Döndüncü yüzyılda, Evagrius Ponticus isimli Hıristiyan bir keşiş “sekiz kötü düşünce” başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Bu kötü düşünceler şunlardı: Oburluk, şehvet, açgözlülük, öfke, tembellik, üzüntü, övünme ve gurur. Ponticus, bunları genel bir okuyucu kitlesi için değil diğer keşişler için yazmıştı. Ponticus’un öğrencisi John Cassian, bu fikirleri Yunancadan Latinceye tercüme edince, keşişin sekiz ölümcül günahı Batı kiliselerinde benimsenmeye başladı. Altıncı yüzyılda, Papa I. Gregory sekiz ölümcül günahı tekrar düzenledi. Tembelliği kaldırıp yerine kıskançlık maddesini getirdi. Aynı zamanda “gururu” listeden çıkararak bu kavramı tüm günahların başı olarak tanımladı. Böylece ölümcül günah sayısı sekizden yediye düşmüştü. Bu günahlardan birini işleyen kişi, kefaretini ödemezse ve günahlarını itiraf etmezse o kişinin ruhunun sonsuza kadar cehennemde kalacağına inanılıyor.
Yedi ölümcül günah en son 13. yüzyılda Thomas Aquinas tarafından düzenlendi ve Orta Çağ sanatının en önemli motiflerinden biri haline geldi. Teolog Thomas Aquinas listedeki tembelliği geri getirerek üzüntü maddesini ortadan kaldırdı. O da tıpkı Gregory gibi “gururu” günahların başı olarak tanımladı. Böylece kibir (superbia), açgözlülük (avaritia), şehvet (luxuria), kıskançlık (invidia), oburluk (gvla), öfke (Ira) ve tembellik (acedia) listenin son halini oluşturdu. İnsanların günah işleme motivasyonları üzerine düşünen Hıristiyan din adamları, bu yedi günahın insanların fıtratında olduğuna dikkat çektiler. Yediyle sınırlandırılan bu günahlar diğer günahların işlenmesine sebep olduğu için “ölümcül” olarak kabul edildi. Günahların sınıflandırılmasının en temel amacı ise insanlara kötü davranışlarını nasıl kontrol alabileceklerini öğretmekti. Tarih boyunca sanatın, müziğin ve edebiyatın konusu olan yedi ölümcül günah, günümüzde film ve dizilerin de en popüler konusu arasındadır. Gelin bu yedi ölümcül günah neymiş yakından bakalım.
Bu içeriğimiz ilginizi çektiyse Burç Özelliklerine Göre 7 Burçla Eşleşen 7 Ölümcül Günah başlıklı listemize göz atabilirsiniz!?
1. Kibir (Svperbia)
Kitab-ı Mukaddes’in de üzerinde durduğu bir günah olan kibir, tüm günahların kaynağı olarak kabul edilmektedir. İnsanın benliğini her şeyin üstünde tutması, kendisini Tanrılaştırdığı anlamına gelir. Kibir günahını işleyen bir kişi, bütün yeteneklerinin Tanrı tarafından verildiğini unutmuştur. Bu durum insanı gereksiz bir rekabet haline sürükler. Bu nedenle kişiler zengin ve varlıklı insanlarla arkadaş olurken muhtaç ve fakirlere sırt çevirir. Sonuç olarak bu durum insanları çıkarcı yapar. Kibir, insanları kendi hatalarına karşı kör eder. Bu ise insanlara özür dileme erdemini unutturur.
2. Kıskançlık (İnvidia)
Kıskançlık, insanların kendi üstünlüğünü azalttığı düşüncesiyle başkasının iyi durumuna üzülmesini ifade eder. Bu duygu, Kitab-ı Mukaddes’te ahlaki bir zafiyet olarak kabul edilir. Aziz Thomas gibi teologlara göre kıskançlığın diğer günahlara göre önemli bir farkı vardır. Çünkü bu günah, birbirine eşit insanlar arasında görülmektedir. Örneğin bilim insanı olmayan birisi, Nobel ödülü alan bir kişiyi büyük bir ihtimalle kıskanmayacaktır.
Teologlara göre kıskançlık acı ve üzüntüden başka bir şey getirmez. Nitekim kıskanç bir insan kaygı ve kalp ağrısından başka hiçbir şey hissetmez. Bu nedenle kıskançlık günahı işleyen bir kişinin aslında kendi kendini cezalandırdığı düşünülür. Kıskançlık duygusundan uzaklaşmak isteyen insanlara, sahip oldukları için daima Tanrı’ya şükretmeleri öğütlenir.
3. Öfke (Ira)
Kendimize ve başkalarına mutsuzluk getiren düşmanca bir davranış olarak tanımlanan öfke, insan doğasının bir parçası olarak kabul ediliyor. Öfkeye neden olan en temel nedenler; fiziksel acı, küçük düşürülmek, yenilmek ve toplumsal strestir. Öfkenin; dine saygısızlık, kavga, gürültü, kin ve hatta cinayet gibi durumlara neden olduğu vurgulanır. Öfkenin yol açtığı davranışların ise Tanrı tarafından cezasız bırakılmayacağının altı çizilir.
4. Tembellik (Acedia)
Diğer ölümcül günahlarla kıyaslandığında, tembellik çok daha geniş bir alanı kapsar. Hıristiyan din adamlarına göre tembellik akla ağırlık veren bir durgunluğa neden olur. Bu ise manevi cansızlık ve dini görevlere karşı isteksizlikle sonuçlanır. Sonuç olarak diğer günahlardan kaçınılması gerektiği söylenirken tembellik günahının üstüne gidilmesi öğütlenmektedir.
5. Açgözlülük (Avaritia)
İnsanların sahip olmadığı şeylere karşı abartılı bir istek duyması olarak tanımlanan açgözlülük, bitmek bilmeyen bir ihtiras olarak kabul edilmektedir. Kitab-ı Mukaddes’te insanın fıtri zaaflarından biri olarak gösterilen bu duygunun, insanın masumiyetini kirlettiği düşünülmektedir. Zenginliği artırmak için hırsa kapılan insanlar günah işlemeye eğilimli olur. Aziz Thomas’a göre maddi olana karşı istekli olmak günah değildir ancak bu isteğin aşıra kaçması manevi bir soruna işaret eder.
6. Şehvet
Şehvet, yedi ölümcül günah arasında en fazla üzerinde durulan konudur. Bedensel hazza aşırı düşkünlük şeklinde tanımlanan şehvet arzusunun tatmini evlilik kurumuyla gerçekleştirilmelidir. Bu duygu, insanlığın devamı için gerekli olmakla birlikte şehvet hakkında konuşulması büyük günah olarak kabul edilmektedir. Şehvet aslında normal kabul edilen ama anormal bir isteğe dönüştüğünde aşağılayıcı bir hale gelen ölümcül bir günahtır. Şehvet günahını işleyen bir kişi aklını kullanamaz. Diğer dünyayı unutma ve maddi dünyaya meyletme gibi durumlara yol açar. Bu günahtan kaçınmak için müstehcen resimlere bakmamalı ve erotik kelimelerden uzak durulmalıdır. Aynı zamanda iyi bir evlilikle şehvet duygusu bastırılmalıdır.
7. Oburluk (Gvla)
Yedi ölümcül günahın sonuncusu olan oburluk, yeme ve içmenin verdiği bedensel hazzı aşırı arzulamak olarak tanımlanır. Beden sağlığı için yeme içme konusunda aşırıya kaçmamalıdır. Oburluk aslında fazla alkol tüketimini sınırlandırmak için yedi ölümcül günahtan biri kabul edilmiştir. Her şeyden önce bir ekmek parçası için dahi Tanrı’ya şükredilmeli ve zengin sofralarından, israftan kaçınılmalıdır.