İnsanın kökenine dair yapılan araştırmalar, her fosil keşfiyle bambaşka bir hikayeyi ortaya çıkarıyor. Ancak bazı fosiller bilim insanlarına, insan evrimini anlamada öyle büyük ilerlemeler kaydettirdi ki, onların isimleri neredeyse tüm dünyada biliyor. Hominin fosilleri için takılan bu lakaplar, her bir fosili yalnızca bilimsel bir bulgudan çok daha fazlası haline getiriyor; her biri insanlık tarihine damga vuran bir karaktere dönüşüyor. İşte, insanlığın kökenleri hakkındaki düşüncelerimizi değiştiren hominin fosilleri…
1. Ardi
1994 yılında, paleoantropolog Tim White ve ekibi, tarihin en eski hominin fosillerinden birini Etiyopya’da gün yüzüne çıkardı. “Ardi” adı verilen ve Ardipithecus ramidus olarak tanımlanan bu fosil, insana benzeyen bazı özellikleriyle dikkat çekiyor. Ardi’nin ayak kemikleri ve pelvis yapısı incelendiğinde, hem ağaçlara tırmanma hem de iki ayak üzerinde yürüme yeteneğine sahip olduğu anlaşılıyor. Yaklaşık 4,4 milyon yıl öncesine tarihlenen Ardi, aynı zamanda ormanlık bir alanda yaşamış, bu da insan evrimi hakkında oldukça önemli bir teoriyi sorgulamaya açıyor: “Açık savan teorisi.” Bu teoriye göre, iki ayak üzerinde yürüme, homininlerin ormanlardan açık savana geçişi ve kurak iklim koşulları altında gelişen bir adaptasyondu. Ancak Ardi’nin ormanda yaşaması, bu düşünceyi yeniden gözden geçirmemize yol açtı.
2. Küçük ayak
Güney Afrika’nın Sterkfontein mağaralarında bulunan ve “Küçük Ayak” olarak bilinen bu fosil, 3,67 milyon yıllık geçmişiyle bölgenin en eski örneklerinden biri. 1994 yılında paleoantropolog Ron Clarke, mağaradaki hayvan kemiklerini incelerken, eline aldığı dört küçük kemiğin aslında erken dönem bir Australopithecus türüne ait olduğunu fark etti. Clarke, bu keşfini “Küçük Ayak” olarak adlandırdı. Üç yıl sonra, maymun fosilleri kutusunu incelediğinde, Küçük Ayak’ın diğer bacak kemiklerini de buldu ve tüm iskeletin hala mağarada bulunabileceğini düşündü. Clarke’ın ekibi yıllarca süren titiz kazı çalışmalarının sonunda, şimdiye kadar bulunan en eksiksiz Australopithecus iskeletine ulaşmayı başardı. Küçük Ayak, insanlığın geçmişine dair benzersiz bilgiler sunan bu keşfiyle evrim tarihimizin en önemli halkalarından biri.
3. Lucy
Tarihin en meşhur hominin fosilleri arasında bulunan Lucy, bilim dünyasında “İnsanlığın Annesi” olarak anılıyor. 1974 yılında antropolog Donald Johanson ve öğrencisi Tom Gray, Etiyopya’nın Afar bölgesinde çalışırken, insan benzeri bir iskelete ait küçük bir kol kemiği buldular. Bu keşifle heyecanlanan ikili, aynı bireye ait yaklaşık 47 farklı kemik daha bulmayı başardı ve Lucy’nin iskeletinin %40’ını ortaya çıkardı. Keşifleri onuruna kamp alanında düzenledikleri kutlamada The Beatles’ın “Lucy in the Sky with Diamonds” şarkısını sürekli çalmaları sonucu, bu efsanevi fosil “Lucy” adını aldı.
3,2 milyon yıl öncesine tarihlenen Lucy, bilim dünyasında büyük bir devrim yarattı. Australopithecus afarensis türüne ait olan Lucy’nin, küçük bir beyne sahip olmasına rağmen iki ayak üzerinde yürümeye adapte olduğu ortaya çıktı. Bu durum, insan evriminde iki ayaklı yürüyüşün, beyin gelişiminden önce gerçekleştiğini gösterdi.
İlginizi çekebilir:
Fosiller Hakkında Öğrenir Öğrenmez Çok Şaşıracağınız 25 İlginç Bilgi
4. Taung çocuğu
1924 yılında Güney Afrika’nın Taung kasabasında çalışan işçiler, o dönemde insanlığın kökeni hakkında büyük tartışmalara yol açacak bir kafatası buldular. Çoğu bilim insanı, o dönem insan evriminin Güneydoğu Asya’da başladığını düşünüyordu. Ancak paleoantropolog Raymond Dart, bu kafatasının eski bir hominine ait olduğunu belirleyerek, Charles Darwin’in “insanlığın kökeni Afrika’dadır” teorisini destekledi. Dart, bu yeni türe Australopithecus africanus adını verdi.
Kafatasındaki dişler, fosilin yaklaşık üç yaşında bir çocuğa ait olduğunu gösterdi. Omuriliğin kafatasına bağlandığı bölgenin konumu ise Taung Çocuğu’nun dik yürüdüğünü kanıtladı. 1995 yılında, paleoantropologlar Lee Berger ve Ron Clarke, kafatasında göz yuvalarının altındaki pençe izlerinin, çocuğun büyük bir kartal tarafından öldürülüp yuvasına götürüldüğünü öne sürdüler. Bu teoriyi destekleyen bulgular arasında kafatasının yanında bulunan yumurta kabukları ve küçük hayvan kemikleri de yer alıyordu.
5. Fındıkkıran adam
1959’da, ünlü arkeologlar Mary ve Louis Leakey, Tanzanya’nın Olduvai Geçidi’nde kazı yaparken sıra dışı bir keşfe imza attılar. Mary, tortuların içinden çıkmış devasa dişler gördüğünde, tarih öncesi bir döneme ait izlere rastladıklarını anladı. Kazı sırasında 400’den fazla parçaya bölünmüş olan bu kafatası, sabırla bir araya getirilerek yeniden inşa edildi. Sonunda ortaya çıkan yapı, devasa boyutlarda bir çeneye ve modern insanınkinden iki kat daha büyük azı dişlerine sahipti. Ayrıca, kafatasının üstünde, çiğneme kaslarının sabitlendiği ve günümüz gorillerinde de görülen kemiksi bir çıkıntı olan “sagital tepe” dikkat çekiyordu.
Leakey çifti, bu antik insanımsı fosiline “Zinjanthropus boisei” ya da kısaca “Zinj” adını verdi. Ancak, basın ona farklı bir isim taktı: “Fındıkkıran Adam”. 1,75 milyon yaşında olduğu belirlenen bu fosil, dönemin en eski homininlerinden birini temsil ediyordu. Günümüzde ise bilim insanları, bu türe “Paranthropus boisei” adını vererek, Homo sapiens’in doğrudan atası olmayan bir tür olduğunu düşünüyorlar.
6. Turkana çocuğu
1984 yılında, Kenyalı paleontolog Kamoya Kimeu, Turkana Gölü yakınlarında, kurumuş bir nehir yatağında dikkat çekici bir fosil keşfetti. İlk olarak bir Homo erectus’a ait olduğu anlaşılan kafatası parçası bulundu ve ardından neredeyse eksiksiz bir iskelet ortaya çıkarıldı. Bu, yaklaşık 1,5 milyon yıl önce yaşamış ve sadece 7 ila 12 yaşlarında olan bir çocuğun iskeletiydi.
Turkana Çocuğu’nun iskeleti, “Lucy” adı verilen daha eski fosillerden çok farklıydı. Lucy, küçük beyni, uzun kolları ve huni biçimli göğsü ile maymun benzeri özellikler sergilerken, Turkana Çocuğu’nun göğsü daha geniş ve vücut yapısı daha moderndi. Özellikle elleri alet kullanmaya uyum sağlamış, pelvisi ise dik yürüyüşe uygun şekillenmişti. Bu keşif, insan evriminin erken dönemlerindeki anatomik değişikliklerin izini sürmek adına büyük bir önem taşıyordu.
İlginizi çekebilir:
Heyecan Verici Bir Keşif! 86 Milyon Yıl Önce Yaşamış Ölüm Ejderhasına Ait Fosil Kalıntıları Bulundu
7. Cava insanı
Hollandalı bilim insanı Eugène Dubois, 1890’larda Güneydoğu Asya’da modern insanın atalarını ararken Cava Adası’nda bir kafatası ve uyluk kemiği keşfetti. Bulduğu kemiklerde güçlü kaş çıkıntıları ve küçük bir beyin hacmi vardı; buna karşın modern bacak yapısı dikkat çekiyordu. Dubois, bu keşfi “Pithecanthropus erectus” yani “dik duran maymun-insan” olarak tanımladı. Halk arasında ise bu fosil, “Cava insanı” olarak tanındı.
Dubois, bu fosilin maymunlarla insanlar arasındaki kayıp halka olabileceğine inandı, ancak kemiklerini kimsenin incelemesine izin vermediği için bazı meslektaşları tarafından aldatmacayla suçlandı. Dubois’in ölümünden sonra Amerikalı biyolog Ernst Mayr, Cava Adamı’nın Homo erectus türüne ait olduğunu belirledi. 2020 yılında yapılan analizler, bu fosilin yaklaşık 1,3 ila 1,5 milyon yıl önceye tarihlendiğini ve Homo erectus’un Asya’ya Afrika üzerinden yayıldığını gösterdi.
8. Pekin adamı
Çin’in Zhoukoudian bölgesinde 1929-1937 yılları arasında yapılan kazılarda, Homo erectus’a ait kalın kaşlı ve eğimli alın yapısına sahip bir kafatası bulundu. Bu keşfe “Pekin Adamı” adı verildi ve yaklaşık 770.000 ila 230.000 yıl öncesine tarihlendi. Ancak, II. Dünya Savaşı sırasında bu fosiller kayboldu ve günümüze yalnızca kalıpları ulaştı.
Diğer hominin fosilleri üzerine yapılan analizler, Pekin Adamı’nın modern insanlarla bir genetik bağlantıya sahip olmadığını ortaya koydu. Aslında, günümüz Çin halkı Afrika’dan ayrılan Homo sapiens’in soyundan geliyor ve yaklaşık 45.000 yıl önce Asya’ya ulaşmışlardı. Pekin Adamı ise bu topraklara Homo sapiens’ten çok önce gelmiş ancak nesli tükenmiş bir türdü.
9. Denny
Bilim insanları, Sibirya’daki Denisova Mağarası’nda bulunan küçük bir kemik parçasının DNA analizini yaptığında oldukça şaşırdılar. Bu kemik, Neandertal bir anne ile Denisova bir babanın çocuğu olan genç bir kıza aitti. Yaklaşık 50.000 yıl önce yaşamış olan bu kıza “Denny” adı verildi. Denny’nin keşfi, Neandertaller ve Denisovaların aynı dönemde bir arada yaşadığını kanıtladı. Günümüzde yaşayan insanların DNA’sında bu iki türün izlerine rastlanması, Homo sapiens’in de bu iki türle zamanında çiftleştiğini düşündürüyor.
10. Cheddar adam
İnsanlığın kökenleri hakkındaki düşüncelerimizi değiştiren hominin fosilleri yazımızın sonuna geldik. 1904 yılında İngiltere’de Cheddar Gorge bölgesinde bulunan “Cheddar Adam” fosili, Britanya’daki en eski ve en eksiksiz modern insan iskeletini temsil ediyor. Yaklaşık 10.000 yıl önce yaşamış olan bu bireyin DNA analizi, koyu ten rengine, mavi gözlere ve koyu kahverengi saçlara sahip olduğunu gösteriyor. Avrupa’ya ilk gelen Homo sapiens bireylerinin ten renginin de koyu olduğu ve D vitamini üretimi için soluk tenin zamanla geliştiği düşünülüyor. Cheddar Adam’ın keşfi, modern insanın Avrupa’ya adaptasyon sürecini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
Kaynak: 1