Sinema filmleri ve diziler uzun süredir dünya genelindeki popüler kültürün en önemli unsurlarından. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa yapımı dizi ve filmler, bütün dünyada ilgiyle takip ediliyor, milyonlarca insan tarafından izleniyor. Üstelik bu dizi ve filmler, yapıldıkları ülkelerin kültürlerinden ve gündelik yaşamından önemli izler barındırıyor. Hal böyle olunca bir sinema filmi veya televizyon dizileri aynı zamanda “kültür ihraç etmenin” de bir unsuru haline geliyor. Yıllardır ABD ve Avrupa kültürleri, filmler ve diziler sayesinde dünyanın dört bir yanına yayılıyor. Ancak son dönemde, dünyadaki dizi sektörünün parlayan bir yıldızı var: Türk dizileri! Türk dizileri, son yıllarda Orta Doğu’dan Avrupa’ya Afrika’dan Güney Amerika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya ihraç ediliyor. Üstelik dünya genelinde Türk dizilerine olan ilgi her geçen gün artıyor! Dünyanın farklı coğrafyalarından pek çok insan, Türk dizilerinin sıkı hayranları haline gelmiş durumda!
Peki, Türk dizileri nasıl oldu da dünya çapında izlenir hale geldi? Türk dizilerinin sırrı ne? Dünyada Türk dizilerine artan talebin, Türkiye’ye etkileri neler? İşte, Türk dizilerinin başarı sırrı hakkında bilmeniz gerekenler…
Türk dizilerinin yurt dışı macerası 1975 yapımı “Aşk-ı Memnu” ile başladı
Başrollerinde Müjde Ar ve Şükran Güngör’ün yer aldığı yapım 1981 yılında Fransa’ya satıldı! Bu satış sinema ve dizi sektörümüzün en önemli anlarından biriydi! 1981 yılındaki satıştan yaklaşık 20 yıl sonra, “Deli Yürek” isimli dizi, bölüm başı 30 dolar gibi küçük bir rakamla Kazakistan devlet televizyonuna satıldı!
Türk dizileri Orta Doğu’da geniş bir pazar yakaladı
2000’li yıllarda üretilen Türk dizileri, Orta Doğu’da büyük bir satış başarısına ve milyonlarca izleyiciye ulaştı. 2005 yılında yapılan “Gümüş” dizisi 2008 yılında Arapça seslendirildi ve bütün Arap dünyasında çok sayıda seyirciye ulaştı. Suudi bir televizyon kanalının verilerine göre, dizinin final bölümü 85 milyon Arap izleyici tarafından takip edildi. Gümüş’ün bu başarısı, ilerleyen yıllarda çok sayıda Türk dizisinin Arap coğrafyasına ihraç edilmesine olanak sağladı.
Yurt dışındaki en popüler Türk dizisi “Muhteşem Yüzyıl”
İlk bölümü 2011 yılında yayınlanan Muhteşem Yüzyıl, yurt dışına ihraç edilen Türk dizileri arasında en popüler olanı! Dizi bugüne kadar 70 farklı ülkede yayınlandı 500 milyondan fazla insan tarafından seyredildi! 2014 yılında final yapan dizi bugün bile yurt dışındaki bazı ülkelerde yayınlanıyor! Muhteşem Yüzyıl’ın yakaladığı bu inanılmaz satış başarısı Türk dizilerinin yurt dışına açılma serüveninin en önemli kilometre taşlarında birisiydi.
Türkiye, ABD’den sonra dünyanın en büyük 2. dizi ihracatçısı konumunda
2008 yılında Türk dizilerinin ihracat gelirleri 100 milyon dolar civarındaydı. Bu rakam 2020 yılında 500 milyon dolara yükseldi. Artık Türk dizileri yalnızca Orta Doğu ve Arap coğrafyasına değil, Balkanlar’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Güney Amerika’ya ihraç edilen kültür ürünlerine dönüştü. Bütün bunlar, Türk dizi sektörünü dünya çapında oldukça önemli bir noktaya getirdi. Türkiye, ABD’nin ardından dünyanın en önemli dizi ihracatçısı konumunda!
Türk dizilerinin başarı sırrı ne?
Aslında bu sorunun birden fazla cevabı var. Ancak yurt dışındaki Türk dizisi hayranlarının vurguladıkları ortak bir nokta var: aile değerleri! Yurt dışındaki pek çok Türk dizisi izleyicisi, Türk dizilerindeki aile değerlerinden etkilendiğini ifade ediyor. Türk dizilerinde anlatılan kültür, aile bağları ve özellikle de ailelerin bir arada yemek yemeleri, Türk dizilerinin yurt dışında bu kadar sevilmesinde önemli pay sahibi.
Kültürel yakınlık da Türk dizlerinin bazı yabancı ülkelerde sevilmesinde oldukça etkili
Örneğin Yunanistan’da Türk dizileri üzerine yapılan bir araştırma, ülkede yayınlanan İspanyol ve İtalyan dizilerinin Türk dizileri kadar sevilmediğini ortaya çıkardı. Bunun nedeni ise Türk ve Yunan kültürü ve aile yapısı arasındaki benzerliklerdi. Yani kendilerini Türk kültürüne daha yakın hisseden Yunanlar, doğal olarak İtalyan veya İspanyol dizileri yerine Türk dizilerini tercih ediyorlardı. Kültürel yakınlığın, Türk dizlerinin yurt dışındaki başarısı üzerine bir başka örnek ise Almanya’dan. Almanya’da yaşayan Afgan bir aile, Türk dizilerinde Avrupa dizilerine göre daha az cinsellik olduğunu bu nedenle Türk dizilerini daha fazla izlediklerini ifade ediyor.
Geleneksel Türk tiyatrosu ve gelişen teknoloji de Türk dizilerinin başarı sırları arasında!
Bazı uzmanlar, köklü bir geçmişi olan geleneksel Türk tiyatrosundaki ve Yeşilçam’daki güçlü geleneğin bugünkü dizilerde yeni bir dille kullanıldığı görüşünde. Geleneksel tiyatro ve sinema geleneğimizdeki güçlü komedi ve melodram unsurları, bugünkü dizilerin başarılı olmasında pay sahibi. Ayrıca ülkemizdeki çok kültürü yapının sağladığı zenginlik yönetmenlerin, senaristlerin ve oyuncuların farklı kaynaklardan beslenebilmesini sağlıyor.
Teknolojinin gelişmesi de tüm dünyada olduğu gibi Türk dizi sektörü tarafından üretilen yapımların kalitesini artıyor. Daha hafif ve daha modern kameralar, gelişen çekim ve kurgu teknikleri, ses ve müzik kullanımdaki ilerlemeler… Bunlar gibi pek çok farklı teknolojik unsur Türk dizilerinin teknik kalitesinin artmasına olanak tanıyor.
Yurt dışında milyonlarca insan tarafından izlenen Türk dizileri Türkiye’ye nasıl bir katkı sağlıyor?
Bir ülkede üretilen bir dizinin o ülkenin kültür ve gündelik yaşam pratiklerinden etkilenmemesi beklenemez. Dolayısıyla yurt dışına ihraç edilen Türk dizileri de az veya çok Türk kültürü ve coğrafyası hakkında yabancı izleyicinin bir imaj edinmesine neden oluyor. Bazı yabancı izleyiciler, Türk dizilerinde gösterilen kültürel yapıdan müspet bir şekilde etkileniyor ve Türkiye hakkında da farklı düşüncelere sahip oluyor. Bu nedenle sırf diziler nedeniyle ülkemizi ziyaret etmek isteyen, buradaki kültüre tanık olmak isteyen çok sayıda insan var. Ancak Türk dizilerinde yeterince kültürel unsurlara rastlamadığını, geleneksel Batılı yaşam tarzı ile karşılaştığını ileri süren yabancı izleyiciler de var. Bu izleyicilerin Türkiye hakkındaki mevcut düşüncelerinin değişmesinde Türk dizilerinin kayda değer bir etkisi olmuyor.
Bu noktada “ulus markalama” ve “yumuşak güç” kavramları ön plana çıkıyor!
Ulus markalama, kabaca bir ülkenin uluslararası itibarını artırmak için yapılan pazarlama konseptleri ve süreçleri olarak ifade edilebilir. Yurt dışına ihraç edilen Türk dizilerinin de Türkiye’nin ulus markalama süreçlerinde önemli bir payının olduğunu unutmamak gerekiyor. Yurt dışındaki Türk dizilerinin Türkiye’ye olan etkileri düşünüldüğünde üzerinde durulması gereken bir başka kavram ise yumuşak güç! Yumuşak güç, bir ülkenin askeri ve ekonomik yani sert güçlerini içermeyen değerler bütünü olarak ifade edilebilir. Sanat, spor, coğrafya ve kültür gibi başka ülkelerdeki insanları pozitif olarak etkileyebilecek şeyler olarak tanımlanıyor. Örneğin Hollywood filmlerindeki sıklıkla yer alan her şey Amerikan kültürünün tüm dünyaya yayılmasına katkı sağlayan yumuşak güç unsurlarından bir tanesi! Yalnızca sinema filmleri ve diziler ile bile ekonomik, sosyal, kültürel ve ideolojik değerlerin dünyanın her tarafına yayılması mümkün! Türk dizilerinin dünya çapında yakaladığı başarı düşünüldüğünde, bu dizilerin Türkiye’nin en önemli yumuşak güç araçları arasında olduğu söylenebilir.
Kaynak: 1