Adolf Hitler, tarihin gördüğü en acımasız diktatörlerden biri. Milyonlarca insanın yaşamını yitirmesine neden olan, yalnızca Avrupa’nın değil tüm insanlığın büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldığı II. Dünya Savaşı’nın ana aktörlerinden, esas sorumlularından. Ancak adın tarihe olabilecek en kötü şekilde yazdıran Adolf Hitler her şeye rağmen hayli ilginç bir figür. Bu doğrultuda uzun yıllardır pek çok farklı açıdan akademik bir inceleme konusu. Hitler’in hastalıkları ve sağlık sorunları da bu acımasız cani söz konusu olduğunda dikkat çekici unsurlardan. Uzmanlara göre Hitler’in hastalıkları, onun yaşamını ve kritik kararlarını şekillendirmişti. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında Hitler’in sağlık sorunlarının dünyayı da biçimlendirdiği söylenebilir. Evet, tarihin gördüğü en korkunç figürlerden biri olan Adolf Hitler yaşamı boyunca hem fizyolojik hem de psikolojik çeşitli sağlık sorunuyla mücadele etmiş, savaşın ve tarihin şeklini değiştiren eylem ve kararlarını bu sağlık sorunlarının gölgesinde hayata geçirmişti. İşte parkinsondan frengiye Adolf Hitler’in 7 hastalığı.
1. Psikolojik travma
Adolf, Klara ve Alois Hitler çiftinin altı çocuğundan biriydi. Çift, çocuklarından dördünü henüz bebeklik dönemlerinde kaybetti. Adolf’un küçük kardeşi Edmund isi beş yaşındayken yaşama veda etti. Hitler ailesinin trajik kayıpları, Klara ve Alois çiftini olduğu gibi Adolf Hitler’i derinden etkilemişti. Bununla birlikte Adolf’un sanat ile ilgilenme isteği otoriter babası Alois tarafından hiçbir zaman hoş karşılanmadı. Babası, bir ressam olmak isteyen oğlunun tıpkı kendisi gibi bir devlet memuru olmasını istiyordu. Bu arzusunu gerçekleştirebilmek için oğluna şiddet uygulamaktan da geri durmuyordu. İşte tüm bunlar Adolf Hitler’in psikolojisi üzerinde ciddi bir yıkıma neden oldu. Bu sebeple Adolf, yaşamı boyunca psikolojik travma ile mücadele etmek zorunda kalacaktı.
Üstelik birden fazla kez. 1916’daki Somme Muharebesi’nde bir top mermisi sol uyluğunda ciddi bir yaralanmaya neden olmuştu. 1918 yılında ise bir hardal gazı saldırısı sonucunda geçici olarak görme yetisini kaybetti. Yaşamı boyunca bunlardan başka pek çok fiziksel sağlık sorunu ile karşılaştı. Kronik mide ağrıları ve egzama bunlardan bazılarıydı.
3. Hastalık hastalığı
Adolf Hitler, ne sağlıklı bir dünyada ne de sağlık bir ailede büyüdü. Zihin dünyası oldukça karışık, düşünceleri ise hayli korkunçtu. Üstelik bir hastalık hastasıydı. Annesini kanser sebebiyle kaybeden Adolf, kansere yakalanmaktan aşırı derecede korkuyordu. Zihinsel durumu kötüye gittikçe geçmek bilmeyen “ölüm korkusu” Hitler’in yaşamında belirleyici unsurlardan biri haline geldi.
4. Parkinson
Hitler’in hastalıkları listesinde parkinson da var. Adolf Hitler, ilk kez 1940 yılında parkinson hastası olduğunu fark etti, sol eli titriyordu. Her an güçlü görünmesi gerektiğinin farkında olan bu korkunç diktatör, hastalığını uzun süre boyunca gizledi. Öyle ki yakın çevresindeki insanlar dahi Hitler’in parkinson hastalığı hakkında tek bir kelime dahi konuşamıyor, yazamıyordu. Çünkü hastalığın alkolizm veya yaşlılıkla ilişkilendirilmesinden buna bağlı olarak Hitler’in halk desteğini kaybetmesinden endişe ediliyordu.
5. Duyma yetisini kaybetti
Elbette geçici olarak. 1944 yılında kendisine yönelik olarak meydana gelen bir suikast girişiminde yaralanmış ve kulak zarlarında yırtık meydana gelmişti. Yine de suikast girişiminden en az şekilde hasar alan insanların başında geliyordu.
6. Frengi
Yaşamının son yıllarında ortaya çıkan semptomlar sebebiyle bazı uzmanlar Adolf Hitler’in frengi hastalığına yakalandığını düşünüyor. Bazı tarihi kayıtlar ise Hitler’in ilk kez 20’li yaşlarında frengi ile tanıştığını ve ömrünün son günlerinde hastalığın nüks ettiğini ileri sürüyor.
7. Tek testisi olduğu düşünülüyor
Aslında bu, oldukça tartışmalı konu. Kimilerine göre bu düşüncenin temelinde Hitler’e yönelik İngiliz kara propagandası yer alıyor. Bu hususta II. Dünya Savaşı yıllarında İngiliz askerleri arasında hayli popüler olan bir şarkı ve bazı doktorların ağzından anlatılan türlü hikâyeler dahi var. Ancak Hitler’in askeri ve siyasi kariyeri boyunca kendisi için hazırlanan tıbbi kayıtlarda böyle bir bilgiye rastlanmıyor. Yine de Hitler’in mutlak güç sahibi olduğu dönemde kayıtlar silinmiş veya değiştirilmiş olabilir. Kısacası bu hususta kesin bir şey söylemek kolay değil. Ancak bu konudaki hakikat ne olursa olsun Hitler’in yaşamı boyunca pek çok hastalıkla mücadele ettiği, kullandığı sıra dışı ilaçların hem fiziksel hem zihinsel sağlığını negatif olarak etkilediği ve bunun Almanya’nın nihai yenilgisini hızlandıran unsurlardan biri olduğu sugötürmez bir gerçek.
