ayak uyduruyor. Bir zamanlar sonsuza dek yaşanmaz olduğu düşünülen Çernobil Hariç Tutma Bölgesi, yaşamın bir şekilde yolunu bulduğunu kanıtlayan bir hayvan ve bitki cenneti haline geldi. Detaylar birlikte inceleyelim?
1. Çernobil’deki hayvanlar her şeye rağmen hayatta kaldı
26 Nisan 1986’da hatalı tasarım ve yanlış eğitilen işçilerin nedeniyle Çernobil nükleer santralinin 4. reaktöründe bir patlama yaşandı. Felaket çevreyi harap ederken toplam radyasyon miktarının yüzlerce atom bombasından kat kat yüksek olduğu ortaya çıktı.
Pripyat şehrinde felaketin neden olduğu radyasyon binlerce ağacın yapraklarının pas rengine dönmesine yol açtı ve ormana yeni bir isim verdi: Kızıl Orman. İşçiler sonunda radyoaktif ağaçları buldozerle yıktılar. Ayrıca, Sovyet askerlerine 1000 mil karelik Çernobil Hariç Tutma Bölgesi içindeki başıboş hayvanları vurmaları emredildi. Bugün uzmanlar, bölgenin bazı bölümlerinin insanlar için 20.000 yıl daha tehlikeli kalacağına inansa da, çok sayıda hayvan ve bitki türü hayatta kalmayı başardı.
2. İnsanların yokluğu Çernobil’i vahşi hayvanların yeni yuvası yaptı
Çernobil felaketi, insansız bir Dünya’yı gözler önüne seriyor. Bu bölgede avlanmak kesinlikle yasa dışı, Çernobil Yasak Bölge içinde insanların yaşaması mümkün değil. Bu yüzden doğa insan faaliyetlerinden bağımsız olarak kendi yaşam alanını kurdu. Birkaç hayvan türü Çernobil Hariç Tutma Bölgesi içinde, dışarıda olduğundan daha iyi yaşıyor.
3. Çernobil’de ayılar ve kurtların sayısı insanlardan fazla
Biyolog Jim Beasley’e göre, bölgedeki büyük memelilerin nüfusu, felaketten önceki sayılarını kat kat aştı. Ayılar, kurtlar, vaşaklar, bizonlar, geyikler, kunduzlar, tilkiler, porsuklar, yaban domuzları ve rakun köpekleri, radyoaktif Çernobil’de yaşayan türlerden sadece birkaçı. Büyük hayvanların yanı sıra, çeşitli amfibiler, balıklar, solucanlar ve bakteriler de insansız bölgeye yerleşmiş durumda.
4. Nesli tükenmekte olan bir vahşi at türünün nüfusu artmaya başladı
Smithsonian’ın Ulusal Hayvanat Bahçesi ve Koruma Biyolojisi Enstitüsü, Przewalski ya da Moğol atlarını “son gerçek vahşi at” olarak adlandırdı. Bir zamanlar Asya ve Avrupa’nın geniş bölgelerine yayılan atların nesli neredeyse tükenmişti. Ancak radyasyonun Çernobil’in yaban hayatı üzerindeki etkilerini inceleyen İngiliz ekolojistler Przewalski atının sayısının Çernobil içinde arttığını gözlemledi. 1990’ların sonunda, radyasyonlu bölgenin Ukrayna tarafında yaklaşık 30 Przewalski atı serbest bırakılmıştı ve bu nüfus bugün 200’ün üzerine çıktı.
5. Radyasyon Çernobil’deki böcekleri öldürmüş olabilir
Hayvanların ve bitkilerin aksine, Çernobil’deki böcekler ve örümceklerin sayısında büyük bir düşüş görüldü. Biology Letters’ta 2009’da yapılan bir araştırma, Çernobil felaket bölgesinin etrafındaki bazı bölgelerde radyasyon fazlalığının böcekleri negatif etkilediğini ortaya çıkardı.
Benzer bir durum, Fukuşima nükleer santralindeki 2011 nükleer kazasından sonra da meydana geldi. Fukuşima’daki kuşlar, ağustos böcekleri ve kelebeklerin popülasyonu azalırken, diğer hayvanlar etkilenmedi.
6. Çernobil’deki hayvanlar mutant sayılır
Bilim insanları, felaketten etkilenen organizmalarda önemli genetik değişiklikler olduğunu kaydetti. Biological Conservation’ın 2011 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, Çernobil’de yaşayan bitki ve hayvanlarda genetik mutasyonlar 20 kat arttı. Artan mutasyonların türlerin üreme oranlarını, popülasyon büyüklüğünü, genetik çeşitliliğini ve diğer hayatta kalma faktörlerini nasıl etkilediğini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.
7. Mutasyon sandığınız gibi değil
Bölgede, filmlerdeki gibi iki başlı ayılar ya da dört gözlü balıklar yok. Çernobil’deki hayvanların mutasyonu çok nadir olarak bazılarının daha hızlı büyümesine neden oluyor.
Bölgede bulunan radyoaktif izotoplardan sezyum-137’nin ömrü 30 yıldan fazladır. Bu izotop hayvanların yediği bazı sebzelere yerleşerek bazılarını orantısız şekilde etkiler. Mesela radyoaktif mantarları yiyen tarla farelerinin daha az doğurgan olduğu ve bunun sonucunda da popülasyonun azaldığı ortaya çıktı.
8. Kırlangıçlarda albinizm görüldü
Muhtemelen radyasyona bağlı genetik mutasyonların sonucu olarak bölgedeki kırlangıçların kısmi albinizm gösterdiği ortaya çıktı. Yüksek radyasyon seviyelerine sahip alanlarda, daha küçük beyinli, daha az sperme sahip kuş popülasyonları arttı.
9. Çernobil köpekleri sahiplendirildi
27 Nisan 1986’da şehrin boşaltılması sırasında sahipleri tarafından terk edilen köpeklerin torunları, yıllardır ıssız bölgede yaşıyor. Şimdi, Temiz Gelecek Fonu adlı bir kuruluş, Çernobil’de kısırlaştırma kampanyalarının yürütülmesine yardım ediyor. Ayrıca Çernobil yavrularına tıbbi bakım, aşı ve hatta yiyecek sağlıyorlar.
2018 ve 2019’da, birkaç köpeğin radyasyon seviyesinin insanlar için güvenli hale geldiği ortaya çıktı ve bu köpekler sahiplendirildi.
10. Yasaklı bölgelerde yaşayan insanlar var
Çernobil köpeklerinden bazıları yasaklı bölgelerde yaşayan insanlar tarafından sahiplenildi. Hariç tutma bölgesi olarak da bilinen şehrin yakınındaki bazı köylerde yetkililerin zımni izniyle yaşayan çok sayıda insan var. Bu sakinler genellikle felaket öncesinde bu bölgede yaşayan çoğunlukla kadınlar ve yaşlılardan oluşuyor.
Yazımızın sonuna geldik. İyi günler dileriz.
İlginizi çekebilir:
Çernobil Nükleer Felaketinin Tartışmalı İsmi Viktor Bryukhanov Kimdir?
Çernobil’de Orman Yangını: Bölgedeki Radyasyon Seviyesi 16 Kat Arttı
Kaynak: 1