Büyük İskender, İssus Savaşı’nda Pers Kralı III. Darius ‘ü mağlup ettikten ve Doğu Akdeniz kıyılarındaki güçlü şehirleri mağlup ettikten sonra MÖ 332’de Mısır’a gitti. O zamanlar, Mazaces adında önde gelen bir Pers satrapı Mısır’ı kontrol ediyordu. Persler, krallığı on yıl önce, MÖ 343’te fethettiklerinden beri Mısır’ı yönetiyorlardı. Yine de İskender, bir Pers soylusu tarafından kontrol edilmesine rağmen, Mısır’a doğudan açılan kapı olan Pelusium’a ulaştığında herhangi bir direnişle karşılaşmadı. Bunun yerine, Curtius’a göre, büyük bir Mısırlı kalabalığı İskender ve ordusunu Pelusium’a ulaştıklarında karşılamıştı. Krala ve onun ordusuna direnmemeyi tercih eden Mazaces, İskender’i de aynı şekilde memnuniyetle karşıladı. Böylece, Mısır savaşmadan Makedonların eline geçti. Çok geçmeden Büyük İskender orada İskenderiye’yi kurmuş ve Mısır halkı tarafından firavun ilan edilmişti. Gelin, Büyük İskender’in Mısır’ı işgalinin ve firavun oluşunun hikayesinin detaylarına birlikte göz atalım.
İskender ve Apis
Pelusium’a ulaşan İskender ve ordusu, daha önceki yüzyıllarda bu antik ülkeyi yöneten birçok yerli hükümdarın geleneksel başkenti olan Memphis’e doğru yöneldi. İskender bu tarihi şehre gelişini kutlayacağından yani orayı fethedeceğinden emindi. Öyle de oldu. Helenik atletik ve müzikal yarışmalar düzenledi ve Yunanistan’dan en iyi yarışmacılar bu etkinlik için Memphis’e getirildi. Bununla birlikte, yarışmaların yanı sıra çeşitli Yunan tanrılarına da adak adadı. Ama yalnızca, bir geleneksel Mısır tanrısı olan Apis’e kurban verildi. Büyük boğa tanrısı Apis, Memphis’te çok önemliydi ve Saqqara’daki anıtsal Serapeum’da bulunuyordu. Kaynaklarda kesin bir bilgi yer almasa da İskender’in bu özel Mısır tanrısına olan özel ilgisinin, onu bu kutsal mabedi ziyaret etmeye yöneltmiş olabileceğine dair söylemler bulunuyor.
Büyük İskender, Perslerin aksine Mısır dinine saygı duydu
Pers İmparatorluğu, tarihinde birkaç kez Mısır’ı işgal etmişti. MÖ 6. yüzyılın sonlarında Pers kralı Cambyses ve nerdeyse 200 yıl sonra III.Pers kralı Mısır’ı fethettiğinde, Mısırlılar için çok büyük öneme sahip olan Apis Boğa tanrısına karşı oldukça küçümser ve saygısız davrandılar. Hatta, her iki kral da kutsal boğayı katledecek kadar ileri gitti. Bu, Perslerin Mısır dinini küçümsemesinin çok büyük bir kanıtıydı. Sonra, İskender tarihi değiştirdi. Apis Boğası’na kurban kesen İskender, kendisini Persli seleflerinin tam tersi olarak göstermek istiyordu. Mısır dinine saygı göstererek, daha önceki Perslerin tam tersi şekilde davrandı. Bu sayede Mısır halkının güvenini ve sevgisini kazanmış oldu.
Halkın güvenini kazanan İskender, firavun ilan edildi
Mısır’da kaldığı süre boyunca İskender, Mısır halkı tarafından yeni firavun ilan edildi. ‘Ra’nın Oğlu ve Amun’un Sevgilisi’ gibi tarihi unvanlar aldı. Bununla birlikte, kanıtlı bir bilgi bulunmasa da İskender’in Memphis’te ayrıntılı bir taç giyme töreni yaptığı hakkında söylentiler yer alıyor. Ayrıntılı taç giyme töreni olsun ya da olmasın, Mısır’da firavun olarak onurlandırıldı. İskender’in bir firavun olarak tasviri, Luksor Tapınağı’nın içinde günümüze kadar gelmiştir. Tapınakta İskender, Amun ile birlikte geleneksel bir Mısır firavunu olarak tasvir edilmiştir. İskender, çağdaşları ve nihayetinde Ptolemaik halefleri için eski Mısır kültürünün büyük gücünün ve prestijinin bir kanıtıdır.
İskenderiye’nin Kuruluşu
Firavun, Memphis’te uzun süre kalmadı. Kısa süre sonra şehri terk etti ve kuzeye, Nil Nehri’ne doğru yola çıktı. Nil Nehri’nin Kanopik kolunda ve Akdeniz’in yanında Rhacotis adlı bir yerde yeni bir şehir kurdu. O şehir, antik Akdeniz’in büyük bir mücevheri olmaya devam eden ve bugüne kadar ayakta kalan İskenderiye’ydi. İskender oradan batıya, kıyı boyunca Paraetonium adlı bir yerleşime yöneldi ve ordusuyla birlikte çölü geçerek Libya’da, Siwa’daki Ammon Kutsal Alanı’na gitti. İskender’in gözünde Libya Ammonu, Zeus’un yerel tezahürüydü ve bu nedenle, tanrının ünlü çöl tapınağını ziyaret etmeye hevesliydi. Siwa’ya ulaşan İskender, Ammon’un oğlu olarak karşılandı.
Mısır’a son ziyareti
İskender, Siwa’dan Mısır’a ve Memphis’e döndüğünde MÖ 331 baharıydı. Memphis’te birliklerini topladı ve Darius’a karşı seferine devam etmeye hazırlandı. MÖ 331’de Nisan ayında, ordusu ile birlikte Memphis’ten ayrıldı. Kral, hayatı boyunca bir daha asla şehri veya Mısır’ı ziyaret etmeyecekti. Ölümünün ardından cesedi Memphis’e getirilen İskender’in nasıl öldüğü ise hala tam olarak bilinemiyor. Son günlerini yüksek ateş ve halsizlikle yatakta geçiren İskender’in, bir hastalıktan veya bir şölende zehirlenmesi sonucu öldüğü de söylentiler arasında yer alıyor.
Kaynak: 1