Bir sabah yolda yürürken el sallayan bir kişinin size doğru geldiğini hayal edin. Karşınızdaki insan size gülümsüyor, el sallıyor ancak gelen kişinin kim olduğunu anlamak için beyniniz size hiçbir işaret vermiyor. Dünya genelinde bu durumun benzerlerini yaşayan birçok insan bulunuyor. Yüz körlüğü olarak da bilinen Prosopagnozi, Yunanca “yüz” anlamında kullanılan prosopon ve “bilememezlik” anlamında kullanılan agnosia kelimelerinden türeyen bir kavram. Bu kavram, kişilerin kendi yüzleri dahi etrafındaki insanların yüzlerini ayırt etmekte zorlandığı yüz algısıyla ilgili bilişsel bir bozukluktur. Prosopagnoziden muzdarip olan kişilerin görme işleme yeteneği ve entelektüel işlevselliği bozulmadan kalır. Ancak yüzleri tanımakta zorluk çekerler. Bu hastalıkla ilişkilendirilen beyin alanı fusiform girustur. Beynin bu bölümü, yüzleri cansız nesnelere göre daha detaylı algılamamızı sağlar. Fusiform girusta bir hasar oluştuğunda insanlar yüzleri tanıma becerisinden yoksun kalır. 2006 yılında yapılan bir araştırma, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 2’sinin bu bilişsel bozukluktan muzdarip olduğunu gösteriyor. Detaylara birlikte bakalım.
Yüz körlüğü nedir?
Yüz körlüğü hastalığı, yüz tanıma algısının bozulması olarak tanımlanır. Bu hastalığa sahip olan kişiler, aile üyelerini, yakın arkadaşlarını ve hatta kendilerini dahi tanımakta zorluk çekerler. Aslında yüz körlüğü olan bireyler, karşılarındaki yüzde burun, ağız, göz ve kulakları görebilir. Ancak bunları birleştirip ortaya bir yüz görüntüsü çıkaramaz. Bu nedenle prosopagnozi önemli sosyal problemlere neden olur.
Yüz körlüğü türleri nelerdir?
Çoğu insan önceden gördüğü bir kişiyi tanımakta zorluk çekebilir. Ancak bu durum yüz körlüğüne işaret etmez. Çünkü yüz tanıma becerisi her insana göre değişiklik gösterir. Bazı insanlar bir kere gördükleri yüzü hiçbir zaman unutmazken bazıları yüz tanımada zorluk çekebilir. Yüz körlüğü ise çok daha farklı bir duruma işaret eder. Öyle ki yüz körlüğü hastalığı olan kişiler aynı evde yaşadığı insanların yüzlerini dahi tanımakta zorlanır.
Prosopagnozi, çoğunlukla tümör ya da çeşitli lezyonların sebep olduğu beyin hasarı nedeniyle ortaya çıkar. Ancak doğuştan gelen prosopagnozi vakaları da vardır: Sonradan olan yüz körlüğü, beynin yüz tanımayı kontrol eden bölgelerinin bir yaralanma ya da darbe sonucunda hasar görmesi nedeniyle oluşur. Gelişimsel yüz körlüğü ise beynin farklı bölümleri arasındaki iletişimin bozulması sebebiyle doğumdan itibaren ortaya çıkar.
Belirtileri nelerdir?
Yüz körlüğü hastaları saç, kıyafet, ses gibi yüz dışı bilgileri kullanarak kişileri tanımaya çalışır. Bu hastalıktan muzdarip olanların en yaygın semptomlarından bir diğeri, televizyon dizilerindeki konuları takip etmekte zorlanmalarıdır. Çünkü kişilerin yüzlerini tanımlayamadıkları için karakterleri de takip edemezler. Bu nedenle yüz körlüğü olan bireyler, karşılarındaki insanların kimliğini belirleyebilmek için çeşitli yollar öğrenirler. Örneğin kıyafetlerden ya da saç modelinden insanları tanımaya çalışırlar.
Tedavisi var mıdır?
Yüz körlüğü hastalığını teşhis etmek için çok az nöropsikolojik değerlendirme vardır. Bu hastalığın teşhisinde yaygın olarak yüz testleri kullanılır. Ancak testin standartlaştırılması oldukça zordur. Nöropsikologlar çoğunukla Benton Yüz Tanıma Testi (BFRT) isimli bir yöntem kullanırlar. Uzmanlar çeşitli testlerle hastalığı teşhis etse de yüz körlüğünün bilinen bir tedavisi yoktur. Son dönemlerde bilim insanları yüz körlüğü hastalığı olan kişiler için bir rehabilitasyon programı üzerinde çalışıyor. Bu program, beynin belirli bölgeleri arasındaki iletişimi artırmayı hedefliyor. Eğer program başarılı olursa bu hastalığa sahip insanların yüz tanıma becerilerinde iyileşmeler görülebilir.
İlginizi çekebilir:
Artık Unutmak Yok! Düzenli Bir Şekilde Uyguladığınızda Hafızanızı Geliştirecek 11 Faydalı Teknik