Yağmur aslında çok ilginç bir mevzu değil mi sevgili ListeList severler? Yani yolda yürürken tepemize gökyüzünden su boşalıyor ve hiç kimse de demiyor ki arkadaş bu ne saçma iştir!
Kimi rahmettir diyor, kimi meteorolojik hadiseleri öğrenmiş ve şaşırmıyor. Ama yolda yürürken tepemize su boşalmasını garipsememekteki asıl neden, bunun artık hayatın içinden bir bilgi, öğrenilmiş ve deneyim halini almış bir gerçek olması. Yağmur yağar. Bu normaldir. Arada durur. Sonra yine yağar.
Bilgi deneyimlenmeyip hayata karışmadığında ilginç hale geliyor. Tuhaf ama gerçek diyoruz ya, işte tam o tip bilgilerle huzurlarınızdayız.
Böbrek naklinde eski böbrekler ocakbaşına mı yollanıyor?
Böbrekler mutlu biz mutlu.
Organ nakli sıradan insanlar olarak tıp bilimine saygı duymamıza en mühim etken olmalı. Biz sıradan insanların sızdıran sifon contasını değiştiremediğimiz sürede cerrahlar vücudu açıp, içinden kanlı canlı organı söküp, yerine yenisini takıyorlar. Bizim değiştirdiğimiz conta gibi bir hafta sonra sızdırma şansları da yok. Usb’den bağlıyormuş gibi tık diye yerine takıveriyorlar. Saygı duyuyoruz.
İşte bu nakil işlemi sırasında hepimizin sandığı gibi eski böbrek vücuttan çıkarılmıyor. Çoğunlukla böbrekler karın boşluğunda yerlerinde bırakılıyor ve 3. böbrek vücuda monte ediliyor.
Çünkü eski böbrekler ana damarda oldukları için ameliyat sırasında bu damarı kapatmak yarı bedenin kan dolaşımını durdurmak anlamına geliyor ki, bu durum sifon contasını değiştireceğim derken tüm semtin suyunu kesmek anlamına geliyor.
Ya sesinizin nasıl çıktığını unutursanız
Üç ayrı gülüşü aynı anda yaparken bir gün mimiklerini de karıştıracaksın Gary
Ağzınızı açıyorsunuz ve sesler boşluğa karışmaya başladığı anda kendinize yabancı geliyorsunuz. Ses sanki sizin sesiniz değil gibi. Eşhedü en lâ…
Kesin büyü var deyip kafayı üşütmeden önce sakin olunuz. Özellikle yüksek taklit yeteneği olan oyuncuların başına gelen bir durum bu. Sadece yüksek taklit değil, sürekli başka karakterlere girmek ya da uzun süre yaşadığınız yer dışında kalmak da bu tip durumlara neden olabiliyor.
Mesela Gary Oldman ülkemizde “Köstebek” ismiyle vizyona giren “Tinker Tailor Soldier Spy” filmine hazırlanırken kendi öz lisanı olan İngiliz aksanına yeniden kavuşabilmek için özel dersler almış. Christian Bale de Galler’den olmasına rağmen şu anda nasıl bir aksana sahip olduğunu o dahil kimse bilmiyor.
İnternet demek porno demek
Aramaların daha çok aganigisel anahtar kelimeler üzerine yapıldığı bir gerçek. Ancak İnternet üzerinde indexlenmiş verinin sadece % 10 – 13 arası bir miktar pornografi olarak kayıtlı. Bunun 4 misli ise spam yani istenmeyen mesajlar ve mailler.
Hazır konu spam’den açılmışken bu pis şeylerden kolayca kurtulabilmenin bir yolunu da araya sıkıştıralım. Çoğu e-posta servisinin güçlü spam tarayıcıları olsa da yine de reklam temalı maillerin posta kutumuza düştüğü oluyor. Bu durumda servisin kelime filtreleme özelliğine “Unsubscribe” yani “Aboneliği iptal et” kelimelerini giriyoruz. Sizi kendine üye yapmış gibi davranan her spam’de mutlaka bu “Unsubscribe” geçtiğinden, bu kelime filtrelendiğinde istemeyen saçma tanıtımlarından da kurtulmuş oluyorsunuz.
Tekerlekli bavullar dünyanın en bir teknolojik şeysidir
Apollo 11 mürettebatından Neil Armstrong ve Buzz Aldrin 20 Temmuz 1969 günü saat 20:18’de Ay yüzeyine iniş yapan ilk insanlar oldular. İnişten altı saat sonra 21 Temmuz günü 01:56’da Armstrong ay yüzeyine adım atarak bu konuda da bir ilki gerçekleştirdi ve malumunuz “bir insan için küçük ama insanlık için büyük bir adım” dedi.
Dedi ama uzayda hoppidi hoppidi seken insanoğlu o sırada dünyada iki büklüm seyahat edebiliyordu; çünkü henüz tekerlekli bavul icat edilmemişti. İnsanoğlu tekerlekli bavulu aya bile ayak bastıktan sonra keşfetmiş değerli okurlar. Uzaylılar bizi izliyorlarsa gerçekten de halimize çok gülüyorlar. “Adamlar aya geldi ama daha bavulun altına iki teker çakmayı akıl edemediler. Çok garip tür. Ehuheuheue”…
İkili ilişki dediğin şey çok karışık konu
Bahsedeceğimiz sitenin yukarıdaki reklamında şunlar yazıyor: Boşuna uğraşmayın kendinize asla bir kız arkadaş kodlayamazsınız. Tıklayın size uygun birini bulalım: match.com
Yuri Gagarin’i 1961’de ilk defa uzaya gönderdik; 69’da Ay’a ayak bastık, geçtiğimiz hafta 500 milyon km. öteye gidip kuyruklu yıldızda sondaj yaptık ama milyonlarca yıllık evrimimizde aşk meşk mevzularında gelebildiğimiz nokta hâlâ daha tekerlekli bavulun keşfi hızında. Olmuyor, insanoğlu aşk mevzusunu çözemiyor. Karın boşluğuna 3. böbreği sokuşturabilen Tıp bile bunun bi hapını, şurubunu bulamıyor.
Twitter’dan mı yürüsem, Face’den like mı etsem, Whatsup’tan şakacılı smiley’mi pıtpıtlasam seviyesindeyiz. Sevgili bulma çabalarımıza derman olsun diye kurulmuş match.com adresli çok meşhur bir çöpçatanlık sitesi var.
Efenm işte bu sitenin kurucusu olan Gary Kremen adlı vatandaş, kendi manitasını, kendi kurup geliştirdiği bu site aracılığıyla başka bir elemana kaptırdı. Sizi belli kriterlere göre birileriyle eşleştiren bu site, sahibinin sevgilisini başka bir üyeye layık gördü. Aslında site için hayli iyi bir reklam. Sistem patronu bile tanımaz, bizde neyse o 🙂
Mısır piramitlerini mamutlarla mı yapmışlar?
İklim müsait olsaymış yapabilirlermiş; çünkü piramitlerin yapıldığı tarihte mamutlar dünyadan henüz yok olmamışlardı. Sırları bugüne kadar gelen o muhteşem yapılar dikilirken, dünyanın farklı bölgelerinde cirit atan dev mamutlar hâlâ yaşıyorlardı. 2 ila 30 ton arasında çeken 2.600.000 taş bloğun üstüste konmasından bahsediyoruz. Tam mamutluk işmiş.
Aztek Medeniyetinden gençler Oxford’a girebilirlerdi
Evet, gerçekten de Aztek’li bir Sebastian “Meksika’da Oxford vardı da biz mi gitmedik” cümlesini kurabilir. Yok olan medeniyet ve Aztekler denilince algı neredeyse antik zamanlara kadar kayıyor. Oysa İngilizlerin meşhurlar meşhuru Oxford Üniversitesi, Azteklerden eski bir tarihe temelleniyor. Dünyanın en eski 2. Üniversitesi kabul edilen Oxford’un kuruluşu 1096. Aztekler ise 1428 – 1521 yılları arasında hüküm sürmüşl. İmkan olsa zavallı Sebastian’da Oxford’lu olabilirdi.
Zürafalar uçamaz mı sandınız?
Tabii ki uçamazlar, o kadar da değil. Ara başlık dikkat çekici olsun diye öyle yazdık 🙂 Ama zamanında zürafa büyüklüğünde uçan sürüngenler olduğu doğrudur. Hem sürüngen, hem uçuyor hem de bir dev !? Quetzalcoatlus adı verilen sürüngenin 16 metreye varan kanat açıklığı bulunmaktaydı. Avatar’daki İkranların ataları bu arkadaşlardır ve bunlar Kuzey Amerika’da yaşamış uçan dev bir sürüngen türüdür.
Geyik yapmıyoruz bu bilgilerin hepsi doğru
“Yüzmek valla daha kolay bundan”
Tuhaf ama gerçek konulu bilgi servisimizi geyik kardeşlerimizin aç kaldıklarında 6 metreye kadar dalabildiklerini söyleyerek bitirelim. Yüksek ihtimalle açlıktan yosunlara dalıyor yavrucaklar.