Hayat ne kadar da yorucu değil mi? Sesler neredeyse hiç susmuyor, binalar arasından geçip gidiyor, kutu kutu evlerimizde huzur bulmaya çalışıyoruz. Gündüz iş ya da okulda, belki de evimizde hayatın akışına uyum sağlamaya çalışıyoruz. Her gün hiçbir işimiz olmasa da sahip olduğumuz sorumluluklarla yüzleşiyoruz. Zaten hali hazırda bir işimiz ya da okulumuz varsa hayata uyum sağlayabilmek için ekstra sorumlulukları da yükleniyoruz. Tüm bu anlarda yalnızken bile yalnız kalamıyoruz. Artık her şey üstümüze gelmeye başlıyor, nefesimiz sıkışıyor ve kapana kısılmış gibi hissediyoruz.
Evet, gerçek anlamda yalnız kalmaya ihtiyacımız var. Öyle odanın kapısını kapatıp birkaç saat yalnız kalmak değil, uzaklaşmaya, tüm sesleri susturmaya ve huzura ihtiyacımız var. Duyacağımız tek sesin iç sesimiz olduğu bir ortama ihtiyacımız var. Gelin böyle bir şeye ihtiyacınız olduğunu gösteren işaretlere bakalım…
1. Artık hiçbir şey eğlenceli gelmiyorsa
Normalde sizi heyecanladıran ya da heyecanla beklediğiniz şeyler artık sıradanlaştıysa ve bunlar karşısında adeta tepkisiz kalıyorsanız bir sorun var demektir. Hatta böyle durumlarda kendinizi “Neden buna sevinemedim” diye düşünürken bulabilirsiniz. Bir süre sonra hiçbir şeyden keyif alamamanız garip gelmeye başlar. Böyle bir durum fark ettiğinizde eğer tamamen uzaklaşamıyorsanız kendinize küçük molalar verin. Telefonunuzu kapatın, sevdiğiniz bir yere gidip birkaç saat kitap okuyun. Bazen bu kadarı bile iyi gelebilir.
2. Neredeyse her şeyi yemek istiyorsanız
Çoğu zaman bu durumun iştahla alakası yoktur. Eğer önünüze ne geliyorsa yemek, tadına bakmaksızın yalnızca tüketmek istiyorsanız ve bu sonu olmayan bir döngüye dönüştüyse bu yalnız kalmanız gerektiğinin işaretlerinden yalnızca bir tanesidir. Eğer kendinizi en sevdiğiniz atıştırmalıklara sarılmış ya da sabırsızlıkları onları yemeği hayal ederken buluyorsanız durup düşünmenizi ve ruh halinizi değerlendirmenizi öneririz. Bu çoğu zaman duygusal yiyiciliğin bir işaretidir.
3. Küçücük şeyler bile sizi bunaltmaya yetiyorsa
Aslında birçoğumuz sandığımızdan çok daha güçlüyüzdür. Gün içinde pek çok problemle baş ederiz ve aslında ufak tefek bu problemlere alışırız bir süre sonra. Ama artık normalde kolayca idare ettiğimiz küçük problemler bile midemizde kramplar yaratmaya ve bizi bunaltmaya yetiyorsa yalnız kalmaya ihtiyacınız olabilir. Birazcık uzaklaşıp nefes almak her şeyi daha net görmenizi ve rahatlamanızı sağlar. Böyle durumlarda kendinizi sakinleştirmenin birkaç yolu var.
Bunlardan ilki kendinize “Dünyanın sonu mu?” sorusunu sormanız. Evrende ne kadar küçük olduğunuzu ve o anki sorununuzun da bir o kadar küçük kaldığını fark ettiğinizde derin bir nefes aldığınızı fark edeceksiniz. Eğer her şeyin üstünüze geldiğiniz düşünüyorsanız olduğunuz ortamdan çıkın ve temiz hava alın. Ya da dikkatinizi dağıtacak bir şeye odaklanmaya çalışın. Örneğin bir şeyler izlemek, müzik dinlemek ya da farklı bir sohbet ortamına dahil olmak gibi.
4. Sevdiklerinizi kırmaya başladıysanız
Eğer normalde soğukkanlıyken bu günlerde küçücük şeylere sinirlenip parlıyor ve sevdiğiniz insanları kırıyorsanız sabrınız tükenmiş ve uzaklaşma zamanınız gelmiş demektir. Böyle kriz anlarına önce başka bir odaya gidip derin nefes almalı ve sevdiklerinizi daha fazla üzmemek için sakinleşmeye çalışmalısınız. Eğer bunu sık sık yaşıyorsanız biraz yalnız kalmak ve uzaklaşmak size iyi gelecektir.
5. Yatak odasına, banyoya ya da dolaba saklanmak istiyorsanız
Bu oldukça saçma bir belirti gibi görünebilir ama bunaldığınız zamanlarda kendinizi bir yere kapatma isteği duyuyorsanız bu da bir işaret olarak sayılabilir. Eğer hiçbir işiniz olmadığı halde herhangi bir mekana girip birkaç dakika bekliyor ya da orada hiçbir şey yapmadan oturuyorsanız bu artık çok bunaldığınız ve gerçekten yalnız kalmaya ihtiyacınız olduğu anlamına gelir.
Kaynak: 1