Dışarı çıktığımızda, yurt dışına gittiğimizde, spor yaparken, yemek yerken kısacası yaptığımız her şeyin içerisine telefonlarımız dahil oldu. Memnun muyuz bu durumdan? Aslında memnunuz yani paylaşmak hoşumuza gidiyor, beğeni aldıkça kendimizi iyi hissediyoruz. Çok takmamak gerekiyor aslında çağımızın bir getirisi bu durum. Ama kocaman bir ama var bu durumun içerisinde ne mi? Bağımlıyız. Evet doğru duydunuz çoğumuz cep telefonuna bağımlı hatta psikoterapileri bile çıkmış durumda bu durumun.
Peki bu bağımlılığımızı azaltmak adına yani doktora gitmeden kendi imkanlarımızla neler yapabiliriz?
Bakalım neler yapabiliriz?
1. Meditasyon yapın
Meditasyon yapmak sizin ruhunuzu yeteri kadar besleyeceği için geri kalan telefonla tatmin olacağınız bazı duygulara ihtiyaç bile hissetmeyeceksiniz. Sabahları veya akşamları kafayı tamamen boşaltmak veya boşaltmaya çalışmak bile sizi telefonunuzdan bir nebze olsun uzaklaştıracaktır.
2. Boyama kitabı alın
Son günlerin trendi, herkesin elinde biliyoruz. Bizim bile var söylemesi ayıp 🙂 İşe yarıyor mu diye sorarsanız kesinlikle yarıyor. Elinize o kalemleri ve boyama kitabını aldığınız an bir de kulağınıza müzik takarsanız inanın bize bambaşka bir dünyaya gireceksiniz.
3. Yürüyüş yapın ama fotoğraf çekmek için bile olsa telefonu ellemeyin
En başta söylediğimiz gibi artık her yaptığımız aktiviteyi fotoğrafladığımız için sizlere bu uyarıyı yapmak zorundayız. Yürüyün, koşun, pilatese gidin, yüzün ama lütfen telefonlarınızı yanınıza almayın alsanız bile iradenizi kullanın ve telefonlarınızı kullanmayın.
4. Eskiye dönüş yapın, kutu oyunları her zaman çözüm olacaktır
90’ları yaşamış bir çocuksanız, bir nebze olsun bizi anlarsınız bu oyunlar her zaman için en güzel çözümdür. Beraber vakit geçirilir, sohbet edilir,paylaşımlar artar hem de telefonunuz olmadan olur bütün bunlar. Deneyin pişman olmayacaksınız.
5. Sosyal medya olmadan olmaz ama hayatınızın merkezine oturmaması için kendinizi kontrol edin ve sürekli bir şeyler paylaşmayın
Sürekli bir şeyler paylaşmak demek sürekli paylaşımın gidişatını merak etmek demek. Buda daha çok telefona bakmak demek. Paylaşmayın demiyoruz biraz azaltın ki telefona bağlılığınız azalsın.
6. Kafanıza insanlardan banane düşüncesini yerleştirin ve ona göre başkalarının fotoğrafları paylaşımları sizi daha az alakadar etsin
Bırakın kendimiz paylaşınca bakmayı bir de insanların neler yaptığını hayatımızın merkezine oturttuk. Evet bu bir öz eleştiridir aynı zamanda. Bizler de yapıyoruz bu söylediklerimizi. Yapmayalım başkalarının ne yaptığını minimumda merak edelim.
7. Dünya’nın güzelliklerini kendiniz yaşayın bunu beyninize yerleştirin
Sizin görmeniz önemli sizin gördüğünüzü başkalarının bilmesi değil dolayısıyla güzel bir an gördüğünüz zaman yaşayın bırakın fotoğraf çekmeyi.
Güneş batarken, güneş doğarken, yağmur yağarken, kar yağarken… Her bizim doya doya izlememiz gereken doğa olayında veya çok merak ettiğimiz bir yere gittiğimizde ne yapıyoruz kendimiz incelemeden kendimiz o anı yaşamadan elimize telefonları alıveriyoruz. Ne anladık o zaman oraya gitmekten.
8. Kitap okuyun ama kitap okurken telefonunuzu sizden uzak bir yere koyun; kendinize belirli bir süre verin, o süre içerisinde telefonunuzu almayın
Kitap okumak başlı başına konsantrasyon olayı ama bizler ne yapıyoruz? Elimize telefonu alıp diğer elimizle kitap okumaya çalışıyoruz. O zaman ne oluyor? Telefon çalıyor, mesaj geliyor ve konsantrasyon bozuluyor. Biraz daha az telefonla muhattap olmak için kitap okuyun ve bunu hakkıyla yapın telefonunuzun sesini kısıp uzaklaştırıp öyle yapın.
Bütün bunları yaparsanız bu saçma bağımlılık bir nebze olsun azalabilir. Birkaç sene sonra çağımızın hastalığı telefon bağımlılığı tedavisi ise çok pahalı gibi haberler duymadan biz kendi önlemimizi alalım değil mi?