Tarihi yok etmenin yollarından biri olan tarihi eser kaçakçılığı, dünya çapındaki en popüler yasa dışı suçlardan birini oluşturuyor. Kendisine iş insanı diyen kodamanların sözde tarih düşkünleriyle açıkladıkları fetiş nedeniyle oradan oraya gezdirilen tarihi nesneler, yer yer inanılmaz yolculuklara çıkabiliyor. Çünkü bu nesneler, el değiştirmekle birlikte bazı “yakalamalar” sonrası kanuni temsilcilerin eserleri ait oldukları yere taşımak için bir yolculuk planlaması ile yeniden yollara düşebiliyor.
Bu arada tarihi eser kaçakçılığını yererek başladığımız bu yazıdaki her eser, çalıntıyken bulunmuş nesneler değil. Yazımızın odak noktası yer değiştirmesiyle yeniden tarih yazılmasına zemin hazırlayan tarihi eserlerdir. Yanlış bir anlaşılmaya meydan vermeyelim durduk yere…
Sıra dışı yolculuklarıyla dikkat çeken tarihi eserler arasından 7’sini seçip yazdık. Tarihin kaydettiği en ilginç yolculukları okuyorsunuz…
1. II. Ramses’in Sfenksi
Neredeyse hepimizi etkileyen ve hala gizemlerle dolu olduğu konusunda ortak fikirler taşıdığımız Antik Mısır, nice gize sahip olmasının yanında günümüze kadar ulaşan tarihi nesnelerle de gündemimizde olmayı hak ediyor. Onlardan biri olan “II. Ramses’in Sfenksi, bu listemizdeki ilk sırayı alıyor.
Yaklaşık 12.5 ton ağırlığındaki bu dev heykel, 1913 yılında Amerika’ya getirildiğinde Richmond Limanı’nda sahipsiz veya unutulmuş bir eşya muamelesi görmüş. Limana getirildiği Alman gemisi Schildturm’un içinde yaklaşık bir hafta boyunca bekleyen 3 bin yıllık tarih tanığı granit heykel, sonunda kendisini nakletmek üzere oluşturulan 50 kişilik ekibin limana ulaşmasıyla yerinden oynatılabilmiş…
İlk olarak Penn Müzesi’nin avlusuna indirilen Sfenks, 3 yıllık bir süre boyunca yerinden oynatılmadı. Sonrasında alınan bir kararla penceresi olmayan, karanlık sayılabilecek bir galeride on yıllar boyunca bekledi. Yaklaşık 80 yıllık bir karanlığın ardından, gerçekleştirilen bir tadilat nedeniyle “mecburen” gün ışığına çıkarılan Sfenks, oldukça zahmetli bir yer değiştirme sürecinin ‘ağır öznesi’ durumundaydı.
Penn Müzesi Proje Müdürü Bob Thurlaow’un uykusuz geceler yaşamasına sebep olan dev heykel, “hoverboard” adı verilen özel tasarım uçan kaykay teknolojisinin yardımıyla taşınabildi ve tarihin gördüğü en zahmetli yer değiştirme operasyonlarından biri sona erdi. II. Ramses’in 3 bin yaşındaki sfenksi, Philadelphia’da bulunan Penn Müzesi’nde, ziyaretçilerini karşılamaya devam ediyor.
2. Juno Heykeli
Juno, yaklaşık 4 metrelik boyuyla, 13 tonluk ağırlığıyla dikkat çeken heykelin esin kaynağı olan Roma Tanrıçası. Yunan mitolojisindeki Hera ile benzer niteliklere sahip olan Juno, yaratıcı gücü, gençliği simgelediği gibi doğum olgusuyla da ilişkilendirilen bir figür olarak biliniyor.
Tanrıça’yı sembolize etmesi için tahminen 1. veya 2. yüzyılda yapılmış eserin konumlandırıldığı bilinen ilk adresi Roma’da bulunan dönemin kardinallerinden biri olan Ludovico Ludovisi’ye ait olan villanın bahçesi. Heykel, 1897’de Amerikalı Charles ve Mary Sprague’e satıldıktan yaklaşık yedi yıl sonra Brookline’deki özel konuta getirildi. İddiaya göre bu heykeli taşımak için 12 öküz kullanıldı.
Brookline’deki konutun garajında geçen 107 yıllık durağan deneyimin ardından Boston Güzel Sanatlar Müzesi tarafından satın alınan Juno heykeli, 2011 yılının sanat haberlerinde öne çıkan içerik olmuştu.
Yer değiştirme süreci ile ayrıca dikkat çeken heykel, bir vinç yardımıyla müzenin içinde belirlenen alana bırakılması için 25 metre aşağıya indirildi. Juno, müze tarafından satın alınana kadar geçirdiği süre içinde korunmasız bir şekilde “muhafaza” edildiği için zarar gördü ve bazı çatlaklar oluştu. Bunun üzerine müze yönetimi, özel bir plan hazırlayarak burun ve dudaklarına kadar eserin her noktasıyla ilgili geniş kapsamlı koruma gerçekleştirme kararı aldı.
3. Londra Köprüsü’nün parçalarının satılması
İngiltere’nin kalbi olan Londra’da, Thames Nehri üzerinden iki yakayı bağlayan ünlü Londra Köprüsü’nün nasıl taşındığını biliyor musunuz? Evet, biz kendi yakın tarihimizden dolayı köprülerin satılmasına (Sülün Osman) alışkınız ama bakın Londra Köprüsü nasıl yer değiştirmiş?
Thames Nehri boyunca uzanmasıyla bilinen Londra Köprüsü, köklü tarihiyle birlikte 1750’li yıllara dek konumunda tek başına olmasıyla da dikkat çekiyor. Öte yandan 20. yüzyıl ihtiyaçlarını karşılamadığı düşünüldüğü için 1967 yılında başlayan ve yaklaşık 5 yıl süren çalışmalar ile yeni bir köprüye evrildi. Önceki köprü?
Tam bu kısımda ise bir iş insanı devreye giriyor; 1968 yılında eski köprünün beton parçalarını (blok blok) satın almak için kolları sıvayan Amerikalı iş insanı Robert P. McCulloch, Corporation of London’a verilmek üzere 2,5 milyon doları gözden çıkarıyor.
Arizona’daki turistik amacı için satın aldığı köprünün parçalarını buraya getiren McCulloch, Londra Köprüsü’nü Havasu Gölü’nün üstüne konumlandırıyor. Köprü o günden bu yana bölgenin önemli simgelerinden biri olarak kabul ediliyor.
4. Blacklist’i aratmayacak bir kovalamaca: Çalınan lahitin ait olduğu yere iade edilmesi
Blacklist senaryosunu aratmayacak bir tarihi eser kaçakçılığı öyküsü var sırada.
2006 yılında kaybolan ve Çin’in yönetiminde yaklaşık 400 yıl söz söz sahibi olan Tang Hanedanlığı’na ait olan lahit (Wu Huifei) için özel araştırma ekipleri kurulmuştu. İki yıla yakın süren soruşturma sonucunda bir iş insanına 1 milyon dolar karşılığında satıldığı anlaşılan eserin ABD’ye kadar götürüldüğü tespit edilmişti.
Eser, Çin ve ABD’li yetkililerin anlaşmaya varmaları üzerine 2010 yılında gerçekleştirilen zorlu bir yolculuğun ardından Çin’de bulunan Shaanxi Tarih Müzesi’nde sergilenmeye başladı.
5. Mısır’daki batık eserler için kurulan Sualtı Arkeoloji Müzesi
Eşsiz ve köklü tarihi ile nam saldığını daha önce de ifade ettiğimiz Mısır, kayıp bir dünyanın su üstüne çıkarılmasıyla da arkeoloji dünyasını heyecanlandırmıştı.
2000’li yıllara damga vuran bu keşif ile Mısır açıklarında muhteşem bir arkeoloji müzesinin kurulması için nice eser tarih tutkunlarına sunulmak üzere listeye dahil edilmişti.
6. İnsanlık tarihinin kara simgesi: Berlin Duvarı’nın parçaları
Nazi Almanyası’nın yıkılmasıyla yeni bir düzen kurulmuş ve Almanya coğrafyasında insanlığı ikiye bölen ideolojik görünümlü kocaman bir safsata inşa edilmişti.
Berlin Duvarı, 9 Kasım 1989 tarihinde yıkılmış ve Almanya başta olmak üzere modern dünyanın yeni serüveni başlamıştı.
Yıkım sırasında “anısı kalsın” bahanesinin arkasına sığınılarak dünyanın 100 farklı noktasına taşınan parçaların akıbeti çok konuşulmuştu.
7. Kleopatra’nın İğnesi
Bir çobanın ayağının kayması sonucu tesadüfen keşfedilen Kleopatra’nın iğnesi, 69 metrelik boya ve 220 tonluk ağırlığa sahip bir dikilitaş.
Eser, uzun uğraşlar ve uzlaşmalar sonrası bugünkü yerine, Metropolitan Sanat Müzesi’nin hemen arkasında bulunan Central Park’a konumlandırıldı.
Kaynak: 1 2 3 4