Farsça kökenli bulut anlamına gelen ebri, “ebru” kelimesinin kaynağını oluşturur, kimi kaynaklar ise Çağatay Türkçesi’ndeki ebre kelimesini işaret eder.
Osmanlı döneminde zirveye ulaşan sanatlardan biri olan ebru kimi kaynaklara göre Hindistan, kimi kaynaklara göreyse Buhara (Türkistan) kökenlidir. Günümüzde hala bu sanat dalıyla ilgilenen sanatçılar az da olsa var. Bizler de bu sihirli sanatın nasıl yapılacağıyla ilgili bir liste hazırlayalım ve kaybolmaya yüz tutmuş, ancak kaybolmamasını dilediğimiz bu müthiş sanatı hatırlatalım ve tanıtalım istedik.
Çalışma ortamınızın temiz olması önemlidir
Aksi takdirde bir ufak toz zerresi bile suya düştüğü zaman eserinizin şeklini ve keyfinizi kolaylıkla bozacaktır.
Ortalama oda sıcaklığı ebru yapımına uygun olmalıdır
Suyun üstündeki desenleri rahat görebileceğiniz bir aydınlık ise elzemdir.
Boyanın suyun yüzeyine tutunması için saf su önerilir
Saf su kitre, deniz kadayıfı, sahlep gibi doğal maddelerle yoğunlaştırılır.
Yoğunlaştırma işleminin ardından su bekletilir
Daha sonra ince tülbent benzeri bir cisimle süzülerek tekneye dökülür, suyun kıvamı ve temizliği çok önemlidir.
Ödünüz kopmasa da ödünüz kokar
Ezilerek hazırlanan toprak, boyalara sığır ödü ile karıştırılarak iki hafta kadar dinlendirilir, ardından sulandırılarak kullanılabilir.
Boyalar ve su hazır olduktan sonra en önemli malzeme kağıttır
Yaklaşık 80-90 gramlık birinci kalite hamur kağıt (teknenin büyüklüğüne göre boyutu değişir) tercih edilebilir.
Gül dalına at kılı sarılarak üretilen fırçalar tercih sebebidir
Çünkü at kılı her bir silkeleyişte bir miktar boyayı salar, gül dalı ise esnektir ve zor küflenir.
Biz, farklı kalınlıklardaki paslanmaz metal uçlu alettir
Suya boyayı damlatmak ve sudaki boyaya şekil vermek için kullanılır.
Metal uçlu taraklar ise bir yüzeyi şekillendirmeye yarar
Uçların ince olması önemlidir, biz ve tarak her kullanımda silinmelidir ki boyalar/renkler karışmasın.
Tüm eşyalarımız hazır olduktan sonra ebruya başlayabiliriz
Fırçayla boyalar mı serpersiniz, biz ile noktalar mı koyarsınız, tarakla desenler mi yaparsınız size kalmış.
Gelelim klasik tekniklere, ilk tekniğimiz battal ebru
Fırçadan farklı renk boyaların katman katman serpilmesiyle yapılır, basit ve büyüleyicidir.
Gelgit ebruda ise biz’e muhtaçsınızdır 🙂
Serpiştirilen boyaların belli yönlere doğru biz ile çekilmesiyle ortaya çıkar, hoş bir ahenge sahiptir.
Bülbül yuvası ise helezoniktir
Kadim bir sanatı anlatırken bu sıfatı kullanmak istemesek de bayağı saykedelik bir görünümü vardır.
Şal ebrusu “s” harfini andıran kıvrımlara sahiptir
Battal ebrunun biz ile işlenmesiyle yapılır.
Taraklı ebru isminden kendini ele verir
Tüm yüzeyin taraklar yardımıyla şekillendirilmesiyle oluşur.
Hatip ebrusu
Genellikle şal ya da taraklı bir ebrunun üzerine yıldız benzeri şekiller kondurularak yapılır.
Çiçek ebrusuysa çiçeklidir
Battal, şal ya da taraklı bir ebru zeminine bu kez papatya, gül, sümbül, gelincik, karanfil gibi çiçek figürleri eklenerek yapılır.
Bu klasik tekniklerin karıştırılması da bir yöntemdir
Ebru başka sanatlarla birlikte de kullanılabilir.
Suyun üzerindeki ebruyu kağıda geçirme
Geldik son ve en kritik adıma. Tekneyle aynı boyutta bir kağıdı köşelerinden tutarak ve hiç hava kalmayacak şekilde suyun üzerine yatırmak gerekir.
Kağıdı sudan çıkartma
Ardından aynı kağıdı iki ucundan tutup teknenin kenarına sıyırarak çıkartıp kurumaya almak gerekir.
Sabrın sonu selamettir
Suyun kıvamı bozuldukça, saflığı ve berraklığı azaldıkça, en baştaki adımlara geri dönülüp yeniden su hazırlamak gerekir. Her sanatta olduğu gibi ebru da sabır işidir.
Şayet bir gün ebru yapma şansınız olursa, kendinizi sihirbaz gibi hissedeceğinizi garanti ediyoruz
Yapılışını görmek isteyenleri de buraya yönlendiriyoruz.