Yaşlandıkça kilo vermek neden zorlaşıyor, hiç düşündünüz mü? Gençken metabolizmanız adeta bir hız treniyken, zamanla neden yavaşlıyor? Eskiden rahatlıkla kilo verebilirken, artık aynı yöntemlerle bile tartıda hareket görmemenizin arkasında hangi biyolojik ve yaşam tarzı değişiklikleri yatıyor? Bu soruların cevapları, yaşlanma sürecinin getirdiği doğal dönüşümlerde gizli. Kas kütlesinin azalması, hormon seviyelerindeki dalgalanmalar, metabolizmanın yavaşlaması, iş hayatının getirdiği hareketsizlik ve yaşam tarzındaki büyük değişimler, kilo kontrolünü her geçen yıl biraz daha zorlaştırıyor. Ancak bu durum kaçınılmaz bir kader değil! Yaşlanmanın kilo üzerindeki etkilerini anlamak ve buna karşı doğru adımları atmak, sağlıklı bir bedeni korumanın anahtarı. Bakalım, yaşlandıkça kilo vermek neden zorlaşıyor?
1. Kaslarınız sessizce sizi terk ediyor
30 yaşına bastığınız andan itibaren vücudunuzda istemediğiniz bir değişim başlıyor: Sarkopeni! Yani yaşa bağlı kas kaybı… Her 10 yılda bir, vücudunuzdaki yağsız kas kütlesinin %3 ila %8’i ortadan kayboluyor. Peki bu neden önemli? Çünkü kaslar, dinlenirken bile yağdan daha fazla kalori yakıyor!
Şimdi bir düşünelim: Eğer kaslarınızı kaybediyorsanız, metabolizmanız da yavaşlıyor ve vücudunuz daha az kalori yakmaya başlıyor. Haliyle, gençken yiyip içtiklerinizi aynı miktarda tüketmeye devam ederseniz, o kilolar da “Merhaba, ben geldim!” diye kapınızı çalıyor.
Üstelik işin kötü yanı şu: Yaşlandıkça eklem ağrıları, sakatlanmalar ya da ameliyatlar derken hareket etmek zorlaşıyor. Daha az hareket ettikçe kaslarınız iyice eriyor ve bu da kısır bir döngüye sebep oluyor. Yani kaslarınıza yatırım yapmazsanız, metabolizmanızın yavaşlaması kaçınılmaz!
2. Hormonlarınız dengesizleşiyor ve size kilo aldırıyor
Orta yaşa doğru hormon seviyelerinde ciddi değişimler oluyor ve maalesef bu, kilo alımını da etkiliyor. Kadınlarda menopoz, erkeklerde ise testosteron düşüşü, vücudun yağ depolama sistemini tamamen değiştiriyor.
Kadınlar için:
Menopoz sırasında östrojen seviyeleri ciddi şekilde düşer. Bu da yağın özellikle göbek çevresinde birikmesine neden olur. Üstelik, östrojen seviyelerindeki dalgalanmalar ruh halini de etkiler. Yani bir gün sağlıklı beslenmeye karar verirken, ertesi gün çikolata krizine girmek oldukça yaygındır. Ortalama olarak kadınlar, menopoz ve menopoz öncesi dönemde yılda 0.5 ila 0.7 kilo alabilir!
Erkekler için:
40 yaşından itibaren testosteron seviyeleri her yıl %1 ila %2 oranında düşmeye başlar. Testosteronun azalması, yağın vücutta daha kolay birikmesine neden olur ve özellikle göbek çevresinde “baba göbeği” dediğimiz durum ortaya çıkar. Aynı zamanda testosteron, kas kütlesini korumaya yardımcı olur. Yani düşüş yaşandıkça kaslar azalır, vücut daha az kalori yakar ve kilo almak kaçınılmaz hale gelir.
3. Metabolizmanız eskisi gibi çalışmıyor!
Su içsem bile kilo alıyorum diyenler buraya! Gençken metabolizma adeta bir Formula 1 arabası gibiydi: Ne yersek yakıyordu! Ama yaş ilerledikçe motor biraz yavaşlamaya başlıyor.
Kas kaybı, metabolizmayı ciddi şekilde yavaşlatıyor. Daha az kas = Daha az kalori yakımı!
Yaş ilerledikçe insanlar genellikle daha az hareket ediyor. Masa başı işler, televizyon karşısında geçirilen saatler derken, yakılan kalori miktarı gitgide düşüyor. Bazal metabolizma hızı (yani vücudun dinlenirken yaktığı kalori miktarı), yaşlandıkça azalıyor. Erkekler genellikle daha fazla kas kütlesine sahip oldukları için kadınlara göre biraz daha avantajlı ama yaşlanma süreci herkesi etkiliyor. Tiroid sorunları (hipotiroidizm gibi) veya Cushing sendromu gibi bazı sağlık problemleri de metabolizmayı daha da yavaşlatabilir.
4. İş yerinde hareketsiz kalıyorsunuz
Eğer kariyerinizde tam gaz ilerliyorsanız, bu harika! Ama işin kötü yanı şu: Muhtemelen eskisinden daha az hareket ediyorsunuz. Sabah erkenden kalk, hazırlan, trafikte zaman kaybet, sonra 8-9 saat boyunca masa başında otur… E akşam da zaten yorgun argın eve dönüyorsunuz, değil mi?
New Yorklu beslenme uzmanı Rachel Lustgarten’a göre, iş hayatı o kadar yoğun olabilir ki, bırakın spor yapmayı, bazen düzgün bir öğle yemeği yemeye bile vakit bulamıyor olabilirsiniz. Hal böyle olunca da ya otomattan atıştırmalık alıyorsunuz ya da kalorisi bombası olan paket servis yemeklerine yöneliyorsunuz.
Üstüne bir de işin getirdiği stres eklenince, işler iyice çıkmaza giriyor. Araştırmalar gösteriyor ki stres hormonu olan kortizol, açlık hormonunuz olan ghrelin seviyesini artırıyor. Yani stresliyken “Aa, ben tokum” diyemiyorsunuz, aksine sürekli aç gibi hissediyorsunuz. Sonuç? Abur cubur tüketimi artıyor, spor ise rafa kalkıyor!
5. Hayatınızdaki büyük değişimler rutinlerinizi altüst ediyor
Orta yaşa gelince hayatınızdaki değişimler sadece vücudunuzla ilgili olmuyor; günlük alışkanlıklarınız da altüst olabiliyor. Bunların başında aile kurmak geliyor.
Önceden iş çıkışı spor salonuna gidip bir saat spor yapıyordunuz, değil mi? Şimdi o saati çocuğunuzla oyun oynayarak ya da ödevlerine yardımcı olarak geçiriyorsunuz. Ha, sadece çocuklar da değil, bir de yaşlanan ebeveynler devreye giriyor. Onların bakımı derken kendinize ayıracak zamanınız neredeyse sıfırlanıyor.
Sonuç olarak beslenme düzeni bozuluyor, egzersiz alışkanlığı kayboluyor ve kilo alımı kaçınılmaz hale geliyor. Ama unutmayın, bu sizin suçunuz değil! Hayatın doğal bir akışı var ve bazen öncelikler değişiyor. Önemli olan, küçük ama etkili değişikliklerle kontrolü yeniden ele almak! Yaşlandıkça kilo vermek neden zorlaşıyor yazımızın sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir: