Zaman zaman hepimizin yaşadığı ve buluşmaları bizim için bir kabusa dönüştüren sosyal anksiyete hayatımızı kontrol altına almak zorunda değil. Bizler bununla baş edebilecek kadar güçlü ve bilinçliyiz. Tek yapmanız gereken sizi o anlarda rahatlatacak birkaç ipucu bulmak. Bunların yardımıyla anksiyetenizi kontrol altına alabilir ve rahat bir nefes alabilirsiniz. Gelsin partiler, gelsin buluşmalar!
1.Bırakın bir arkadaşınız size eşlik etsin
Güvenilir bir arkadaşınıza katılacağınız etkinlikte size eşlik edip edemeyeceğini sorabilirsiniz. Böylelikle arkadaşınız, anksiyetenizi kontrol altına almanız için size yardımcı olabilir. Hatta etkinliğe gitmeden strese girip planınızı iptal etmek isterseniz, sizi evde kalmamak konusunda ikna edecek bir güç olacaktır. Tek yapmanız gereken katılacağınız etkinliğe birini davet etmenizin sorun olup olmayacağını öğrenmek.
2. Bir b planı oluşturun
Anksiyeteniz size ne derse desin, ne zaman isterseniz o zaman gidebilirsiniz. Örneğin bir iş yemeğine katılıyorsanız oraya gitmeden önce kendinize bir söz verin: “Eğer bulunduğum yerden keyif almıyorsam 45 dakika sonra gideceğim”. Bu tarz bir plan sizi rahatlatacaktır. Ve unutmayın, işler gerçekten kötüleşirse ne zaman isterseniz o zaman çıkabilirsiniz.
Ne zaman bir anksiyete krizi yaşarsanız ve kendinizi kontrol edemezseniz o zaman anksiyeteye daha fazla söz hakkı vermiş olursunuz. Bu yüzden direkt kaçmak yerine bir b planına sahip olmanız sizin için daha iyi olacaktır.
3. Unutmayın: Kimse sizin aslında nasıl hissettiğinizi bilmiyor
Sosyal anksiyetenin başka bir oyunuysa etrafımızdaki insanların bizim ne hissettiğimizi, ne kadar panik olduğumuzu anladıklarını sanmamız. Aslında çevrenizdeki insanlar sizin aslında ne hissettiğinizi bilemez ve anlayamaz. Yani ne kadar kötü bir halde olursanız olun dışarıya her şey yolundaymış izlenimi verebilirsiniz.
4. Tuhaf sessizlikler, garip anlar ve rahatsız edici duygular
Bir etkinlikte veya bir buluşmada her şey mükemmel gitmeliymiş hissine kapılıyor olabilirsiniz. Aslında bu çok yanlış ve gerçek dışı bir düşünce. En nihayetinde bir insan olduğunuzu unutmayın. Sosyal anksiyeteniz bu tarz gerçek dışı beklentileri karşılayamadığınızda oldukça şiddetlenecektir. Her an ilgi çekici olmak, karizmatik olmak ve her sessizlik anında konuşmak zorunda değilsiniz. İş yemekleri, ilk buluşmalar, randevular… Bu tarz etkinlikler genellikle rahatsız edici olur, bu çok normaldir. İşler tuhaflaştığında gerilmeyin ve panik olmayın. Belki de sessiz bir anda sizin de sessiz kalmanız ve stres olmamanız aslında rahat hissetmenize sebep olan duvarları yıkmış olduğunuzun bir göstergesidir.
5. Olabilecek en kötü senaryo nedir?
Anksiyeteniz neler olacağını tahmin edemediğiniz anlarda kontrolü iyice eline alır ve sizi paniğe sürükler. Aslında doğru olan şey kendinize “En kötü ne olabilir?” diye sormaktır. Bu anksiyetenizi kontrol altına almanızı sağlar. Gerçekten en kötü ne olabilir? Belki beraber bir şeyler içmeyi teklif ettiğiniz kişi tarafından reddedilirsiniz, belki patronunuzun karşısında utanç verici bir olay yaşarsınız belki de yaptığınız bir şakaya kimse gülmez.
İşte bu noktada böyle bir olay karşısında ne yapardınız bunu düşünmelisiniz. Elbette bu tarz bir şey yaşamak rahatsız edici olacaktır. Belki kendinizi birkaç dakika, birkaç saat ya da birkaç gün kötü hissedeceksiniz. Ama emin olun bu dünyanın sonu değil. Bu tarz anlar her zaman insan yaşamının bir parçası olmuştur. Kötü bir şey olursa bir arkadaşınızı veya psikoloğunuzu arayabilirsiniz. İşin sonunda bu anlar sadece gülüp geçtiğiniz komik anılar olarak kalacak.
6. Unutmayın, kötü hisler geçicidir
Eğer bir etkinlikte gerçekten korkunç zaman geçiriyor olsanız bile hissettikleriniz ve düşünceleriniz geçici. Sonsuza dek bu şekilde hissetmeyeceksiniz.
7. Anksiyetenize farklı bir açıdan yaklaşın
Kafamızda ek problemler yaratarak anksiyetemizi kötüleştirmeye meyilli varlıklarız. Kendinize her zaman sosyal anksiyeteye sahip olmanın yanlış bir şey olmadığını hatırlatın. Bundan utanmanıza gerek yok. Hatta sosyal anksiyeteye sahip olmamızın sebebi diğer insanların görüşlerini fazla önemsememiz ve bir yere ait hissetmek istiyor oluşumuz. Kısacası sevinin, bir sosyopat değilsiniz!
8. Yalnız değilsiniz!
Birçok insan konu sosyal etkinlikler, randevular olduğunda gergin hisseder. Ya da, mutlaka bir kez de olsa bu duyguları hissetmiştir. Merak etmeyin yalnız değilsiniz. Dışarıdan gördükleriniz çok nadiren insanların gerçek hislerini yansıtır. Size soğuk ve sessiz gelen bir insan aslında sosyal anksiyeteye sahip biri olabilir.
9. Birkaç minik sorudan zarar gelmez
Tuhaf sessizlikleri bozmak ve konuşmayı yeniden başlatmak için birkaç soru sorabilirsiniz. Örneğin en klasikleri: “Bunun hakkında ne düşünüyorsun?”, “Kıyafetine bayıldım! Nereden aldın?”… Anksiyetenin bize söylediği en büyük yalanlardan biri de ilgi çekici bir insan olmak zorundaymışız hissi. İlgi çekici olmayı boşverin, başkalarıyla ilgilenin!
Kısacası önemli olan anksiyeteden nasıl kurtulacağınız değil, onu nasıl kontrol altına alacağınızdır. Sizi rahatsız eden durumlardan başarıyla sıyrıldığınızda bir bakmışsınız anksiyeteniz sizin üzerinizdeki hakimiyetini kaybetmiş.