Şöyle rahat, geniş geniş, yaya yaya yaşamamıza engel olan insanlar. Hep tetikte, endişeli, tedirgin, yer yer paranoyakça bir hayat sürdürmemizde emeği olan insanlar…
Ansızın odaya dalacakmış hissi veren anne
Tabii ki bütün anneler baş tacıdır, Allah başımızdan eksik etmesindir ama evlatlarının halinden anlamayanları da var. Bu oğlan/kız odada sigara mı içiyor, insan anatomisi üzerine bir belgesel mi izliyor diye düşünmeden her an kapıyı açıp girecekmiş hissi verir. Tedirgin eder, ayak sesi dinletir, dar zamanda olmadık yalanlar söyletir.
Yarım bıraktığı işi bitirmek için dönecek olan sünnetçi
Oğlan çocuğunun şu dünyada başka nesi var ki? Onun da yarısını kestirmişsiniz zaten. Üstüne bir de “sünnetçi geri gelecek, kalanını da kesecek” diye korkutmanın ne anlamı var? Çocuk geceleri uyuyamıyor, gafil avlanmamak için… Bir gün kayışı koparıp “Bıktım böyle ürkek yaşamaktan! Ekmek bıçağıyla kestim kalanını da, alın pilava katarsınız!” diye önünüze atıverirse? O değil, bu ürkeklik geleceğini de etkiliyor.
Nöbetçi öğrenci ve müdür yardımcısı ikilisi
Bu ikisini birlikte ele alıyorum zira nöbetçi öğrenciyi müdür yardımcısız düşünmek imkansızdır. Kapıyı çalıp, elinde bi not kağıdıyla dersi bölen nöbetçi öğrenciden 3 serilik gerilim filmi çıkar. “Hocam X’i müdür yardımcısı çağırıyor” cümlesindeki X olma korkusu ömürden ömür çalar. Bu tecrübe, ömür boyu sürecek olan “otorite tarafından çağrılma korkusunun” temelini atar. (Görselin kaynağı şurası)
Apartman yöneticisi
Özellikle bekar yaşayanların ve öğrencilerin, soluğunu ensesinde hissettiği kişidir apartman yöneticisi. Zor zamanlarda karşına çıkıp aidat ister, “Sizin eve giren çıkan belli değil, çok şikayet var hakkınızda.” filan der. Kendi evinde kaçak gibi yaşatır insanı. (Görselin kaynağı şurası)
Reha Muhtar
Evet, Reha Muhtar. Özellikle 90’larda çocukluğunu/ergenliğini yaşamış kişilerin muhtemelen genlerine işledi kendisi. Her akşam onun sunduğu haber bültenlerini izleyerek yüksek dozda gerilim müziğine maruz kaldık. Suuhi huuuhi sihaha (anne korkuyorum) suuhii huuhii sihaha (anne!) soohii uuhii siiihahaa (Anne bişeyim kalmadı şimdi, iyiyim. İnsan altına işeyince rahatlıyormuş meğer)… Sadece müzikler değil tabii, kameraya baka baka attığı fırçalar vardı. “Bana bakın, sizi sarımsağa çeviririm!” diyen bi insandan bahsediyoruz.
Tekinsiz iş arkadaşı
İş mi atıyor, mobbing mi yapıyor, biz mutfağa gidince kalktığımız koltuğu mu okşuyor kestirilemeyen iş arkadaşı.
Sürprizlerle dolu berber
Yahut kuaför… Hepimiz biliriz ki, “Acaba bu kez nasıl bir tiple eve gönderecek beni?” sorusu tüketir insanı. 20 yıldır berbere gidiyorsam, 2 ya da 3 kez istediğim saç şekliyle çıkabilmişimdir dükkandan. Gerisi belirsizlik, gerisi doğaçlama, gerisi asker tıraşı, gerisi göz alıcı fön…
Şemsiyeli ve kısa boylu yağmur insanı
Yağmur yağarken kaldırımlarda terör estiren şemsiyeli ve kısa boylu kişi. “Aha şimdi gözüme girecek şemsiyenin demiri!” gerilimi yağmurdan bin beterdir. Ve evet, bu korku dolu anları her yağmurda hepimiz yaşarız.
Sevgilinin seksi iş/sınıf arkadaşı
Şimdi birbirimizi kandırmayalım. Kadın erkek fark etmeksizin bu konuda bir endişe yaşandığının hepimiz farkındayız. “İşyerine geldiğimde o kadının memeleri masanın üstünde başıboş geziyordu, hala öyle mi o?” yahut “Hayır arkadaşım, madem o kadar yakışıklısın, fitsin ne diye masa başı işte çalışıyorsun? Git oyuncu ol, manken ol, rahat bırak lan bizi!” gibi cümleler kurulmuştur illa ki. “3 gündür mesaiye kalıyouaayaaa!..”
Ters yönden gitmeyi huy edinmiş motorlu kurye
Zaten yayalar olarak, suya inmiş ürkek bir ceylan gibi geziyoruz sokakta; nereden ne çıkacağı belli değil. Bir de bu motorlu kuryelerin ters yönden gitme alışkanlığı çıktı ki, insanın aklını başından alıyor. “Sağa baktım, yol boş, tamam geçebiliriviiiizzjjhh…”
Dar alanların hiperaktif yolcusu
Bu konuda fazla konuşmak istemiyorum. “Şu an tam olarak ne oluyor acaba?” sorusu 30 saniyede insanın saçlarını ağartır. “Allah’ım lütfen çantasının kenarı olsun bu…” (Görsel: Hayrettin’in metrobüs reklamı)
Böbrek mafyası
“…Sonra işte buz dolu küvette uyanmış, aynada hemen doktora git yazıyormuş…” diye devam eden böbrek mafyası haberleri, nice yiğidin seks hayatının başlamadan bitmesine sebep oldu. Dışarıda tanışılan her kadın böbrek mafyasının elemanıymış da geceyi beraber geçirmek bahanesiyle iki böbreği birden götürme niyetindeymiş gibi düşünmekten karşı cinsle tanışamaz oldu gençler. Hep diken üstünde.
Bunların dışında…
“Ruh halimin güvercin tedirginliği” diye durumu özetleyen Hrant Dink’in katilleri gibi; hiç düşünmeden ‘insana kıyabilenler’ yüzünden hep güvercin tedirginliğinde yaşanıyor hayatlar… Sokak ortasında bir aydını, evinin mutfağında öz karısını, salonda öz çocuklarını, lokantada boşandığı karısını, parkta tecavüz ettiği kadını gözünü kırpmadan öldürebilen insanlarla aynı şehri, sokağı, apartmanı paylaşıyoruz.