Disiplin ve itaat, bir ordu için olmazsa olmaz iki kavramdır. Ordudaki faaliyetlerin düzgün bir şekilde yürütülmesi için, emir komuta zincirinin kusursuz bir biçimde işlemesi gerekir. Ancak muhakkak, emirlere uymayarak “zinciri kıran” bir asker bulunur. Emirlerin reddedilmesi, bazen son derece kişisel sebeplerledir. Bazense vicdan ve merhamet bir askerin, verilen emri uygulamasına engel olur. Üstelik bu kişi hem kendisinin hem de dünyanın kaderine etki edebilir… İşte aldıkları emirlere uymayarak tarihin akışını değiştiren 11 kişi…
1. Vasili Arkhipov
Ekim 1962’de “Küba Füze Krizi” sebebiyle, dünya büyük bir nükleer savaşın eşiğindeydi. Uzun süren müzakereler sonunda, ABD Başkanı John F. Kennedy ve Sovyet lider Nikita Kuruşçev krizin giderilmesi konusunda uzlaşmaya varmışlardı. Ancak, tüm dünyayı nükleer felakete sürükleyecek tehlike henüz ortadan kalkmamıştı…
Sovyetler Birliği’ne ait 4 adet denizaltı “çok gizli bir görev” sebebiyle Karayipler’de konuşlanmıştı. Üstelik Hiroşima’ya atılandan bombadan bile daha kuvvetli nükleer bombalar taşıyorlardı! Eğer denizaltı filosu kendisini tehlikede hissederse, Moskova’dan izin almaksızın nükleer bombaları kullanma yetkisine sahipti.
Amerikan donanmasına ait denizaltılar, Sovyet denizaltıları fark edip yakınlarında dolaşmaya başlayınca, denizin altında gergin dakikalar başladı. Bir süre sonra, Sovyet denizaltı filosunun komutanı Valentin Savitski, ABD ile bir savaş başladığına inanarak nükleer bombaların fırlatılması emrini verdi! Neyse ki Vasili Arkhipov isimli subay Amerikalıların, savaşmak gibi bir niyetleri olmadığını anlamıştı. Bu sebeple, nükleer bombaların fırlatılması emrine uymadı! Böylece Vasili Arkhipov ismindeki genç Sovyet subayı, bütün dünyayı nükleer bir felaketten kurtarmış oldu!
2. Stanislav Petrov
Vasili Arkhipov’dan neredeyse 20 yıl sonra başka bir Sovyet askeri de dünyayı nükleer bir felaketten kurtardı. Hem de yine verilen emirlere uymayarak!
Petrov, Sovyet Hava Savunma Kuvvetleri’ne bağlı olarak çalışıyordu. 26 Eylül 1983’te Sovyet hava savunma radarları ABD’den fırlatılan füzelerin Sovyetlere yaklaşmakta olduğuna dair bir uyarı verdi!
Radarların başında Stanislav Petrov bulunuyordu. Verilen talimata göre, karşı saldırı için gerekli prosedürleri başlatması gerekiyordu. Bu durumda, nükleer savaşın başlaması işten bile değildi… Ancak Petrov deneyimli bir askerdi. Uyarı sistemindeki füzelerin, başka bir “şey” olabileceği hakkında şüpheleri vardı. Kısa süre sonra, Petkov’un şüphelerinde ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı. Radar sistemindeki bir arıza, sistemin yanlış uyarılar vermesine sebep oluyordu. Böylece emirlere uymayan bir başka asker, bir kez daha milyonlarca insanın yaşamını kurtarmış oldu…
3. David Teich
22 Nisan 1951’de, Kore Savaşı sırasında Çin ve Amerikan orduları karşı karşıya geldi. Çin Ordusu’na bağlı 300.000 kişilik kuvvet Amerikan askeri kuvvetlerine ağır bir darbe indirdi. Bunun üzerine Amerikan kuvvetleri büyük bir hızla geri çekilmeye başladı. Bu esnada 8. bölüğe ait bir birlik, Çin kuvvetlerine yakın bir hatta mahsur kaldı ve yardım talep etti. Ancak mahsur kaldıkları yer, bir kurtarama operasyonu düzenlemek için oldukça riskli bir bölgeydi. Bu sebeple, yüksek rütbeli komutanlar birliği kaderine mahkûm ederek, geri çekilme işleminin sürmesini emrettiler.
Ancak Teğmen David Teich, arkadaşlarını geride bırakmak istemedi. Verilen emirleri hiçe saydı ve arkadaşlarını kurtarmak için oldukça tehlikeli bir operasyon düzenledi. Az sayıdaki askerin yanı sıra 4 adet tanktan oluşturduğu kurtarma birliğiyle, geride kalan arkadaşlarını zor da olsa kurtarmayı başardı…
4. Desmond Doss
Yüzbaşı Desmond Doss, bir vicdani retçi olduğu halde II. Dünya Savaşı sırasında Amerikan ordusuna katıldı. Ancak Dosmond, silah taşımayı ve “düşman askeri bile olsa” bir insanı öldürmeyi reddediyordu. Bu sebeple cephe gerisinde doktorluk yapmaya başladı…
Desmond Doss, Pasifik Okyanusu’nda Amerika ile Japonya arasında gerçekleşen muharebelerde onlarca yaralı askeri tedavi etti, pek çok askerin hayatını kurtardı. Bu sebeple kendisine Amerikan ordusundaki en yüksek madalya olan “Onur Madalyası” verildi. Böylece aktif olarak savaşa katılmayı reddeden bir asker, II. Dünya Savaşı sırasında bu madalya ile onurlandırılan ilk ve tek vicdani retçi oldu.
5. Thomas Derrick
II. Dünya Savaşı sırasında Avustralya ordusunda görev yapan Thomas Derrick, birliğindeki en cesur askerlerinden birisiydi.
1943 yılındaki Sattalberg Savaşı sırasında Avustralya ordusunun ilerleyişi Japon askerleri tarafından durduruldu. Derrick’in de içinde yer aldığı birliğin komutanı askerlerine geri çekilme emri verdi. Ancak Derrick emre itaat etmedi. “Bana 20 dakika verin,” diyerek arkadaşlarının yanından ayrıldı! Üstelik, bulunduğu bölge yoğun ateş altındaydı. Ancak bu cesur asker, tek başına zorlu bir yolculuğu göze almıştı…
Derrick, kısa süre içerisinde Japonlara ait 10 adet makineli tüfek bölgesini tek başına imha etti. Bu büyük başarısı sayesinde, savaşın seyri değişti. Böylece, emirlere uymayı reddeden “asi asker” Avustralya ordusundaki en önemli nişanlardan biri olan Victoria Haçı ile ödüllendirildi…
6. Deitrich von Choltitz
Nazi kuvvetlerince işgal edilen Paris, 6 Haziran 1944’te Müttefik Kuvvetler tarafından kuşatıldı. Böylece Paris’teki Nazi birlikleri şehirden ayrılmak üzere harekete geçtiler. Adolf Hitler, Paris’te bulunan Nazi kuvvetlerinin komutanı Deitrcih von Choltitz’e geri çekilirken Paris’i yerle bir etmesi için emir verdi. Eğer von Choltitz bu emre uysaydı, sadece Paris şehri değil, bütün insanlığın kültürel mirasına ait sayısız eser ortadan kaybolacaktı! Neyse ki Deitrich von Chole “Eyfel’i yıkan adam olarak tarihe geçmek istemedi.” Bu sebeple Hitler’in emrine itaat etmedi ve tarihe, “Paris’i kurtaran Nazi” olarak geçti…
7. Albert Speer
II. Dünya Savaşı’nın sonlarında Almanya Müttefik Devletler tarafından kuşatılınca Adolf Hitler, silahlanma bakanı Albert Speer’e akıl almaz bir emir verdi! Hitler, halk arasında “Neron Kararnamesi” olarak bilinen bir kararname yayınlayarak, Almanya’nın bütün sanayisinin ve altyapısının yok edilmesini istedi! Hitler’e göre, böyle bir durumda Almanya işgal edilmeyecekti! Albert Speer bu “çılgın” emri yerine getirmedi ve tarihin gördüğü “asi askerler” kervanına katılmış oldu…
8. Raoul Berube
I. Dünya Savaşı esnasında Batı Cephesinde Almanlar ile Fransızlar arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyordu. Bu çatışmalar sırasında Alman makineli tüfekleri Fransızların ağır kayıplar vermesine sebep oluyordu. Öte yandan Fransızlara ait topçulardan biri, Almanlar yerine yanlışlıkla kendi birliklerine ateş açtı! Zaten perişan vaziyetteki Fransız birlikleri, General Geraud Reveilhac tarafından verilen yeni bir taarruz emrine uymaya çok da istekli davranmadılar. Bunun üzerine oldukça öfkelenen Reveilhac, topçu birliklerinin başında bulunan Raoul Berube’ye Fransız askerlerini bombalamasını emretti! Berube, emre itaat etmedi ve onlarca Fransız askerinin hayatını kurtardı…
9. Roma lejyonları
M.S. 14 yılında Roma İmparatorluğu o zamana kadarki en büyük “emre itaatsizlikle” karşı karşıya kaldı…
İmparator Augustus’un ölümüyle beraber Ren Nehri yakınlarındaki Roma lejyonları çeşitli sebeplerden, büyük bir isyan başlattılar. Çok sayıda lejyonun dâhil olduğu isyan, Roma’nın geleceğini tehdit eden bir boyuta ulaştı. Bunu üzerine imparatorluğun önde gelen generallerinden biri olan Germanicus, isyanı bastırmakla görevlendirildi. Ancak Germanicus’un yüzlerce “asi askere” karşı savaşabilme imkânı yoktu. Bu sebeple isyancılara çeşitli vaatlerde bulundu ve zor da olsa isyanı sonlandırmayı başardı. Bu sayede Roma İmparatorluğu tarih sahnesinde var olmaya devam etti…
10. Sepoylar
Sepoylar, İngiliz sömürgesi altında bulunan Hindistan’daki sipahi birliklerine verilen isimdi. Bu birlikler, ağırlıklı olarak Müslümanlardan ve Hindulardan oluşuyordu. İngilizler, bu birliklere silahlarını yağlamaları için domuz ve inek yağlarından hazırlanan karışımlar veriyordu. Ancak Müslümanlar ve Hindular, dini gerekçelerle bu yağları kullanmayı reddettiler ve verilen emirlere uymadılar. Bu sebeple, 8 Mayıs 1857 yılında “asi askerler” askeri mahkeme tarafından suçlu bulundu. Bundan iki gün sonra, zamanla ülke geneline yayılacak olan “Hint İsyanı” başladı…
11. Dan Sickles
Amerikan İç Savaşı sırasında tugay komutanı olarak görev yapan Dan Sickles politik emelleri olan, hırslı bir askerdi. Savaşta göstereceği kahramanlıkların, kendisine siyasi olarak fayda sağlayacağına inanıyordu. Gettysburg Muharebesi sırasında, bir bölgeyi savunmak üzere emir aldığı halde, emre itaat etmedi. Birliğini düşman mevzilerine doğru sürdü. Sickles’ın bu kararı, birliğindeki askerlerin “yarısının” hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu sırada kendisi de ağır şekilde yaralandı ve muharebeyle beraber bir bacağını kaybetti. Kişisel çıkarları sebebiyle verilen emirlere uymayan “asi asker” neredeyse savaşın da kaybedilmesine sebep oluyordu…
Bonus: Mustafa Kemal Atatürk
Tarihin akışını değiştiren asker dendiğinde çoğumuzun aklına aynı isim geliyor: Mustafa Kemal Atatürk…
I. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılan Osmanlı Devleti, korkunç bir işgal altındaydı. Yetenekli bir Osmanlı subayı olan Mustafa Kemal, kurtuluş için çareler tasarladığı sırada 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirildi. Padişahın verdiği emre göre Mustafa Kemal, Samsun’a gidecek ve orada düşman işgaline karşı olası bir direnişi ortadan kaldıracaktı!
Ancak elbette, Mustafa Kemal İstanbul’dan aldığı emre itaat etmedi. Samsun’a çıktıktan sonra müfettişlik dâhil olmak üzere bütün askerlik görevlerinden istifa etti. Hemen ardından Milli Mücadele’yi başlatmak için işe koyuldu. Kurtuluş yolunda, büyük bir ulusa önderlik etti. Sonunda, bir kahramanın itaatsizliklerle dolu hikâyesi, özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağladı…
Kaynak: 1