Alışveriş ve bilinçli beslenme konusunda dünya çapında uzman Amerikalı Profesör Brian Wansink’e göre, beslenmeyle ilgili günde 200’den fazla karar veriyor ve bunların çoğunu bir an bile durup düşünmeden uyguluyoruz. Peki neden?
Satın almaya karar verdiğimiz kozmetiklerin paraben, tekstillerin de sentetik içermemesine dikkat ederken, neden aynı titizliği gıda etiketlerinde göstermiyoruz? Gün geçtikçe sayısı artan Alzheimer, kanser, diyabet, obezite, kalp-damar tıkanıklığı ve kısırlık gibi birçok hastalığın başlıca mimarlarından biri, her gün farkında olmadan, belki de en sevdiğimiz gıdalarla vücudumuza aldığımız trans yağlardan başkası değil ne yazık ki.
Evet, adını yıllardır ve sıkça duyduğumuz trans yağların gerçekte ne olduğuna, vücudumuza neler yaptığına ve bu tatlı zehre bir günde ne kadar maruz kaldığımıza gelin birlikte bakalım.
Trans Yağ nedir, nasıl elde edilir?
“Doymamış yağlar” olarak da bilinen trans yağlar, bitkisel özlü sıvı yağların “hidrojenize” adı verilen işleme tabi tutularak yüksek ısıda önce ısıtılması ve belirlenen bir noktada katılaşınca ısıtma işleminin durdurulmasıyla hazırlanıyor. Bu işlemin ana amacı miktar olarak daha fazla yağ elde etmek, ikinci amacı “market ürünleri” olarak tanıdığımız birçok ürünün raf ömrünü daha uzun tutabilmek, üçüncü ama en tehlikeli amacı ise ürünleri bağımlılık yapacak derecede lezzetli kılabilmek.
Trans yağ hangi gıdalarda karşımıza çıkıyor?
Trans yağın yoğun olarak karşımıza çıktığı gıdaların başında özellikle ticari olarak hazırlanan ve tüketiciye sunulan gıdalar geliyor. Ticari olarak satılan ürünlerden kastımız tabii ki zincir restoranlarda severek yediğimiz fast food yiyeceklerden market raflarında gördüğümüz paketli ürünlerin birçoğuna kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkıyor. Farkında olarak ya da olmayarak birçoğumuz gündelik yaşamda bu gıdaları sıklıkla tüketiyoruz. Hatta birçoğumuz için bu gıdalar, severek tükettiğimiz rutin yiyecekler arasında yer alıyor.
Trans yağ içeren bazı ürün grupları şöyle sıralanabilir:
- Hamburger
- Patates kızartması
- Dondurulmuş pizza ve hamur işleri
- Cips
- Bisküvi
- Hazır kek
- Çikolata
- Renkli şekerlemeleri
- Kahve kreması
- Patlamış mısır
- Ambalajında “Trans yağ yoktur” logosu bulunmayan margarinler
Trans yağlar vücuda nasıl etki ediyor?
“Trans yağ zararlıdır” fikrini savunurken ne oranda ve hangi açılardan zararlı olduğunu da net şekilde ortaya koymamız gerekiyor. Bu konuda özellikle kardiyoloji biliminin ortaya koyduğu bir takım bilimsel saptamalardan yararlanmakta fayda var. Trans yağın tüm vücuda ve özellikle kalp sağlığına olumsuz etkilerinin artık net şekilde ortaya konduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki vücuda alınan her 1 gram trans yağın kalp hastalığını yüzde 5 oranında artırmasıyla ilgili net veriler tıp literatürüne girmiş durumda. HDL adı verilen iyi ve koruyucu kolesterolü düşüren trans yağlar, damar sertliğinin başlıca sebebi olan LDL’yi, yani kötü kolesterolü arttırıyor ve atardamarda pıhtılaşmaya yol açabiliyor.
Trans yağların metabolizmada yaratabileceği diğer tahribatlar ise şöyle:
- Damarlarda kireçlenme, tıkanıklık ve bu tıkanıklığı müteakiben gerçekleşen ani kalp krizi ve felçler.
- Zar yapısını bozmak suretiyle hücre fonksiyon bozukluğu, yani kanser
- Alzheimer
- Diyabet
- Obezite
- Kısırlık
- Özellikle karın bölgesinde yağ birikimi ve kontrolsüz kilo alımı
Günde ne kadar trans yağ tüketmeli?
Son yıllarda yağsız yaşamın desteklediği yanlış yönlendirmeler artık etkisini kaybederek vücudumuzun dengeli bir beslenme için yağ tüketimine ihtiyaç duyduğu net olarak ortaya konmuş durumda. Günlük enerji, düzenli hormon dizilimi, sağlıklı beyin fonksiyonu, sadece yağda eriyen A, D, E ve K vitaminlerinin emilimi ve tabii ki besinlerin lezzetlendirilmesi açısından yağ tüketimi oldukça gerekli bir tüketim. Tıpkı yiyecek gruplarında olduğu gibi yağları da kendi içerisinde dengelemek gerekiyor. Bu nedenle gün içerisinde tüketilmesi gereken yağ miktarını bir birim mısırözü/ayçiçek yağı, iki birim zeytinyağı ve bir birim tereyağı/margarin olarak ayırdığınızda, bütün yağlardan yeterli ve dengeli miktarda tüketmiş olabileceksiniz.
Trans yağlardan tamamen uzak durmamızın mümkün olmadığını düşünürsek, kontrollü tüketime çok dikkat etmemiz gerektiğini asla unutmamamız doğru bir tercih olacaktır. Ve yine tıbbi araştırmalar göstermiştir ki günde maksimum 0,5 gram trans yağdan fazlasını tüketmek, yukarıda saymış olduğumuz tüm risklerle bizi karşı karşıya bırakacaktır.
Trans yağlardan nasıl uzak durabilirsiniz?
Yukarıda sıralamış olduğumuz tüm veriler ışığında sağlığı tehdit ettiği aşikar olan ve yaşam kalitesini hayli düşüren trans yağ tüketiminden uzak durmak aslında düşündüğünüzden çok daha basit. Öncelikle, hayvansal ve bitkisel olarak ikiye ayrılan yağları yakından tanımakla başlayalım: Trans yağ ve kolesterol barındıran hayvansal yağlara karşılık zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı ve margarin gibi bitkisel yağlar kolesterol ve trans yağ içermez. Bu nedenle de tüketildiklerinde kandaki kötü kolesterolün seviyesini düşürerek iyi kolesterol seviyelisini yükseltirler. Basit bir matematiği var değil mi? Kısacası, bitkisel yağları daha sık tüketerek trans yağlardan uzak durmak mümkün.
Market raflarında karşılaştığımız paketli ürünlere gelince ise, ambalajında “Trans yağ yoktur” logosunu gördüğünüz margarinleri ve diğer hazır gıdaları gönül rahatlığıyla satın alıp sofralarınıza taşıyabilirsiniz.