Roma İmparatorluğu, tarih sahnesine damgasını vuran en büyük uygarlıklardan biri. Yol ağlarından görkemli Kolezyumlarına kadar pek çok kalıntısı günümüzde bile hayranlık uyandırmaya devam ediyor. Ancak, bu muazzam medeniyetin geride bıraktığı bazı gizemler hala çözülebilmiş değil. Arkeologlar ve tarihçiler her yeni keşifte, cevaplardan çok yeni sorularla karşılaşıyor. Roma İmparatorluğu, ardında yalnızca muhteşem yapılar değil, aynı zamanda derin sorular da bıraktı. Bu gizemler, bir yandan geçmişi anlamamıza olanak tanırken diğer yandan insanoğlunun keşfetme arzusunu körüklüyor. Belki bir gün bu sırlar çözülür, belki de tarihin bize bıraktığı birer bilmece olarak kalırlar. Ancak bir gerçek var: Roma İmparatorluğu, sadece büyüklüğüyle değil, bilinmeyenleriyle de daima ilgi çekmeye devam edecek. İşte hala çözülemeyen Roma imparatorluğu sırları…
1. Gizemli Roma dodekahedronları
Bir düşünün, eski Roma topraklarında, özellikle Britanya ve Galya’da, tuhaf birer sanat eseri gibi görünen on iki kenarlı metal nesneler ortaya çıkarılıyor. Bu nesneler, 1739 yılında ilk kez keşfedildiğinden beri arkeologların aklını kurcalıyor.
Bu içi boş geometrik yapılar, her yüzünde farklı boyutlarda dairesel deliklere ve köşelerinde küçük düğmelere sahip. Arkeologlar bugüne kadar 100’den fazla örnek bulmuş olsalar da, bu nesnelerin tam olarak ne işe yaradığını hâlâ anlayabilmiş değiller.
Teoriler oldukça çeşitli: kimilerine göre bu dodekahedronlar dini törenlerde kullanılan objelerken, bazılarına göre ise bir tür ölçüm cihazı olabilir. Ancak ilginç bir nokta var. Çağdaş Roma metinlerinde bu objelerden hiç bahsedilmiyor. Belki de bu, geçmişin modern bilimi bile zorlayan bilmecelerinden biri olarak kalacak.
2. Dokuzuncu lejyonun gizemli kayboluşu
Tarihte kaybolan insanlar, gemiler ya da uçaklar sıklıkla konuşulur; ancak bir lejyon dolusu askerin ortadan kaybolması gerçekten ürkütücü. Roma’nın en seçkin askeri birliklerinden biri olan Legio IX Hispana’nın akıbeti, tarihçilerin kafasını kurcalayan en büyük gizemlerden biri.
Son olarak MS 108 yılında Britanya’da görev yaptığı kayıt altına alınan bu lejyon, bir daha asla görülmedi. Geleneksel teoriler, lejyonun kuzey Britanya’da yerel kabileler tarafından yok edildiğini öne sürerken, diğer teoriler bu birliğin Doğu İmparatorluğu’na transfer edilmiş olabileceğini iddia ediyor. Ancak kesin olan bir şey var. Bu seçkin lejyonun kaderi, Roma İmparatorluğu’nun en büyük sırlarından biri olmaya devam ediyor.
3. Pompeii’deki gizemler villası
Pompeii dendiğinde akla genelde Vezüv Yanardağı’nın yıkıcı patlaması gelir. Ancak bu kadim kent, sadece trajedisiyle değil, aynı zamanda göz kamaştıran sanat eserleriyle de dikkat çeker. Pompeii’nin hemen dışında yer alan ve “Gizemler Villası” olarak bilinen bir Roma villası, tam da bu nedenle arkeologların ilgi odağı olmuş durumda.
Bu villa, büyüleyici freskleriyle ünlü. Ana odasında yer alan ve parlak kırmızı bir fon üzerinde resmedilmiş sahneler, büyük ihtimalle bir tarikata giriş ayinlerini temsil ediyor. Ancak bu sahnelerin tam anlamı hâlâ çözülebilmiş değil. Bugün bile bu olağanüstü fresklerin detayları üzerine tartışmalar sürüyor.
4. Baiae tünel ağı
Bir zamanlar Roma İmparatorluğu’nun en lüks tatil beldelerinden biri olan Baiae, bugün su altına gömülü kalıntıları ve esrarengiz tünelleriyle tarih meraklılarının ilgisini çekiyor. Bu dar ve karanlık geçitler, gelişmiş bir mühendislik harikası olsa da, kullanım amaçları hâlâ net değil. Tüneller törensel ritüeller için mi yapıldı, dini bir işlev mi gördü, yoksa tamamen pratik bir amaç mı taşıyordu? Uzmanlar bu soruya hâlâ kesin bir yanıt bulabilmiş değil. Su altındaki Baiae kalıntıları dalgıçlar için bir cazibe merkezi olsa da, bu tünellerin birçoğu hâlâ erişilemez durumda. Belki de bu gizem, tarihi daha da büyüleyici kılıyor.
İlginizi çekebilir:
İmparatorlardan Gladyatörlere: Antik Roma Hakkında Doğru Bilinen 9 Yanlış
5. Livius’un kayıp kitap ciltleri
Tarihin en üretken yazarlarından biri olan Livius, Antik Roma toplumunu detaylı bir şekilde anlattığı 142 ciltlik dev eserleriyle tanınıyor. Ancak günümüze bu ciltlerin sadece 35’i ulaşmış durumda. Özellikle erken Roma krallığı ve geç cumhuriyet dönemlerini anlatan kayıp ciltler, tarihin en büyük gizemlerinden birini oluşturuyor. Bu eksik eserler, belki de Roma tarihindeki önemli boşlukları dolduracak cevapları içeriyordu. Ancak bugün bu metinler, geçmişin bilinmeyen hikayelerini öğrenme arzusunu körüklüyor.
6. Dura-Europos’taki kimyasal savaş
Suriye’deki Dura-Europos antik kentinde bulunan arkeolojik kanıtlar, tarihteki ilk kimyasal savaşlardan birine ışık tutuyor. Şehir kuşatması sırasında bir tünelde zehirli dumanlarla öldürülen Roma askerlerinin kalıntıları, araştırmacıları düşündürüyor. Bu kimyasal savaş kasıtlı bir yenilik mi yoksa bir hata sonucu mu olmuştu? İnsanlık tarihinin karanlık yüzüne bir pencere açan bu keşif, savaşın vahşetini anlamak için önemli bir ipucu sunuyor.
7. Gabii’deki “Burrito” lahiti
2010 yılında Roma yakınlarındaki Gabii’de keşfedilen devasa bir kurşun lahit, adeta bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi. Yaklaşık 450 kilogram ağırlığındaki bu tabut, alışılmışın dışında bir şekilde katlanmış olması nedeniyle “Burrito” lakabını almış. Ancak kalın kurşun duvarları, içeriğinin sırlarını öğrenmeyi imkânsız hale getiriyor. İçinde kim var? Böylesine özenli bir cenaze töreni neden yapıldı? Arkeologlar bu soruların cevaplarını bulmak için sabırsızlanıyor. Belki de bu mezar, geçmişin bilinmeyen sırlarını açığa çıkaracak bir anahtar olabilir. Çözülemeyen Roma imparatorluğu sırları yazımızın sonuna geldik.
Kaynak: 1