“Kadınların Cinsel Hayatları Sosyalist Rejimde Neden Daha İyi” kitabının yazarı Kristen R. Ghodsee sosyalizmin ekonomik bağımsızlığı, daha iyi iş-yaşam dengesini ve kadınlar için daha iyi bir cinsel hayatı nasıl sağladığını açıklıyor.
University of Pennsylvania’da öğretim görevlisi olan Kristen R. Ghodsee Walmart’ın SSCB bayraklı, orak ve çekiç logolu ürünler satmaya başlamasına tepkisini “Walmart’ı dendiğinde, büyük Amerikan bayrağı çıkartmalarını düşünüyorum. Keşke karar verildiği zaman şirket merkezini gizlice dinleme imkânım olsaydı.” sözleriyle açıklıyor.
Ghodsee Beyaz Saray’ın Ekim 2018’de “Sosyalizmin Fırsat Maliyetleri” başlıklı “çok tuhaf” raporu yayınlamasına da çok şaşırdığını dile getiriyor. Rapora göre İskandinavya’da Ford Ranger XL’lerin ABD’den daha ucuza satılması nedeniyle sosyalizm ciddi bir tehlike olarak görülüyor. Ghodsee: “belli ki insanlar biraz tehdit altında hissediyor.”
ABD’de Sertleşen Sosyalizm Esintisi
Bu anlaşılabilir bir durum. Sadece bu yıl, Amerika Demokratik Sosyalistleri’nin (DSA) ara seçimlerde (sansasyonel isim Alexandra Ocasio-Cortez dahil) 40 adayı meclise soktu. Teen Vogue, kapitalizm ve Karl Marx hakkında içerikler yayınlamaya başladı ve son bir Gallup anketi, Amerikalıların 18-29 yaş arası gençlerin %51’inin sosyalizme olumlu baktığını gösterdi.
Bu dönem Ghodsee’nin kışkırtıcı ve hırslı yeni kitabı “Kadınların Cinsel Hayatları Sosyalist Rejimde Neden Daha İyi”nin yayınlanması için çok iyi bir zaman. Kitap kapitalizmin kadınlar için iş yerinde, evde ve yatak odasında kötü olduğunu savunuyor ve hepimizin hayatımıza biraz daha sosyalizm enjekte ederek hepsini daha iyi yapabileceklerini iddia ediyor. “Doğru bir şekilde yapılırsa,” diyor Ghodsee, “sosyalizm ekonomik bağımsızlığa, daha iyi çalışma koşullarına, daha iyi iş-aile dengesine ve evet, daha da iyi sekse yol açıyor” diye yazıyor.
Sorun Sizde Değil Sistemde
Ghodsee’ye göre sosyalizm, kadınlara Sheryl Sandberg tarzında mutlu ve doyurucu hayatlar sürmeleri daha fazla çalışmalarını ve kendilerine yüklenmelerini anlatan “güçlü kadın” kültürün panzehiri. “Bence birçok genç kadın yeterince çalışmadıkları duygusuyla felç oldu” diyor ve ekliyor “bu tersten bir kendi kendine yardım kitabı: Hayatınızı bozan politik ekonomi! Kendinizi suçlamayı bırakın.”
Doğu Almanya’daki kadınların %75’i son deneyimlerinin tatmin ettiğini ifade ederken Batı Almanya’daki kadınların oranı %46
Doğu Bloğu devlet sosyalizmi üzerine yirmi yıllık araştırma geçmişi bulunan, Rus ve Doğu Avrupa Çalışmaları’nı Penn’de öğreten bir Guggenheim Üyesi olan Ghodsee, kapitalizm ve sosyalizm altındaki kadınların cinsel yaşamlarını karşılaştıran bir kitap üretmek için tüm donanıma sahip. (Aslında Doğu Avrupa’daki Komünist kontrollü devletlerdeki pek çok kadın, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra serbest piyasa kapitalizmini de deneyimledi.)
Sonuçlar şaşırtıcı: Yeniden birleşme sonrası gerçekleştirilen bir araştırma Doğu Alman kadınlarının Batı Alman kadınlarından iki kat daha fazla orgazm olduklarını ortaya koyuyor. Bir başka araştırmada, Doğu Almanya’daki kadınların %75’i son deneyimlerinin tatmin ettiğini ifade ederken Batı Almanya’daki kadınların oranı %46.
Daha fazla cinsel tatmin ve daha yüksek orgazm oranı, genellikle Demir Perde’nin arkasındaki hayat hikâyeleriyle ilişkilendirilmeyen bir şey değildir. Batı’da Doğu Avrupa komünizmi imajı sefil ekmek hatları, tiranlık tasfiyeleri ve baskıcı eğitim kamplarının olduğu “Good Bye, Lenin!” tarzı klişelerdir. Ghodsee’nin işaret ettiği gerçek, özellikle kadınlar için çok daha karmaşık. Doğu Avrupa, Amerikan kadınlarının evle sınırlandığı bir zamanda, kadınları iş gücüne tam katılıma davet etti. Kadınlar bu dönemde ücretsiz sağlık hizmeti, cömert annelik izni, halk eğitimi ve konut desteğiyle teşvik edildi. Kamu kantinleri, kamu çamaşırları ve hatta kadınların dikişlerini bırakabilecekleri tamir tesisleri vardı.
Sosyalizmi Gulag’a İndirgemek Kapitalizmi Köleliğe İndirgemek Gibi
Ghodsee, “Bu firki romantikleştirmek veya idealleştirmek istemiyorum” diyor ve ekliyor “Yemek her zaman o kadar da iyi değildi ve belki de çamaşırlarınız şimdi olduğu kadar iyi temizlenmeyebilirdi ama bu fikir, ideal bir dünyada, teoride bazı emek gerektiren işleri kolektif olarak paylaşırsanız, ölçek ekonomisi uygulanırdı ve bu, çok daha verimli olurdu. Ve kadınları Lenin’in ev işlerinin ruh-kırıcı zararı olarak adlandırdığı şeyden özgürleştirirdi.”
Açıkçası işler mükemmel değildi. İş gücünde hâlâ ücret eşitsizlikleri ve cinsiyet ayrımcılığı vardı, kadınlar hâlâ anne olmaya teşvik ediliyordu ve Stalin diktatörlüğünün yükselişinde kadın haklarındaki bu gelişmelerin çoğunu geri aldı. Ghodsee “Benim Stalin’i savunmak gibi bir niyetim asla yok” diyor. “Söyleyeceğim şey, (sosyalist hareketlerin) coğrafyalarını ve tarih boyunca gözlemlenen çeşitliliğini Stalin ve gulaglara indirgeyemezsiniz. Bu haksızlıktır. Bu kapitalizmin tüm tarihini köleliğe ya da 30’lardaki Büyük Buhran’a indirgemeye benzer.”
Doğu Avrupalı Devlet Seksologları
Kadınlara belirli ölçüde ekonomik bağımsızlık vermek -ve temel ihtiyaçlarını karşılamak- onların cinsel yaşamları üzerinde bir etki yarattı. Sonuç, Batı’da 60’larda yaşanan cinsel devrimden çok uzak, bir tür cinsel özgürleşmeydi. Doğu Avrupa ülkelerindeki devlet destekli seksologlar bunun özgür aşkla ilgili olmadığını savunuyordu – bu, doruğa erişen ekonomik ve sosyal bağlamlarla ilgiliydi. Bazı Çek seksologları, erkeklerin ev işleri veya çocuk bakımında emek paylaşmadıkları durumlarda heteroseksüel ilişkilerde iyi bir cinsel hayatın mümkün olmadığını iddia ediyordu.
Ghodsee’ye göre kadınlar “kirayı ödemekle ilgili endişeleri varsa, üç iş yaptığınız için deli gibi yoruluyorsa harika bir cinsel hayata sahip olamayacaklarını anladılar.” “Yatak odasında rahatlamayacaksınız, açık ve cömert bir ortak olmayacaksınız.”
Şöyle ekliyor: “Kişisel olanın politik olduğu bu eski feminist düşüncenin karşısında aslında politik olanın kişisel olduğunu iddia etmek istiyorum, haksız mıyım? Ülkemizin ve dünyamızın daha büyük politik ekonomilerinde yaşanan şeyler yatak odasında ne olduğunu ve samimi ilişkilerimizde neler olduğunu etkiliyor.”
Ghodsee Kitabı Kızı ve Üniversite Öğrencileri İçin Yazdı
Kendisini “merkezci olmaktan çok demokratik bir sosyalist” olarak tanımlayan Ghodsee, akademik yayıncılıktan uzaklaşıp daha ticari yönelimli bir kitap yazma konusunda başlangıçta tereddüt ettiğini belirtiyor (bir kısmı etnografya olmak üzere altı kitap yayınladı). “Bu benim konfor alanım değil – kesinlikle değil!” Diye gülüyor. “Gerçekten memnun olduğum şeylerden biri, çok fazla son notlarım olmasına izin vermeleri.”
Ghodsee, “Kadınların Cinsel Hayatları Sosyalist Rejimde Neden Daha İyi” kitabını yazma nedenini kızı ve üniversite öğrencileri olarak açıklıyor. “Sorumluluğun doğru kelime olup olmadığını bilmiyorum ancak bir sonraki nesle bir şey verme yükümlülüğüm veya arzumun olduğunu hissettim” diyor ve ekliyor “Çünkü mücadele ediyorlar, mücadeleyi hissedebiliyorum ve endişeyi ve hayal kırıklığını görebiliyorum.”
Çözümün kadınların kaygısını, mutsuzluğunu ve düşük cinsel dürtülerini patolojik hale getirmemek olduğunu söylüyor ve ekliyor “Kitabın genç insanları –özellikle de genç kadınları- bunu düşünmeye teşvik etmesini ümit ediyorum. Sorun siz değilsiniz, çözüm de modunuzu yükseltip bir sex toy alabilmek ve iç çamaşırları satın almak değil. Çözüm bizi kadın olarak destekleyen bir toplum.”
Sosyalizmi Dinlediler, Vahşi Kapitalizmi Yaşadılar
Ghodsee her ne kadar “millenial”ların sosyalizme duyduğu ilginin artmasını şaşırtıcı bulsa da bunun mantıklı olduğunu düşünüyor. 2000’li yılların sonlarında Büyük Durgunluğun kurallara göre oynayan “iyi orta sınıf” ebeveynlerin tasarruflarını sildiğini gördüler. Daha da kötüsü, serbest düşüşlerini engeleyecek hiçbir sosyal güvenlikleri yoktu. “Burada birçok genç insan Doğu Avrupa’daki devlet sosyalizminin ya da dünyadaki komünizmin gerçekten kötü olduğu anlatısından sıkıldı. Bu anlatıları duydular, değil mi? Fakat kontrolsüz neoliberal kapitalizmin acımasızlığını birebir yaşadılar.”
Ghodsee, sosyalizmin sözünün, Meghan McCain gibi sağcıları çıldırtmak için yeterli olduğunu biliyor ancak Doğu Avrupa devlet sosyalizmine tam bir geri dönüşü getirmeyi savunmadığını vurgulamak istiyor. Ghodsee’ye göre Durgunluk ve post-Occupy Wall Street dönemleri, belirli sosyalist politikaların ve fikirlerin, kontrolsüz bir kapitalizmin yıkımlarına alternatif sunup sunamayacağını görmek için daha iyi bir zaman olmadığını gösteriyor. Amerika Demokratik Sosyalistleri üyeliği, bu yıl Temmuz ayında 11.000’den 47.000’e yükselirken ABD’de de ona destek olabilecek birçok insan var.
Ghodsee “Gençler sosyalist fikirlere geliyorlar ancak kafalarına kakılan Büyük İleri Atılım, gulaglar ve tasfiyeler” diyor. “Tam olarak, değerli bir şey söyleyebileceğimi düşünüyorum. Yani, ‘Hey, Doğu Avrupa’da, özellikle de kadınlar hakkında epeyce iyi bazı politikalar vardı.’ sistemin kendisi çok büyük kusurlara sahip ve kimsenin onu geri getirmek istememesi normal fakat hâlâ öğrenebileceğimiz şeyler var.”