2022 yılı geride kaldı. Şimdi önümüzde pek çok sinemaseverin heyecanla beklediği filmlerle dolu, güzel bir yıl var. Bu hafta da birbirinden bambaşka dönemlere, akımlara ve türlere mensup; birbirinden muhteşem film önerileri ile karşınızda olacağız. Aralarında pek çok film ödülüne ve ödül adaylığına layık görülmüş, uluslararası sinema camiasında ünlü filmler bulunurken; hak ettiği değere kavuşamamış, gişe başarısızlıklarına rağmen seyirci ve eleştirmen övgülerine mazhar olmuş filmler de bulunmakta.
2023 yılının ilk haftanın film önerileri yazımızı incelemek için tek yapmanız gereken sayfada ilerlemek… Keyifli okumalar!
Haftanın film önerileri yazımızın ardından bu listemizi de incelemek isteyebilirsiniz: Hafta Sonu Ne İzlesek Diye Düşünenlere 8 Muhteşem Film Önerisi
1. Snake Eyes – Yılan Gözler (1998) – IMDB: 6.1
Film önerileri listemizin ilk sırasında yer alan ve Cahiers du Cinéma’nın hazırladığı 1998 yılı Top 10 Film Ödülleri’nde 9. sıraya yerleşen Snake Eyes, Brian De Palma’nın yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği 1998 yapımı bir gizem-gerilim filmidir. Filmde Nicolas Cage, Atlantic City’deki bir boks maçındaki siyasi suikastı araştıran bir dedektif olarak başrolde iken; Gary Sinise, Carla Gugino, John Heard, Stan Shaw, Kevin Dunn, Joel Fabiani ve Luis Guzmán oynuyor.
Önemli bir ağır sıklet boks maçı için 14.000 coşkulu seyirciden oluşan ve kendinden geçmiş bir kalabalığın bulunduğu alanda, birden bire Savunma Bakanı Charles Kirkland’a bir kurşun isabet eder. Kirkland’ın ölümcül yaralanması esnasında görev başında olan yozlaşmış Atlantic City cinayet masası dedektifi Rick Santoro; çocukluk arkadaşı ve dürüst ABD Donanması Komutanı Kevin Dunne suçu üstlenmek üzereyken, bu korkunç güvenlik fiyaskosunu halletmek için hızlı çalışmalıdır. Ancak binlerce görgü tanığının ve potansiyel şüphelinin arasında, politikacıyla konuşurken görülen esrarengiz sarışın kadın aslında kimdir? Rick, giderek daha şaşırtıcı ifşaatlarla karşı karşıya kalırken, bu durumlarla başa çıkabilecek mi?
2. A Cure for Wellness – Yaşam Kürü (2016) – IMDB: 6.4
A Cure for Wellness, Thomas Mann’ın 1924 yapımı The Magic Mountain romanından uyarlanan bir senaryoya sahiptir. Film, Gore Verbinski tarafından yönetilen ve Justin Haythe tarafından senaristliği üstlenilen 2016 yapımı psikolojik ve neo-gotik bir korku filmidir. Uluslararası korku filmi festivallerinde En İyi Sinematografi ve En İyi Gerilim gibi ödüller de kazanan filmin başrollerini Dane DeHaan, Jason Isaacs ve Mia Goth paylaşmaktadır.
Hırslı ve genç bir yönetici, İsviçre Alpleri’nin uzak yamaçlarındaki gizemli bir “sağlık merkezi”ne giden şirketinin CEO’sunu oradan alarak tekrardan eski hayatına döndürmek için gönderilir. Kısa süre sonra kaplıcanın mucizevi tedavilerinin, aslında göründüğü kadar masum olmadığından şüphelenir. Bu izole mekânın korkunç sırlarını çözmeye başladığında ise, akıl sağlığı merkezi yetkililerince sınanacak ve kendisinden şüphe duyulmaya başlanacaktır. Ancak kendisine konulan tuhaf hastalık teşhisinin burada tedavi görmek için yola çıkan tüm konuklara aynı teşhisin konulduğunu fark ettiğinde, şüpheleri iyice pekişmeye başlayacaktır.
3. Mistress America (2005) – IMDB: 6.7
Mistress America, Noah Baumbach’ın yönetmen koltuğunda oturduğu 2015 yapımı bir komedi filmidir. Num Baumbach ve Greta Gerwig’in ortak senaristliği ile senaryosu oluşturulan filmin başrollerinde de Greta Gerwig ve Lola Kirke bulunmaktadır.
New York’ta yalnız bir üniversite birinci sınıf öğrencisi olan Tracy, müstakbel üvey kardeşi olacak Brooke tarafından yalnızlığından kurtarılır. “Mistress America” hayal peşinde koşan gençlerin, sorunlu ve hesap sorucu ailelerin ve kedi hırsızların yollarının kesiştiği etkileyici bir komedi filmidir.
4. The Hater (2020) – IMDB: 7.1
The Hater, Jan Komasa’nın yönettiği ve Mateusz Pacewicz’in senaristliğini üstlendiği 2020 yapımı bir psikolojik gerilim filmidir. Nefret ve şiddetten beslenen bir üniversite öğrencisini anlatan film Tribeca Film Festivali’nde En İyi Uluslararası Kurgu Filmi Ödülü’nü kazanmıştır.
Tomasz (Maciej Musialowski), kibarca etik sınırları “gri” bölgede olan ve tuhaf olarak adlandırılabilecek kimi özelliklere sahip bir öğrencidir. Gittiği hukuk fakültesinde, onu intihal yaparken yakalayan ve bu durumun sonucunda onu okuldan atan fakülte ile karşı karşıya gelen Tomasz; başka bir yol izlemeyi tercih ederek yuvasına geri dönecektir. Hukuk fakültesinin ödenmesine yardım eden eski aile dostlarını ziyaret eden ve onlara okuldan atıldığını haber vermeyen Tomasz, aynı zamanda “kazara” (!) telefonunu orada bırakır ve onların evden ayrıldığında onun hakkında söylediklerine kulak misafiri olabilmek için ses kaydediciyi açar. Aile dostları Tomasz’ın ürkütücü olduğunu düşünüyorlar. Ancak şöyle bir gerçek var ki, önyargılarında yanılmıyorlar. Tomasz bunu en kısa sürede kanıtlamaya başlayacaktır.
5. 20th Century Women (2016) – IMDB: 7.3
20th Century Women, Mike Mills’in yazıp yönettiği ve Annette Bening, Elle Fanning, Greta Gerwig, Lucas Jade Zumann ve Billy Crudup’ın başrolleri paylaştığı 2016 yapımı komedi ve drama filmidir. İlk gösterimini New York Film Festivali’nde yapan ve En İyi Film – Müzikal veya Komedi ile En İyi Kadın Oyuncu dallarında iki Altın Küre Ödülü’ne aday gösterilen film; 89. Oscar Akademi Ödülleri’nde En İyi Özgün Senaryo dalında da aday gösterilmiştir.
1970’li yılların sonunda bir erkek çocuk yetiştiren bir annenin aşkı, hayatı ve mücadelelerini anlatan film, aynı zamanda gerçek karakterini ve hayatını neye göre idame edeceğini, amaçlarını ve hedeflerini bulmaya çalışan bir gencin bu ihtiyaçları karşısında özgür bir ruhun cehaletini gözler önüne seriyor. Kirayı ödemesine yardımcı olmak için kendisiyle benzer ruhlu üç kişiyle bohem bir evi paylaşan annesi, bu insanlarla sonunda başa çıkamayacağı kimi bağlar kurmaya başlar ve evladı olan Jamie’nin yetiştirilmesine yetemediğini düşündüğü için yakınındaki diğer kadınların yardımını ister. Nasıl olduğunu anlamadan hayat onlar için yavaş yavaş çözülecektir. Hayata karşı vermekte oldukları tüm mücadelelerine rağmen, hepsi herhangi bir ciddi sonuç alamadıkları sıradan hayatlarına devam etmektedirler. Ne yapabilirler ki?
6. Pleasantville – Yaşamın Renkleri (1998) – IMDB: 7.5
Pleasantville; Gary Ross’un yönetmenliğini, senaristliğini ve yapımcılığını üstlendiği 1998 yapımı fantastik komedi ve drama filmidir. Tobey Maguire, Jeff Daniels, Joan Allen, William H. Macy, JT Walsh ve Reese Witherspoon’ın başrolleri paylaştığı filmin; yardımcı rollerinde ise Don Knotts, Paul Walker, Marley Shelton ve Jane Kaczmarek bulunuyor. İki Satürn ödülü kazanan filmin En İyi Sanat Yönetmenliği başta olmak üzere 3 de Oscar adaylığı bulunmaktadır.
David Wagner, aklı 1950’lerde kalmış bir çocuk ve “Pleasantville” adlı klasik bir 1950’ler yapımı sitcom televizyon programının bağımlısıdır. Sitcom’da anlatılan Pleasantville basit bir kasabadır, tüm vatandaşları basit fikirli insanlar olan, şiddete uzak ve sakin bir yerdir; bu sıradan insanlar için oldukça mükemmel bir tablo. Bir akşam, eksantrik bir tamirci, Wagner’lara sözde sihirli bir uzaktan kumanda verdiğinde, David ve onun sinir bozucu kız kardeşi Jennifer’ın hayatı tuhaf bir hal alacaktır. Kardeşler arasındaki bir tartışma, kendilerini açıklanamaz bir şekilde “Pleasantville” dünyasında bulmalarına sebebiyet verdiğinde; David ve Jennifer, bir yandan tekrardan eve dönüşün yollarını bulmaya çalışırlarken, bir yandan da bastırılmış arzularla dolu olan 50’li yılların yaşam tarzına ve oldukça farklı toplumsal değerlere uyum sağlamak zorunda kalacaklardır.
7. Enemy – Düşman (2013) – IMDB: 7.5
Denis Villeneuve’in yönettiği ve MA Faura ile Niv Fichman’ın yapımcılık koltuğunda oturduğu 2013 yapımı bir psikolojik drama filmi olan Enemy, José Saramago’nun 2002 tarihli The Double romanından uyarlanan etkileyici bir yapımdır. Toronto Uluslararası Film Festivali’nin Özel Sunum bölümünde ilk gösterimini yapan film, Toronto Film Eleştirmenleri Derneği Ödülleri’nde Yılın En İyi Kanada Filmi seçilmiştir. Filmin başrol koltuğunda iki rolde aynı anda oynayan ünlü oyuncu Jake Gyllenhaal bulunmaktadır.
Adam Bell, Toronto bölgesinde yaşayan bir kolej profesörüdür. Oldukça kasvetli görünüşlü olan bu tarih hocası, yaşamını kız arkadaşı olan Mary ile bir ilişkiyi içeren tuhaf bir rutine sıkıştırmış durumdadır. Bir film seçip evinde izlemek üzere kiralayan Adam, filmi izlerken, küçük bir rolde kendisine neredeyse birebir benzeyen bir oyuncu görür. İkizi gibi görünen bu adam hakkında bir şeyler öğrenmeye takıntılı hale gelir. Resmi adı Anthony Claire olan bu oyuncunun sahne adının Daniel Saint Claire olduğunu öğrenir. Claire, popüler bir sinema sanatçısı sayılamayacak, Toronto merkezli bir aktördür ve güncel olarak birkaç aylık hamile olan Helen adında bir kadınla evlidir. Adam giderek, yüz kıllarından ikisinde de bulunan ortak bir yara izine kadar tamamen aynı göründüklerine ilk gördüğünden bu yana emin olduğu Claire’le tanışmak için pek çok şeyi göze alacak bir hâle gelecektir.
8. One Flew Over the Cuckoo’s Nest – Guguk Kuşu (1975) – IMDB: 8.7
Ken Kesey’nin 1962 yapımı aynı adlı romanından uyarlanan ve film önerileri listemizin son filmi olan One Flew Over the Cuckoo’s Nest, ünlü yönetmen Miloš Forman’ın yönetmenliğini üstlendiği 1975 yapımı bir psikolojik komedi ve drama filmidir. Filmin başrollerinde Louise Fletcher ile Jack Nicholson rol alıyor. Ayrıca yardımcı oyuncular arasında Will Sampson, Danny DeVito, Sydney Lassick, William Redfield Christopher Lloyd ve Brad Dourif de bulunuyor. En İyi Film, Başrolde En İyi Erkek Oyuncu, Başrolde En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo dallarında toplamda 5 dalda Oscar ödülü ve 6 dalda BAFTA ödülü kazanan filmin 4 dalda da Oscar ödülü adaylığı bulunmaktadır. 5 milyon doları dahi bulmayan bütçesine karşın film, gişede 160 milyon doları aşkın hasılat elde etmiştir.
McMurphy’nin ciddi bir sabıka geçmişi vardır ve bir kez daha başını belaya soktuğunda, mahkeme tarafından mahkum edilir. Federal hapishanedeki görev ve sorumluluklardan kaçmak için deli taklidi yapan McMurphy, hedefinde başarılı olarak akli dengesi yerinde olmayanlar koğuşuna gönderilir. McMurphy bu koğuşa geldiğinde, diğer mahkumların akli dengelerindeki bozukluklardan ve kimi zaaflarından yararlanarak mahkûmların üzerinde baskı kuran Hemşire Ratched’in tacizlerine ve aşağılamalarına hem katlanır hem de tanık olur. Bunun karşısında bir şeyler yapmak isteyen ve diğer mahkûmlara da öncülük eden McMurphy, hep beraber gaddar Hemşire’ye karşı birlik olacakları bir planın düğmesine basar.