Buğday Derneği’nin kurduğu TaTuTa ağı kapsamında, Türkiye’nin dört bir yanındaki ekolojik çiftlikler, gönüllü veya ziyaretçilerini bekliyor. TaTuTa, hem Türkiye’den, hem de yurtdışından gelen gönüllü ve konuklarla Türkiye’de ekolojik tarım yapan çiftlikleri buluşturuyor. TaTuTa’ya üye olanlar, başvurularının kabul edilmesi halinde bu ağ sayesinde yıl boyunca ya da yılın belli zamanlarında bu çiftlikleri ziyaret edebiliyorlar.
Seçtiğiniz ekolojik çiftlikte mevsimine göre meyve toplayabilir, zeytin hasat edebilir, toprağı çapalayıp, ot yolabilir hatta taş taşıyabilir, turşu kurmayı ya da salça, yoğurt, tereyağı ve peynir yapmayı öğrenebilirsiniz. Toprakla haşır neşir olup, bakımını yaptığınız ürünleri, havayı, suyu, toprağı kirletmeden üretmenin ne denli zor olduğunu bizzat deneyimlersiniz. Çiftliklere gönüllü olarak gitmeyi seçerseniz; yemek ve konaklamanızın karşılığını çiftlikte canla başla çalışarak verirsiniz. Çiftliklerin çoğunda işler belli bir iş bölümü çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Herkes öncelikle elinden hangi iş geliyorsa onu yapmakla mükellef. Sonrasında öğrenmeye istekli olduğunuz işleri yapmaya yönlendiriliyorsunuz. Birlikte uyum içinde çalışabilmek, yardımseverlik ise herkesten beklenen özellikler. Günün bir yarısını çalışıp öğrenerek, diğer yarısını dinlenip gözlem yaparak geçirebilirsiniz. Çiftliklerde hayat, katı kurallar çerçevesinde belirlenmiyor; yapılan işin çiftliğe katkısının ne olacağı ve bir işin doğaya zarar vermeden en pratik nasıl yapılabileceği hususu öncelikli olsa da elbette dinlenmek, kendinize zaman ayırmak, denize gitmek ya da civarınızdaki yerleri gezmek gibi diğer aktiviteler için de çiftlik sahipleriyle konuşup bir uzlaşma sağlayarak vakit ayırabiliyorsunuz. Fakat tatilde yoğun bir çalışma temposunun içine girmek istemiyorsanız, yemek ve konaklama masraflarını ödeyerek, ekolojik üretimin ve yaşamın tanığı olma şansını konuk olarak da yakalayabilirsiniz. Hepsinden önemlisi, bu yerel kahramanlarla tanışıp onların yaşamlarına bir süreliğine de olsa dahil olursunuz. Her iki durumda da, evinize bu yaşam felsefesini yaşamaya ve yaymaya and içmiş bir eko-gönüllü olarak dönmeniz garanti.
İster gönüllü, ister konuk olarak katılın; çiftliklerde yaşamanın belli kuralları mevcut. Ekolojik dengenin korunması adına öncelikle günlük hayatımızı işgal etmiş olan belli “lüks”lerimizden içtenlikle vazgeçmemiz gerekiyor. Örneğin endüstriyel olarak üretilen süt, peynir ve yoğurttan, tuvalet kağıdı, diş macunu, şampuan ve saç kremlerinden, bulaşık, çamaşır ve temizlik için kullanılan kimyasal içerikli temizlik malzemelerinden, pet şişe ve naylon torba kullanımından ve aslında yaşamak için ihtiyacımız olmayan daha pek çok şeyin tüketiminden… İnsanlara gıda olsun diye gereğinden fazla yetiştirilen ve küresel ısınmaya önemli ölçüde katkıda bulunduğu tespit edilen o güzelim inekleri, kuzuları, koyunları, keçileri yemekten… Enerji üretmek için kullandığımız petrol kaynakları, nükleer santraller; elektrik üretmek için kullandığımız barajlar yerine rüzgar ve Güneş gibi daha sürdürülebilir kaynaklardan yararlanmayı gerekli görerek bu tür uygulamaların çoğalması için çalışmayı hedef edinebiliriz. Çünkü Dünya’nın insanla birlikte var olabilmeyi sürdürebilmesi için tüm bunların olmazsa olmaz olduğunun sadece farkında olmak yetmiyor bunu uygulamaya çalışmak gerekiyor. Aksi taktirde insanlar için bu gezegende sürdürülebilir bir yaşam mümkün görünmüyor. İşte bu gibi prensiplerle varlığını sürdürmeye çalışan ve gönüllülerin bir haftadan daha uzun süre katılımını bekleyen, haftada 6 gün ve en fazla 5-6 saat çalışılan çiftlikleri, TaTuTa’ya vermiş oldukları bilgileri baz alarak sizler için derledik…
1. Ali Kışlak Ormanı-Fethiye/Muğla
Fethiye’ye 45, Saklıkent Kanyonu’na 5 km mesafedeki çiftlik, permakültür ve doğal tarım prensiplerini uyguluyor. Yılın her ayı gönüllülerin kabul edildiği çiftlikteki duş ve tuvaletli odalar ikişer kişilik. İnternet var fakat televizyon yok. Yemekler, burada yetiştirilen sebzelerden el birliği ile yapılıyor ve beraber yeniyor. Orman’da yorulanlar, terleyenler, Saklıkent’teki şelalede yüzerek dinleniyor. Tloss Antik Kenti ise yürüyüş yapmayı sevenler için 10 km mesafede. Zeytin, zeytinyağı, çeşitli sebze ve meyvelerin, baharat ve aromatik bitkilerin üretildiği çiftliğe bir tek sigara içenler kabul edilmiyor. En az üç haftalığına gelmesi beklenen gönüllüler için Ali Kışlak: “Onların kanatları vardır” diyor.
2. Ali Koçak Çiftliği – Tortum/Erzurum
Yaklaşık 10 dönüm üzerinde tarım yapan ev sahibi eski pehlivan Ali Koçak, aynı zamanda su değirmeninde tahıl öğütüp un yapıyor. Ekolojik prensiplerle üretilen elma armut, dut, kiraz ve cevizin yanı sıra fasulye, mısır, soğan, patates ve biber gibi sebzeler de yetiştiriliyor. Aynı zamanda bir alabalık tesisi olan Ali Koçak’ın mekanı turistlerin de uğrak noktalarından biri. Tortum Çayı’nın yanı başındaki çiftlik sınırları içinde bir de Alabalık şelalesi bulunuyor. Mart ile ekim arasında en az 12 gün olmak koşuluyla gönüllülerin kabul edildiği çiftlikte kahvaltılar hep birlikte yenirken, diğer öğünler ayrı yeniyor. Bağbaşı Meryem Ana Kilisesi, Tortum Gölü, Soğuk Mağara, Engüzek Kalesi civarda yürüyüş mesafesindeki görülebilecek yerler arasında.
3. Aralcak – Menemen/İzmir
Halime ve Cüneyt, 2013’ten bu yana 12 dönümlük arazide sistemin içindeki birer birey olmaktan kurtulmaya ve doğa ile barışık bir yaşam sürdürmeye çalışıyorlar. Arazinin bir dönümünü gıda bahçesi olarak düzenlemişler, gerisini ise 250 adet orman ve meyve ağacı dikerek değerlendirmişler. Burayı tavuk, kaz, kedi, köpek ve arılarla paylaşıyorlar. Elektrik ihtiyaçlarını Güneş’ten, su ihtiyaçlarını ise 2 km mesafede bulunan ve 40 m yükseklikten dökülen Su Uçan adındaki bir şelaleden karşılıyorlar. Şu anda sofraya gelen gıdanın yarısından fazlası kendi üretimleri. Yaşadıkları taş ev, açık mutfaklı bir salon ve bir odadan oluşuyor. Misafirleri ve gönüllüleri oturma odasında ya da çadırda ağırlıyorlar. 2018 Mayıs’ından itibaren yapımına devam edilecek olan çuval ev projeleri tamamlandıktan sonra herkes orada ağırlanacak. Mart ayından itibaren kasıma kadar en fazla 21 günlüğüne gönüllü kabul ediyorlar.
4. Ata’dan Çiftliği – Bismil/Diyarbakır
Diyarbakır’a 45 km uzaklıkta bir çiftlikte annesiyle beraber yaşayan Fatih Ata, elindekileri paylaşınca mutlu oluyor. 22 yıl büyük şehirde yaşadıktan sonra kırsal hayatın nimetlerini makul ve gerçekçi biçimde paylaşmanın en doğru davranış olacağını düşünmüş. Tavuk, yumurta, eritme peynir, domates ve biber salçası, patlıcan ve biber kurusu, tam buğday unu, elma ve üzüm sirkesi, keşkeklik, aşurelik, içli köftelik, pilavlık, sarmalık buğday, nane, fesleğen, maydanoz kurusu, üzüm marmelatı, pekmez, pestil, üzüm sucuğu, şarap gibi kendi ev ihtiyaçlarını ve dostlara hediye edebilecekleri şeyleri üretiyorlar. Yılın her ayı gönüllülerin kabul edildiği çiftliğe gidenler boş vakitlerini değerlendirmek için birkaç saat mesafedeki Hasankeyf, Mardin ve Diyarbakır’a gidebilirler.
5. Bayrak Ailesi Çiftliği-Gümüşhacıköy/Amasya
Emekli öğretmen İbrahim Bey ve eşi Birsel Hanım ekolojik meyvecilikle uğraşıyor. Elma, ayva, şeftali, kiraz, armut, vişne, erik ve ceviz yetiştiriyorlar. Birsel Hanım’ın yaptığı reçel ve marmelatlar çok lezzetli. Bayrak çifti; konuklarını evlerinde ağırlıyor, yemekleri de beraber yiyorlar. Bildikleri her şeyi aktarma konusunda son derece hevesli, sıcakkanlı ve çok çalışkan insanlar. Mart ayından kasım ayı başına kadar günüllülerin gelebileceği çiftliklerinde içki, sigara serbest; çocuğunuzu ya da köpeğinizi getirebilir, boş zamanlarınızda bisiklet sürebilirsiniz.
6. Belentepe Çiftliği-Osmangazi/Bursa
Uludağ’ın güneybatısında, Doğancı Baraj Gölü manzaralı ve Nilüfer deresinin aktığı vadinin güney yamacındaki 14 dönümlük çiftliği Taner ve Ece Aksel çifti 1998’de satın almış. Bu tarlaya önce 100 kadar meyve ağacı ve 500 kök üzüm çubuğu dikmişler. Permakültür prensipleriyle tasarlanmış çiftlik kendi enerjisini rüzgar ve Güneş’ten üretiyor. Binalar doğal yapı teknikleri ve malzemeleriyle inşa edilmiş. Çiftlikte kimyasallara yer yok. Doğal gübreler, doğal bitki ilaçları ile kendi gıdalarını üretiyorlar. Sezonluk sebze, meyve dışında üzümlerinden pekmez, şıra, şarap üretiyorlar. Kendi peynirlerini yapıyorlar. Çiftlikte aynı zamanda sürdürülebilir yaşamı ve permakültürü anlatan eğitimler ve aktiviteler gerçekleştiriliyor. Nisan ayından aralık ayı başına kadar gönüllü çalışanları kabul ediyorlar.
7. Bilecik Zeytinliboğaz Permakültür Çiftliği-Gölpazarı/Bilecik
Hayvancılık, meyvecilik, sebzecilik, zeytincilik gibi faaliyet alanlarına sahip bir aile çiftliği. Selçuk Şahin, permakültür konusunda uzman. Annesi Kadriye, yoğurt, peynir, turşu, makarna, ekşi mayalı ekmek yapımı gibi konularda donanımlı. Babası Eyüp ise eskiden kasapmış fakat şimdi hayvan yetiştiriciliğiyle uğraşıyor. Çiftlikte tohum üretme, takas yapma faaliyetlerine özel önem veriliyor. Gönüllülerin yıl boyunca gidebilecekleri çiftlikteki işler, farklı aşılama tekniklerinden sabun yapımına, kanatlı, küçükbaş ve büyükbaş hayvan bakımından zeytin toplayıcılığına kadar çok geniş bir yelpazede çeşitlenmiş. Zeytinliboğaz’da gönüllü çalışanların çocukları da kendilerini geliştirdikleri, oyun oynayarak öğrendikleri, doğayı tanıdıkları bir ortamda hayal dünyalarının sınırsızlığını deneyimleyebilirler. Çiftlikte internet yok. Çadırda, ev içinde ya da paylaşımlı odada kalacak gönüllülerden en en az iki hafta çiftlikte yaşamaları bekleniyor.
8. Chevrel Traher Çiftliği-Kurtköy/Yalova
20 senedir Türkiye’de yaşayan Chevrel, Çanakkale’de tarımla uğraştıktan sonra şu anda yaşadığı bu 11 dönümlük araziyi almış. Çiftlikte yapılan üretim, yıl boyu ailenin tüm sebze ihtiyacını karşılıyor. Kompost, permakültür, eko turizm ve sertifikalı organik tarım yapılan çiftlikte, ev sahibi gelmek isteyenlerin İngilizce bilmesini istiyor ve sigara içmeyenleri tercih ediyor. Çiftliğin etrafı gürgen, kestane ve ıhlamur ağaçlarının ağırlıkta olduğu bir orman ile çevrili. Mart ayından kasıma kadar gönüllüler ev içinde kendine ait tuvaleti olan bir odada kalıp, boş zamanlarda orman yürüyüşleri, keşif gezileri, Yalova/Bursa’da alışveriş, termal spa/hamam, İznik gezisi yapabilirler.
9. Codron Ailesi Çiftliği-Çakırlar/Antalya
Çiftlik, Antalya şehir merkezine ve denize 10 km uzaklıkta, Toros Dağları’nın yamacına kurulmuş. Portakal ve nar bahçeleriyle ünlü Çakırlar, Türkiye’nin en gözde kaya tırmanışı yerlerinden olan Geyikbayırı’na da çok yakın. Modern geniş bir ev, portakal, kayısı, şeftali ve nar bahçeleri, bostan, tavuk, ördek, kaz ve tavşanların olduğu bir kümesten oluşan çiftlik, 10 yıldır Türkiye’de yaşayan ve Akdeniz Üniversitesi’nde Fransızca hocalığı yapan Guillaume ve Charlotte’a ait. Haftanın 3-4 günü işe giden çift, ancak boş zamanlarında çiftlik işlerini yürütebiliyor. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında tatilde olduklarından bu aylarda gönüllüye ihtiyaç duymuyorlar. Yılın geri kalan zamanlarında çiftliğe gelmek isteyenler, ekmek fırını yapımı, bahçe, ağaç ve hayvan bakımı gibi işlerde çalışabiliyorlar. Ailesi ile birlikte seyahat eden gönüllüler de çiftliği ziyaret edebiliyor. Gönüllerle birlikte günlük aile hayatı paylaşılıyor, yemek imece usulü yapılıyor.
10. Eflatun Elbademi Çiftliği-Kaş/Antalya
Kaş’ın Çukurbağ Köyü’nde, Phellos ve Antiphellos antik kentleri arasında, antik Likya yürüyüş yolu üzerinde, üç farklı yerleşkesi olan bu çiftliğin bahçesinde her türlü sebze yetişiyor. Mekanın, ahşap üst terasında yoga yapılırken, sanatsal çalışmaların da yapıldığı ortak yaşam alanı üzümleri dalından koparıp yiyebileceğiniz asmaların gölgeliğindeki ön bahçede. Asırlık meşe ağacı gölgeliğindeki çardak ise tembellik için kullanılıyor. Ev sahipleri; Aydın ve Ebru Çukurova ile oğulları Ata. Aydın, ressam ve fotoğraf sanatçısı, eşi Ebru ise mimar ve her ikisi de yoga eğitmeni. Her ikisi de dünyayı gezip görmüş ve en sonunda burayı yurt edinmişler. Ebru, dalından kopardığı sebzeleri kendi yetiştirdikleri tahıl ve baharatlarla harmanlayıp yeni tatlar keşfetmekten ve sofrasını konuklarıyla paylaşmaktan büyük keyif alıyor. Ocak ayı dışında yılın her ayı gönüllü kabul ediyorlar. Paylaşımlı oda ya da bungalovda kalabilecek gönüllülere ailenin et yemediğini ve sigara içmediğini belirtelim. Ayrıca başvuru yaparken profilinizin eksiksiz olması onlar için önemli.
11. Fatma Gülbin Çiftliği-Maçahel-Artvin
Temel geçim kaynakları ekolojik ana arı yetiştiriciliği. Çiftlikte, ayrıca fındıkçılık ve kendilerine yetecek kadar meyve sebze üretimleri var. Konuk ya da gönüllüler için evde dört kişilik bir odaları mevcut. Yemekler aile ile birlikte yeniyor. Aile, Gürcü kökenli ve günlük hayatta genelde Gürcüce konuşuluyor. Fatma Hanım, Mayıs-Ekim arası çiftliği ziyaret edecek gönüllülerin 15 günden az kalmasını kesinlikle istemiyor. Çünkü ortama ve işlere alışmanın zaman aldığını söylüyor. Haftanın dört günü, günde sekiz saat çalışıldığını da ayrıca belirtelim.
12. Flora Akdeniz Bahçesi-Kemer/Antalya
Tekirova’ya 11, Çıralı’ya 12 km mesafedeki çiftliğin etrafı Kızılçam ormanlarıyla kaplı. Ev sahibi Selahattin Bey ve Ayşe Hanım ihtiyaçları ölçüsünde küçük bir bahçede ekolojik prensiplere sıkı sıkıya bağlı kalarak tarım yapıyorlar. Çiftlikte, yenilenebilir enerji, permakültür yapılmakla birlikte birçok yerli tohum bulunuyor. Konuklara sunulan misafirhane, evin dışında ağaçtan bir yapı. Duşu, tuvaleti ve güneş enerjisiyle ısınan sıcak suyu var. Gönüllüler, misafirhanenin dolu olduğu zamanlarda çadırda veya ev sahibinin evinde konaklayabilir. Çadırda kalanların kullanabileceği bağımsız bir duş-tuvalet bulunuyor.
13. Furma Ekolojik Yaşam Çiftliği-Karaburun/İzmir
Tuna’nın babasının çiftliği Furma. Midilli’den İzmir Körfezi’ne kadar 180 derecelik bir deniz manzarasına sahip çiftlik, Karaburun’a 5 km, denize ise 500 m mesafede 12 dönüm arazi üzerine kurulu. Çiftliğin adı, yalnızca buraya özel olarak dalında fermante olabilen zeytinlere, hurmadan esinlenen yerlilerin verdiği isimden geliyor. 2016’da çok uluslu şirketlerdeki CFO’luk görevini “başka türlü bir hayat mümkün” diyerek bırakan Şadan Tütüncü, kendine yeterli ve sürdürülebilir bir yaşama sahip olmak istiyor ve bunun için gıda ormanları oluşturmaya karar vermiş. İşe ilk olarak 2011’de şu anki çiftliğe 20 km uzaklıkta bulunan Yaylaköy’e her hafta sonu gelip nar ağaçları dikerek başlamış. Daha sonra 2013’de Masanobu Fukuoka’dan etkilenerek çoklu kültüre geçmeye karar vermiş. Arazide toprak işlemesi yapılmıyor. Organik çöpler gübre olarak değerlendiriliyor. Bulaşık ve çamaşır deterjanı yerine odun külü kullanılıyor. Mutfak ve banyonun atık sularıyla sebze bostanından ayrı bir yerde su kabağı yetiştiriliyor. Tavuklar, arılar ve eski kulağı kesiklerden Köpek Bobo ile Kedi Gece buranın diğer sakinleri. Çiftlikte ana binaya bitişik, her birinin kendi banyo ve tuvaleti olan yedi oda bulunuyor. Paylaşımlı kullanılan odalara giren Güneş ışığı ile güne uyanıyorsunuz. Ocak ve şubat dışında yılın her ayı gönüllülerin kabul edildiği çiftlikte yemekler bostandan toplanan sebzelerle imece usulü hazırlanarak yapılıyor ve aileden sayılan gönüllülerle birlikte yeniyor. Şadan Bey, sıkı bir kolektif yaşam savunucusu.
14. Gağgı Çiftliği – Bayındır/İzmir
Veysi Özdemir’in yaptığı yurtlardan oluşan küçük yerleşim alanı; Ovacık Tabiatı Koruma Alanı’nın içinde, Karlık Dağı’nın batı yakasında yer alıyor. 50 dekarlık bir arazide yerel ekolojik sistemin yarattığı zengin bitki çeşitliliği, bol gıda ve az insan yerleşkesi olan bir yerde biraz yabani, bir o kadar özgür, sade ve basit bir yaşam. Saçaklı meşe, kestane kiraz, armut, elma, ceviz, üzüm bağı, alıç ve erik türlerine ait ağaçlar içindeki çiftlikte ortak hamam, mutfak, atölye vb. olarak kullanılan ve tümüyle yerel malzemelerden üretilmiş toplam sekiz adet yurt bulunuyor. En yakın köy 7 km mesafede. Elektrik ve sıcak su için Güneş enerjisi kullanılıyor. Sekiz kovan arı var ve arılar için başta lavanta olmak üzere arı merası oluşturma çalışmaları yapılıyor. Çiftlik alanında tüm telefon operatörleri çekmiyor. Acil durumlar dışında internet bağlantısı yok. Çiftliğe yılın her ayı yalnızca gönüllüler kabul ediliyor.
15. Gökada Çiftliği – Ayvalık/Balıkesir
Küçükköy’de 13 dönümlük bir zeytinlik içinde kurulu çiftlik, Efe Gezer’e ait. Çiftlikte oldukça yaşlı 125 zeytin ağacı ve Efe’nin tasarımı olan yaklaşık 30 tavuk kapasiteli mobil bir kümes ve kendine yetecek kadar tarım yapılan bir bostan bulunuyor. Çiftliğin öncelikli işleri arasında zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimi var. Her daim gönüllü ziyaretine açık olan fakat konuk kabul edilmeyen çiftlik Ayvalık’a ve kumsallarıyla meşhur Sarımsaklı’ya 5 km mesafede. Beş kişinin rahatça kalabileceği, tuvaleti ve mutfağı olan, elektriğin güneş panellerinden elde edildiği tuğla ev, Efe’nin ve gönüllülerin barınma ihtiyacını karşılıyor.
16. HerbaFarm-Bodrum/Muğla
Yalıkavak’ta Yukarı Gökçebel Köyü’nün dağlarında, yaklaşık 15 dönümde kurulu çiftlikte, organik tarım ve permakültür prensipleri kullanılarak keçiboynuzu, zeytin, incir, nar, greyfurt, mandalina, portakal, kayısı, muz, dut ile üzüm, çilek, altın çilek gibi meyveler; ada çayı, kekik, karabaş otu, melisa, sarı kantaron, biberiye, lavanta, defne gibi tıbbi ve aromatik bitkiler ile mevsimlik sebzeler yetiştiriliyor. Kaz, ördek, tavuk, hindi ve bıldırcınlardan oluşan bir de kümes var. Konuk ve gönüllüleri, ekolojik yapı prensipleriyle inşa edilen iki kişilik, banyosu ve iki odası olan misafir evinde ağırlıyor çiftlik sahibi Meltem Kurtsan. Yemekler bahçede yetişen ürünlerden el birliği ile yarı açık ortak mutfakta hazırlanıyor. Nisandan kasıma kadar çiftliği ziyaret edebilecek olan gönüllüler için çadır kurabilecekleri alan ve duş/banyo imkanı da sunuluyor. Ayrıca HerbaFarm Akademi’de doğa, ekolojik tarım, permakültür, budama ve aşılama, tıbbi bitkiler gibi konularda uygulamalı eğitim seminerleri ve atölyeler düzenleniyor.
17. Hindiba Doğa Evi-Mengen/Bolu
Yedi Göller Milli Parkı yolu üzerinde yer alan 3,5 dönüm arazi üzerine kurulmuş bu doğa dostu turizm işletmesi esasen tarım odaklı bir çiftlik değil. Küçük bahçelerinde geleneksel metotlarla zirai ilaç ve gübre kullanmadan mevsimine göre tarım faaliyetleri yapıyorlar. Tesiste doğa dostu mimarinin örneği dokuz adet taş ve ahşap bungalov tipi oda var. Yapılacak küçük yürüyüşler veya bisiklet gezileri ile yaban hayatına tanık olabilirsiniz. Mayıs ayından kasıma kadar gönüllülere açık olan tesisin sahibi Coşkun Koçak.
18. Latif Yalçıner Çiftliği-Kemaliye/Erzincan
Ev sahibi üç ayrı noktadaki evinde misafirlerini ağırlıyor. Mart ayından itibaren aralığa kadar gönüllüler tarafından ziyaret edilebilen çiftliğin Kemaliye ile Apçağa Köyü arasında meyve bahçesinin bulunduğu ilk evinde dört kişinin kalabileceği iki oda, ilk evinin karşı mahallesindeki ikinci evde iki ailenin rahatça kalabileceği iki oda, Kemaliye’nin içinde sadece yazın misafir ağırlayabileceği üçüncü evde ise 10 kişinin kalacağı iki oda mevcut. Mart-Kasım ayları arasında yaklaşık 100 farklı bitkinin toplanıp kurutulmasıyla “zetirin” adındaki baharat yapılıyor.
19. Narköy Çiftliği-Kandıra/Kocaeli
İstanbul’dan yaklaşık iki saat uzaklıkta, bunaldığınızda kendinizi kollarına atabileceğiniz bir şifa yuvası. Kerpe’ye üç km mesafede 100 dönümü aşkın bir arazi üzerine kurulu bir eğitim merkezi, turizm tesisi ve organik tarım çiftliği… Narköy’ün kurucusu eski ilkokul öğretmeni Nardane Kuşçu; onu yakından tanıyanların çok sevdiği Nar Annesi… Narköy’ün kapısı, doğayla iç içe vakit geçirmek ve ona katkıda bulunmak isteyen herkese açık. Organik tarım ve ekolojik yaşamla ilgili birçok uygulamayı bir arada bulabileceğiniz dopdolu bir yer burası. Nisan-Aralık arası gönüllüleri kabul eden Narköy’de “Küresel düşün, yöresel hareket et” felsefesiyle hayat bulan bir mimari var. Sürdürülebilir enerji kullanımının esas olduğu yapıları, düşük karbon ayak izine sahip hafif çelik sistemiyle inşa edilmiş. Her ölçekte geri dönüşümlü ve doğal içerikli malzeme kullanılmış. Sebze ve meyvelerden oluşan yenilebilir peyzaj anlayışı da bu sistemin önemli bir parçası. Nar Eğitim ve Danışmanlık Merkezi, kurumsal firmaların ihtiyaçları doğrultusunda eğitim ve danışmanlık verdiği gibi, bireylere yönelik NLP, “Kaygı ve Stres Yönetimi” gibi alanlarda da hizmet veriyor. Narköy’de peynir ve ekmek yapımından doğada farklı biçimlerde var olma yöntemlerine kadar geniş bir alanda atölye çalışmaları da yürütülüyor.
20. Ormanya Gıda Ormanı-Ayvacık/Çanakkale
Enerji, gıda ve su konusunda bağımsız bir sistem arayışı içinde olan Burhan Eltan’ın 2010’dan beri üzerinde çalıştığı Gıda Ormanı Projesi, 55 dekar gıda ormanı, 4 dekar bostan, 15 dekar bağ ve 4 dekar zeytinlikten oluşuyor. Şu an bostan ve zeytinlik ürün vermeye başladı, gıda ormanını oluşturmak için çalışmalar devam ediyor, bağ projesi ise sırasını bekliyor. Projenin amacı gıda üretimi esnasında kullanılan enerji ve emek kaynaklarını en aza indirmek ve hatta bağımsız bir gıda tedarik sistemi kurmak. Bu projede yer alacak gönüllüleri normal tarımsal faaliyetlerin yanı sıra arazi şekillendirme, su depolama sistemleri oluşturma, toprak zenginleştirme, enerjiyi etkin kullanım sistemleri tasarımı, fidan yetiştirme, basit inşaat teknikleri uygulamaları ve en nihayetinde topluluk oluşturma gibi farklı deneyimler bekliyor. Proje, sürekli iki gönüllüye ev sahipliği yapabilecek işlere ve konaklama imkanına sahip. Gönüllülerin yaşam alanı olarak bir adet iki kişilik Moğol yurdu, dinlenmeleri için peke, kendi kullanımları için bahçe mutfağı ve kompost tuvalet düşünülmüş. Bu mekanlarda aydınlatma 12v güneş sistemiyle sağlanıyor. Yurdun içinde ısınmak için odun sobası mevcut. Banyo ve çamaşır yıkamak için güneş kollektörü sıcak su sağlıyor.
21. Pastoral Vadi – Fethiye/Muğla
Yaşamının belirli dönemlerinde doğal yaşam düşünü gerçekleştirmek isteyen “kent bezginleri” için ekolojik-turizm yapan özel bir yaşam alanı. Çam ormanlarıyla çevrili vadinin ortasından akan derenin kenarında yer alan çiftlik, sakin ve huzurlu ortamında, ekolojik mimari yaklaşımla tasarlanan taş, ahşap ve kerpiç evlerinde yılın her ayı ve üstelik uzun dönem gönüllülerini bekliyor. Sigara içmeyenler tercih ediliyor. 42 dönümlük arazide, organik sertifikalı olarak yetiştirilen her türlü ürün yöresel Akdeniz mutfağı tarzında hazırlanıyor. Yerel kültür atölyelerinde kilim dokuma, topraktan çanak-çömlek yapımı, ahşap oyma denenebilir.
22. Refikler Çiftliği – Fethiye/Muğla
Fethiye’ye 25 km uzaklıkta, bir vadinin dağa doğru yamacında, yerleşim yerlerinden uzak bir ormanın içinde, 10 dönüm arazide doğal tarım yaparak ve şifalı bitkiler yetiştirerek kollektif yaşam kuralları çerçevesinde varlığını sürdüren çiftlikte, 55 farklı çeşit 400’ü aşkın ağaç, 100 çeşitten fazla 20 bin civarında şifalı bitki fidanı ve 30 çeşit sebze yetişiyor. Önceden var olan 200 civarında genç zeytin ağacı çiftliğin zeytin ihtiyacını gideriyor. Dağda yayılmış hayvan gübresi dışında hiçbir “organik” gübre ya da ilaç kullanılmıyor. Çiftliğin sahibi Müge Sezer, çok organize ve düzenli olmak, çok hesap kitapla uğraşmak istemiyor. Çok çalışılan zamanlar da oluyor gevşek çalışılan zamanlar da… Kendine yeterliliği önemsiyorlar ve yaptıklarının “zenginleşme” sağlamasını istemiyorlar. Her şeyden az ama çok çeşit üretiyorlar. Elektrik güneş panelinden ve çok sınırlı olduğundan, yılın her döneminde kabul edilen gönüllülerin bilgisayarlarıyla gelmemeleri rica ediliyor. Akıllı telefonların arama dışında bir sürü fonksiyonunun kullanılıp her gün şarj edilmesini gerektiren bir tüketim tarzına da mesafeli yaklaşıyorlar. İnternet bağlantısı sınırlı ve yavaş ancak gönüllüler ihtiyacı oldukları zaman ortak bilgisayarı günde en fazla 20 dakika kullanabiliyorlar.
23. Sevgi Ana Çiftliği – Urla/İzmir
Çocuk doktoru Tamer ve müzikolog ses eğitmeni Şadan’ın emeklilik hayali olan çiftlik hayatları, satın aldıkları beş dönümlük bir orman arazisi içine kondurdukları küçük bir ağaç ev ile 2007’de başlamış. Derken önce Sevgi adını verdikleri bir buzağı, sonra kınalı keçi ve yavruları, koyunlar tavuklar, kazlar ve Sarı Kız adında atları ile çiftlik gittikçe büyümüş. Çam ağaçlarıyla bezeli denize 4 km mesafedeki çiftlikte her türlü meyve ağacı bulunuyor. Diğer boş alanlara ise hayvanların yiyecekleri ekilmiş. Kendilerine yetecek kadar sebze diktikleri bostanları, iki kovan arıları var. Ekmek, peynir, yoğurdu kendileri yapıyorlar. Ayrıca bir “Doğal Yaşam Atölyesi” kurmuşlar. Doğal peynir yoğurt yapımı, keçi sütünden sabun yapımı, kuzuların yünlerinden keçe yapımı, zehirsiz bahçe bakımı ve meditatif ses çalışması atölyeleri yapılıyor. Mart-Kasım arası kabul ettikleri gönüllüler için ayrı bir odaları iki tek kişilik yatakları ve bahçede banyo-WC, mutfakları bulunuyor. Yemekler ortak yeniyor.
24. Sevinç Abla Çiftliği – Bayramiç/Çanakkale
Sevinç ve Hüsamettin Özkaya çifti üretmeyi seven, çalışkan bir çift. Ailenin diğer iki üyesi Hafize anneler de ilerlemiş yaşlarına rağmen Özkayalar’ın temposuna ayak uyduruyor. Elmadan zeytine, buğdaydan sebzelere, reçellerden peynirlere uzanan bir yelpazede bol çeşit ürünleri var. Üretimle meşgul olmanın yanısıra pazarlara da çıkıyorlar. Tüm yıl hoş karşılanan gönüllüler hem üretim hem de pazar deneyimini yaşıyorlar.
25. Yeniköy Çiftliği – Bayramiç/Çanakkale
Kazdağları’nda 50 dönüm üzerine kurulu olan çiftlikte permakültür ve geleneksel tarım yöntemleri kullanılıyor ayrıca seminer ve kurslar düzenleniyor. Çiftlikte doğa dostu yöntemlerle yapılmış birçok kapalı mekan bulunuyor. Yerel tohumların ekildiği Yeniköy’de başta buğday çeşitleri olmak üzere çeşitli tahıl ve sebzeler yetiştiriliyor. Ahşap oymacılığı, kaşıkçılık gibi el sanatları icra ediliyor. Yılın tamamında gönüllülerin kabul edildiği çiftlikte belli bir çalışma planı uygulanmıyor, yapılacak işler günlük duruma göre belirleniyor. Mutfak ortak ve yemekler ortaklaşa pişiriliyor.
BONUS 1: Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi-Merkez/Burdur
Ekolojik yaşam biçimlerine sıkı sıkıya bağlı olan Öztürk Sarıca’ya ait merkez, Burdur Gölü manzaralı. Asıl mesleği veterinerlik olan Öztürk Bey’in kendini adadığı yaban hayatı rehabilitasyon merkezinde yılın tamamında gönüllü olarak kalabilmek mümkün. Yaklaşık 220 dönüm arazi üzerinde sertifikalı olarak çeşitli organik sebze, meyve ve gül yetiştiriliyor. Gönüllüler ister yaban hayatı rehabilitasyon merkezinde ister bahçe işlerinde görev alıyor. Ziyaretçilere verilen eğitimlere katılmak da mümkün. Lisinia’daki ahşap yapılar için hiç ağaç kesilmemiş, tamamı çevre köylerdeki yıkıntılardan toplanmış. Farklı alanlarda birçok proje yürüten Lisinia’nın tek gelir kaynağı Öztürk Bey’in veterinerlik hizmeti. Gece gündüz çok yoğun çalışıyor ve çoğu zaman dışarıda hasta bakımında olması gerekiyor. Gönüllülerin genelde haftanın 6 günü, günde 7-8 saat çalışmaları gerekiyor.
BONUS 2: Tangala Keçi Çiftliği – Fethiye/Muğla
2008’den beri Yakaköy’de yaşayan Buket Ulukut 2013’de Tangala Keçi Çiftliği’ni kurdu. Buket, İstanbul’dan Yakaköy’e geldiğinde iki keçi edinmişti. Şimdi 25 keçisi olan çiftlikte artizan peynir üretimi ve hayvancılık yapıyor. Çiftlik 10 dönüm arazi içerisinde; bir kerpiç ev, gönüllü binası, gönüllü binasının içinde bir kıl çadır ve ortak banyo/tuvalet alanından oluşuyor. Çiftlikte ayrıca peynir üretimi için bir atölye ve mahzen var. Çiftlikte Buket ile hayvancılık, bostan, peynir yapımı ve çevre düzenlemesi gibi alanlarda çalışmak mümkün. 15 günde bir, çiftlik dışında bir etkinlik düzeneniyor Denize girmek, piknik, civar pazarlarına gezi ve diğer çiftlikleri ziyaret gibi etkinlikler gerçekleştiriliyor. Çiftlikte Dudu adında bir kangal, tavuk, civcivler, horoz ve bir de Dolunay adında bir eşek var. Yılın her ayında gönüllü kabul eden çiftlikte günde 8 saat çalışılıyor ve minimum kalma süresi bir ay. Buket, peynir üretimi ve hayvan bakımı konusunda tecrübe edinmek ve çiftliğe destek olmak için bu sürenin gerekli olduğunu düşünüyor.