Bu liste elinde belgeyle konuşan oluşum Doğruluk Payı tarafından hazırlandı, haberiniz olsun.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 13 yıllık AK Parti iktidarının farklı alanlardaki başarılarını vurgulamasının yanı sıra 30 Ağustos Zafer Bayramı’na yönelik mesajlar da verdi. AK Parti’den önce Türkiye’nin savunma sanayisi olmayan ve silahlı kuvvetlerinin dışa bağımlı bir ülke olduğunu vurgulayan Davutoğlu, AK Parti iktidarı döneminde Türkiye’nin “kendi savunma sanayine sahip, bu savunma sanayini de, halkı da besleyecek bir ekonomi” geliştirdiğini iddia etti. Peki bu açıklama ne kadar doğru?
Savunma Alanında Yerli Üretim Artıyor mu?
Savunma sanayindeki gelişmeler ve özellikle bu alanın yerlileşme oranı son iki yıldaki seçim kampanyalarının sıklıkla dile getirilen konularındandı. Geçtiğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları da daha öncekilerinden farklı olarak daha fazla askeri aracın katıldığı törenlerle kutlandı. Türkiye savunma sanayindeki artan yerli üretimin sembolleri olarak vurgulanan ATAK helikopterleri, HÜRKUŞ uçakları ve Altay tankları da Ankara’daki kutlamaların en öne çıkanlarıydı.
Savunma sanayinin siyasi tartışmada önemli bir yerde konumlanması göstergelerdeki tartışmaları da beraberinde getiriyor
Geçtiğimiz dönemde yerlileşme oranı ile ilgili iddialar oldukça çeşitliydi ve iki tanesi de Doğruluk Payı radarına yakalandı. Eski Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimi çalışmaları sırasında TSK’nın tesisat ve mühimmat ihtiyacının %65-70’e yakınının yerli kaynaklardan karşılandığını iddia etmişti. Bu açıklamadan birkaç gün sonra eski Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce bu rakamın %75 olduğunu öne sürmüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Mayıs 2015’te savunma sanayi fuarı açılışında yaptığı konuşmada ise bu oranı %21 oranında gerileterek %54 olarak açıkladı.
Yerli Savunma Sanayinin Kuruluşu Cumhuriyet’in Başlangıcına Uzanıyor
Her ne kadar Davutoğlu’nun iddiası yerlileşme oranına doğrudan atıfta bulunmasa da, konuşmasının genel içeriğinde hem bu göstergeden hem de savunma sanayinin gücünden dolaylı şekilde bahsetti. Bu nedenle, iddiayı incelerken savunma sanayi ile ilgili farklı göstergelerden yararlanmakta fayda var.
Öncelikle Davutoğlu’nun iddiası ciddi ölçüde abartı içermektedir. Türkiye’de yerli savunma sanayinin kuruluşu cumhuriyet dönemine kadar gitmektedir. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Batı savunma sistemine eklemlenen Türkiye’de savunma sanayi gerileme dönemine girmişse de, 1974’te karşı karşıya kalınan silah ambargosu ASELSAN ve HAVELSAN gibi devlet sermayesine dayalı yatırımların gerçekleşmesine fırsat verdi. Daha sonra “Savunma Sanayi Müsteşarlığı” olarak yapılandırılacak “Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı” milli bir savunma sanayinin tesisi amacıyla 1985 yılında kuruldu.
Kısacası, AK Parti iktidarından önce de Türkiye’de yerli bir savunma sanayi mevcuttu
2002 yılında dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasında Türkiye’den ASELSAN, Hava Elektronik Sanayi ve TUSAŞ bulunuyordu. 2015 sıralamasında ise sadece ASELSAN ve TUSAŞ kaldı. Bunun yanında AK Parti döneminde savunma sanayi ihracatı bakımından gözle görülür bir artış var. 2002’den 2014’e ihracat değerinin 1990 sabit fiyatlarda artış oranı 9 katı aştı. Savunma Sanayi Müsteşarlığı verilerine göre de aynı dönemde savunma ihtiyaçlarının yerli kaynaklardan karşılama oranı 2003’te %25 iken 2010’da %52,1’e yükseldi.
İhracatta artış
Başbakan Davutoğlu’nun iddiası abartıya kaçmakla beraber veriler AK Parti iktidarı döneminde özellikle savunma sanayi ihracatında artış olduğunu göstermektedir. Her ne kadar 2002’deki sıralamalarda Türkiye’den üç savunma şirketi dünyanın ilk yüz savunma şirketi arasında kendine yer bulsa da 2015 sıralamasında yer alan ASELSAN ve TUSAŞ orta sıralara doğru yükselmişlerdir. Genel değerlendirmede, tüm bu nedenlerden dolayı Davutoğlu’nun iddiasında büyük oranda doğruluk payı yoktur.