Türkiye’de kadın; “anne, eş, sevgili, çiçek, seksi, o….u, muhafazakâr, işkolik, şirret, dengesiz, güçsüz, korunmaya muhtaç, başarısız, sinsi …” böyle uzayıp giden bir liste demek. Kısaca Türkiye’de kadın, kadın hariç her şey demek. Her şeye rağmen kadın olarak var olmaya çalışırken toplumun bize dayattığı tabulara birlikte bakalım.
1. Renk seçimi
Daha doğar doğmaz hatta doğmadan önce başlar bu kavga. Kızsa pembe patik, erkekse mavi. Ufacık çocukken renklerin cinsiyetçiliği ile işlenmeye başlanır çocuklar. Toplumun onlar üzerinde büyük hayalleri vardır.
2. Hanım hanımcık ol!
Yaramazlık yapar yapmaz hemen itirazlar gelir. Daha cinsel kimliğini bilmeyen çocuğun uslu, edepli, adaplı davranması gerekir çünkü o kız çocuğudur ve daima hanım hanımcık olması gerekir. Sokakta oyun oynadığı arkadaşı Mehmet’in ettiği küfürü o edemez. Çünkü edep ve ahlak, sadece ama sadece, hanım hanımcık kız çocuklarına özeldir.
3. Erkeklerden uzak DUR!
İki cinsiyet birbirinden ne kadar uzak durursa o kadar sağlıklı. Kız ile erkek arkadaş olamaz. Karşı cinsle ne kadar uzaklaştırırsak o kadar daha fazla koruyabiliriz çünkü çocuklarımızı. Marifetin iki cinsiyetin ayrıştırılmadan yan yana büyüyebilmek olduğunu unutarak! Çünkü erkeklerden uzak durması gereken sadece kadınlar bu ülkede!
4. Sokakta bir başına
Sokakta bir başına hem de gece yarısı asla bulunmamalı ama erkek kardeşi, komşu oğlu istediği saatte gelip giderken eve, kadınların yaşadığı büyük özgüvensizlik ve varoluş çabası kimin umurunda? Neticede her şey onun namusu için. Çünkü namus sadece kadınların bu ülkede!
5. Kıyafet
Kısa etek giyerse “yollu” olabilir, göğüsleri yeni çıkmaya başladıysa bol giymeli, vücut hatlarını belli etmesine iyi gözle bakılmaz. Çünkü kılık kıyafete dikkat etmesi gereken sadece kadınlar bu ülkede.
6. Meslek seçimi
Öyle her mesleği yapamaz. Fiziki güç isteyen meslekler ona uygun görülmemiştir. Kadın daha naif daha kolay meslekler seçmeli, neticede incinir. Bunca yıl incitmemişler gibi! Çünkü bu ülkede böyle ağır meslekler kadınların yapabileceği bir iş değildir!
Maaş farkını da unutmayalım!
Bir erkekle aynı maaşı almayı bekleyemez çünkü kadın ev geçindirmiyor bile derler. Çünkü kadın didinip el emeği verdiği işinde bir erkekle aynı haklara sahip olacak değerde değil bu ülkede!
7. Anne olmak
Kadın dediğin anne olmalı. Olmak zorunda. Kadın seçemez anne olup olmayacağını, bir çocuk büyütüp büyütemeyeceğini; o bilmez ama toplum bilir. Çünkü anne olmak kadının isteyebileceği bir durum değildir, görevidir bu ülkede.
8. Şiddet
Kadının üzerinde kendisi hariç herkesin hakkı vardır. Gerek psikolojik gerek fiziksel herkes hak sahibi onun hayatında. Çünkü kadın olmak herkese hak vermektir(!) kendi üzerinde!
9. Güçlü olmak
Bebeklikten bu yana sindirilmiş, bastırılmış ve kalıplara sokulmaya çalışılmış kadınlar, bizim kadınlarımız! İşte tam da bu yüzden hangi işi yaparlarsa yapsınlar, ne olurlarsa olsunlar en mükemmel şekilde yapıyorlar. Çünkü kadına güçlü olmayı öğretiyorlar bu ülkede!
Bonus: “Türkiye’de Kadın Olmak”
kooplog.com | Akademi‘de bu ay “Türkiye’de Kadın Olmak” konusu işleniyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadının iş hayatındaki yeri, kadına şiddet ve daha birçok konunun uzmanları ve muhatapları, kendi tecrübe ve bilgilerini paylaşıyor.