Sanatçılar yetenekleriyle harikalar yaratabildikleri gibi hayran kitlelerini ve toplumları da etkileyebilecek güçteler. Her sözleri, her düşünceleri bir şekilde toplumda yankı buluyor ve açıkça görülmeyen etkiler yaratıyor. Bu gücü doğru kullanmak, toplumsal barışı sağlayabilmek, sağduyulu olmak ve toplumsal farkındalığı arttırabilmek ise maalesef her sanatçının yapabildiği bir şey değil.
Beren Saat, bu güne kadar söylemleriyle çok fazla eleştirilse de aslında her zaman bir vatandaş olarak görevlerini yerine getirdiğini, bireysel isteklerini dile getirdiğini söylüyor. Aslında birçok kişinin de sempatisini, cesurca ifade ettiği düşünceleriyle kazanıyor. Biz de Beren Saat’i oyunculuğuyla birlikte fikirleriyle de tanıyalım istedik…
26 Şubat 1984’te doğan başarılı oyuncu Ankara’da doğup büyüdü
İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamlayan Beren Saat TED Ankara Koleji’nde okurken birçok müzikalde yer aldı. Eğitim hayatında oldukça başarılıydı. Çocukken sürekli ayna karşısında rol yapar şarkı söylerdi. Üniversite eğitimine Başken Üniversitesi’nde başladı. İşletme okurken bu bölümü sevmediğini o zamanki erkek arkadaşı Efe Güray’la paylaştı ve hayatı tamamen değişti.
Hayatının dönüm noktası “Türkiye’nin Yıldızları” yarışması
Erkek arkadaşı Efe’nin de ısrarlarıyla dönemin oyunculuk yarışması “Türkiye’nin Yıldızları”na başvurdu. Elemeleri geçti ve bir anda kendini İstanbul’da buldu. 4 ay boyunca çeşitli oyuncularla kamptaydı. Hatta doğum gününü bile orada kutladı, çok fazla şey öğrendi. Yarışmayı ikinci olarak bitirdi
“Bir akşam beraberdik, beni eve bıraktı… Birkaç saat sonra da onu morgda gördüm.”
Kararlarında onu sonsuz destekleyen ve adeta hayatının akışını değiştiren, bir röportajında “hayatımın aşkı” dediği Efe Güray bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Beren Saat o günü şu sözlerle anlatıyor: “Bir akşam beraberdik, beni eve bıraktı, ben yatmaya gittim ve ve ve… Birkaç saat sonra da onu morgda gördüm.” Adeta hayatının akışı değiştiren bu kayıp onu çok derinden etkilemişti. “Orada, o morgda, sevdiğim adama bakarken “Birinci hayatım bitti, şimdi ikinci hayatımdayım” dedim.” diyerek hayatını nasıl değiştirdiğini anlatıyor Beren Saat.
Yarışmada ikinci olmasının ardından Tofita reklamlarında oynadı ve ardından Tomris Giritlioğlu’nun dikkatini çekti
2004 yılında Aşkımızda Ölüm Var isimli dizide rol aldıktan sonra Tomris Giritlioğlu’nun hazırladığı Aşka Sürgün dizisinde yer aldı. 2006’da ise gönüllerde taht kuran Hatırla Sevgili’deki Yasemin rolüyle adını duyurdu.
Kariyerinin zirvesi Aşk-ı Memnu
Beren Saat, Aşk-ı Memnu dizisiyle adeta tüm Türkiye’ye adını duyurdu. İzlenme rekorları kıran dizi yıllarca konuşuldu. Kıvanç Tatlıtuğ, Selçuk Yöntem, Nebahat Çehre ve Hazal Kaya’nın yer aldığı dizide Bihter Ziyagil karakteriyle adeta kariyerinin zirvesindeydi.
Ardından Fatmagül’ün Suçu Ne?, İntikam ve Muhteşem Yüzyıl Kösem geldi. Bu süreçte Güz Sancısı, Gecenin Kanatları ve Gergedan Mevsimi gibi sinema filminde rol aldı
Birçok sosyal sorumluluk projesinde yer aldı ve 2011 yılında bir markanın reklamından elde ettiği 100 bin liralık geliri Mor Çatı derneğine bağışladı
2012 yılında ise bir derginin kapak yüzü olarak çeşitli t-shirtler tasarladı. T-shirtlerin gelirini yetiştirme yurtlarındaki 18-24 yaşlarındaki kızların eğitimlerine katkı sağlayan Nar Taneleri Projesi’ne bağışladı.
Geliri LÖSEV’e bağışlanacak bir proje için Pamuk Prenses kostümlü, lösemili bir kız çocuğuyla poz verdi. Avrupa Birliği ve Afganistan Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen bir projede Afganistanlı kadınlara sağlıklı doğum yapmalarını anlatan bir video için kamera karşısına geçti
Baba Beni Okula Gönder kampanyasının reklam filmini seslendirdi ve “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak ilan edilen ekim ayında Abdi İpekçi Spor Salonu’nda oynanan sezonun ilk EuroLeague maçında pembe top ile temsili bir hava atışı yaptı
Neredeyse içinde bulunduğu her proje kadınlar, çocuklar ve çocuklarının eğitimiyle ilgiliydi. 11 Şubat 2015’te tecavüz girişimine direndiği için bir minibüste öldürülen Özgecan Aslan için sosyal medya hesabından bir mesaj paylaştı
“Kadın olmak zor, güzel bir kız olmak çok zordur ülkemde…” dediği mesajında kendisine yapılan cinsel tacizleri de anlatıyordu korkusuzca…
Bu paylaşım günlerce gündemden düşmemişti. Bir Türkiye gerçeğini Türkiye’nin en ünlü kadınlarından birinden duymak oldukça çarpıcıydı
2015 yılı seçim döneminde HDP seçim minibüsü şoförünün dövülüp ateşe verilmesine sosyal medyadan isyan etmişti. Çok fazla tepki alınca oldukça uzun ve içine döktüğü bir açıklama yaptı
“Neden sustun? Neden üzülmedin? Yine bir hesap sorma, şimdi de sosyal medya mahalle baskısı. İşte tam da bu hesap sormalar yüzünden bıraktım sosyal medya kullanmayı. Hiç biriniz galeyana gelmemişken, çoğunuzun umurunda değilken halkın içinden insanların birbirini yakmasına dayanamayıp “Bu altı üstü seçim, insan hayatından önemli mi? Artık kimseyi hedef göstermeyin n’olur…..” diye bir yalvarış çağrısı yapmıştım, siyasi liderlerin giderek sertleşen üslübunun halk üzerindeki tahrip edici etkisini hissederek. Mumya gibi sarılmış, hayati risk taşıyan, 5 çocuk babası o şöförü televizyonda izlediğim gece uyuyamadım…. Siz uyuyordunuz… Ve o gün yazdıklarım yaşandı, öngörüp engel olmaya gücümün yetememesi çok acı. Mesajın altında kavga çıktı, benim yüzümden kavga etmesinler diye mesajı kaldırdım. Bu yüzden kaldırdığımı yazdım, kavga orada da devam edince onu da kaldırdım. Korktu morktu dediler desinler çok mühim değil. Benim teröristleşme meselem bundan ibaret. …Masum şehitlerimizi malzeme yapan leş kargalarına uymayın, içinizi öfke doldurmayın. Şehitler için edilecek bir duanız sosyal medyada bana ya da bir gazeteciye yazacağınız bir küfürden daha çok işe yarar. Hem de biraz olsun içiniz ferahlar.”
Gezi olaylarında ilk kez tweet atmaya başladı, o günler şöyle anlatıyor:
“Twitter’a girdiğim gün polis şiddetinin başladığı gündü. Sonradan kontrolsüz olduğu itiraf edilen o durum yakışık almadı. İnsani, medeni ve demokratik değildi. O gün yaşanmasaydı işler bu kadar kızışmayacaktı. Sonunda “İnsanlar ne oluyor yahu” dedi. Bu da haklı bir tepkiydi. Nihayet bir ses çıktığı için mutlu oldum.”
Bir süre önce bir röportajında “Çocuklarını feminist yetiştirin” sözleriyle tekrar gündeme geldi Beren Saat
Beren Saat, Fransız gazetesi Le Figaro’ya İstanbul’da verdiği röportajda #MeToo hareketine ve Türkiye’de feminizm gibi konulara da değindi. “Çocukları olan arkadaşlarıma “Eğer ülkenin huzuruna katkı sağlamak istiyorsanız çocuklarınızı feminist yetiştirin. Feminizmden korkmayın,” diyorum.” sözleriyle yine bu konudaki duyarlılığını göstermiş oldu.