Tarih, milyonlarca insanın hayatını kaybettiği çok sayıda savaş ve şiddet olayıyla dolu. İşte bu trajik olaylardan biri de 2004 yılında, Rusya’ya bağlı özerk bir bölge olan Osetya’nın Beslan şehrinde yaşandı. 2’si kadın 30 Çeçen saldırgan, 1 Eylül 2004’te Beslan’daki 1 Numaralı okula gelerek öğrencilerden, velilerden ve öğretmenlerden oluşan 1.000’den fazla kişiyi rehin aldı. 3 gün boyunca devam eden rehine krizi 4 Eylül’de, Rus ordusuna bağlı askeri birliklerin müdahalesiyle aşıldı. Ancak olay sona erdiğinde, çoğunluğu öğrencilerden oluşan 300’den fazla kişi, hayatını kaybetmişti. Tarihteki en kanlı okul saldırısı olarak kayıtlara geçen bu olay, ilk önce Beslan Kuşatması daha sonra Beslan Katliamı olarak isimlendirildi…
1 Eylül 2004’te, Çeçen saldırganlar Osetya özerk bölgesindeki Beslan şehrinde bulunan 1 Numaralı okula geldi
Korkunç planlarını hayata geçirmek için harekete geçen saldırganlar, okulların açıldığı gün olan 1 Eylül tarihini de özellikle seçmişlerdi. Bu nedenle okul, her zamankinden daha kalabalıktı. 1 Numaralı okul, 1 Eylül sabahı öğrencilerden, öğretmenlerden ve velilerden oluşan yaklaşık 1.100 kişilik bir topluluğa ev sahipliği yapıyordu…
Okuldakiler ilk ders zili çalmadan önce yeni eğitim-öğretim yılının başlangıcını kutluyorlardı
Öyle ki Çeçenlerin havaya açtıkları ateş, ilk etapta havai fişek seslerine karışmış, hiç kimse kısa süre sonra yaşanacakların farkına varamamıştı…
Saldırganlar, okulda bulunan herkesi rehin alarak, okulun spor salonuna girmeye zorladı
Yüzlerce rehine, yaşamlarının en zorlu üç gününe tanık olmuştu. Çeçenler, rehinelerin yemek yemelerine ve su içmelerine izin vermiyordu. Kişisel eşyalarına el koymuşlardı ve onlara oldukça kötü bir şekilde muamele ediyorlardı. Rehineler için küçük bir spor salonunda yüzlerce insan ile birlikte üç gün boyunca kapalı bulunmak, en kolay olanıydı…
Çeçenler, kuşatmanın ikinci gününde erkek rehineleri öldürmeye başladılar!
Böylece Rus yetkililere, ne kadar ciddi olduklarını gösteriyorlardı. Hayatta kalan rehineler ise büyük bir korkuyla beklemeye devam ediyordu…
Çeçen saldırganlar kuşatmanın üçüncü gününde okul salonunun içerisini ve etrafını çok sayıda patlayıcıyla doldurdu!
Kendi üzerlerine bomba bağlayan Çeçenler de vardı. Bununla birlikte Rus ordusuna ait çok sayıda asker ve ağır silah da okulun dışında konuşlanmıştı. Tüm bu hazırlıklar, kısa süre sonra başlayacak olan savaşın, daha doğrusu katliamın habercisiydi…
4 Eylül 2004 günü saat 13.00 sularında 1 Numaralı okuldan bir patlama sesi yükseldi
Bu, aynı zamanda savaşın başladığını gösteren işaretti! Askerler ile Çeçen saldırganlar arasında korkunç bir çatışma başladı. Tanklar, alev silahları, el bombaları ve uzun namlulu tüfekler, çatışmada kullanılan silahlar arasındaydı.
Çatışma sona erip okulun üzerindeki siyah dumanlar dağıldığında, ortaya çıkan tablo kan dondurucuydu! İki ateş ortasında korunaksız kalan rehinelerden 186’sı çocuk, 331 kişi hayatını kaybetmişti
Çeçen saldırganlardan ise yalnızca biri, Nur-Pashi Kulayev hayatta kalmıştı
1 Eylül 2004’te Beslan Kuşatması adıyla başlayan olay, 4 Eylül 2004’ten sonra Beslan Katliamı olarak anılacaktı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, saldırıyı “uluslararası terörizmin Rusya’ya doğrudan müdahalesi” olarak değerlendirdi
Ancak ilerleyen yıllarda Beslan Katliamı hakkında ortaya çıkacak raporlar, yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesinde Rus hükûmetinin de sorumluluğu olduğunu gözler önüne serecekti.
2017 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Beslan Katliamı olayında Rusya’nın “ciddi şekilde başarısız” olduğuna hükmetti
Rus makamları, Beslan’daki okula bir saldırı düzenlenebileceğine dair istihbarat bilgisine sahip olduğu halde saldırıyı engelleyememişti! Bununla birlikte “kurtarma” operasyonu sırasında rehinelerin can güvenliğini hiçe sayarak, aşırı güç kullanmaktan da çekinmemişlerdi. Yani Beslan Kuşatması, biraz da Rus devletinin sorumsuzluğu nedeniyle katliama dönüşmüş, tarihin en kanlı okul saldırısı haline gelmişti…
