Günümüzdeki çoğu yapılarda dikdörtgen ve kare pencereler sıklıkla gördüğümüz şeydir. Elbette tasarıma karakter ve ilgi çekicilik katan yuvarlak pencereler de var. Şimdi uçakları ve jetleri düşünün. Bugün gökyüzündeki en küçük uçaktan en büyüğüne kadar önemli bir unsur aynıdır: Pencerelerin şekli. Gövdedeki küçük ve yuvarlak pencereler neden farklı bir şekle sahip değiller? Büyük ve kare pencereler daha iyi görüntüleme fırsatları sunmaz mıydı? Bunun nedeni uçağın aerodinamik yapısından ve tehlikeli bir örnekten kaynaklanıyor. Gelin hep birlikte uçak pencereleri neden yuvarlak olur öğrenelim.
Uçak pencerelerinin yuvarlak olmasının nedeni baskıyı daha iyi yönetmesidir
Hiç uçağa binmemiş olsanız bile, uçak pencereleri neden yuvarlaktır diye merak etmişsinizdir. Günümüz uçaklarında yuvarlak pencereler kullanılmasının nedeni; uçağın içindeki ve dışındaki hava basıncını yönetmektir. 10.000 feet’in üzerinde seyrederken uçak kabinleri 11-12 PSI’ya kadar basınçlandırılırken, dış hava basıncı sadece 4-5 PSI olabilir. Bu büyük değişkenlik, tekrarlanan basınçlandırma döngülerine dayanmak zorunda olan pencerelerde büyük bir strese neden olur.
Uçaklarda standart olarak yuvarlak pencerelerin kullanılmasının sebebi ise oval şeklin panel boyunca basıncı eşit dağıtmasına izin vermesidir. Ayrıca oval tasarım, deformasyona daha iyi direnç göstererek uzun süreli kullanım için daha güçlüdür. Bu, 70 yıldan fazla bir süredir neden tüm uçakların yuvarlak pencere kullandığını açıklıyor. Ancak jet çağının başlangıcında durum böyle değildi ve yeni bir tasarıma geçilmesi için bazı kazaların yaşanması gerekti.
İlk başta uçaklarda kare pencereler kullanılıyordu
1950’li yıllarda jet çağının başlamasıyla birlikte uçak pencereleri daha önemli hale geldi. O zamana kadar uçaklarda gündelik hayattakilere benzer şekilde kare pencereler bulunuyordu. Tasarımında kare pencereler kullanılan uçaklar daha yavaştı ve daha düşük irtifada uçuyorlardı. Ancak ilk jet uçağı olan de Havilland Comet ile bu durum değişti.
1954’te iki uçak havada parçalandı, 56 yolcu öldü ve bilim insanları bu duruma sebep olabilecek şeyin ne olduğunu araştırmaya başladı. Sebebinin ise kare pencere tasarımı olduğu belirlendi. Özellikle meydanın kenarı çok fazla baskı alıyor ve bu da uçağın çatlamasına ve tahrip olmasına neden oluyordu. Pencerenin dört keskin kenarı, stresin %70’ine kadar dayanmış ve uçak tekrar tekrar kullanıldığında parçalanmasına neden olmuştu.
Bu tür olayların daha fazla olmasını önlemek için tasarımcılar, basınca dayanacak yeni bir şekil bulmaya yöneldi ve o zamandan bu yana uçaklarda dairesel pencereler kullanılmaya başlandı.
Ancak pencerelerin uçuş boyunca sağlam durmasını sağlamak için mühendislerin kullandığı şekil yalnızca bu değildir. Pencerelerin üç akrilik katmandan oluştuğunu fark etmiş olabilirsiniz. En dıştaki en kalın olanıdır ve dışarıdan gelen tüm basıncı alır, ortadaki ise yine kalındır ve basıncı eşitlemek ve iç camı korumak için kullanılan küçük bir deliğe sahiptir. Yolcu olarak karşılaştığımız katman ise en ince olanıdır ve nispeten küçük kabin basıncını alır.
Adım Caner Cem Martı, 1996 yılında Bartın'da doğdum. 2010 yılında geçirdiğim kaza sonucunda vücudumun %99'u felç kaldı. 2015'ten bu yana bazı cihazlar yardımıyla internet ortamında çalışabiliyorum. İçerik editörlüğü ve sosyal medya uzmanlığı gibi alanlarda tecrübe sahibiyim, ancak asıl uzmanlık alanım SEO uyumlu makale yazmak. Ayrıca front-end tasarımlar yapıyorum. Sinema, spor ve tarih gibi konular çok dikkatimi çekiyor. Özellikle sinema tutkunuyum.