Bahamalar’a bağlı bir ada olan Bimini onlarca yıldır ilginç bir hikayenin merkezinde yer alıyor. Kuzey Bimini adasının açıklarında bulunan bir yolun, batık şehir Atlantis’e gittiği iddia ediliyor. Bu yol okyanus tabanında bulunuyor ve Arnavut kaldırımlı bir sokağa benziyor. Uzmanlar yolun doğal bir kaya oluşumu olduğunu belirtse de bazı kişiler Bimini yolunun Atlantis şehri ile yakından ilgili olduğunu savunuyor. Peki bu inanış nereden geliyor? Bimini yolu hakkında neler biliyoruz? Yakından inceleyelim.
Kayıp şehir Atlantis ilk olarak Antik Yunan filozofu Platon tarafından dile getirilmiş olsa da bu efsanevi şehri “yeniden keşfetme” konusundaki ilgi 19. yüzyılın sonlarında artmaya başladı
O dönemlerde komplo teorilerine ilgi duyan bazı insanlar batık şehrin yerini belirlemek için hayatlarını bu işe adamıştı. Hatta ilerleyen yıllarda bazı kişiler cevap bulmak için Bimini Yolu’nun Atlantis’e gittiğini iddia edecekti. Elbette bu iddia belirli teorilerle destekleniyordu.
Bimini duvarı olarak da bilinen bu yol, Kuzey Bimini adası açıklarında bulunan, dikdörtgen kireç taşı bloklarından oluşan bir su altı kaya oluşumudur
Bu kayalar 1968 yılında keşfedildi ve o günden beri sayısız teoriye yol açtı. Bazı insanlar bu kayaların insan yapımı bir duvar ya da yol olabileceğini ileri sürdü. Bazıları ise bu kayaların doğal olarak oluştuğunu savundu. Ancak hiçbir şey Bimini Yolu’nun bir zamanlar Atlantis’e giden yol olduğuna inanan teorisyenleri durdurmadı.
Bimini yolu ilk kez 1968 yılında Joseph Manson, Robert Angove ve Jacques Mayol tarafından keşfedildi
Üç adam adanın açıklarında dalış yaparken sanki deniz tabanına kasıtlı olarak yerleştirilmiş gibi görünen kaya bloklarını fark ettiler. Bu yol yaklaşık bir kilometre kadar neredeyse dümdüz bir şekilde uzanıyordu. Hatta yol boyunca benzer tasarımlara sahip iki küçük doğrusal kaya da görüldü. Tasarımlar benzer olduğu için bu kayaları insanların yerleştirildiği düşünüldü.
Teorisyenler, keşfedilen yolun kayıp şehir Atlantis’e gittiğini iddia etmeye başlayınca Bimini yolu bilim insanlarının dikkati çekti
Bunun üzerine çalışmalar yapan bilim insanları, kaya oluşumlarının çoğunun belirsiz dikdörtgen şeklinde olan kireç taşı bloklarından oluştuğunu açıkladılar. Ana yoldaki blokların çoğu birbirleriyle hizalanmış gibi görünüyordu hatta sanki biri elle destekleyerek kayaları üst üste yerleştirmişti.
Bimini yolunu oluşturan kireç taşı; kum, çakıl, mercan parçaları ve deniz kabuklarının bir karışımından oluşuyor
Ancak onu ilk keşfeden kişiler bu yolun kaldırım gibi göründüğünü belirtiyordu. Konu üzerine çalışan birçok bilim insanı, bu taşların doğal yollardan oluştuğunu ifade ediyordu. Peki neden çoğu teorisyen Bimini yolunun keşfini Atlantis’in kanıtı olarak görmeye devam etmişti? Atlantisliler gerçekten bu yolu inşa etmişler miydi?
Tüm bu teoriler elbette temelsiz değil. Çünkü o dönemin en önemli kahinlerinden Edgar Cayce isimli bir adam, Bimini yolu keşfedilmeden kırk yıl önce bu yolun varlığını korkunç bir doğrulukla tahmin etmiş ve yolu Atlantis medeniyetiyle ilişkilendirmişti
Edgar Cayce, 1930’lu ve 40’lı yılların en bilinen mistik “şifacılarından” biriydi. Uyuyan peygamber olarak bilinen Cayce, psişik okumalar yaparak ve bazı güçlü tahminlerde bulunarak kendine harika bir kariyer inşa etmişti.
Cayce, Binimi yolu keşfedilmeden çok önce, Atlantis tapınaklarının bir kısmının 1968 ya da 1969 yılında deniz altında keşfedileceğini iddia ediyordu
Bimini yolu tesadüf olarak 1968 yılında keşfedildi. Teorisyenler Cayce’nin iddiasını bu keşifle ilişkilendirdikten sonra Atlantis’e inanan binlerce kişi Bimini’ye akın etti. İnsanlar Bimini yolunun kendine özgü bir aurası olduğunu söylüyordu. Bazıları bu auraya “güç alanı” demeye başladı.
Bimini, teorilerin popülerlik kazanmasından sonra ziyaretçi akınına uğradı. Bu ziyaretçilerden biri de ünlü yazar Ernest Hemingway’in kardeşi Leicester’dı
Leicester, Bimini’de “gençlik pınarı” bulunduğunu ve bu pınarın kanseri iyileştirdiğini iddia ediyordu. Hem bilimsel hem de doğaüstü tüm teoriler Bimini yolu üzerine odaklanmıştı.
Teorisyenler Bimini’deki enerjiyi hissetmek için çıplaklığın gereklilik olduğunu düşünüyordu. Bu nedenle Bimini’yi ziyaret eden insanların tamamı çıplaktı
Oraya giden son araştırmacı grubu, kayaları analiz etmek için bölgeden örnekler topladı. Nihayetinde bu taşların, plajda da bulunan sahil kayalarının aynısı olduğu keşfedildi. Okyanuslarda su seviyesi yükseldikçe ve plajlar aşındıkça kayalar suya batmış ve zamanla parçalanarak Arnavut kaldırımı benzeri bir görünüme kavuşmuştu.
Bilim insanları araştırmalarının sonuna geldiğinde; Bimini Yolu’nda eski medeniyetlere ait tekerlek izi gibi belirgin kanıtların olmadığını ve dahası bu taşları insanların yerleştirmiş olabileceğine dair hiçbir ipucunun bulunmadığı açıkladı
Her şeyden önemlisi toplanan örneklerin radyokarbon tarihlemesi taşların 2.000 ila 4.000 yaşında olduğunu gösteriyor. Platon MÖ 360 yılında Atlantis’in 10.000 yıl önce var olduğunu iddia etmişti. Yani Bimini yolu Platon’un batık ada tanımıyla uyuşmuyor. Zaten Platon, Atlantis’in Cebelitarık Boğazı yakınlarında olduğunu iddia ediyordu. Özetlemek gerekirse ne taşların yaşı ne de konumu efsaneyle uyumuyor. Ancak tüm bunlar teorisyenlerin düşüncelerini en ufak şekilde değiştirmedi. Hâlâ binlerce insan Bimini yolunun Atlantis’e gittiğine inanıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İlginizi çekebilir:
Kaynak: 1