Kulaktan dolma bilgilerin aşığıyız, sadece biz değil hemen hemen tüm dünya bu tür bilgilerle çalkalanıyor. Doğruluklarını test edemeyeceğimiz için inanıp gidiyoruz, ancak bugün burafa “efsane avcıları” olacağız ve yiyeceklerle ilgili bazı efsanevi yanlışlara nokta koyacağız.
Bu içeriği okuduktan sonra kendinizi daha rahat hissedeceğinizin garantisi biziz, çünkü şu an tereyağ yiyip üstüne gazlı içecek tüketiyoruz… Şaka şaka o kadar delirmedik ama rahatladık valla.
1. Fazla gazlı içecek içme miden delinir!
Gazlı içeceklerin içinde biraz sitrik asit ve son derece seyreltilmiş halde fosforik asit bulunur. Eğer asitten bu kadar korkuyorsanmız taze sıkılmış portakal suyu içmeyin, zira onun içinde çok daha fazla asit mevcut. Midenizde bulunan asitler çok çok daha güçlü. Yediklerinizi sindirmek için gazlı içecek içmek de başka bir yanlış, dedik ya mide asidiniz zaten çok güçlü, gazlı içeceğin asidine mi kaldı?
2. Yemeğin hemen ardından buz gibi su içmek tehlikelidir!
Hayır değildir, inanışa göre eğer yemeğin üzerine buz gibi su içilirse yemekteki her türlü yağ bağırsaklarınızda donarak katılaşır ve lavabo gibi tıkanırsınız. Ancak sindirim sistemi bu şekilde çalışmıyor arkadaşlar, mideniz içine giren her türlü soğuk şeyi vücut ısısına getirmeden hiçbir yere yollamıyor endişeye mahal yok. Sindirim sistemi sorunlarınız varsa kudret narı yiyebilir üstüne de buz gibi bir bardak su içmeye devam edebilirsiniz.
3. Eğer bir yiyeceği canınız çok çekiyorsa vücudunuzu ona ihtiyacı vardır.
Oldu! Öyle bir şey yok, insanın canının bir şey çekmesi ihtiyaçtan çok stresle alakalı. Bir yiyeceği canımızın çekmesinde baş rolü hormonlar oynuyor, onlar da en çok stresten etkileniyor. Mesela vücudunuz neden hiç bulamayacağınız bir şeyi istemiyor? Gecenin ikisinde canı Acılı Burrito çeken kaç kişi var?
4. Haşlanırken ıstakozlar çığlık atar!
Yok “yardım edin” diye bağırırlar. Çıkan ses ıstakozun kabuklarının arasından kaçan gazın sesidir. Istakozlar bağırmıyor.
5. Çiğ yumurtanın sindirimi daha kolaydır.
Değildir, aksine daha zordur. 1998 yılında araştırmacılar bağırsakları yeniden düzenlenmiş 5 yetişkin üzerinde yumurta proteinleriyle ilgili bir çalışma yapmış ve çiğ yumurtanın pişmiş yumurtaya göre çok daha zor sindirildiğini görmüş.
6. Diyet yaparken “kalori yakan” besinler tüketin.
Nedir bu kalori yakan besinler, başka bir deyişle negatif kalorili besinler? Bunlar o kadar az kalori içerir ki yerken, çiğnerken, sindirirken harcanan kalori çok daha fazladır. Öyle ki aldığınızdan fazlasını yakarsınız… Öyle bir şey yok! Kendinizi kandırmayın.
7. Ekmek su kaybettiği için bayatlar.
Aksine ekmek fazla neme maruz kaldığı için bayatlar. Fazla nem ekmek içindeki nişastayı kristalize hale getirir bu da bayatlamaya yol açar. Aynı zamanda ekmeği buzluğa koymak onun bayatlamasını önlemez, aksine düşük ısılar bayatlama sürecini hızlandırır.
8. Kaynayan suya birkaç damla yağ damlatmak makarnanın birbirine yapışmasını önler.
Önlemez, sadece onları sonrasında daha kaygan hale getirir. Eklediğiniz yağ suyun yüzeyinde kalır, içinde bulunan makarnayla hiç alakası olmaz. Ama suyu süzerken yağ makarnaya yapışır ve onu kayganlaştırır. Kaygan bir makarna istiyorsanız yine koyabilirsiniz.
9. Taze bitkiler konserve veya dondurulmuş olanlara kıyasla daha sağlıklıdır.
Taze bitkileri kendi bahçenizden toplayıp, anında tüketmediğiniz sürece böyle bir şey demeniz mümkün değil. Sizin masanıza gelene kadar kilometrelerce yol kat eden bir maydonozun daha saklıklı olduğunu söylermek imkansız. Bu sürede içindeki vitamin, mineral ve antioksidanların ç.oğunu kaybederler. Oysa konserve veya dondurulmuş bitkilerde bunun gerçekleşmesi çok daha düşüktür.
10. Kahverengi yumurtalar daha sağlıklı ve faydalıdır.
Hayır, yumurtanın kabuğunun renginin bu dediğinizle hiç alakası yok. Besleyicilik değerlerine göre hepsi aynıdır.
11. Yemeğe çok mu tuz koydunuz, sorun değil içine soyulmuş bir patates atın.
Selaam, patatesin mucizevi şekilde tuz emen bir özelliği yok! Patates atıldığı yemeğin içindeki suyu emer, eğer su tuzluysa tuzu da emer. Ama bu demek değil ki suyu bırakıp tuzun fazlasını emer. Fazla tuzu atmanın enh etkili yolu yemeğe su eklemektir, ötesi yalan.
12. Kolesterolü olan kişilerin yumurta yemesi sakıncalıdır.
Öyle mi? Çalışmalar bunun tam aksini söylüyor oysa, günde bir adet yumurtanın kolesterol seviyesi üzerinde hiç etkisi yok! Zaten aşıorı kolesterol alsanız bile vücudunuzun bunu dengeleyecek mekanizmaları var endişe etmeyin.
13. Keskin bıçaklar tehlikelidir, elinizi kesme ihtimaliniz yüksektir.
Oysa tam tersi doğrudur. Keskin bıçak aşırı sakar değilseniz ustalıkla işini yapacaktır. Oradan buradan kayıp, sekip elinizi kesenler genelde kör bıçaklardır.
14. Yiyecekleri çiğ yemek daha sağlıklıdır, pişirmek enzimleri parçalayacaktır.
E vücudunuz zaten o enzimleri parçalayacak? Siz bir besini çiğ tüketseniz bile vücudunuzdaki asitler onun enzimlerini paramparça edecek. Zaten bitkilerdeki enzimler onların büyümesi için gerekli, size bir faydası yok ki.
15. Yemeklere koyduğunuz alkol pişirme sırasında buharlaşır.
Maalesef o iş öyle değil, alkolün %85’i hala tencerede. Yemeğin Yemekte hiç alkol kalmamasını istiyorsanız asgari 3 saat pişirmeniz gerekli.
16. Bir yemeği mikrodalga fırına koymak içindeki besinlerin tamamını öldürür.
Aksine besinleri yemeğin içine hapseder. Çünkü mikrodalgada pişirmek genellikle daha az ısı ve daha kısa süre gerektirir, bu da besinlerin zarar görmesini azaltır.
17. Etinizin sulu olmasını istiyorsanız onu mühürlemelisiniz.
Eti mühürlemek suyu içine hapsetmez. Etinizi mühürlediğinizde dışında kalın bir kabuk oluşturursunuz, bu da iç kısmının daha sulu görünmesine sebep olur. Alton Brown’ın gerçekleştirdiği bir deneye göre mühürlenerek pişirilen etin, aynı ısıda mühürlenmeden pişirilen ete göre daha az su ihtiva ettiği görülmüştür.