Su altı dünyasını keşfetmek istiyorsunuz ancak kulaktan dolma vurgun hikayeleriyle adımlarınız geri geri gidiyorsa, merakınızı giderecek kaynakları araştırıyor ama tıbbi terimlerle dolu yazılardan anlaşılır bir fikir elde edemiyorsanız, işte basitçe “Vurgun nedir?”, “Hangi durumlarda meydana gelir?” ve “Vurgunu önlemenin yolları nelerdir?” sizler için derleyip dile getirdik…
1. Vurgun nedir?
Halk arasında yaygın olarak “Vurgun” diye bilinen “Dekompresyon Hastalığı”, genellikle sanayi dalgıçlarında ve tüplü dalış yapan dalgıçlarda rastlanan bir yaralanma şeklidir. Sıkça akciğer genleşmesi yaralanmalarından biri olan “Arterial Gaz Embolisi”yle karıştırılıyor olsa da, vurgun hastalığı, dalışta meydana gelen ve azot gazıyla ilgili bir rahatsızlıktır. Her dalış yapan, vurgun yemese de, hemen her dalış yapmak isteyenin karşılaştığı tepkilerden biri “Aman dikkat et, vurgun yeme!” olur. Peki, vurgun her zaman meydana gelir mi?
2. Dalış ve azot ilişkisi nasıldır?
Vurgunun nedeni, soluduğumuz havadaki azot gazıdır. Atmosferde yüzde 78 oranında bulunan azot, normal şartlarda solunum yoluyla vücudumuza girmez. Bu nedenle vücudumuz için gerekli olan azot ihtiyacımızı, yediğimiz besinlerden temin ederiz. Normal şartlarda solunum yoluyla vücudumuza nüfuz etmeyen azot, gazların yayılım kanunu gereğince, dalışta da görüldüğü üzere, çok yoğun olduğu yüksek basınçlı ortamdan, yani tüpten, düşük basınçlı olduğu yere, yani dalan kişinin vücuduna hareket ederek vücuda giriş yapar. Akciğerler yoluyla, kanda, yağ dokusunda ve kemik dokusunda çözünerek birikir. Buraya kadar bir sıkıntı yok. Normal koşullarda vücutta biriken azot, solunan gazın basıncının azalması, vücuttaki azot basıncının daha yüksek kalmasıyla geri hareketine başlayarak yüksek basınçlı olduğu ortamdan yani kandan, düşük basınçlı olduğu ortama yani havaya doğru solunum yoluyla vücuttan yavaş yavaş atılır. Bu, her dalış esnasında yaşanan, azot gazının çözünmesi ve yer değiştirme olayıdır.
3. Vurgun nasıl meydana gelir?
Eğer dalgıç, azot gazının kendi kendine yavaş yavaş vücuttan atılmasını engelleyecek ani basınç farkına maruz kalırsa, yani hızlı şekilde yükselir ya da su altında bulunduğu derinlikte kalması gereken süre limitini aşar, kanındaki azotun atılma sürecini beklemeden su yüzeyine dönerse, işte o zaman kan, yağ ve kemik dokuda çözünmüş halde bulunan azot molekülleri, aynı, kapağı açılan bir soda gibi köpürüp kabarcık halini alarak blokaj oluşturur. Kabarcık formunu alan azot, damarlarda ve dokularda oksijenin iletilmesini engeller. Bu engellemeler tutuluma neden olur. Tutulum gerçekleşen bölgeye göre Tip 1 ya da Tip 2 olarak derecelendirilen dekompresyon rahatsızlığı meydana gelir.
4. “Vurgun”un bulgu ve belirtileri nelerdir?
Eklemlerde görülen kaşıntı, kızarıklık ve ağrılarla spesifik olan belirti ve bulgular, mide bulantısı, baş dönmesi, kas ağrıları, kusma, halsizlik, göğüs ağrısı, yön kaybı, görme ve işitmede bozukluklar, sersemlik, şuur kaybı gibi çeşitlilik gösterebilir, bayılmaya kadar ilerleyebilir. Vurgun vakasında doğru şekilde oksijenli tedavi uygulanmazsa, vaka ilerleyerek felç ve ölüme sebebiyet veren daha ciddi durumlara da yol açabilir.
5. Vurgun nasıl tedavi edilir?
Vurgunun tedavi yöntemi yüksek basınçlı oksijendir. Vurgun vakası geçiren dalgıç, vakit kaybetmeden en yakın hiberbarik merkeze götürülmeli ve su altı hekimlerinin yönergeleriyle basınç odasında tedavi altına alınmalıdır. Dalgıcın hiberbarik merkeze götürülene kadar, uzmanlar tarafından uygulanan oksijenli ilk yardım, dalgıçta sekel kalma riskini azalttığı gibi hiçbir sekel kalmadan iyileşme şansını yüzde 98’lere kadar çıkarmaktadır. Bu nedenle tüm dalış liderleri ve eğitmenleri aktif olarak çalışabilmek için iki senede bir güncellenen oksijenli ilk yardım, ilk yardım ve temel yaşam desteği sertifikalarını yenilemek ve herhangi bir dalış kazasına anında müdahale edebilmek için bilgi ve becerilerini güncel tutmakla yükümlüdürler.
6. Vurgunu önlemenin yolları nelerdir?
Nasıl, otomobil kullanmak için ehliyet sahibi olmak ve uluslararası geçerli, trafik kurallarına hâkim olmak gerekiyorsa, dalış yapmak için de uluslararası tanınmış eğitim sistemlerinden onaylı dalgıç sertifikasına sahip olmak gerekir. Dalış için risk oluşturan tüm etkenleri, mekanizmaları ve riskleri önleme yöntemlerini, başlangıç seviyesi dalış eğitimlerinde öğrenebilir, su altına dair aklınızı kurcalayan tüm sorularınıza, detaylı bilimsel ve teknik yanıtları bu eğitimlerde alabilirsiniz.
Unutmayalım, araba sürmek ne kadar keyifli ve bizim hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıysa, hız limitlerini aştığımızda ve trafik kurallarına uymadığımızda nasıl hayatımız için tehlike arz ediyorsa, vurgunu önlemenin de tek yolu, dalışı doğru planlamaktan, dalış planına ve kurallarına uymaktan geçer. İyi eğitim almış bir dalgıç, hiçbir vurgun riski almadan su yüzeyine geri dönebilme bilgi ve becerisine sahip olur. Dalışın derinlik ve süre limitlerine uyduğunuzda ve doğru çıkış prosedürlerini uyguladığınızda, dalış, çok güvenli ve dünya üzerindeki en keyifli sportif aktivitelerden biri olarak, hayatınıza renk katmaya devam edecektir.
Dalın sağlıcakla…