Tarih sahnesi, ne yazık ki kanlı idamlarla doludur. Gerek yaşadığımız Türkiye topraklarında, gerek yurt dışında tarih boyunca çeşitli gerekçelerle insanlar idam edildi, hayatından oldu. Ancak bugün size anlatacağımız idam hikayesi, tarihin en zarif idamı diyebileceğimiz nitelikte. Biraz da romantik ve çiçek kokulu bir idam da diyebiliriz hatta. Neyse, sizi daha fazla merakta bırakmadan Roma İmparatoru Elagabalus‘un hikayesine anlatmaya başlayalım!
218 ve 222 yıllarında Roma İmparatorluğu’nu yöneten Elagabalus (Heliogabalus), imparatorluğun en tartışmalı siyasetçilerinden biriydi
Çünkü sıra dışı bir yönetim anlayışı ve ilginç bir kişiliği vardı. Çok kısa süre tahtta kalan Elagabalus, 18 yaşında suikasta uğrayınca hayatını kaybetti.
Elagabalus’un bu kadar tartışmalı olmasının birçok sebebi vardı. Örneğin, onun Roma’nın dini geleneklerini ve cinsel tabularını önemsememesi bile hedef tahtası olarak görülmesine yetiyordu
Mesela Elagabalus, Roma Panteonu’ndaki Baştanrı Jüpiter yerine Semitik tanrı El-Gabal’a tapıyordu. Haliyle, onun bu tavrı tepki topluyordu. Hatta Elagabalus, bununla da kalmayıp Roma’daki yöneticileri de El-Gabal’a tapmaya zorluyordu.
Ayrıca o dönem annesi ve anneannesini de senatoya almıştı. Böylece Roma Senatosu’nun ilk kadın üyeleri Elagabalus’un annesi ve anneannesi olarak tarihe geçmişti.
Öyle ki, Elagabalus’un cinsel yönelimi de büyük bir tartışma konusuydu. O, yaşamı boyunca beş kadınla evlenip boşanmış, zaman zaman eşcinsel ilişkiler de yaşamıştı?❤️??
Hatta evlendiği kadınlar arasında bir rahibe de vardı! Bilenler bilir, rahibelerin bakire kalması gerekir. Hatta bekaretleri bozulursa derhal diri diri toprağa gömülürlerdi. İşte bu “sıra dışı” hükümdarımız Elagabalus da Vesta rahibelerinden biriyle evlenmişti.
Ayrıca onun ortalıkta kadın kıyafetleriyle gezdiği ve kendisini kadına dönüştürecek doktorlara yüksek ücretler ödeyeceği de rivayetler arasındadır.
Bu “çılgın” hükümdar ile ilgili çok sayıda hikaye var. Bunlardan biri de sarayından faydalanan bedavacı misafirlerini, üzerlerine menekşe yığınları dökerek boğması ve öldürmesidir
Tabii bu bilgi için kesinlikle doğrudur diyemiyoruz. Çünkü bunun Elagabalus’un tuhaflıklarını abartma yönünde ortaya atılan bir iftira olduğuna dair söylentiler mevcut.
Bunun bir rivayet olduğu görüşü yaygın olsa da olay, sonradan “Elagabalus’un Gülleri” isimli bir sanat eserinde yeniden hayat buldu. Akademizm (academic art) akımının temsilcilerinden Lawrence Alma-Tadema, o anı menekşe yerine güllerle tasvir etti
Lawrence Alma-Tadema, mevsimi olmamasına rağmen eserde gül kullanmayı tercih etti. Hatta gülleri Fransız Rivierası’ndan Londra’daki atölyesine getirtti. Bu da ressamın güllerin tabloda gerçekçi görünmesine verdiği önemi fazlasıyla ortaya koyuyor.
Peki neden menekşe yerine gül tercih etti? Bunun anlamını açıklayan bir görüşe göre; gül, Roma’nın çöküşünü, bozulmuş yapısını temsil ediyordu. Bu yüzden ressam, eserinde menekşe yerine gül çizdi.
19. yüzyıla ait olan bu resim, Elagabalus’un sarayına gelen misafirlerini güllerle öldürdüğü anı gösteriyor. Resmin sol üst tarafındaki beyaz çarşafın ilmeğinin koptuğunu ve gül yığınlarının Elagabalus’un istemediği misafirlerini boğmak üzere üstlerine döküldüğünü görüyoruz
Hatta misafirlerin yukarısında oturan soyluların en solunda yer alan, boylu boyunca serilmiş olan kişi de Elagabalus’un ta kendisi. Üstelik tüm bu olup bitenleri elinde şarabıyla izliyor?
Ancak bu resimde dikkat çeken şey, boğulmakta olan misafirler can çekişirken; yukarıda oturan soyluların rahatlık ve neşe içinde olmasıdır
Hatta bu anı desteklemek için arka planda genç bir kadın “aulos” isimli bir müzik aleti çalmaktadır. Bu kadının gövdesine bağlı olan leopar postu ise, simgesi leopar olan Şarap Tanrısı Bacchus’a (Yunan mitolojisinde Dionysos) bir göndermedir. Bacchus göndermesi, resimde sadece bununla sınırlı kalmaz. Ayrıca arka planda gördüğümüz heykel, yine Bacchus’a aittir.
Bütün bu göndermeler önemlidir. Çünkü Elagabalus’un umursamazlığını; eğlenceye düşkünlüğünü ve abartılı doğasını ifade etmek açısından resme güç katmıştır?️