Yüzyıllar boyunca hüküm süren skolastik düşüncenin dönemi sona ermiş olsa da, günümüzde hala örnekleri ile karşılaşabiliyoruz. Pek çok kişi skolastik düşünce nedir sorusu ile okul zamanlarında karşılaşmıştır. 800’lü yıllardan 1500’lü yıllara kadar skolastik düşünce ile karşılaşmak mümkündür. Peki skolastik düşünce nedir, skolastik düşüncenin özellikleri nelerdir ve skolastik düşünce ne zaman sona erdi?
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “‘Işık Doğu’dan Yükselir’ Dedirten 13 Müslüman Düşünür ve En Büyük Eserleri”
Skolastik düşünce nedir, özellikleri nelerdir?
Skolastik felsefe, Latince kökenli schola (okul) kelimesinden türetilen scholasticus teriminden gelmektedir ve kelime anlamı olarak okul felsefesidir. Kelimenin anlamı çok önemlidir, çünkü skolastik düşünce, Orta Çağ’da doğrunun zaten var olduğuna ve bu felsefenin sadece okullarda okutularak öğretilmesine inanılmasıdır. Skolastik düşünce, teoloji temelli bir felsefi akımdır. Yani doğrunun göklerden geldiğine ve bu doğruların felsefe ile anlaşılması gerektiğine inanılır. Skolastik felsefe, yeni bir düşünce yaratmaktan yoksundur ve şüpheci veya sorgulayıcı değildir. Ayrıca ilahi bilgiye şüpheyle yaklaşan herkese karşıdır.
Skolastik düşüncede dini kabuller ön planda tutularak yaşamı açıklama çabası vardır. Aklın dünyada olup bitenleri açıklama konusunda yetersiz kalacağı belirtilmiştir. Böylece, inançlı bir şekilde yaşayarak dünyanın daha iyi açıklanacağı fikri vurgulanmıştır. Skolastik felsefede bireyden çok toplum yapısı ön planda tutulmuştur. Neredeyse her alanda dini unsurlar belirleyici olmuştur. Bu alanlar ise egemenlik, hukuk, ekonomi ve yönetim alanlarıdır.
Yeni düşüncelere ve bilime izin vermeyen skolastik düşünce sisteminde çoğunlukla din adamlarının söyledikleri şeyler kabul edilmekteydi. Bu felsefenin hüküm sürdüğü dönemde sanata, sanatçılara ve toplumun önde gelen kişilerine baskı vardı. Skolastik düşünce, dinin tek egemen güç olduğu Orta Çağ’da akılcı bilime ve özgür düşünceye tamamen kapalıydı. Toplum, din adamlarının baskısı altında yaşıyordu. Din adamları, insanların aydınlanmasının kiliseye olan güvenlerini azaltacağını bildikleri için insanların okuyup aydınlanmasını istemiyorlardı. Kısaca, skolastik düşüncenin hüküm sürdüğü dönemde bütün güç din adamlarındaydı.
Skolastik düşünce nedir ve özellikleri nelerdir öğrendiğimize göre bu felsefi akımın ne zaman ortaya çıktığına bakalım.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Büyük Hümanist Desiderius Erasmus ve Deliliğe Övgü Kitabından Deliliği Anlatan 11 Alıntı”
Skolastik düşünce ne zaman ortaya çıktı?
Skolastik düşüncenin temelleri, 2. ve 8. yüzyıllar arasında ilk dönem Hristiyanları tarafından oluşturulan Patristik felsefe ile atılmıştır. Fakat, Hristiyan inancının felsefi anlamda temellendirilip sistematize edilmesi ve bu felsefi akıma skolastik düşünce adı verilmesi 9. yüzyılda gerçekleşmiştir.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Robert Burton’un “Melankolinin Anatomisi” Kitabından Latince 12 Alıntı”
Skolastik düşünce ne zaman sona erdi?
Skolastik düşüncenin Avrupa’da hüküm sürdüğü Orta Çağ’da sosyal adaletsizlik vardı ve insanlar açlıktan kıvranıyordu. Din adamları ise halka din ile alakası olmayan şeyleri söyleyip onları kandırıyor ve her şeyi bir şekilde dine bağlıyorlardı. Fransa’daki rönesans ve reform hareketleri insanların gözünü açmasını sağladı. Matbaa icat edildikten sonra ise din kitapları her dile çevrilmeye başlandı ve artık din kitapları halk tarafından da anlaşılır oldu. Böylece insanlar, din adamlarının sorgulamalarını yasakladıkları şeyleri sorgulamaya başladılar ve din adamları tarafından kandırıldıklarını fark ettiler. Artık bilinçli olan insanlar, akıllarını kullanarak skolastik düşünceyi tamamen ortadan kaldırdılar.
Kaynak: 1